Geçen hafta arkadaşımızın düğününe gittik, gece çok içtik, eğlenceli bir düğündü. Hep birlikte bi arkadaşta kaldık, sabah 7'de arkadaşımın telefonu çaldı, babası kalp krizi geçirmiş, vefat etmiş :(. Onun da 1 ay sonra düğünü vardı, babası olamayacak şimdi yanında, her şey iptal oldu zaten belirsiz bi süre için. Hayatımız böyle bir telefona bağlı işte. Haziranda da eniştemi kaybettik, diğer bir halam kanser, kuzenim Amerika'da stajda, 10 güne gelecek orda üzülmesin diye söylemiyorlar, onu düşünüp üzülüyordum zaten bi de şu olaydan sonra kendime gelemedim pek. Nasıl anlatsam, bunlara o kadar çok üzülüyorum ki, sırf şu acıları çekmesin diye çocuğum olsun istemiyorum. Yani bunlar için bir psikologla görüşsem mi diye düşündüm ama görüşünce nolacak çok da bilmiyorum ya. Siz de bu kadar kötü oluyor musunuz? Veya oluyordum ama şöyle şöyle düşünerek aştım falan diyebilen var mı, teşekkürler.
evet yakınlarımın kötü bir haberini alacak olma gerçeğini arada bir düşünüyorum ve üzülüyorum.
yakın bir zamanda annemin hastalığının haberini almıştım. daha öncesinde de babamın rahatsızlığı ve hastaneye kaldırılması vs gibi.
arkadaşlarım içinden ebeveynlerini kaybedenler var. evet yaşımız artık bu haberleri almak için oldukça ilerledi.
fakat bunları düşünerek hayatımızı diken üstünde pesimist bir biçimde geçiremeyiz.
bu hayatın bir gerçeği. eğer bu gerçekler sizin hayatınızı olumsuz bir biçimde etkiliyorsa bir uzmana görünmenizde ya da sizi rahatlatacak kişilerle konuşmanızda fayda var.
başınız sağolsun.
kendi hayatını-aileni kurmamış olmakla ilgili.
İnsansın. Bir çok şey kontrolün altında (özgüvenin varsa tabi)
Ama bir o kadar çok şey de senin kontrolün altında değil.
Hepimiz öleceğiz. Hepimize veya arkadaşlarımıza, çevremize bir şeyler olacak. Buna yapacak bir şey yok.
Akademisyensin, bunun tadını çıkar. İyi ve eğitimli bir nesil yetiştir. Bu her şeye değer. Öğrencilerine örnek ol. Güçlü ol. Hayatın tüm olumsuzluklarına karşı
arada aklıma geliyor hatta bazen ikibin bilmem kaç olimpiyatları falanca şehirde yapılacak gibi haberlere denk gelince hemen hesaplamaya başlıyorum o tarihte kaç yaşında olurum diye.
foto albümlerine bakarken hüzünleniyorum. maalesef çoğu fotoda hayatta olmayan tanıdıklar var.
yaşanan yıllar tamamen mazide kaldı aynı şeyleri aynı ortamı yaşayamayacak olmak çok kötü bir duygu.
ne kadar doğru bir yöntem bilmiyorum ama ben değersizleştirme yaparak sıyrılıyorum işin içinden. dünyanın uzay boşluğunda bir nokta kadar yer kaplamadığı gibi bizim de adımız sanımız belli bir süre sonra yeryüzünde hatırlanmayacak kadar değersiz. 500 yıl önce aynı toprağa basan bir insan vardı. ailesi, sevdikleri, hayalleri, takıntıları, kavgaları vs. vardı. şimdi onu kimse bilmiyor bile. biz de öyle olacağız. o yüzden elimizden geldiğince hayatı dolu yaşamak gereksiz şeylere enerji harcamamak gerekiyor diye düşünüyorum.
İşte bu dünyayı önemsememeyi gösteren en iyi örnek verilecek şey ölümdür. Dünyaya aşırı bağlı olduğumuz sürece bu tür problemler, kaygılar artıyor.
Doğrusu, bilen için ölüm bile sevimlidir. Herkese nasip olan bir de değil bu.
Yaşlanmayı geciktirmek senin elinde. Gece çok içtik diyorsun. Alkol ve sigara damar tıkanıklığına neden oluyor. Cildi yaşlandırıyor. Benim içki içmeyi seven bir sürü akrabam var. Hem de öyle balkonda bira içen insanlar değiller. Her hafta sonu fasıla giden insanlar. Alışkanlık haline getirmişler artık. Sırf içki içtiği için kalp krizi geçirip ölen çok yakın akrabalarım da var. Ben 24 yaşındayım ve böyle ortamlar görmeme rağmen alkol ve sigara kullanmıyorum. Çünkü çevremde gördüğüm şeyleri anlayıp, yorumlayabiliyorum. Yaşıtlarıma göre de oldukça sağlıklı olduğumu düşünüyorum. Sigara içtiği için 200 metre koşamayacak arkadaşlarım var. Ben bunun 10 katını koşabiliyorum. Gördüğün gibi her şey senin elinde. Alkol ve sigara kullanıp, sağlıklı ölmeyi beklemesin kimse. Önce varsa kötü alışkanlıklarından kurtul. Sonra çevrendekileri değiştir. Annen, baban, kardeşin de kullanıyorsa onların da bırakmasını sağla. Şaka değil yani bunlar. İş işten geçtikten sonra çözüm bulunamıyor. Önce kendini düşün, sonra başkalarını düşün.
@dissendium düzenli alkol kullanmıyorum, ayda yılda bir düğün olunca vs. bu kadar içiliyor. Onu çok eğlenilen bir gecenin sabahı bile bir telefonla nasıl değişiyor, planlarımız sürekli bozulabiliyor demek için yazmıştım.
söylediğiniz şeyi o kadar yoğun yaşıyorum ki! hem kendim için yani hastalanmak olsun, yaşlanmak vs hem de bir yakınımı keybettiğimi, ailemin yavaş yavaş yaşlandığını, arkadaşlarımdan anne-babası vefat edenleri görüyorum ve bazen öyle düşünüyorum ki her şey çığrından çıkıyor. annem şuan ciddi bir kalp hastalığna sahip ve her göğsüm ağırıyor dediğinde ömrümden ömür gidiyor. o ne zaman kötü olsa günlerce ya hiçbir şey yapanayacak kadar depresif oluyorum ya da insanlıktan çıkacak şekilde çalışıp dünyayla bağlantımı koparıyorum.. yani sizin gibi insanlar var evet.
bu konu için psikologa gitmeniz çok makul bir karar, zira ben de çok uzun bir süre psikologumla bu konuyu çalıştım. henüz çok da üstesinden gelmiş değilim ama ilerleme kaydettik. en azından kendi kendime lan ya kanser olursam bir daha diye ölü gibi gezmiyorum hergün.