Ben isterim mesela dünyayı gezmeyi. Harcadığım zamana ve paraya değdiğini düşünüyorum gezip gördüğüm yerlerin. Fotoğraf çekip paylaşmak, sosyal medyada gösteriş yapmak falan işin farklı bir boyutu, cidden tiksiniyorum ben de bunu yapanlardan. Ama bu saçma sapan gösteriş merakını bir tarafa bırakırsak gerçekten istemez misiniz farklı yerler gezmeyi? İstemezseniz niye istemezsiniz?
Ben seviyorum. gidiyorum da mümkün oldukça.. sosyal medya hesabım da yok. kimseye bir şey göstermek için de gitmiyorum. Deneyim için, gezmek için, eğlenmek öğrenmek için.
comfort zone muhabbeti bence bu. Bazıları çıkar bazıları çıkmak istemez.
Sadece "olsa güzel olabilir, hayır demem" şeklinde bir merakım var, yoksa ciddi ciddi "merak" etmiyorum yani. Hele gidip gördüğüm yerlerde kendimi geliştireceğim şeyler yapmayacaksam cidden zaman ve para israfı bana göre.
gezmek, görmek gibi bi hayalim yok. yaşamak hayalim var. gidip 10 gün 15 günle bi bok anlayamazsın oralardan. yaşayacaksın. orda 10 gün, burda 5 gün, şurda 2 gün geçirip de bi halt bildiğini sanmak aptalca. ancak orayı hiç görmemiş birinden daha fazla şey bilebilirsin. sonra da gider ona hava atarsın. başka bi işe yaramaz.
3-4 ülkeyi görme istegim var hayal değil de olsa güzel olur şeklinde. onun dışında gezmek boş iş bence.para yediği ise en doğrusu. Yani şimdi çıkıp çok paraya gerek yok diyenler de çıkar ama onlar da hırpani bi şekilde geziyor görüyoruz internette. Ozetle zengin adam işi gezmek. Ben zengin olsam da çok gezmezdim öyle bi hayalim yok.
Açıkçası şöyle bir kez yurtdışı tatmış insanlar ve bir de az buçuk dil biliyorlarsa acayip keyifli bir eylem ...
Zira bu eylemlerde bir yığın macera olabiliyor ..Filmlerdeki hissi alıyorsun.Bir gün bir italyanla konsere giderken ertesi gün bir amerikalı ile top oynuyorsun ..Bazende hiç beklemediğin an biri seni evine davet ediyor ..Hayatın boyunca yiyemeyeceğin yemekleri göremeceğin insan kitlelerini görüyorsun .Bu bazen sana iş fikri yada dünyayı algılama düzeyinde ilerleme veriyor Hayat hep aynı ama değişen diller ve insanlar ..Aradaki nüansı yakaladığın zaman işte hümanist oluyorsun ...
google "değişik doğa manzarası" ve " farklı şehir mimarisi" yazın .
Oralarda yapılabilecek şeyleri görün .Sonra tekrar düşünün bence .. Çünkü hayata bir kez geliyoruz ...Günün birinde öleceğiz en azından dünyayı gördüm diyebilirsiniz :)
etkinlik yonetimiyle ugrasan bir arkadasim var, pek bilinen bir konserler zincirini organize ediyor, milyonlari var. bir kere de ara ver, git dunyayi gez, hayatin is olmus diyoruz, abi benim oyle bir istegim yok ki diyor.
bana cok garip geliyor ama oyle iste. adam 3 gunlugune bodruma gidip sampanya acmayi yegliyor. herkesin tercihi farkli.
Başka ülkedeyim ve vatandaşlık değiştirmeye giden yolda en önemli nedenlerinden biri bu, çünkü bizim pasaport malum :) Bir ton ülkeden orada sadece birkaç gün vize alınıp, kalmak sürekli uğraşılacak şey değil.
Ayrıca yıllarca gezmeyi düşünüyorum belirli bir yaş sonrası.
turist olmayı sevmiyorum pek. sadece bi amaç uğruna gezmek isteyebilirim. fotoğrafçı olsaydım mesela tabii ki isterdim. ya da örneğin imkanını bulabildiğim takdirde gidip özellikle afrika ülkelerindeki yerel müzisyenlerin ses kaydını alma, onlarla bi şekilde oturup konuşma gibi bir arzum var.
Her yeri gezmek istemem. Ne kadar zengin olursam olayım, Hindistan'a bir gün bile ayırmam. Bulunduğum ruh haline göre şehir gezmek isterim. Sonbaharda Paris'e giderim, yazın Avustralya'ya giderim. Burası da sıcakmış deyip, Somali'ye gitmem.
Gormedigim her yeri gormek isterim ama ekstra bir merakla gormek istedigim yerler de var tabi.
Tek geziyorum, kendimi zorlamak vb hosuma gidiyor. Bilmedigim bir yere gitmeyi seviyorum. Gezimi planlamaktan (ana hatlariyla!) alternatifleri tartmaktan vb cok zevk aliyorum.
Onun disinda gittigim her yerde gormek/deneyimlemek istedigim bir sey oluyor. Sirf herkes gidiyor diye hosuma gitmeyecek bir sey yapmam gittigim yerde. Sokaklarda kaybolmayi severim falan filan.
Yolda olmaya ise bayilirim, uzun sure yola cikmazsam huzursuz oluyorum
karakter meselesi ama bir kez cikan tadini aldi mi vazgecemez diye dusunuyorum.
birkac buyuk hayalimden birisi suan gerceklesti gezmek degil yasamak istiyordum ben (avrupada calismaya basladim).
Digeri de 5 sene sonra baska bir ulkede temelli yasamaya baslamak uzerine.
(burada olunca daha rahat gezip kendinize zaman ayiriyorsunuz yani buyuk hayaller yaninda kucuk hayallerin de gerceklesamesini sagliyor)
mis :)
allah'tan bi' mani çıkmazsa 3 kasımda dünya turuna çıkıyorum. rio de janeiro'dan başlayıp uruguay istikametine yönelerek tüm güney amerika'yı sahil şeridinden dolaşıp bahamalar'a ulaşmak istiyorum.
6-6,5 yıl sürecek bu yolculuk. sonrası allah büyük belki iç kısımlara girerim belki de asya'ya giderim ama bir daha türkiye'ye dönmeyi düşünmüyorum.
Erasmus vesilesiyle yurt dışında yaşadım. Sonra çeşitli vesilelerle 6-7 ülke gördüm.
Ve sonuç olarak yurtdışında yaşamak istemiyorum ama gidip gezmek istiyorum.
24 yaşındayım, henüz yurtdışına çıkabilmiş değilim. ama eksikliğini çok hissediyorum. en olmadık tipler bile daha çocuk yaşlarda bir sürü ülke gezip görüyor. açıkçası benim en büyük hayallerimden biri. evlenip çocuk yapmaktansa dünyayı gezmek daha iyidir bana göre.
gezmeyi de, yurtdışında yaşamayı da isterim ama son yıllarda peydah olan "dünyayı gezmeliyim" manyaklığını ben de anlamıyorum açıkçası. bazı insanlar sırf yapmış olmak için yapıyormuş gibi geliyor. gerçi, zaman değişti... artık dünyanın farklı yerlerini görmek nispeten kolay ve ucuz. bu tavır da anlaşılabilir o yüzden.
ben paranın satın alamayacağı tecrübeler istiyorum gittiğim yerde. yoksa roma'ya parası olan herkes gidebiliyor. gidip de orayı görmek yine güzeldir eyvallah ama benim için özel bir anlamı olmaz açıkçası. o yüzden couchsurfing ya da workaway gibi tırıvırılar sayesinde seyahat etmeyi ya da netten tanıştığım yabancı arkadaşlarımı görmeyi falan daha çok seviyorum ben. hindistan'da hostelde kalıp tek başıma 8-10 gün dolaşmak hiç mi hiç ilgimi çekmiyor mesela. hamallık. ne uğraşcam amk. ama hintli bi arkadaşım olsa mesela, ben ona gitsem o bana gelse, beni kendi yaşadığı hayatın içine soksa arkama bile bakmadan giderim. bu muazzam bi şey mesela. benim yurtdışından anladığım budur. yoksa paris'i görsem ne görmesem ne, çok umrumda olmaz işin açığı. gezmeyi severim, paris'i görmeyi isterim mesela ama demek istediğim, bunun için ekstra çaba sarf etmem. paris'i turist olarak gezmektense parisli birinin misafiri olmak ya da paris'te bi konsere, maça gitmek vs. çok daha eğlenceli geliyo bana. turistlik konseptini oturtamadım ben kafamda, bi yere gidip "hmm iyiymiş lan" diye deli dana gibi dolaşmak fikri hiç mantıklı gelmiyo hjsjfsk. oranın bi parçası olmak istiyorum.
ukrayna'yı da en çok bu yüzden seviyorum zaten. kiev'i 1000 lirası olan herkes gidip görebilir, şehrin altını üstüne getirebilirler. bu benim için özel veya anlamlı bi şey değil. ama sovyet babuşkasnın pişirdiği yemekten yiyip sarhoş amcanın sovyet ordusundaki maceralarını dinlemek paha biçilemez. ben gideceksem bunun için giderim. yoksa bana ne yurtdışından alala.
tam bir otlakçı imajı çizdiğimin farkındayım ama benim için yurtdışıyla ilgili güzel şey budur: oranın insanıyla, kültürüyle hemhal olmak. ben demiyorum ki "para verip yapılabilen şeyler değersizdir" ya da "gidip müze gezmek insana hiçbi şey katmaz". katar. yurtdışı seyahati gerçekten güzel bi şey. ben çocukluğumdan beri isteyen biri olmama rağmen, ilk çıkışımda şok olmuştum resmen, kaldı ki gittiğim yer sikindirik bi ülke yani öyle alamanya falan da değildi. ama işte benim anlayışım bu yani. ben dağ tepe ya da ana cadde görcem diye kalkıp ülke değiştirmem. istediği kadar güzel olsun. bana insan lazım, o caddeyi anlatacak biri lazım.
Görebildiğim kadarını görmek istiyorum. Yeni yerler görmek, yeni şeyler tatmak beni mutlu ediyor.
Tatil kavramı olmayan, gıda-barınma gibi temel ihtiyaçlara zor yetişen ve kitap, müzik vb. şeylere para harcamayı müsriflik olarak gören ailelerde yetişenler genelde gezmeyi sevmiyor. O kültür yok, gerçekten zevk almıyorlar.
Sulfoxaflor +1000
İstisnalar vardır tabii ama bu yetiştirilme tarzı ve ailede edinilen kültür ile çok alakalı. Misal çevreme bakıyorum, bilmeye, araştırmaya meraklı olmayan, belli bir müzik, film vb. arşivi olmayan, eline kitap almayan tanıdıklarım erkenden koştur koştur evlenip bir an önce üreme ve borç harç ile ev, araba vb. sahip olma derdindeler. Gezmeyi boş iş olarak görüyorlar. Gez gez nereye kadar, otur düzenini kur diyorlar. Gezip yeni yerler görmek onlara çok anlamsız geliyor. Dediğim gibi istisnalar muhakkak vardır ama genelde dünya görüşü biraz daha geniş, yeni şeyler deneyimlemeye, değişime daha açık olan insanlar gezmekten daha fazla keyif alıyor. Sosyal medyada paylaşmak için gezen insanlardan bahsetmiyorum bu arada. Gerçekten bundan tat alanlardan bahsediyorum.