Sizce doğru mu, güzel mi..?
herkesin hayatına hiçkimse karışamaz.
ölüm her zaman vardı o zaman kimse eğlenmesin. öyle saçma şey olur mu? bu dinci kafasını anlayamıyorum hiç.
bu kadar şehit ve zulmün olması, seni hayatını yaşayan standart insanı sorgulamaya değil bunun sorumlularını sorgulamaya itmeli. eleştirdiğin insanlar da ülkeyi en az senin kadar seviyor. burada doğdular, burada ölecekler.
Bunun dinle ne alakası var? Vefa meselesi bana göre. Orada gencecik delikanlı evlatlarımız şehit oluyorlar, nice yaralar alıp gazi oluyorlar o askerler polisler... biz burada tepinelim diye...
İyi de, memlekette çoğu şey yolunda mı da iç huzuruyla gönül ferahlığıyla bu derece tepinebiliyoruz?
Sizce bu biraz hissizlik, umursamazlık, vurdumduymazlık, bana dokunmayan bin yaşasıncılık değil mi?
@zgrydn
O dediğine ittiği için bunu soruyorum zaten. Kim kime güç yetirecek? Anıtkabir'in bulunduğu alamı imara açıyorlarmış, buna kim tepki gösterecek mesela? Bu kadar çok eğlenen insanlar mı?
zgrydn + 100
Bu kadar şehidin ve zulmün sorumlularına sormak gerekiyor bu soruyu, başka birisine değil.
erkek olsam y.dışında çalışarak veya bedelli yaparak askere filan gitmezdim
polisler de başka bir şey olamadıkları için polis oluyorlar
profesyonel asker-polis oluyorsan ölüm riskin var, olma. bu kadar basit.
zaten şehit olmak süper harika bir şey. kutsal, cennette filan hep onlar. hiiiç üzülmememiz hatta özenmemiz lazım, değil mi?
tepindiğim, eğlendiği filan yok da bu memlekette her ne oluyorsa hak edildiği için oluyor. hak etmediğini düşünen için zaten yaşamak yeterince zor.
@fengari
Sorunca nasıl cevaplar alındığını görmüyor musunuz? Çok mu üzülüyorlar, pişman mı oluyorlar, utanç mı duyuyorlar, düzeltiyorlar mı sanki olup bitenleri?
Hani egemenlik kayıtsız şartsız milletindi? Niye anca yöneticilerden alamadığımız hesapları soruyoruz, başka şeye aklımız ermiyor mu?
Bu işin sorumlularının bunu umursamıyor olması, sorumlu olmayanlara saldırmayı gerektirmez diye düşünüyorum. Hepimiz üzülüyoruz olan bitene, ben mesleğimden dolayı bir çok konuda daha aktif rol alıp destek olmaya da çalışıyorum ama "bu kadar zulme, bu kadar şehide" rağmen adamların aldıkları oy ortada, zülme uğrayan da gidip oy verdiği zaman geri kalana yapacak başka bir şey kalmıyor.
bu dünyaya keyif çatmaya geldim, birilerinin yasını tutmaya değil. yarın askere gider de ölürsem kimse de benim yasımı tutmasın. kimse için ölmüyorum, elimde olsa bedelli yaparım.
Lütfen şunu bi ayırt edelim. Ben saldırmıyorum. Sadece çok üzgün ve şaşkınım ve bu şekilde sesli düşünüyorum, size de soruyorum. Saldıracak olsam burada bir dizi küfür ve hakaret sıralamam, hedef göstermem, yüksek bir gerilim oluşturmam gerekmez mi? Bana siz kendi iç geriliminizle baktığınız için gergin konuştuğumu zannediyor olabilirsiniz.
Ben normal hayat akışı içinde gülmüyor muyum, kahkaha atmıyor muyum, geyik muhabbetinin dibine vurmuyor muyum? Hepsini yapıyorum. Anlamadığım şey, bunlar sanki insanın psikolojisini ayakta tutmayan şeylermiş gibi her fırsatı eğlenceye çevirmenin mantığı.
Evlenecek tabii insanlar, elbet bunun sevincini paylaşacaklar, ama mesela gümbür gümbür herkesi rahatsız ederek düğün yapmak nedir? Her bir boş vaktini alabildiğine barlara diskolara adamak, sürekli bir "gevşeyelim" kafasında olmak nedir? Gayet normal, gayet güvenli ve çoğu şeyin tıkırında gittiği bir süreç yaşıyor olsak anlarım ama bu kadar zamanı morali enerjiyi ve parayı düze çıkmak için kullansak olmuyor mu, size de değişimi ve mücadeleyi hep başkasından bekliyoruz gibi görünmüyor mu?
Ona bakarsan hicbir zaman eglence yapilmamasi lazim. Acliktan olen insanlar var.
Kriterimiz aci ceken insanlarin yerkurede belli koordinatlarda bulunmasi mi?
@stavro
Anlamamışsın. Kriterimiz o değil. Ülkede en azından güvenlik hukuk ve ekonomi gayet sağlıklı yürüsün, gerisi hallolur kafası benim savunduğum kafa. Her ülkenin her türde insanı olur, önemli olan acı çekenlerin sayısını azaltabilmek, gücü bu yönde kullanmak, gücü bu yönde kullanmayı sevmek. Biz gücümüzü ne yönde harcıyoruz farkında değil misiniz?
O kadar çok olay oldu ki, hissizleştik. Bir atasözü var, borç bini geçince her gün tavuk eti yenirmiş. Bu da biraz öyle oldu. Hani, 40 yılda bir şehit versek, arada bir ekonomi bozulsa millet isyan da edebilirdi, hesap da sorulabilirdi. Şimdi yarın popomuzun dibinde bomba patlamayacağı ve şehitlik istatistiklerine +1 olarak katılıp katılmayacağı belli değilken, ben de olsam "Eğleneyim bari, yarına çıkacak mıyım belli değil" derim.
Ülke 90'larda deli gibi şehit veriyordu, şehit sayısı 2000'lerde azalır gibi yaptı, o zaman da ekonomik kriz oldu. Zaten sonra şehit sayısı da arttı, ekonomi de iyice dağıttı. Eğlenmek için ülkenin sakin bir gün beklesem ömrüm boyunca bunalımdaydım ya da şimdiye çoktan bir milyon psikosomatik hastalık üretmiştim.
Eğlenmek karşı çıkmaya veya hesap sormaya engel deil ama tek tek kimden ne hesabı soracağım. Millet nasıl tek tek hesap sorsun. Yarın hapse tıkıverirler valla. Toplu bir hareket olsun, hep birlikte başlatalım ve devam edelim, hesap da soralım. O ayrı bir konu ama o zamana kadar, sıra bana da gelmeden tek başıma dövünmek istemiyorum. Bu şehide üzülmemek, acısını yüreğinde hissetmemek değil ama ateş düştüğü yeri yakıyor. Ben de şehit versem dünya bana da zindan olur ya da buna üzüşmeyecek değilim. Bunun üzerine kafa yormaktan vazgeçecek değilim. Buna destek vermeyecek değilim, elimde geleni yapmayacak değilim ama biri benim bir yakının öldü diye, onlardan da hayatlarını durdurmasını istemem. Bunun için sivil toplum örgütlerine destek veririm, bir ucundan tutarım ama bu eğlenmeye engel değil.
Ha vur patlasın çal oynasın'lı, şafşatalı eğlenceleri zaten görgüsüzce bulurum. Onun için herhangi bir kötü olaya gerek yok.
herkesin hassasiyeti farklılık gösterebilir. ben mesela millet, vatan, toprak bütünlüğü gibi insanların yarattığı kavramlardaki çatışmalara ve olumsuzluklara üzülmüyorum. elbette herkes güle oynaya askere gitmiyor ama askere yollarken konvoylar, arabalar, en büyük asker bizim asker ölünce aaaaaaaaaauuuuuv. yok öyle. zaten ölen için hiçbir farkı yok.
bu, topluma yedirilmiş bir psikoloji. askerliğin, savaşmanın, hayali sınırların savunulmasının erdemli, onurlu bir şey olduğu yediriliyor. yok öyle bir şey. bizler, ortak paydada insanız. türk, fransız, ingiliz falan değiliz. sırf birileriyle aynı topraklarda doğdum, aynı dili konuşuyorum diye onun ölümüne diğerlerinden daha da fazla üzülecek değilim.
insanların hayatını kaybetmesi olasılığını kabul edilebilir kılacak kadar değerli hiçbir şey yok bu dünyada. savaşlar, çatışmalar hep boşuna.
asıl dert edinilecek şeyler açlıktan, hastalıktan ölen milyonlarca insan. tamamıyla yok ettiğimiz doğal düzen. bizler kadar güçlü olmayan diğer türlere karşı uyguladığımız zulüm, görmezden gelme. asıl bunlar varken eğlenceler falan bana üzücü geliyor. askerin ölmesine madem bu kadar çok üzülen var, 30 milyon insan çıksın yapmıyorum lan askerlik falan desin. belli bir düzeni korumak, yaşamımızdan daha önemli değil. sivil halkın yaşamına dair de bir tehdit varsa bu tehditi bertaraf etmek için anlaşma değil çatışma yoluna giden ve bu bertaraf için de insanı koruma amaçlı başka insanların eğitilmesini amaçlayan militarist anlayışa kafa atalım.
edit: offfff, daraldım duyurudaki mentaliteden. insanların eğlenme seviyeleri de eleştirilebilir sınırlarda görülmüş. artık bu kalıbı aşırı kullanmaya başladım ama herkes işine baksın ya. kimin, ne kadar eğlendiği ya da hangi sınırlar içerisindeki eğlencenin kabul edilebilir olduğu diye bir şey yok. sizin özgürlüğünüze değmediği sürece kimsenin, hiçbir hareketini eleştiremezsiniz. kendinizde toplumsal vicdan kisvesi altında bu hakkı görmeyi bırakın artık.
Tam da vur patlasın çal oynasın'lı aşırı şatafatlı ve çok sıklıkla tekrarlanan eğlenceleri kastediyorum. Yoksa normal efendi efendi, kimseye bir rahatsızlık vermeden yapılan düğünleri, mezuniyet gibi yılbaşı gibi kutlama tarzı ve yine kimseye bir rahatsızlık vermeden yapılan şeylerde sorun görmüyorum. Hayatın durdurulması gerektiğini düşünmüyorum, sadece eğlenme eyleminin kafalardaki hissizlik ölütoprağını söküp atacak miktara çekilmesi gerektiğine inanıyorum. Çünkü kopmaksızın süregelip süregiden bir eğlenme odağı hiçbir ülkeyi kurtarmaz da, kalkındırmaz da, refahını sürdürmez de. Bana biraz fazla dertsiz yaşıyırmuşuz gibi geliyor arkadaşlar.
Bu dertsizlikten kastım kişisel değil toplumsal dertsizlik. Birlikte hiçbir şey yapamıyoruz. Bir yolunu bulmak için kafa yormaya bile yanaşmıyoruz. Anca eğleniyoruz. Sorun bu.
@bayc
Peki illa başımıza gelince mi isyan edip bişeyler yapılmalı diye haykırıcaz? Cevaplarımı okudun mu bilmiyorum, hayatın durdurulmasından yana değilim, elbette her türlü gerçekliğiyle hayat akacak. Ama bugün müdahale etmediğimiz şeylerden dolayı ileride, şu anda hayal etmeye üşendiğimiz büyüklükte sorunlar yaşama ihtimalimiz var. Adamın gözünde sadece sayıyız demişsin, biz kendimize saygı gösterilmesini sağlamadıkça, bizim kendimize saygımız olmadıkça başkalarının bize saygı göstermeme hakkı var da, sanki devlet temsilcilerinin yok mu? Haydi haydi var. Tekrar ediyorum, hayatın durdurulmasından yana asla değilim. Çünkü yaşamayı da unutmamak zorundayız. İnsan olmak ve toplum olmak, hayvan olmak gibi otomatik ve içgüdüsel bişey değil, toplumca düze çıktığımızda nasıl yaşayacağını unutmamış, insani değerlerinden soyutlanmamış bir toplum olarak hayata devam etmemiz, mesela çocuklarımızı nasıl eğitmemiz gerektiğini iyi bilmemiz gerekecek. Fakat biz (bu örnek üzerinden gidersem) çocuklarımızı nasıl eğitmemiz gerektiğini şu anda gayet iyi biliyor muyuz ki? Biz şu anda olması gerektiği gibi yaşıyor muyuz ki suçun sadece devlet temsilcilerinde olduğunu düşünmekte sonuna kadar haklı olalım??
@i drive the hearse
"sizin özgürlüğünüze değmediği sürece kimsenin, hiçbir hareketini eleştiremezsiniz." demişsin, senin (lafın gelişi "senin", yoksa konu sen değilsin) özgürlüğün benim özgürlüğümü kısıtlıyor, hatta yer yer yok ediyor, bilmem farkında mısın? Toplumsal alandaki zayıflığımızın verdiği zarar da tam olarak bu yönde. Birbirini anlamamak, birbirine karşı saygısız olmak, birbirine karşı sevgisiz ve ben merkezci davranmak.
Diyorum ki bazı insanların ben merkezcilikleri bazılarımıza aşırı zarar veriyor. Bunu ister siyasi alın ister ekonomik ister hukuki ister eğitimsel ister güvenlik vs. Bu apaçık bir gerçek. Filler tepişiyor çimenler eziliyor meselesi bu, ben çimen olmayı kabul ettikçe filler beni hem yiyecek hem üstümde tepişecek hem de tepeme sıçacak. Bilmem anlatabiliyor muyum.
Tekrar ediyorum, kimsenin eğlenme hakkına itirazım yok, itirazım, sanki ülke çok ferah bir noktadaymış gibi kafayı sürekli eğlenceye, sürekli geyiğe, sürekli üretimsiz tüketime odaklamak. Bunların aşırı yapılması. Çünkü farkında olsanız da olmasanız da psikolojik olarak aşırı bir gevşeklik hali içine girilmiş durumda. Sırf bu yüzden bugün "bugün karnımız doyacak mı" noktasına geldik. Olması gereken anda olması gerekeni olması gerektiği gibi yapmadığımız için.
İyi de, 30 yıldır sürekli şehit var. 30 yıl önce 20 yaşında olan biri 50 yaşına kadar hiç eğlenmeden mi gelsin? Bu mu istediğin?
@babilbaligi
Aradaki yazdıklarımı bi okur musun...
@bayc
Peki başka ülkelerin halkları ayaklandığında nasıl yaptırım uyguluyorlar? Biz niye bunları hiç incelemiyoruz?