Apartman önündeki çardakta çay keyfi :)
çocukken akşama kadar dışarıda top oynamak, maç aralarında en yakın eve gidip su içmek ve hatta yemek yiyebilmek.
edit: bir de o kültür benim çocukluğumda kaldığı için çocukluğumu ve çocukluğumdaki sorumsuzluğu özlüyorum.
iflah olmaz bir romantiğim...
cok tatli bir mahallede buyudum. sabah okula yururken esnafla birbirimize "gunaydin!" derdik. esnaf babama "e* bu ara hep basi onde geciyor, sanki cani sikkin" derdi.
bir de, kimin odevi olsa, kitaba ihtiyaci olsa bize gelirdi.
simdi karsi komsum, ptt yeni kimligini bana verdi diye "sana nasil verdiler?" diyor. taniyorlar beni sikkafa... seni ptt'ye gitmekten kurtardim, tesekkur bile etmiyorsun...
kibar esnaf.
Her evde kim var bilirdik, top oynar komşu teyze den su içerdik. Ermeni teyze kurabiye verirdi başka komşu reçelli ekmek. Herkes herkesi tanır bilir sayardı.
amcamların köy evinin önünde yanan sokak lambasının altında amca oğlu ve hala oğluyla top oynamak... çok huzur veren bir görüntü o benim için.
ilkokuldayken sokaktaki kadınların evlerinin önünü süpürmesi, kemal sunal'ın filmindeki gibi. herkes evinin önünü sular, süpürürdü.
Annelerimiz gece kapıda çay çekirdek yaparken bizde saklambaç oynardık Biri halı yıkadığında sabahın köründe ekmek arası bişeyler yapar izlemeye giderdik. Kamyon kasasına doluşup pikniğe veya suya giderdik. Sabahları okul servisini bakkalın içinde beklerdik tezgahın arkasındaki tüplü sobada ısınırdık müşterilerle ilgilenmek çok hoşumuza giderdi. Çarşıya indiğimizde yolda gördüğümüz komşuların poşetlerine yardım ederdik. Elektrikler kesilince kombimiz çalışmıyor diye evi sobalı olan komşumuz kızını bize yollayıp cocukları almadan gelme üşümesinler burda uyusunlar demişti sobalı odada yer yatağında uyumustuk. Kardeşim sünnet olduğu zaman tepsi tepsi baklava börek açmışlardı evi temizleyıp süslemişlerdi komşularımız. Güzel günlerdi şimdi alt komşumuzdan bihaberiz.
bir dönem sitede dahili hat vardı. dışarı çıkacağımız zaman ordan haberleşiyoduk, güzeldi. bi de mahalledeki birçok kişiyi tanımak hoş bir his, burası fazla kozmopolit; istanbul yani.
geceye doğru sokakta kalanlarımıza öcülü böcülü masallar anlatan bi abla vardı, o iyidi ya. abla dediğim işte, ben ilkokul 4'teyken o orta 2-3'te falandı gibi.
bilye ortaklıkları da güzeldi, yüzük kardeşliği gibiydi nerdeyse o denli önemli.
kızlarla seksek oynarken eteği açılır mı diye heycanlanıyoduk o da güzeldi. sonra "kanka sen ne gördün anlat hadi şimdi sen anlat" diye mal mal bunu konuşuyoduk bi de.
Çocuk grupları ile oyun oynamak dışında özlediğim hiç bir şey yok. Mahalle kültürü dediğin safi dedikodu, hasetlik, kıskançlık, etc.
Şu an 300 küsür dairenin olduğu bir sitedeyim, kafam acayip rahat. O ne yapmış bu kimle kavga etmiş çok şükür duymuyorum. Türk halkına fazla.