Şu 2 sorunun cevabını hiçbir zaman bilemeyecek olmak kafayı yediriyor
1) Tanrı yoksa evren neden (niçin) oluştu (nasıl oluştuğunu sormuyorum, why?)
2) Tanrı varsa Tanrı nasıl oluştu, ondan öncesi neydi? Tanrıyı yaratan Yandı olsa dahi hepsinin kökenine indiğimizde ilk Tanrı nasıl oluştu?
Bu sorulara basmalıp cevaplar illa ki verilmiştir ancak benim aradığım hakikat. Öncesi düşünülemez ya da nedeni yok patladı gitti işte gibi cevaplar tatmin etmiyor.
Şu soruyu da merak ediyorum ama belki günün birinde bunun Cevabı netlik kazanır
3) Yaşam denen şey neden oluştu? Neden? Yaşama içgüdüsü niye var? Evrim denen zamansal değişim niye var? Neden üremek var? En temel nedeni?
4) Öldükten sonra hiçliğe gideceğimiz kesin mi?
abi önce araştır kendince bir karar ver, tanrının varlığına inanıyor musun yoksa inanmıyor musun? böylece soruların azalacak, kafan rahata erecek ve sorularının felsefik yanı tamamen boyut değiştirecek. neden mi? çünkü kendiliğinden oluşan bir evrende amaç veya nedeni düşünsel olarak değil, fizik biliminde arayacaksın. yok eğer tanrı yarattı diyorsan yaratma nedeni çok basit.
1-bu soruya takman beni şaşırttı. tanrı yoksa evren kimyasal bir tepkime. bunun nedeni olamaz. öyledir de o yüzden. buna 'belirme' denir. ve evrenden önce zaman olmadığından süreklilik olmasına da gerek yok. yani oluştu ve bitti saygısızca
2- bence yok ama varsa bu onun tasarrufunda, yani sanane? tanrı varsa da zaman olmadığından onun öncesi yok çünkü zaman yok, kapiş?
3- işte en hakikatli soru bu, yaşam neden oluştu? evrim biyolojik bir konu açıklanıyor da ama cansızın yaşama evrilmesi merak uyandırıcı. haklısın.
4- yani dostum sen kopya istiyorsun. bilsem 1 milyar dolar+ holoskoya NASA'ya satarım niye sana söyliim.
Çok düşünme delirirsin bunun gibi ne kadar düşünürsen düşün cevabını bulamayacağın sorular için deniyor. Düşünme böylece kafayı yemezsin. Hakikatti bir tek ölünce öğrenebilirsin, onda da büyük olasılıkla öldüğün için hiçbir şey anlayamayacaksın.
Bunlarin zaten'cevabı belli değil. Boşuna kafayı yeme. İnanç meselesi yani iman etmek de inkar etmekk de.
1) Kaos.. Kaos mükemmeli doğurur ki dini içeriklerde anlatıldığı gibi bir düzen söz konusu değildir kozmosda. Kimyasal ve fiziksel etkileşimlerin oluşturduğu kaos sistemine kozmos yani daraltılmış haliyle evren diyoruz.
2) Tanrıyı manevi ihtiyaçları ve fakirler zenginleri öldürmesin, savaşa gönderecek adam ihtiyacından dolayı insan yarattı.
3) Yine kaos. Kimyasal etkileşim. Yıldız patlaması ile uzaya dağılan ve sonra sıkışarak/etkileşime girerek kimyasalların oluşturduğu kaotik düzen içerisinde var olan her şey gibi canlılar da (yani yaşam) bu kimyasal etkileşim içerisinde vücut buldu. Zaman içerisinde değişen atmosferik, kimyasal vs. şartlar altında canlılar organizmatik boyuttan makro ölçeğe evrildi (evriliyor). Ve buna bağlı olarak da doğaya/kozmosa uyumlu hale geliyor. Böylece bir kaos yani sistem oluşuyor. Oluşan sistemin devamlılığı (en azından bundan önceki 5 toplu yok oluş gibi bir olay olana kadar) esasına göre de sistemin devamlılığı ve canlılar arası etkileşimin devanlılığı için üreme hadisesi var.
4) Kesin
tüm sorularının ayrıntılı cevapları için bkz. unutulmazfilmler.co
sorduğunuz 4 sorunun da cevabı yok. Felsefe de bu yüzden var zaten. Varlığı ve gerçeği merak ediyoruz. İnsanı ve evreni açıklamaya ihtiyaç duyuyoruz ancak Felsefe varlığı bütün olarak kabul eder çalışmaları buna göre yapar.
Valla aynı şeyleri ben de düşünüp duruyorum bulabildiğim tek yanıt labirente sokulmuş fareler gibi olduğumuz. Ama inanıyorum ki yapay zekalarla ilerde bu soruların cevaplarına yaklaşıcaz.
Sorun belki de sorabileceğimiz soruların kısıtlı olmasında. Yani sen neden diye sormuşsun ya belki de başka bir soru şekli vardır ve biz daha bulamadık onu.
fayfa,
Yanıtların sorulara cevap vermiyor. Evren niye oluştu, kaos. Yaşam niye oluştu, kaos. Kaos niye var? Niye bir şey var da hiçbir şey yok? Ki kaos yanıtın da nedene değil nasıla cevap veriyor.
"Kimyasal ve fiziksel etkileşimlerin oluşturduğu kaos sistemine kozmos"
Bu etkileşimler niye oluyor? Bu etkileşimler için gerekli enerji, madde her ne haltsa nereden geldi? Büyük patlama mı? Patlayan şeyler nereden geldi? Cevap yok.
1-) Çok anlamsız bir soru. Canını sıkmasın bu. Eğer tanrı varsa, yani evren yaratıldıysa bir amacı vardır. Çünkü bir bilinç ile var olmuştur. Tanrı yoksa yani bilinçli bir kararla Evren oluşmadıysa "neden?" sorusunun bir anlamı kalmıyor. "Nasıl değil, neden (ne amaçla) rüzgar esiyor?" sorusu gibi düşün.
2-) Bu güzel bir soru. Bunun üzerinde güzel felsefe yapılır. Kalsın bu.
3-) "Neden?" sorusu burada da yine bilinçli bir varlık tarafından, bir karar üzerine yaşamın var olması fikri üzerine sorubilecek bir soru. O zaman da tanrının kendine tapılması ihtiyacı, kendi yarattığı (kuran'a göre kaderlerini çizdiği ve geleceğini bildiği) canlıları teste tutma iluzyonu gibi şeyler hem cevap Hem de bir sonraki tartışmanın konusu oluyor.
Bu basamaktaki diğer soruların cevabı tamamen yaşama ve türün devamlılığını sağlama içgüdüsü ile ilişkili şeyler. Yani cevapları, zaten sorduğun " yaşama içgüdüsü niye var?" sorusunda gizli. O sorunun da cevabı, aslında biraz eylemsizlikte saklı. Var olan durumu koruma isteği. Daha sonra bilinç oluşunca bu sefer varlığını koruma devreye giriyor. Buna ek olarak ölüm ve sonrası ile ilgili acı ve bilinmezlik korkusu devreye giriyor. Korkunun temeli ya da kolonlarından biri bilinmezlik. Belki de ölümden sonrası konusunda kesin bir bilgi olsaydı, hayatta kalma dürtüsü bu kadar güçlü olmayacaktı.
4-) Öldükten sonra ne olacağına dair "kesin" bilgi tamamen soruyu kime sorduğuna bağlı. İbrahini din inancı olan birine göre cennet-cehennem, olmayan birine göre farklı, başka dini inancı olanlara göre başka ahiretler ya da yaşam halkaları... Ölümden geri dönen olmadıkça (kalbi durup, kısa süre içerisinde geri gelenler gibi değil) bunu bilemeyeceğiz sanırım.
Belirsizlik tehlikelidir. Evrimin sonucu bu. Evren ve canlılık nasıl olduyu bilim sayesinde buluyoruz. Niye olduyu bulmamızı sağlayan bir şey hala çıkmadı. Bu yüzden herkes kendince bir şeye inanıyor. Çünkü belirsizlik tehlikelidir. Ve biz sormaktan vazgeçemiyoruz diye cevaplar var olmak zorunda değil.
@i was made for you
Hepimiz birbirimize biyolojik olarak, Dünya'ya kimyasal olarak, evrene atomik olarak bağlıyız. Evrenin içerisindeyiz, evren de bizim içimizde. Hepimiz yıldız tozuyuz derken bunu anlatmaya çalışıyor bilim insanları. Ve bugünki teknoloji ile siyah giyen adam'ın sorularına büyük ölçüde cevap verebiliyoruz. Bilimin güzel tarafı ona inansanız da inanmasanız da gerçek olmasıdır. Nedenlerini öğrenmen(iz) için ilgili belgesel dizisinin link.ini paylaştım. Dogmalarla yetişen toplumların konforunu bozuyor olsa da gerçekler gerçektir ve bilim, kendimizi ve birbirimizi kandırmamamız için bir yoldur. Ve en hakiki mürşiddir; takip ediniz! ;)
onedio.com
Sen yine de ne olur ne olmaz Allaha inan:)
benim de çok merak ettiğim şeyleri dillendirmişsin. kafamdakileri yazacağım.
1- oluşmadı, hep vardı. başlatıcı bir güç yok yani. her şeyin başı diye de bir şey yok. x miktar enerji evrende hep var. artıp azalmıyor, dönüşüyor. her şeyin bir başlangıcının olmasını ve aksakallı bir dedenin sorularımıza cevap vermesini ben de isterdim ama öyle değil bence.
2-tanrı yok, başka bir şey de yok. sadece fizik kuralları var. (bizim fizik kuralı dediğimiz ama aslen gerçeklik olan şey)
3- burada ilk taşı atan suçlu. bütün ibnelik alglerden çıkıyor sanırım. sonra milyonlarca yılda değişe değişe gidiyor. ilk protein kimse onu bulmak lazım.
4-kesin ama öyle değil. gidiş veya geliş yok, hiçlik de yok. bunlar bizim uydurduğumuz kelimeler. küçük bir canlının sonu oluyor. karıncadan milyon kat büyük olman seni büyük yapmıyor. karınca için ölüm neyse senin için de o.
dan brown'ın origin kitabını oku. aynı soruları soran güzel bir hikayesi var, seversin.
cevaplarına gelince, bu iki sorunun cevabı baktığın açıdan yok. bakış açını değiştirmen lazım, bir şeye bir başlangıç ve son aramadan ve ilk temeline inme kaygısı gütmeden bakmalısın bence. sonsuzluk ve tanrı kavramları bir noktadan sonra insan aklıyla kavranacak şeyler değil.