Bir de tasarim daha cok estetikle alakali. Sanatsallila estetik farkli, estetik icin temel estetik kurallarini yerine getiriyorsun ama sanatsal bir sey ortaya cikarman icin boyle belirli kurallar yok. Yani tasarimdaki gibi - dogrudan - begenilip begenilmeme kaygisiyla yola cikma yok. Bu yuzden dedigim gibi begenmedigin noktada zaten zorlama bence. Ben de ucundan tasarim isinin icindeyim, farkli seyler:)
Edit: cevapla yapacaktim eski cevabi editlemis eskisini silmisim:)
sanat eserini beğendim beğenmedim olmaz perde değil bu. teknik olarak birşeyleri biliyor olmak ayrı eserin altını doldurmak ayrı. benim okuduğum bölümde deli dehşet kompozitörler vardı adam duyduğunu notasyona alıyor, piyano başında çılgın atıyor ama john cage 4:33 e laf atabilecek cürreti kendinde bulabiliyor çünkü anlayamayacak kadar sığ.(seni tenzih ederim tanımıyorum)
Muhtemelen biliyorsundur işin gereği ama başka benzer bir soruya şöyle bir cevap vermiştim, onu yapıltıracağım.
Ünlü ressamların tablolarından eskiden ben de bir şey anlamazdım. Sonra sanat tarihine biraz bakınca anlamaya başladım. Olay doğrudan hissetmek değil zaten, önce bilmek, bildikten sonra anlamak, anlattıktan sonra "Vay be, adamlar ne düşünmüş" demek.
Örneğin, en ünlü tablolardan biri ve en ünlü ressam. Picasso'nun Guernica'sı.
goo.gl
Buna bakıp çok bir şey anlamak mümkün değil. İlk başta konudan başlayalım. Guernica kasabasının Nazi Almanyası tarafından bombalanmasını anlatıyor. Ama bomba falan görünmüyor ama örneğin, yerde yatan insanın veya sağdaki kollarını kaldıran insanın yüzündeki ifadenin nedeni belli oldu. Solda da aynı şekilde ölü çocuğunu kucağında tutarak ağlayan bir kadın var. Aynı şekilde oradaki öküz başı da, "Sadece insanlar değil, hayvanlar da telef oldu" kısmını anlatıyor.
Ama hala bir şeyler eksik, bu resim daha etkileyici ve daha duygulu, gerçekmiş gibi yapılabilirdi, değil mi? İşte, burada akımlar devreye giriyor. Picasso kübizm akımının en büyük temsilcilerinden biri. Kübizm analitik ve sentetik kübizm olarak ikiye ayrılır.
Örneğin, şurada mandolin veya gitar çalan bir kadın var, şekli deforme
web.sbu.edu
Burada, kübizmi anlamak için ilk başta iki şeyi bilmek gerekiyor.
1. Kendisine yol açan akım fovizm akımı. Fovizm, vahşilik demek Fransızca. Fovist ressamlar da daha önce diğer ressamlar renklerin birbirine uyumunu, resmin daha sakin olmasını gözetirke, fovlar cart diye tüm tabloyu aynı ve parlak renge boyamış. Örneğin, aşağıdaki resim çoğunlukla cart kırmızı
goo.gl
Aynı zamanda masanın şeklinde de deformasyon var. Kübizm, nesnelerin doğal şeklinde ve renginde olmamasını fovizmden alan bir akım.
2. Bilim: Kübizm bilimden oldukça etkilenen bir akımdır. Kübizmle aynı dönemde çok fazla atomla ilgili çalışmalar var. Atom bombaları gündemde, atom artık bölünemeyen bir parça değil. Hem maddenin parçalaya parçalaya o atoma geliyorsun, hem de o atomu parçalayarak çılgın bir enerji elde ediyorsun. İşte analitik kübizmde de bir atomlara ayırma felsefesi var.
Gitar çalan kadına dönelim, resim atomlarına ayrılmış ama hala şekil görülebiliyor, henüz soyutlamaya varılmamış.
Bir de sentetik kübizm var. Bu da analitiğe tepki olarak doğuyor. Her şey daha bütün ve birleştirici. Aslında o atomlara ayrılıyor ve o atomlar daha sonra yeniden birleştiriliyor.
Gelelim, Picasso'ya. Picasso bilimle de yakından ilgili. Uğraşmasa bile anlamak istiyor ve hevesli. Bu dönemde Albert Einstein 4. boyut kavramını ortaya atıyor. Hepimizin eni, boyu ve yüksekliği var ama 4. boyut da zaman; zaman içinde en, boy ve yüksekliğimiz değişiyor. Picasso da bunu resimlerine katmak istiyor ve "Peki, bunun zamanı nasıl olacak" diye düşünüyor. Buluyor, mankenin etrafında dönerek ve eğilip doğrularak çizmeye, boyamaya başlıyor. Böylelikle bir burnunu tam görüyor, bir gözünü yandan görüyor, vb. Ve ortaya bu çıkıyor.
goo.gl
Resmi bu şekilde yapmanın bir açıklaması daha var, o da resimden heykelciliğe geçiş yapma evresi olarak algılanıyor. Resim gibi gördüğü yerden yapmıyor, heykel gibi üç boyutlu da değil; bir ara form. Bir yandan antik Mısır'da da aynı yaklaşım var. Antik Mısır resimlerinde vücudun herhangi bir uzvu en iyi hangi açıdan görülüyorsa o şekilde çizilir.
goo.gl
Örneğin, başın ayrıntıları, burnun girinti çıkıntıları en iyi profilden görüşeceği içi kafa profilden ama göz karşıdan. Gövde en iyi karşıdan algılanacağı için karşıdan. Bacaklar diz etkisini göstermek için profilden. Picasso bilinçli ya da bilinçsiz Antik mısır'a selam çakmış zaman boyutunu kullanırken, burun en iyi ayrıntıları veriyor, göz de. Tabii, fiston ve füzyon gereği resim atomlarına ayrılıp yeniden birleştirilmiş.
Bu dandik resim açıklamadan sonra bir "Haaaa" dedirtecek anlam kazandırmıştır sanırım.
Guernica da aynı şekilde Picasso'nun zaman boyutunu ortaya koyduğu ve sentetik kübizmi kullandığı bir eseri. İşte, bu yüzden bu kadar değerli ve bunları öğrenince insan bu zeka karşısında duygulanmadan edemiyor.
Bundan sonra anladım ki, eğer dünyanın beğendiği resim karşısında bir şey hissetmiyorsam, bunun nedeni altındaki hikayeyi bilmemem. Altındaki hikaye ve nasıl yaratıldığını bilirsem, o resim bana da bir şey ifade eder.
Boticelli'nin Primavera'sı
goo.gl
Bu resim üstüne sayısız akademik tez ve ondan fazla kitap var. Üç bölümlük özet belgeselden sonra "Haaa"yı çekmişrim bunun için ve mıhtemelen gördüğüm yerde hıçkıra hıçkıra ağlayabilirim "Hayatımın top boktası burası" diye.
Şu an günümüzde öğretilen "tasarım" ile o bahsettiğin ünlü tabloların ne biçim ne de içerik olarak hiçbir ilgisi yok. O ünlü tabloların bir çoğu sana okulda öğretilen estetik algısını, tasarım kurallarını zamanında yıkıp bambaşka algılar yaratabildikleri için o kadar ünlü zaten. O yüzden kurduğun bağlam ve paralelliğin fazlaca bir anlamı yok. (cümleyi böyle yazınca da sanki hakaret ediyormuşum gibi oluyor ama esasen "does not make any sense" demeye çalışıyorum)
aychovsky'nin de dediği gibi o tabloları anlamak için biraz sanat tarihi okuması yapmak, o devrin olaylarına hakim olmak, sanatçının duruşunu bilmek, akımları bilmek vs gerekiyor. Bunları bilmeden zaten etkilensen bir garip olur.
tasarım ve sanat arasındaki keskin çizgiyi öğrenmemişseniz çok da eğitimli sayılmazsınız.