lutfen acele

4 mevsim olmasina ragmen bana hep sonbahari cagristiriyor. solmus, sararmis yapraklari. dinledikce sanki yapraklar hafif hafif suzulerek dokuluyomus gibi geliyo. ama sonbahar huzursuzluk gibi olsa da huzur veriyo bunlar. yani sanki biri olmus, ama bu olum onun kurtulusu olmus, kotu bi olum olmamis gibi.
bu dinlediklerimi gorsem muhtemelen sari, kahverengi ve turuncu tonlarinda gorurdum.
bazen muzik cosunca da bi tedirginlik hissediyorum, o zaman da boyle bi ronesans devri, kralliklarin arka bahcelerinde gecen karanlik olaylar, biraz da kilise icindeki ic hesaplasmalari animsatiyo sanki.


bana hep şey gibi geliyor, ilk bahar ile başlıyor, yeniden doğum, neşe, cıvıl cıvıl, yaz giriyor sıcaklık, coşku neşe, -neden bilmem ama sanki- kudret. derken çöküş, hüzün, bitim güz ile başlıyor, kış ise hayat bitmiş de, arada çırpınışlar var ama harbi ölü. hatta en sevmediğim kısım kesinlikle kış.


benim anlamadığım şey, bu bir müzik formu, veya kompozisyon analizi olmadığı sürece, sizin hissettiklerinizse eğer neden bir zahmet dinleyip siz yazmıyorsunuz ?
belki bir gün bu ödev sayesinde bir klasik müzik dinleyicisi olabilirsiniz hoşunuza giderse...
yoksa bundan mı korkuyorsunuz ?
