
malum ses hava ile iletilir. hoparlor kabinindeki o hava kanalları, sesi olumsuz etkileyecek gereksiz salinim , basinç ve titresimlerin önüne geçiyor. arabalardaki amortisörler gibi düsün
daha cok bas frekansli seslerde kendisini daha iyi hissettirir bu kanallar.


yüksek titreşimden dolayı kabin içerisindeki hacim değişiyor. hoparlör ileri gidince hacim büyüyor, geri gelirse daralıyor. subwooferlarda normal hoparlörlerden çok daha büyük olduğundan bir anda hava basıncı oluşuyor.
havanın serbestçe çıkıp girebilmesi hoparlör kağıdının hareketini kısıtlamasın diye. böylece bozulmalar en aza iniyor.


bas seslerin artmasına etkisi var ancak ses kalitesi açısından kötü etkliyor.
ilk olarak bir hacim içine sıkışmayan hoparlör diyaframı daha serbest hareket ediyor.
sesin gittiği yolun uzunluğuna bağlı olarak bir bölgede bas sesleri arttırıyor.
ancak kalite hoparlöler, stüdyo monitörleri mesela hep tam kapalı kabinlerdir.
en.wikipedia.org


bizde bir tane sharp müzik seti var. çocukluğumdaki en eğlenceli şeylerden biri, bu müzik setinin sesini iyice açıp hoparlörün hava kanalının önüne yatmaktı. oluşturduğu 'rüzgar' yüzüme çarptıkça eğleniyordum.
sonuç olarak; yukarıda bahsedildiği gibi içeride oluşan hava akımı dışarı atılarak diyaframın rahat hareket etmesini sağlıyor. kanımca ömrünü de artırıyordur.


'ancak kalite hoparlöler, stüdyo monitörleri mesela hep tam kapalı kabinlerdir.'
böyle bir şey yok, şöyle bir şey var: medias.audiofanzine.com
bas seslerin artmasıyla değil, bozulmadan çıkmasıyla ilgilidir.
'ancak ses kalitesi açısından kötü etkliyor.' bu da saçmalık.
bu da başka: www.audioheritage.org
