türkiye'de sanatın gelişmeme nedenleri başlığını görünce daha önce de yazmak isteyip de yazamadığım bir şeyler var da size de sorayım dedim.

siz ki sanat dünyasıyla, aslında tüm görüşlere, tüm şeyleri kabul eden zihin dünyanızla - belki de ben yanılıyorumdur bilmiyorum- herhangi bir görüşe sahip olsanız da sizin görüşünüze zıt olan sanatçıları sanatsal olmayan bir şekilde eleştirip, o mu çok bohem diyor musunuz?

örnek vereyim bir de;

sol görüşe sahip birey olsanız, ziya gökalp'i sırf milliyetçi diye eleştirip yazdıklarını okumaz mısınız?
ülkücü olsanız, sırf nazım hikmet solcu diye onu eleştirip yazdıklarını okumaz mısınız?
sırf ateist olsanız, nfk, nuri pakdil veya mehmet akif ersoy'u eleştirip yazdıklarını okumaz mısınız?

buradaki eleştiri, sanat eleştirisi değil. yani nazım hikmet'in bir şiirindeki bir cümlenin ''orada olmasaymış da olurmuş'' değil ''la zaten komünist bu yazdıkları okunmaz'' tarzında eleştiri veya sanatsal olmayan yaşam biçimiyle alakalı eleştiri.

o üniversite sıralarında, kürsülerde bu tipler -bence olmaması gereken- var mı?

 

Benim Türkiye'de karşılaştığım çevrelerde bu şekilde bir davranış kalıbı gözlemlemedim. Ancak, bunun, özellikle üniversite anlamından uzaklaşıp devletin milli 'liselerine' dönüşmüş 'üniversitelerde' çok olduğunu düşünüyorum.

Bir de tabii, başarı sorunu var. Türkiye'de Türk-İslam ağırlıklı yazına hakim değilim. Sadece okuduklarım üzerinden gidersem (ki çok azını okuma fırsatım oldu) Ziya Gökalp, eğer erken 20.yy Türk siyasal düşünceleri tarihi üstüne araştırma yapmıyorsan gereksiz. Çünkü oldukça çiğ. Ya da Nihal Atsız, edebi kabiliyetleri oldukça zayıf. Yani, bazı grupların sarıldıkları isimler yeterince başarılı değil, ancak onlar eleştirilince de Türkçü ya da İslamcı diye eleştirmiş olarak kodlanıyorsunuz. Bu can sıkıcı. Sonuçta oturup Ahmet Hamdi Tanpınar ya da Mehmet Akif Ersoy'u böyle eleştirmiyoruz (yine sadece okuduğum isimlerden örnek verdim).

protector

ben sanatta her türlü propagandaya karşıyım. herhangi biri sanatıyla sahip olduğu herhangi bir fikri anlatıyorsa benim gözümde o çöp oluyor.

müzik açısından konuşacak olursam, müziğinde "sosyalizmi getireceğiz" diyen adam da, "allah'ın kılıcı bilmemne" diyen adamların hepsi tıraş. işin ilginç yanı bu iki tarzda da işler yaptım. gözlemim şu oldu, sözleri çıkar müzikleri birebir aynı.

alperz

öncelikle cevap için teşekkür ederim, istediğim türde bir şey olmuş.

sanatla içli dışlı değilim ancak okuduğum kadarım. sanatsal bir çevrem de yok, o kültüre de haiz değilim.

bir sanatçı gözüyle, sanatçı edasına sahip görüşle bir eleştiri yapılması zaten hayatın olağan şeyi. fakat ''o mu peh, pok gibi yazıyor'' diyor ardından da türkiye'de sanat gelişmiyor diye zırlıyor bir kısım insan.. türkiye'de sanat gelişmiyorda dediklerine baksak, sanatçı diyebilirim ama o kültüre sahip birinin küfürle, hakaretle konuşması aslında o kültüre haiz olmadığının kanıtı olsa gerek? şimdi bu adam, gelişmiyor lan işte sanat dediğinde ''kardeşim bi defol git'' desem haksız mı olurum?

Edit: ''erken 20.yy Türk siyasal düşünceleri tarihi üstüne araştırma yapmıyorsan gereksiz'' tabiki bu konuda haklısınız. bu zaten çok farklı bir olay.

blue eyes white dragon

@vegas, toplum buna hazır değil derken?

hindistan'a gidip beyler inek kutsal değil yiyin gitsin demiyoruz. sanatın var olduğu bir yerde, geleceğin sanatçılarının geliştiği yerde farklı görüşü saklamak abes değil mi?

blue eyes white dragon

parasızlık. ben mesela tutunamayanları alıcaktım baktım 43 tl vazgeçtim.

xu

Edebiyat sanatın en ucuz biçimi bana kalırsa. Edebiyat yapmak için uzun yıllar süren eğitimlere gerek yok. Ama bir virtüöz olabilmek için çok uzun yıllar çalışmak gerekiyor. Birkaç tane popüler edebiyatçıya kolayca sanatçı diyebiliyorsak, Leonardo da Vinci'ye başka bir şey demeliyiz. Bir ülkede sanatın gelişmediği söyleniyorsa edebiyattan önce müzik, resim, heykel gibi şeyler kastedilir. Bu alanlarda nitelikli kişiler yetiştirilmesi ve de o kişilerin nitelikli eserler ortaya koyması sonucunda ülkede sanat gelişiyor diyebiliriz. Ben açıkçası bozuk plak gibi sürekli aynı şeyleri tekrar eden kimseyi okumam, dinlemem, takip etmem. Biraz araştırırım. Tarzı bana uygun değilse bir daha bakmam. Ben bir dergide editör değilim ki, her görüşe hakim olmak zorunda kalayım. Eğer bu sanatsa, ben sadece beğendiğim yazarları takip edebilirim.

dissendium
1

mobil görünümden çık