merhaba herkese
diyelim ki akademisyen olmaya karar verdim, şuan ikinci sınıftayım bölüm değiştirdiğim için birkaç yıl kaybım oldu, ne gibi tavsiyeler verirsiniz.
türkiye'nin en iyi okullarından birinde okuyorum.(en iyiden kastım yüksek bir sıralamayla öğrenci kabul etmesi)

bölüm iktisat
daha fazla ne gibi bilgiler verebilirim bilemedim.
fikirleriniz değerli.

teşekkürler

not: bu yola girmiş arkadaşlarım var ancak farklı alanlarda çalışıyorlar. sürecin acılı olduğundan haberdarım.

 

"Süreç acılı oluyor." gibi bir özetleme yaparsak, konu hakkında her şeyi göz ardı etmiş oluyoruz. Ayrıca gereken sınavları, dil konusundaki yetkinliği falan hiç anlatmayacağım; bu amaçla yola çıkan birinin bunları bildiğini farz edeceğim.

Akademisyenlik, herhangi bir iş bulunamadığı takdirde ilerlenmesi gerekilen bir yol değil. Bir an bile yaptığınız işe olan dikkatinizi kaybetmemeniz gereken, asla peşinden koşmayı bırakmayıp her gün uyandığınızda yeni bir şeyler öğrenmeye olan hevesinizi canlı tutmanız gereken bir meslek. Mesleğe atılmanızın üzerinden 40 yıl geçse dahi, dersine girdiğiniz öğrencilere hâlâ ilk günkü gibi bakabiliyor olmanız demek. Bir unvana ulaşınca, maaşınızı belirli bir miktara çekince gevşeyeceğiniz bir meslek değil kesinlikle. Siz bir nesle son şeklini verecek insanlardan birisiniz, kurduğunuz her yanlış cümle, kallavi bir kelebek etkisini beraberinde getirebilme ihtimalini taşıyor içinde. Eğer bir gün soğuyacağınızı düşünüyorsanız, hiç kalkışmayın.

Bulunduğunuz üniversitede kalmak, tabii ki her öğrencinin kendi üniversitesinde devam etmesi gibi normal bir istek fakat siz bu mesleğin mi peşindesiniz, yoksa bu mesleğin getirdiklerinin mi; buna bir karar vermelisiniz önce. Daha önce adını dahi duymadığınız bir okulda kariyerinize devam etmek de söz konusu olabilir. Geleceği parlak bir iktisatçı olmanız, eğer farklı bir şehirde iken zor ise, bu isteğinizi ciddi ciddi düşünün.

Hatta ve hatta, ne kadar iyi olsanız da ayağınız kaydırılacak yeri gelince. Sabahlara kadar çalışıp ortaya somut ürünler koyan insanların belirli kişilere yakın olmaması sebebiyle yıllarca bir yardımcı doçent bile olamadığı; ciddi anlamda çalışsanız bile yerinize gelecek kişilerin aylar öncesinden belirlendiği, sizin bilimsel gelişmeniz yerine kendi işlerini halletmenizi bekleyen hocalarla karşılaşacağınız zamanlar hiç de az değil. Yaptığınız en ufak bir sosyal mecra hareketinin başınıza büyük çoraplar öreceğini de hiç irdelemeyeyim, elbette tahmin etmişsinizdir.

Süreç acılı değil, siz o acıya eğer bu mesleğin peşinde iseniz alışıyorsunuz. Asıl soru, bu acıya dayanma pahasına gerçekten düzene uyabilecek misiniz? Tabii ki kalıplara sığmama şansınız bulunuyor ama o zaman da bir avuç akademisyen arasına dahil olup önünüzdeki engeller için iki kat uğraşmanız gerekecek.

Sizden bir şey öğrenmek için odanızın önünde bekleyen öğrencileri görmenin yaşattığı mutluluğu hiçbir yerde bulamazsınız aslında. Eğer sabırlıysanız, ayakta kalabilecekseniz; yapacağınız çok şey var. Asıl soru: Gerçekten bunu istiyor musunuz?

tel tokasini duzelten samuray

@aga,
peki vazgeç dışında "olmak", "yapmak" isteyene ne gibi tavsiyelerin olabilir?

evet yapısal olarak, doğası gereği çok zor bir iş. iş diye tanımlamak doğru olur mu bilmiyorum ama bu yola girecek bir kişinin psikolojik olarak kendini hazırlaması dışında yapması gerekenler neler olabilir onu merak ediyorum.

durbikonusucaz

elini güçlendirmek için ales ve yds (yökdil muhabbeti ne iş bilmiyorum ama bir muhabbet var) iyi olmalı. not ortalaman ortalamanın üstünde olmalı. ve akademisyen olmak istediğin üniversite konusunda daha geniş düşünmen gerek, nerede kadro açılacağını bilemezsin.

tez yazmak makale yazmak falan filan bu işin yarısı bilgisayar uygulaması öğrenmek (spss, ewiews, excel gibi gibi), diğer yarısı ise origami yapmak oluyor. origamiden kastım şu: intihalin yasal olanı. kavramsal çerçeve, tanım, metodoloji hödöhöt kısımlarında yabancı dillerden çeviri yapmak en kesin yöntemdir ya da türkçe şeylerin yüklemini cartını curtunu değiştirip koyman lazım. bildiğin origami. al cümleyi karıştır değiştir geri koy, aynı cümle ama farklı. :D bir yerden sonra çok bayıyor bu yarı.

bu arada belirteyim tecrübesi olan birisi değilim, gözlemlerimi aktarıyorum.

meslek ilk başlarda hayvan gibi öğrenme süreci gerektiriyor. doktora bitene kadar rahata ermek yok ki sonra doçentlik sınavı var. ezberinin iyi olması işine yarar bü ülkede her bokta yarayacağı gibi ama nedenleri ile bilmeye başlarsın bir süre sonra ezberden çıkar.

türkiye için sürekli üretme zorunluluğu yok. doçent olmasan da yrd doç kalabiliyorsun geberene kadar.

ecnebi yerlerde üretmezsen kapı dışarı ederler ve türkiyede üretmek ile oralarda üretmek arasında çok ciddi fark var.

kolay gelsin.

tuzumkuru

Şimdiden bol bol tez ve makale oku alanınla ilgili. Alanında adı geçen hocaların çalışmalarına hakim ol, isim ve makale hafızan çok iyi olsun, akademik çevre edin, öğrenci sempozyumlarını takip et ve mutlaka katıl, akademik camiada kendine yer aç. Mümkün olduğunca makale okumaya Ve makale formatına alışmaya çalış Ve yazmaya başla ufak ufak kendini geliştir. Mezun olduğunda makale nasıl yazılır biliyor ol. Akademik çevre demiş miydim?

Ama bence de, vazgeç :)

mutlusismankedi2015
1

mobil görünümden çık