İyi kötü bir düzen oturttum hayatımda ama ülkenin içinde bulunduğu durumdan aslında daha çok ülke insanın olaylara bakış açısı inanılmaz mutsuz ediyor beni.

Sanırım heyecanlı, kuralsız bir hayattansa ben kurallı ama sıkıcı bir hayat istiyorum, insanların kuralsızlığı kural yapmış hallerine artık tahammül edemiyorum. Ki artık bu durumlar o kadar normalleşmiş ki kimse garipsemiyor, geçen gün yaya geçidinden neden geçtiğim için bir taksici ile tartıştım. Artık trafikte dolmuşçuların, taksicilerin abuk sabuk davranışları bu mesleğe mensup oldukları için normal karşılanıyor.

Bu kuralsızlık sadece trafikte değil her türlü insan içeren sistemin içine işlemiş, her yanlış şeye itiraz etmek, hak verilmez alınır, düsturu ile yaşamak hakikaten çok yorucu. Artı buna, insanların bilgisiz dar bakış açıları ile olayları yorumlamaları eklenince kendimi aşırı azınlık hissetmeye başlıyorum.

Şimdi sorum ise, ülkedeki durumu ve insanları kabullenip bir şekilde mutlu olacak yollar mı aramak gerek yoksa kurallarla yaşanan bir ülkeye ne kadar zor olsa da göç etmek mi, orada da bir düzen oturtmak şimdiki konforu bulmak bir 5 yıl alır gibime geliyor.

 

"kurallı ama sıkıcı"dan kastının nispeten gelişmiş bir avrupa ülkesi olduğunu varsayıyorum, ben olsam hiç standart falan düşünmeden kaçmanın yolunu arardım. avrupa'ya yerleşme imkânı varken hala türkiye'de yaşayan insanları hiç anlamıyorum. biliyorum her şeyi bırakıp gitmek kolay değil, kimisinin anası babası ilgiye/desteğe muhtaç vs. ama ne bileyim ya ben düşünmem bile. hayır fazlasında gözüm yok estonyasına, litvanyasına da razıyım öyle almanya olsun isveç olsun ingiltere olsun diye bir derdim yok.

orada düzen oturtup konfor bulmak beş sene alır belki ama burada yaşayacağın beş sene de hayatından on beş yıl çalar.

der meister

medya sektöründeki bir çift tanıdığım gezi olaylarından sonra ingiltereye yerleşti
adamın şirketi vardı firmayı oraya taşıdı (veya zaten orada da firması vardı onu aktif kullanmaya başladı) gibi bir şeyler tam maddi konuları bilmiyorum ama yani bunlar öğrenci değil 35 yaş civarı, iyi okul mezunu, işi gücü olan insanlar onu anlatmaya çalışıyorum
sonuçta, kazandıklarını ev kirasına veriyorlar bir de kızda kronik bir hastalık çıktı tedavi çok yorucu oluyormuş, ingitere sağlık sistemi konusunda çok iç açıcı konuşmuyorlar. senelerce ABDde olup kanser ilaçlarını sağlık planı ödemediği için ortada kalan biliyorum.
avustralyadan bir tanıdık çift de 4-5 ay önce döndü geri tr'ye adam turizmciydi kız müzik hocasıydı orada çalışmıyordu
adam kiraya masraflara yetişmek için saatlik işlerde, 2-3 vardiya çalışıyordu (tabi kızın tembel olup ben müzisyenim bulaşık yıkayamam demesi de ayrı bir olay)
avrapada hayat 30m2 bir evde, düzen kurabilmek için 2-3 işte (o da bulabilirsen) çalışarak oluyor. öğrenciysen, 20li yaşlardaysan, düzen kurana kadar harcaycak bir 5 senen varsa
burada bilgisayar mühendisi olup orada taksiye çıkmaktan gam yemeyeceksen eşin, bi kahve içecek kimse yok diye ağlamayacaksa
yahut eşinin orada bir düzeni varsa
yahut aşiretin oradaysa sana mobilya taşınacak dediğinde kamyonet, ehliyet dönüştürülecek dediğinde kurs, bebeğe nereye bırakacam dediğinde ben bakarım diye geliyorlarsa,
ya da çok şanslı olup hem ucuz olup hem sıkıcı olmayan bir şehirde iyi ücretli bir iş bulabiliyorsan şak diye ne güzel (bunun nispeten mümkün olduğu yerler orta avrupa olabilir)
yoksa şöyle oluyor: özellikle kuzey/batı avrupa 9 çocuklu kürt arap göçmene ev veriyor, sosyal yardım veriyor. eşini dil kursuna bedava gönderiyor
sen bunların hepsini cebinden para verip yapmaya çalışıyorsun. beyaz yakalı türke kimse 5 kuruş yardım etmiyor ! ve fakat sen aynı zamanda sen, o 9 çocuklu okuma-yazma bilmeyen aile ile aynı görülüyorsun :) yani çok şanslıysan ve ırkçı olmayan bir yere yerleşeceksen tabi ayrı ama bir altyapın olmadan öteki/azınlık olmayacağın bir yeri tak diye bulmak kolay değil.
ABDyi çok fazla bilmiyorum çok arkadaşım olmakla bilikte hiç maaş/geçim konusu konuştuğum olmadı. Trump'tan sonra ne oldu sosyal hayat onu da bilmiyorum.
Soğuk demezsen Kanada belki bu sorunları daha az yaşayacağın bir yer olabilir.

niye ama

Der meister +1

Ama is bulur giderseniz 5 sene surmez, iki senenin sonunda alisirsiniz.
Nasil birisi oldugunuza da bagli, sozlukteki malum baslikta 'fasist dolu oralar, ayrimcilik gorecegim' ya da 'simit olmadan yasayamam' kafasindaysaniz zor olur.

Kuralli yasamak illa sikici olmak degil bu arada, kural ve bu kurallarin herkese esit uygulanmasi 'ongorulebilirligi' beraberinde getirir. Bence bu da inanilmaz huzurlu ve yasam kalitesini arttirici bir sey. Nasil yapsam da bu is olsa, acaba kimi araya soksak da sunu halletsek konularina harcayacaginiz enerjiyi baska seylere harciyorsunuz. Elbette insan faktoru oldugu surece aksilik oluyor.
Yasam kalitenizin ne kadar artacagina, ozellikle de calisma sartlari iyi olan bir ulkeye giderseniz, turkiye'de ozel sirketlerin calisma sartlarindan sonra nasil bir ferahlik hissedeceginize deginmiyorum bile.

Bir de kucuk evlerde yasanmasi bakimindan, cok spesifik bir sey ama kucuk evde yasamak guzel bir sey. O kadar esyaya, bu kadar tuketime ihtiyacimiz yok zaten. Yasam disarda, dogada, parklarda geciyor. Buyuk ev derdinde olanlar, marka/son model telefon/ en iyi araba derdinde olanlar genelde dogu avrupalilar ve araplar. Herkes ayagini yorganina gore uzatiyor, kimse de kimseyi kinamiyor ya da kolundaki saate gore tutum degistirmiyor. Boyle seylere kafa yormamak (zaten boyle biriyseniz de sizin gibi insanlarla yasamak) da huzur verici. Elbette herkesin kisisel tercihi/deneyimi.

kassiopeia

Türkiye'de kendini ispatlayamamış bir yerlere gelememiş az çok birikimi olmayan biri yurtdışında sürünür.

Diğer ülkeler açmış kollarını gelsinler diye beklemiyor. Nitelikli iyi eğitimli adam istiyorlar. Buraya alıp yetiştirelim bakıp besleyelim olayı yok. Orada azınlık olacaksın bir de. Düşün yani buranın suriyelisi gibi.

Cruyff

yahu Cruyff ne kadar da abartmışsın, oranın suriyelisi falan, ne yaptın hacım.

yurtdışı konuları kişiye göre değişir, tek bir doğru yok. dolayısıyla senin için nasıl olur bilemem. imkanın varsa risk alıp deneyeceksin ki keşkelerle yaşamak zorunda kalmayasın.

soso

Bugun sehir icinde ormanla denizin birlestigi bir yerde dolasirken "ne guzel, buralar benim gibiler hice sayilarak birilerine rezidans yapmasi icin peskes cekilmeyecek" diye dusundum.

fin

Uzun vadede çok fazla şey güzel olur, çünkü gelişmiş ülkeler gerizekalı cahil kitleler tarafından ekonomik ve siyasi açıdan şekillenmiyor. (Abd hariç ki o da fırsat dolu aklını kullanana) Bir de gün içinde karşılaşılan saygısız, gerizekalı burada da var, ama oranı çok çok daha düşük.

Türkiye'de alım gücün düşerken, iç güvenliği çok kötüyken, ileride bölünme ya da başka riskkler vs. varken gideceğine ülkeleye göre bunlardan sadece ekonomik kısmı sorun olabilir. İşçiysen, çalışırken ölme ihtimalin çok çok daha düşecek, sıradan vatandaş olarakta trafikte ya da askerde ölme ihtimalinde aynı şekilde. Bir ton değişken ve ihtimal daha iyi bu ülkelerde. Çocuğun olur, Trde para verip alamadığın kalitede eğitime, burada ücret vermeden alabilirsin. Okulda saçmalıkta anlatmazlar orada ki gibi.

Finlandiya'ya okumak için gelen biri olarak, uzun vadede en büyük sorunum Fince görünüyor şuan. İşte IT olduğu için pek sıkıntı olmayacak gibi ki aramıyorum şuan. Onun dışında hava hariç her şey daha iyi :)

christopher nolan
1

mobil görünümden çık