biraz ağlayasım geldi. yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmeyen insanlarla yabancı olmuşuz resmen. çok kötü oldum, böyle sanki yaşadığımız her şey yalanmış, sanalmış gibi hissettim. akşam melankolisinin de etkisi vardır elbette ama.
fikirsel olarak, bulunduğumuz yerler, illerimiz vs. olarak artık tamamen ayrıldık onlarla. hiçbir bağımız kalmadı ama çok özlemişim hepsini onu farkettim. bunları yazarken gözlerim dolu dolu hatta. ne güzel günlerimiz geçmişti, şimdi hepimiz hiç tanışmamış kardeş gibi büyümemişiz gibi bambaşka hayatlardayız.
çok moralim bozuldu amk, dertleşmek için yazdım.
akan hayatı, zamanı, ölümü vs. durduramıyoruz. iyi ki baktıklarım arasından vefat eden yoktu yoksa gece gece ağlama krizine girerdim herhalde.
Evet.
şuan görüşmediğim hiçbir arkadaşımla fazla yakın değildim. kişileri değil de o zamanları özlüyorum.
ölüyoruz ya gerçekten ölüyoruz ve ölüyor olduğumuza inanamıyorum. yok olacağımıza vs. inanamıyorum. birkaç ayda bir bu düşünce aklıma zehir gibi girdiğinde ölecek gibi oluyorum.
nö
Kimseyi özlemiyorum açıkçası.
Çünkü yıllarca arkadaşlarımla ve akrabalarımla bir şeylerin bitmemesi için çok uğraştım ama olmadı. Nötr hissediyorum bu kişilere karşı o yüzden hüzün ya da mutluluk, özlem vb. hissettirmiyor.
yalnızken gece yapılan stalking eylemi sonucu yaşanan fazla drama hastalığına tutulmuşsun.
nedeni bu.
Ha insan özlüyor bazen ama ağlama krizine girmen falan fazla. Gün içinde aklına gelmemiştir muhtemelen..
Genellikle en yakın arkadaşlarımı hatta ailemi bile çok özlemem
hiç
Yok özlemiyorum, o günleri özlüyorum o ayrı da o kişileri pek değil. Çünkü ben bu ilişkileri iyi durumda tutmak için elimden geleni yaptım ve görüşmek istemediler, vefasız çıktılar vs. Lisede en yakın arkadaşım olan arkadaş düğününe 2 hafta kala çağırdı beni, yurtdışında yaşıyorum ve o da bunu biliyor. Çağırmasa daha iyiydi.
Özlemememin asıl nedeni kişilikleri ama, lisede yakın olup şu an görüşmediğim tüm adamlar/kadınlar hemen hemen herkesle iletişimi kestiler zamanla. Yani hakikaten karakterlerinde böyle bir şey var.
Şu an görüşmediğim kimseyi özlemiyorum.
Özlüyorum. Gün içinde yanıp tutuşmuyorum ama aklıma geldikçe özlüyorum. Çoğumuz çok farklı yerlerde, dünyanın bir taraflarındayız. Yılda bir online görüşüyoruz bazılarıyla, bazılarıyla nadir nadir mesajlaşıyoruz. Gerçi yakın olduğumuzda da, bazıları artık çokuklu çocuklu ve dışarı çıkamıyor pek, bazısı yoğun olurdu ve çok sık görüşemezdik. O zaman da özlerdim. Çok özlüyorum. Şimdi olsalar çok fena sarılırım hepsine. Bazen buluştuğumuz ilk anda gözlerimizin dolduğu, ağladığımız da olur birkaç dakika. İyi ki sosyal medya var da birbirimizden ve hayatlarımızdan haberdar oluyoruz. Facebook hesabımı kapatmamamın tek sebebi.
"Birinden kopup gittiysem, onu zaten pek sevmiyorumdur" insanı değilim. Kendime zor yetiştiğim bir hayatım var; başkasıyla kopmam sevgisizlikten ya da özlememekten değil; genelde ya onun ya da benim hayat telaşımızdandır. Daha dün biri ile konuştuk ve dertleştik. Sanki 9 yıldır görüşmeyen biz değilmişiz gibi kaldığımız yerden devam ettik. İkimiz de değişmişiz ama bir o kadar da birbirimiz için aynı kalmışız. Kalbimde yerleri ayrıdır.
E madem ara...
Bir araya gelirsen o kadar da özlemediğini fark edebilirsin. İnsanlar ayrı kaldıkça kafa yapısı da farklılaşıyor.
O yüzden bu maziye olan özlemin kaynağını bulup halletsen iyi olur.
Gelecekten umudun mu yok ki geçmişi özlüyorsun?
O zaman neden umudun yok?
gibi gibi...
Bu geçmişte ya da gelecekte yaşama arzusu önemli bir sorun. Şu anki yaşam kaliteni düşürüyor farkındaysan. Oysa hepimiz fiziksel olarak şu anda yaşıyoruz. Psikolojimizi de şu ana senkronlamalıyız.