saçma bulmadan önce okumanızı rica ediyorum.
son 1 yıldır kırmızı et yemiyorum. vejeteryanlıkla hiçbir alakası yok. 5 yıldır bir köyde çalışıyorum ve o hayvanların nelerle beslendiklerini gördüm. açıkçası şu anda kırmızı etten iğreniyorum.
dün bir lokantaya gittim ve garsona iki defa çorbanın içinde et suyu olup olmadığını sordum. "yok" dedi. içtim ben de 2 kere.
bugün aynı yere gittim. bu sefer aşçı vardı ve ona sordum. o da "her zaman koyuyoruz." deyince feci sinir oldum. neden böyle bir şey yaptı garson ibnesi bilmiyorum sanırım sorumsuzluk.
olayı kasadaki adama anlattım "kusura bakma." dedi sustu.
ben buna dava açsam kazanır mıyım arkadaş? tazminat peşinde falan değilim. ama ceza alsınlar istiyorum. artık ne cezası olursa.
"böyle saçma iş mi olur." diyen olacaksa da bu duyuru altına cevap vermemesini rica ediyorum. konu davanın saçmalığı değil. konu dağılmasın. isteyen olursa istediği konuyu özel mesaj yoluyla tartışalım. bura yeri değil. çok mükemmel hayatlar yaşayanlardan da değilim ama benim de hassas noktam budur.
Garsonun yok cevabı verdiğine dair kanıtın var mı?
nasıl bir kanıtım olabilir ki? ses kayıt cihazıyla mı dolaşmalıydım? çevremdeki çoğu kişi kırmızı et yemediğimi biliyor.
Hakimin ciddiye almasını, dava açılır mı açılmaz mı falan geçtim, sen kanıtsız gidersen adam "anlamadım, yanlış anladım, duymadım, hatırlamıyorum, meşguldüm" falan demez mi sence?
burası türkiye gardaş. hakim seni psikyatriste yollayabilir..
@wayfarer: ben de kendimi alt sınıf sayıyorum. fakir olmak başka sorumsuzluk başka. sana "pilavın içinde margarin var mı?" diyen adama "yok" deyip pilavı yedirirsen belki anaflaksi geliştirecek? ya da dini nedenlerle yemiyor belki...
Kötü şekilde beslenen hayvanlar belli bir yerde, belli bir süre tutulur. Tutulma süreleri hayvanın büyük veya küçükbaş olmalarına göre değişir. Büyük başlarda biraz daha uzundur. Bu şekilde istenilen şekilde beslenmiş olacakları için - temizlenmiş olurlar-
Dava konusuna gelince pek bir şey çıkacağını sanmıyorum. Garson yalan söyledi diyemeyiz sadece ne biliyorsa onu aktarmış. Asıl kilit adam aşçı :) nede olsa kazanı karıştıran kendisi.. Ama ilk muhatap olduğun kişi de maalesef o değil ama doğruyu söylüyor. Ayrıca yediğin yemeğin sana doğrudan bir zararı da söz konusu değil. O nedenle unut gitsin.
ya o değil de et suyunun tadını anlamıyor musun?
garson he he demiş geçiştirmiştir. haklı demiyorum ama derdini şeyapıyım derler muhtemelen.
et suyunun tadını alamıyorsan et yememen için sadece farkındalık diyebiliriz. hayır garsonun ona et suyu konulduğunu bilmediği ihtimalini kaçırıp topyekün garsonu suçlamak da saçma, bir yanlış anlaşılma olmuş beğenmiyorsan bir daha gitme içine et suyu konulmayan bir lokantadan hizmet alırsın, serbest piyasa zaten cezasını verir, söylemeyecektim sen dediğin için ama ilgilendiğin şey ağır saçma, ama illa başvuracağım diyorsan gideceğin yer tüketici hakem heyeti.
ben de köylerde kaldım ama hayvanlara saman, küspe ya da ot dışında bir şey verdiklerini görmedim, hayvanlara siyanür mü içirildiğini mi gördün de bu kadar etten iğrendin onu da anlamadım.
Garson etsuyu tableti olarak anlamış olmasın. Ben de ilk başta tablet olarak düşündüm.
Baya psikolojinin bozulmuş olması lazım, bununla ilgili raporların olması lazım ki gerçekten dava açmaya değecek bir sebebin ve/veya kaybın olsun. Şu yaptığına hakim 'milletin bin türlü derdi varken şu şımarığın işine bak' der ve yollar diye düşünüyorum.
Bu tarz konularda hassas idiysen vegas'ın dediği gibi içmeyecektin.
Hayvanların kötü koşullarda yetiştirildiğinden şikayetçiysen de bu kadar pasif olma. Bir denetim şirketi kur, sertifika ver, bu işlerin denetlenmesi için devletin gerekli organlarıyla çalışmalara katıl. En alakasız adamı şikayet edip ne elde edeceksin? Kime neyi kanıtlayacaksın? Yine hayvan üreticileri orada duracak.
Bu onun bunun et yemesini ayıplayanlar da aynı kafa. Gidin siz üretin, iyi koşullarda üretin.
Et suyuna allerjin olmuş olsa, zehirlenmiş falan olsaydın farklıydı ama şu haliyle
tüketici haklarıyla ilgili bir konu olduğu için ve belli rakamın altında kaldığı için sadece hakem heyetine gidebilirsin sanıyorum. O durumda da kanıt olmadığı için bir şey çıkmaz, çıksaydı da "alınan ürün vaadedildiği gibi çıkmadığı için" çorbanın parasını iade alırdın en çok.
Davayı kazanmanın önünde iki engel var: 1. İspat sorunu 2. Hakimin manevi zarara uğradığına ikna olması sorunu. Kazanma ihtimalini düşük görüyorum.