Edit:
Edit2:Kafa karistirdigi icin editi sildim. Kisacasi soru "boyle bir sey var mi?" degil, neden var? Var mi yok mu kismi ayri bir tartisma konusu zaten.
Cinsiyet kavrami oldukca cinsiyetcilik de var olacak, bunun onune gecmek icin bence.
Aslında cinsiyet (sex) değil, cinsiyet (gender) kaldırılmaya çalışılıyor.
Cok ciddi dertleri olmadigindan oldugunu dusunuyorum. Ozgurluk hak kukuk gak gukuk bir durum olduguna da inanmiyorum.
Aslında kaldırılmak istenen cinsiyet değil de cinsiyetlere atfedilmiş klişe kalıplar. Her erkek/kadın aynı özelliklere sahip olmak zorunda değildir denmek isteniyor bence. Her şeyin bokunu çıkarmaya meraklı feminist ve lgbt tayfa bu söylemler üzerinden prim yapmaya çalışırken verilen mesajın dışına çıkıp abartı söylemlerde bulunuyor. Bu da cinsiyetsizlik ya da "ikiden fazla cinsiyet vardır" gibi saçma sapan, bilime aykırı, hayali kavramlar yaratılmasına sebep oluyor.
cinsiyet ortadan kaldirilmaya calisilmiyor, gender ortadan kaldirilmaya calisiliyor +1
farkli cinsiyetler yok diyen duymadim hic. en basit ornekle aciklamak gerekirse, ev isi hem kadinin hem erkegin ortak yasamdan dogan ortak gorevidir diyenler kadin ve erkek olarak iki farkli cinsiyet olmadigini iddia etmiyorlar, bunun kadinin, sadece taraflardan biri kadin (ya da erkek) oldugu icin onun gorevi olmadigini soyluyorlar.
sorun 'sadece' esit davranmak da degil, baktiginda kadin ve erkegin esit haklari haiz oldugu ama cinsiyetciligin var oldugu ve esitsizlik yarattigi, kadin ve erkegin yasamini derinden etkiledigi yiginla ulke var.
Sex değil gender +1 bunlar farklı kavramlar
@depik
Durum cinsiyetlere has klise kaliplardan cok daha oteye, direkt cinsiyetin varligina dogru gitmeye basladi. Beynin cinsiyeti olmadigina isaret calismalar yayinlanmaya basladi ornegin.Bu zamana kadar ypailan beyin taramalari hice sayilmaya baslandi. Dolayisiyla neoscience denen sey de. "Neurosexist" diye bir kavram icat edildi mesela. Gercek bilim cinsiyetci oldu. Ornekler cok fazla, yazmakla bitmez buraya.
Dostum bununla ilgili kitaplar yaziliyor. Ben de birkac tanesini okudugumdan hakli olduklarini dusunuyorum. Zaten cinsiyetciligin yuksek oldugu ulkeler tecavuzun en yuksek oldugu ulkeler. Sunlari okumakla baslayabilirsin:
Caliban ve Cadi
Cinsiyet Belasi
Straight Dusunce
Bu hareketin toplumsal cinsiyetten kavramindan oteye gitmeye basladigini dusunuyorum aslinda. Soruyu sormamin nedeni de bu.
Toplumsal cinsiyet meselesinden yola cikilip artik cinsiyete has biyolojik ozellikler de yalanlanmaya baslandi. Bunun sebebini merak ediyorum.
Stavro bi örnek haber link falan versen de daha iyi anlasak, biyolojik cinsiyet kısmına nasıl geçiş yapıldığını, daha doğru cevaplar verebiliriz
sex vs. gender.. aynı değil diyen herkes +1
traveller +1000
Editle birlikte soru benim için daha da anlayamadığım bi hal aldı :)
Kafaları çok karışık, bir yerlere çıkmaya, cinsiyete dair olan paradigmayı değiştirmeye çalışıyorlar AMA bunun ne kadarı kendi seyrinde ilerleyen bilimsel araştırma ne kadarı birtakım filantropist (?) organizasyonların (?) talimatlarıyla üretilen sözde bilim artık birbirine karışmış durumda. İnsanların kafası karışık.
En nihayetinde olanca sorunları içerisinde en büyük odak noktalarının bu olması; bana sorarsanız çöken bir uygarlığın sinyalini veriyor. Daha da ilginci demografik olarak ciddi bir dönüşümden geçiyor olmaları. Malumunuz nüfusları pek yaşlı, mevcut gençler çocuk yapmıyor, cinsiyet kavramının sınırları siliniyor, milyondan fazla mülteci yeni geldi; çoluk çocuk yapıyorlar. Daha farklı gruplar da (Müslümanlar bilhassa) artık gemi azıya alıyor ve farklı şeyler talep ediyor: bu sokakta içki içilmez levhası, ben "kültürüm" gereği kadınla el sıkışmam diyen adamlar, okulda yüzme derslerinde kızımı erkeklerle bir araya koymayın diyen Afrika kökenli aileler vs.) Avrupa bu gidişatla 2050 civarında bambaşka bir demografik ve kültürel yapı sergileyecek gibi gözüküyor.
Bu cevap alakasız geldiyse, bunların hepsini bir bütün olarak görüp algılamak ve üstüne bu şekilde muhakeme etmek gerektiğini düşünüyorum şahsen. Son olarak, cinsiyet mefhumunun sınırlarını silen organizasyonlara, bazı firmaların da sponsor olup destek verdiği biliniyor. Çünkü bu roller silindikçe daha fazla ürün satabildiklerini görüyorlar! Örnek veriyorum: Sigara ilk çıktığında erkek bir objeydi ve feminist hareketlere sızma yaparak kadınların da içmesi tetiklendi; müşteri kitlesi teoride iki katına çıktı. Örneğin partneri aldatmak daha fazla restoranın, daha fazla otelin, daha fazla tatil yerinin hizmet satabilmesidir potansiyel olarak. Geleceğe dair bir tahmin: 10 seneye erkeklerin makyaj yapması normalleşebilir. Kısaca bazen toplumsal dönüşümleri daha fazla para isteyen adamlar da destekleyebiliyor. :)
Biraz karışık oldu ama dostlar sağ olsun.
öğrenilmiş bilgilerimizle hareket edersek iki cinsiyetin olduğu ve insanların doğduğu cinsiyette cinsiyet kimliğine sahip olduğu ön kabulümüz var. cinsiyet rollerinin de buna uygun olmasını bekliyoruz. Çağlardan beri nasıl tek eşlilik, heteroseksüellik, kadınların ikincil konumda olması, evlilik kurumu eşitlik üzerine değil bazı kesimlerin ezilmesi üzerine kurulmuşsa ve bunun dışındaki tüm varoluşlar görünmezleşmişse, aynı şey cinsiyet için de geçerli. Cinsiyet kimliği doğduğu bedenle örtüşmeyen trans kişiler, toplumun beden ve cinsiyet üzerine kabul ettirmeye çalıştıklarına karşı kendi istediği gibi yaşamak isteyen onlarca kişi var. Ancak bizim kabullerimiz o kadar güçlü ki, bunlar sarsıldığında elimizden bir şey kaymış gibi oluyor. Bunu eşcinselliğin insan ırkının sonunu getireceği yargısıyla hastalık olarak gören homofobik düşünceyle de bağdaştırabilirsin. Heteroseksüellik öyle bir ön kabul ki, eşcinsellikten bu kadar korku duyulabiliyor. Bahsettiğin cinsiyete has biyolojik özelliklerin gender kısmı değil, cinsiyet kimliği ve rollerinin biyolojik cinsiyete göre giydirilmeye çalışılması. Gender Bread person olarak arayabilirsin İngilizcen varsa.
biyolojik cinsiyetin uzerine ne oynaniyor? soru anlasilir degil.
@kaset bir konuda naçizane düzeltme yapmak isterim. Kendi fikrimi hiç katmıyorum, kişisel bir şey yok. Bu paradigma değişikliğine insan ırkının sonunu getirecek olarak değil, "beyaz ırkın" sonunu getirecek olarak bakıyor Batı'daki tepki grubu. Zira insan ırkının sonunun geleceği falan yok. Bilhassa Doğu toplumlarının üreme aşkına bakarsak... Ama mevcut istatistikler 2050'de beyaz ırkı sıkıntıda gösteriyor :)
@freebird, bana hatirlatma amacli bir bos mesaj atarsan linklerle geri donus yaparim aksam ya da yarin.
@testis agrisi ben ilk soruda sanki bu duruma karşı bir şaşkınlığın varmış gibi geldi, ayrıca soruyu soruş şekli de öyle. Bir şey ortadan kaldırılmaya çalışılmıyor, zaten insanın cinsiyeti ve cinsel kimliği çok çeşitli.
olaya daha geniş bakmak gerekirse, dünyamızı ve insanı anlamak için eşitlik, çeşitlilik ve eleştirel düşünce üzerinden gidersek kavrayışımız artar, bir şeylere anlam vermeye başlarız. ancak fobilerimizle (seni kastetmiyorum, genel yargıya karşı) düşünürsek, kapitalizm kadınları ve erkekleri yeterince kullanıyorken, androjenleşmeyi ve cinsiyet kalıplarıyla oynamayı bir gerçek olarak varolsa da kapitalizmin oyununa indirgersek, kendimize bizi bildiklerimizle ikna eden düşünceler bulmuş olacağız, ancak bu kavrayışımızı ve insanı anlamlandırmamızı sağlamayacak. Görünene değil görünmeyene bakarsak çeşitliliği keşfedeceğiz ve insanı anlamaya başlayacağız. Bizim doğru kabul ettiklerimiz, beyaz ırkın azalması bile bu konuda üretilmiş mitler olabilir. Bunun dışına çıkıp gerçekleri araştırmak zaman ister. Bilim yanlıdır, paradigmalar zor değişir ama eleştirel düşünce bunların üstesinden gelir.
@kaset Dünyaya ve olanlara genel olarak nasıl şaşırdığımı bir bilsen! :)
Mefhum ve olgular üstüne alakasız gözüken yerlerden yaklaşıp alaka kurmayı seviyorum. Benim de bu sistemdeki işlevim bu. Bunlar haricinde verilecek cevap örüntüsü zaten belli.
Her neyse, ben seni gayet iyi anladım. Bu dönüşümü sadece kapitalizmle bağdaştırmak sığlık olur, katılıyorum. Bunu yapmış gibi gözüktüysem, kendimi yanlış ifade etmişim demektir. Her neyse zaman içerisinde göreceğiz zaten neler oluyor. Yazıp emek verdiğin için teşekkürler.
bunun nedenlerini tek bir nedene indirgeyemeyiz çünkü çeşitli grupların bu durumdan çeşitli çıkarları var.
Politikacılar: Cinsiyet politikalarından oy alıyorlar çünkü hitap ettikleri kitle oldukça duygusal ve yönetmesi kolay.
Kapitalistler: 'kadın=ucuz emek' ve tabi kadınlar piyasaya girince bir anda potansiyel işçi sayısı arttığından en üsttekiler hariç yavaş yavaş meslek sahiplerinin pazarlık gücü de kayboluyor. Bu da artı değer üretimini dolayısıyla birikimi pozitif etkiliyor. Parayı kim sevmez?
Üniversiteler: Bazı bölümler buradan inanılmaz kar ediyorlar. Türkiye'deki üniversitelerde bile artık 'kadın araştırmaları' yapılmaya başlandı. Yardımlar yağıyor, bölümler zenginleşiyor. Amerika gibi özel eğitimin ücretinin yüksek olduğu yerlerde bu elbette daha önemli bir gelir kapısı. Buralara burs yağıyor.
Aynı model bir diğer gelir kaynağı da eskiden küresel ısınma olarak ortaya atılan, bugün de iklim değişimi diye yumuşatılan moda. Aynen ilaç şirketlerinin yıllardır yaptığı gibi beğendikleri araştırmaları 'gerçek' diye ortaya atıp beğenmedikleri sonuçlar aldıkları zaman da araştırma sonuçlarını saklayıp bir şekilde algı yönetip duruyorlar. İsviçreli bilim adamlarının kolgeyt önermesi modeli kanaat önderliği meselesi.
Bunlar yine kurumsaldı, bir de batıda ortaya çıkmış çeşitli kanaat önderleri var. Bildiğin crowd funding sitelerinde uyduruk sebeplerden para isteyip duruyorlar. Çok ünlü bir tanesi mesela gamergate zamanı ortaya bir proje atmıştı. Özetle projesi şöyleydi: 'Bana para verin. Gidip oyunlar alayım. Bu oyunlarda kadınların seks objesi olarak aşağılanması üzerine araştırmalar yapayım.' Kadına o dönemde 100bin dolar civarında bir para verdiler. Kadın hala bu araştırmayla ilgili bir gelişme yayınlamadı sanırım. O araştırmanın bir sonucu çıkmaz ya da yalandan bir şeyler atarlar ortaya. Kim uğraşacak o kadar oyun oynamayla. Kadın kendi ağzıyla 'ben oyun oynamayı sevmem ama' diye söylemişti bu paraları isterken.
Özet: Bu yeni dalga akımlar çok karlı iş fırsatları çıkarıyor. Herkes kaşığına, kepçesine göre buraya daldırıyor. Ortak sebepleri de ekonomik. Gerisi de duygusal takipçiler.
'Cinsiyet rolleri' olayına da benim kişisel bakış açımı sorarsanız(sormazsanız devamını okumanıza gerek yok.)
kertenkelenin doğada nasıl kendine has bir rolü varsa insanın da öyle rolü var. Yok bunlar bize öğretilmiş vay bunlar bizi baskılamış diye bir şey yok: eğer bu güne kadar sadece baskılandığı için bilim yapamıyorduysa insanlar, bu devirde niye eline iphone alan yönetmen olamıyor? Çünkü içinde bu tutku yok. Dışarıdan bir gazla insanları olmak istemedikleri bir şeye zorladıkça da batıyor eleştirel okul.
Önemli enteresan bir nokta da şu ki: tarihte bilimle uğraşan, adını günümüze kadar yaşatacak buluşlar yapmış neredeyse her büyüğün oturmuş düzenle bir problemi var. Yani eğer baskıysa onlar da büyük baskılar altındaymış. Yine de bilimle uğraşmışlar. İphone falan da yok adamların elinde. Einstein bir fotoğrafın çekilmesi için senelerce beklemek zorunda kalmış görelilikle ilgili. Benim tarihten anladığım: 'Baskı maskı hikaye; İnsanın içinde olacak.'
ek olarak: @testis ağrısına katılıyorum özellikle medeniyetin çökmesi konusunda. İçeri doğru çöken bir batı görüyoruz. Kültürsüzleşiyorlar. Yine bence mesele ekonomik. Eskiyi yıkıp yeni ekonomik alanlar inşa ediyorlar ki çağdaş ekonomik bunalımımızın bunla çok ilgili olduğunu da düşünüyorum.
@idexo tüm yazdığınız yorumlar kadınlara karşı oluşmuş klişelere dayanıyor, hepsi çok kolay çürütülebilir ama o kadar klişeler ki çürütmeye bile değmezler. Ne yazık ki insanlar bu konularda derinlikli ve bilimsel düşünmediği gibi (ve kadın düşmanlığı yaygın olduğu için) sizin a=b yorumlarınız mantıklı gelebiliyor bazılarına. çok üzüldüm bu tip yorumlar hala var olduğu için.
'tüm yazdığınız yorumlar kadınlara karşı oluşmuş klişelere dayanıyor, hepsi çok kolay çürütülebilir ama o kadar klişeler ki çürütmeye bile değmezler. Ne yazık ki insanlar bu konularda derinlikli ve bilimsel düşünmediği gibi (ve kadın düşmanlığı yaygın olduğu için) sizin a=b yorumlarınız mantıklı gelebiliyor bazılarına. çok üzüldüm bu tip yorumlar hala var olduğu için.'
@kaset Şu yazdığınız yorumda bir tane ayağı yere basan bir yargı, örnek, argüman yok. Tutmuş bir de benim yazdıklarıma değersiz demişsiniz. Ya bir argüman sunun ya da boş boş konuşmayın bence.
'Derinlikli ve bilimsel düşünmek'
'a=b yorumları'
nasıl bilimsel kafalarsa...
ek: Ayrıca belki farkında değilsiniz ama yaptığınız yorum yazdıklarımı ironik bir şekilde onaylıyor. Bu kadar duygusal ve 'bilimsel' yaklaşmanız adeta aleyhinize delil gibi.
@idexo yazdıklarınız çürütülmeye değer argümanlar değil, o nedenle vaktimi harcamak istemedim, "duygusal" yorumunuz da önyargılı ve yine klişe. Tüm heteroseksist sistemi yok sayıp politikacılar cinsiyet politikalarından oy alıyorlar demek o kadar akla aykırı ki inanamıyorum. Bugüne kadar hep taban hareketleri (Sivil Haklar Hareketi) bu haklar kazanılmıştır. ABD'deki evlilik eşitliği ve oy diyorsanız ABD'nin büyük kesiminin Trump yanlısı olduğu gerçeği de var buna karşı çıkabilecek vs vs. Üniversitelerin kadın çalışmaları bölümünden kar etmesi kadar da komik bir şey duymadım, tam tersi feminist metodoloji göz ardı edilir birçok bölümde.
'yazdıklarınız çürütülmeye değer argümanlar değil, o nedenle vaktimi harcamak istemedim,'
Tercüme: argümanım yok, umurumda da değil bence ben haklıyım.
' "duygusal" yorumunuz da önyargılı ve yine klişe.'
Tercüme: Duygusal tepkiler vermekte ısrarcıyım. Argüman yerine silahım çeşitli yafta ve etiketlerdir.
'Tüm heteroseksist sistemi yok sayıp politikacılar cinsiyet politikalarından oy alıyorlar demek o kadar akla aykırı ki inanamıyorum.'
Tercüme: İnançla bilgi arasındaki farktan haberim yok. Bilgiyi bilmem, bilgiye inanırım. Söylediğiniz şeyleri kabul etmekte zorlanıyorum çünkü bize öyle bir bilgi verilmedi. O zaman kesin yanlıştır. Eleştirecek kadar ekonomiden, siyasetten veya antropolojiden anlamıyorum. Bence inanmamak yeterlidir.
'Bugüne kadar hep taban hareketleri (Sivil Haklar Hareketi) bu haklar kazanılmıştır.'
Tercüme: Hangi haklar olduğunu bilmiyorum, ama ideolojim gereği muhtemelen bizim taraf kazanmıştır. Bize öyle öğretildi. Örnek, alıntı, açıklama vs yok.
'ABD'deki evlilik eşitliği ve oy diyorsanız ABD'nin büyük kesiminin Trump yanlısı olduğu gerçeği de var buna karşı çıkabilecek vs vs. Üniversitelerin kadın çalışmaları bölümünden kar etmesi kadar da komik bir şey duymadım, tam tersi feminist metodoloji göz ardı edilir birçok bölümde.'
Tercüme: 'Evlilik eşitliği ve oy' gibi kavramlar icat ettim. ABD'de Trump diye birinin seçimleri kazanıp başkan olduğunu duymuştum. böyle şeyler falan. Sonra konuyla alakasız ama kadın çalışmaları bölümleri hakkında da bilgim ve argümanım yok bu yüzden 'komik' diyerek 'bilimsel' bir 'değersizleştirme' yapıyorum.(Ben değerin ölçüsüyüm) 'Feminist metodoloji', cümle içinde kullanmayı sevdiğim bir kavramdır.
Derin ve sağlam dayanaklı yorumlarınızı anlamaya çalıştım. Lakin yukarıda bize sunduğunuz laf salatasının içinde inanç ve ideolojik taraftarlık dışında bir şey bulamadım. Keşke ortaya argümanlarınızı koysanız bunları zevkle çürütmeye uğraşırdım.
Sizin bu yazdıklarınız vasıtasıyla merak edebilecek kimselere İdeoloji ile Toplum Kuram arasındaki bazı farklardan karşılaştırmalı olarak bahsedeyim. Zira cinsiyet kavramıyla ilgili batıdaki hareketler de bu ideolojik at gözlüklerinin sonuçları ve sebeplerinden meydana gelen hareketlerdir.
İdeoloji: Mutlak bir kesinlik sunar. Toplum Kuram: Koşullu uzlaşılmış yargılar içerir.
İdeoloji: Tüm yanıtlara sahiptir. Toplum Kuram: Tamamlanmamıştır, belirsizliği kabul eder.
İdeoloji: Sabit, kapalı ve bitmiştir. Toplum Kuram: Büyümeye açıktır.
İdeoloji: Test ve bulgulardan kaçınır. Toplum Kuram: Test ve kanıtlara açıktır.
İdeoloji: Belirli inançlara kilitlenmiştir. Toplum Kuram: Tarafsız ve bağlantısızdır.
İdeoloji: Belirli konumdan kaynaklanır. Toplum Kuram: Toplumsal konumları aşar.(Nesnel)
İdeoloji: Çelişki ve tutarsızlıklar içerir. Toplum Kuram: Taraf tutmadığı ve gelişime değişime açık olduğu için nötr'dür.
Bu bağlamda: ortaya cinsiyet farkları atarken eğer ideolojik yaklaşıyorsanız ya kanıt ve bulguları eğip bükersiniz ya da gözlerinizi kulaklarınızı kapatırsınız. Cımbızla koca kitaplardan bir satır çekip çıkarırsınız, bağlamından koparıp bunu bir silah gibi kullanırsınız. Bu da savunduğunuz tarafın 'katı inanç'a dönüşmesine sebep olur. İdeolojiler 'katı gerçek' olarak sunuldukları zaman tabulaştıklarından gelişemez yıkılırlar.
Toplum Kuram ortaya koymak istiyorsanız taraflardan bağımsız olup olayları ve durumları bağlamı içerisinde değerlendirirsiniz. Görünen imajların altında verilen mesaj, görülen işlev sizi ilgilendirir. Taraf tutmadığınız için kuram eleştiriye açıktır; anlamlı, destekli eleştiriler kuramı yıkmaz aksine geliştirir.
Sonuçta bir olayı, olguyu veya durumu açıklarken ya sağlam dayanaklar bulacağız ya da dayanağı olmayanın çöküşünü seyredeceğiz. Bunun başka yolu yok.
"@idexo tüm yazdığınız yorumlar kadınlara karşı oluşmuş klişelere dayanıyor"
@kaset Sozunu ettigin kadina karsi olusmus bu kliselerden aklina gelenler nelerdir?
@stavro bu klişeleri mesnetsiz argümanlar olarak da okuyabilirsin, bilimsel çalışmalar bu tip söylemleri çürütmeye uğraşmaz çoğu zaman. sorduğun örneklere gelirsek:
-en başta o konu hakkındaki oturmuş, kabul edilmiş bilimsel çalışmalar, feminist metodoloji, konunun öznelerinin oluşturduğu bilgi birikiminin dikkate alınması gerektiği söylediğimde idexo'nun benim yorumumu "duygusal" nitelemesi
-Politikacıların cinsiyet politikalarından oy alması: İkili cinsiyet sistemine yönelik eleştiri getirip bundan oy alan politikacı dünya üzerinde duymadım açıkçası. Patriyarka hala çok güçlü ve tam tersi eşitsizliği güçlendirerek oy alıyor politikacılar.
Kadınların piyasaya girince işçi sayısının artması, 1920'lerde değiliz, kadınlar zaten piyasadalar, tek ucuz emek de onlar değiller, meslek sahiplerinin pazarlık gücünün kaybolması pozitif ayrımcılığa ve kadınların çalışmamasına karşı yapılan klasik argümanlardan biri, ancak eşitsizliği savunan so-called iktisat yorumcuları kullanır. İşsizliğin sebebi kadınların piyasada olması deği.
Üniversitelerin kadın çalışmalarından kar ettiğini kim nereden çıkarmış anlamıyorum. Üniversiteler neden kar etsin? Kim bu kadar burs veriyor. Benzer alanda eğitim almış biri olarak ne kendim, arkadaşlarım, ne de akademik çevremin deneyimleri, bu konuda takip ettiğim yayınlarda vs böyle bir şey görmedim.
Küresel ısınma yalandır miti: Bu şekilde arayabilirsiniz.
Yoruldum açıkçası yazmaktan.
Bahsettiğim klişeler genellikle erkekler tarafından üretilir. Çünkü bazı şeyleri araştırarak değil, kolay cevaplar bularak kafada oturtup kendini rahatlatmak kolay, eğer yazan kişi erkekse de buna mansplanning deniyor. Diğer kişilere de bi sürü vakit harcayıp bunlara yanıt yazmaya uğraşmak düşüyüor. Benden bu kadar.
@idexo üzüldüm sosyal bilimler alanında çalışıp bu kadar önyargılı olmanıza, açıkçası umutsuz vaka olarak görüyorum sizle tartışmayı. tahminim bu alanda yapılan çalışmaları takip etmiyorsunuz çünkü uydurduğum dediğiniz şeyler eskidi bile. Feministler ve bu alanda çalışan kişiler tüm zamanlarını anti-feminist ve mesnetsiz yorumlara yanıt yazmakla uğraşsaydı bilim ve aktivizm yapamazlardı, bu nedenle yazdıklarınızı değersiz bulduğumu belittim.