Aslında hayatın çoğu alanında son zamanlarda sık yaşıyorum bu hissi ama özellikle işle ilgili konularda "tek enayi sen misin" diye düşündüğüm çok oluyor. Mesela aynı işi yaptığımız biri var. Bu kız en yoğun günlerde doktorası yüzünden yoktu zaten. Bunun dışında da defalarca gelmediği, geç geldiği, erken çıktığı falan oldu. Hep bir nedeni var aslında düşününce ama uyanamadığından geç kaldığı falan da oldu. Her defasında ben yaptım işlerini. Benim de işte bulunmadığım tek zaman aralığı bir gün yarım saat önce çıkmamdı. O gün bile millete iş yığacağımj düşünüp kötü hissetmiştim kendimi ama bakıyorum da herkes işten kaytarma peşinde, isteyen istediği gibi gelip gidiyor bu arkadaş başta olmak üzere.

Mesela cuma günü de aşırı yoğunduk. Kendisi biraz fazla uyuşuk olduğu için onu bekleyene kadar iş bitsin gitsin diye yapıyorum ben çoğu zaman. Ona bırakmaya kalksam beklerken deliririm çünkü, sinir oluyorum uyuşuk insanlara. Cuma günü de o yoğunlukta işlerin abartısız %70'ini falan ben yapmışım. Yapmasam o iş bekleyecek, ben yine deli olacağım gördükçe ama yapınca da sonradan bi enayilik hissi geliyor işte böyle.

Dün de ben nöbetçiydim. Normalde 9'a doğru teslim ediliyor nöbetler, önceki gün bu arkadaş nöbetçiyken dün 9'a doğru gelip aldım ben nöbeti. Bugün yine o nöbetçi. "Biraz uyumak istiyorum, geç kalabilirim yarın ama ben sana haber veririm" demişti dün çıkarken. Ev yerleştirecek, yarın da yurt dışına gidecek falan diye "tamam" dedim ben de. Gece yazmayınca da gelecek sandım. Bugün 9.15'te "hala evdeyim, 10'u bulur gelmem" yazmış. Tamam dün ben salaklık edip kabul ettim ama insan bi haber verir ya. Ya da ne bileyim saat 10'u geçireceğini falan düşünememiştim ben hiç, hala da ses yok. Zaten 2 gün sonraki nöbete de 9 yerine 7.30'da geliyorum o günkü nöbetçi arkadaş da sabah erkenden memleketine gideceği için. Ben olsam salaklık edip daha geç saate alırdım biletimi de nöbetçiyi 7.30'da getirtmezdim eminim. Çünkü enayiyim işte dediğim gibi. :/

Neyse fazla uzun yazdım ama bazen böyle hepsi birden aklıma geldikçe çok salak hissediyorum kendimi. Sorumu da sorayım : enayi miyim sizce? Yani ben insanlar rica ettikçe "tamam" diyorum ama bir yerden sonra enayilik mi oluyor artık bu? Siz de böyle misiniz? Böyle değilseniz nasıl başarıyorsunuz böyle olmamayı? Enayi yerine koyulan kaç kişiyiz? :(

 

Ikinci defa olunca hala kaniyorsan suclu sensin. Sorry

Traveller

Malesef enayi durumundasın bir kez olsaiyilik falan derdim ama baya sağıyorlar seni sanki.

gozu acik sevisen yahudi

Enayisin. Bazen ben de senin gibi enayilik yapıyorum da oradan biliyorum.

doxanikee

Ben farklı düşünüyorum, bu iş alışkanlık haline gelmediği sürece enayilik değil. Aksine çok güzel bir hareket.

Bayram aralığı memleketine giden, okuldan dolayı geciken, ev taşıyan birine veya hesapta olmayan bir durumdan bir kaç saat geç kalan yardımcı olmak güzel bir hareket. İşini de elinden geldiği kadar iyi yapmaya çalışman lazım.

Burada sıkıntı olan, bir kişinin senin bu iyiliğini sürekli istismar ederse olur. Eleman bunu alışkanlık haline getirirse, seni enayi yerine koyuyordur. Bunu hissedersen elemanı ikaz et ve bir daha yardımcı olma. Devam ederse, üslerine yansıt.


.

kartallar yuksek ucar

şimdi böyle anlatınca, evet niye bütün işi sen yapasın, neden hep sen yorulasın ki. kendinden çok fazla taviz vermişsin gibi görünüyor.

diğer yandan, dünyayı hiçbirimiz kurtarmayacağız, ve işler biz olmayınca da bir şekilde yürüyor. senin laylaylom arkadaş da tam olarak böyle düşündüğü için işi bu kadar salabiliyor zaten. sen de biraz böyle bakmaya çalış. "işini salla, öğlene kadar uyu, işe geç git" demiyorum ama; bir gün olur da çok uykusuzsundur, ya da gerçekten işin olur vs. milletten seni idare etmelerini istemekten çekinme. "yarım saat erken çıksam bile kötü hissediyorum" demişsin, neden kötü hissediyorsun ki?

arkadaşın bunu ne kadar sıklıkla yapıyor bilmem, sürekli işleri sana yıkıyorsa elbette bir sınır koymalısın. ama ben bu tarz durumlarda biraz karşılıklı fayda ilişkisi olduğunu düşünürüm. yani mesela benim arada bir ahmete işim düşüyordur ama ayşenin de bazen bana işi düşer. ben ayşenin işlerini yaparım karşılık beklemeden, ahmet de benim işlerimi yapar gene karşılıksız. buna karma diyebiliriz sanırım.

örnek vereyim; ben her tatile çıktığımda kedilerime bakacak bir arkadaşımı ayarlarım. bu tatilde ise ben istanbul'dayım ve alakasız bir arkadaşım tatile çıkacağı için benden bitkilerini sulamamı istedi. hem de evi karşıda ve bana çok uzak. üstelik bitki :D yani ne bileyim. o da can tabi. her gün sulanacaklarmış yoksa ölürlermiş. ben de bakarım dedim çünkü zamanında kedilerime bakanlar da tereddütsüz kabul etmişlerdi. hiç de enayi gibi hissetmiyorum.

istanbul kanatlarimin altinda

iyi niyetti suistimal etmeye hazır bekleyen milletiz.


bence bu kadar iyi niyetli davranmamalısın.


zaman zaman hepimize oluyor.

halay ettiler benle hep

ben "olması gereken bu, güzel bir hareket" düşüncesine katılmıyorum. Olması gerektiği gibi davranmayan insanlara karşı fazla iyi niyetli davranmak güzel ve doğru bir şey değil. İyi niyet, nezaket, iyilik yapmak vs bunlar karşı tarafa göre de şekillenmeli biraz.

Genel tavrını bilmediğin birine karşı bir kez böyle davrandığında evet iyi niyetlisindir ama tavrını, suistimale meyilli olduğunu bildiğin birine karşı üst üste gereksiz iyilik yaparsan evet enayi sayılabilirsin.

başlığa cevabım hayır bu arada.

aquarium

Sen sorumluluk bilinci yerinde olan normal bir insansin, digerleri 'kacin kurrasi' denilen ayakta adam s.kmeye calisan insanlar. Sorun su ki cogunlugu senin tarif ettigin gibi olan bir toplumda yasiyorsun. Sen isini güzel yap kimseye de eyvallahin olmasin.

chitosan

Herkesi kendin gibi sanman büyük hata. Namussuz namuslu filmindeki memur Ali Rıza gibisin :) Bir gün senin de gözlerin açılacak elbet...

iwasbornonamountainside

suistimale uğramadığın sürece sıkıntı yok dediğin gibi olmak en güzeli. Ne zamanki kötü niyet ve suistimal oluşuyor o zaman önüne geçeceksin

KaraSakall
1

mobil görünümden çık