Geçen gün uzun zamandır görmediğim bir arkadaşıma rastladım. Konu konuyu açtı, evliliğe geldi. Bir süredir beraber yaşadığı bir kadın varmış ve evlenmeyi düşünüyorlarmış. Hayırlı olsun dememle birlikte içindekileri bir bir döktü bana. Meğerse bu kadın hiç tipi değilmiş, düşük seviyedeymiş, çok saf ve salakmış.. fiziksel olarak ta göğüsleri küçük, bacakları kalın, kıl-tüy, vs..Anlattı da anlattı... Kafa olarak uyuşuyor musunuz dediğimde, ya iyi vakit geçiriyoruz beni eğlendiyor falan dedi. Peki neden evleniyorsunuz, beraber yaşamaya devam edin dediğimde de kendince sebeplerini sıraladı. Aile baskısı, çevre baskısı, kurulu düzeninin olmasını istemesi, kadını istediği gibi idare edebilmesi, vs.

İlişkisi hakkında anlattığı detaylar da beni oldukça şaşırttı. Meğer bu kadınla beraber olduğu sırada birkaç kızla daha beraber olmuş, üstelik evleneceği kadın da bunu biliyormuş ama salağa yatmış. Arkadaşım çoğu zaman, kadınla seviştikten kısa bir süre sonra dahi porno izliyormuş veya başka kadınların resimlerine bakıp onlarla tatmin oluyormuş. Kadın bütün bunları bilgisayardan, telefondan öürendiği halde çoğu zaman sesini çıkarmıyormuş. Bunları konuştuğumuzda da inkar ediyorum veya bir daha yapmayacağım diyorum, kadın da hemen inanıyor dedi. Bunu elimde bu kadar kolay idare edebileceğim için ve bana muhtaç olduğu için de evlenmek istiyorum, olmazsa da tekmeyi basarım boşanırız deyince bana çok saçma geldi.

Bir kadın düşünün evleneceği erkek her haltı yiyor, hiçbir şekilde güven vermiyor, devamlı yalan söylüyor, maddi durumu desen de öyle çok zengin falan değil, özellikle vücudu çirkin olduğu için devamlı eksikleniyor ve kendini yetersiz hissediyor, vs.. ama tutunacağım bir dal olsun diye evleniyim diyor ! Ne kadar onursuzca, haysiyetsizce, gurursuzca, aşağılık bir düşünce yapısı böyle !!

Sorulara gelirsek ;

1. Bir kadın çalışıp iyi kötü kendi kendine yetebileceği halde nasıl böyle bir erkekle evlenmek ister, aşk bu kadar gözleri kör edebilir mi ?

2. Evleneceğiniz kişinin sözleriyle eylemleri bu kadar çelişiyorsa ilerde değişebilir umuduyla evlenmeyi düşünür müsünüz ?

3. Evleneceğiniz kişinin maddi durumu, sosyal statüsü ve toplum içindeki konumu evlilik kararınızda ne derecede etkili olur ?

 

Bir erkek nasıl böyle bir kadınla evlenmeyi düşünür?
"Bunu elimde bu kadar kolay idare edebileceğim için ve bana muhtaç olduğu için de evlenmek istiyorum, olmazsa da tekmeyi basarım boşanırız"
Bu ne lan. Mantığına sıçayım ya.

Neyse olaydan bağımsız sorulara yanıt vereceğim:

1- Aşkın gözü kör etmesinden ziyade, aile ya da çevre baskısı da etken olabilir buna.
Aman "evde kaldı" demesinler diye düşünüp isteyebilir.
2- Hayır.
3- Maddi olarak da diğer açılardan da birbirimize yakın olmamızı, arada çok fark olmamasını isterim.

mutekebbir

Kalitesizlik akıyor.


1- Kadının çok aşık olduğunu sanmam o da idare ediyordur.
2- Düşünmeyi düşünmem
3- %50 etkili olur.

lcha

insanlar çok tuhaf varlıklar.
hastaların çoğu, aslında bilinçaltında iyileşmek istemez.
kendilerini bile bile olmayacak ilişkilerin içine atarlar.
sadece "ben bu ilişkiyi bir yere bağladım, bir sonuca ulaştırdım" diyebilmek için kötü giden bir ilişkiyi evliliğe dönüştürebilirler.
bu şekilde ilişkilerin içinde olanların çoğu da kendi egolarıyla ilişki içindedir.

linç edilebilirim, ama özellikle erkekler kontrol edebilecekleri kadınları istiyorlar.
bunun özgüvenle, egoyla ya da kuracağı ailenin sağlamlığını düşünmekle ilgisi olabilir.
sağlamlıktan kastım, mutlu ve güçlü temellere dayanan bir sağlamlık değil.
"yarın öbür gün bir bok yediğimde yakalarsa, yuvam dağılmaz" tarzı, kendini garantiye ve güvenceye almaya yönelik bir sağlamlık.
o yüzden kadının kılının, tüyünün önemi olmuyor.

kadın erkek ilişkisi er meydanıdır.
tamamen performansa dayalı, tarafların kendilerini dişil ve eril yanlarıyla birlikte açık ettiği bir ortam.
bu, erkeklerin kültürel ve sosyal avantajlarını kullanarak belden aşağı oynama yöntemi aslında.
ama bunu bilinçli olarak yapan da var, farkında olmadan yapan da.

ilişkilerin temelinde, herkesin sandığının aksine ego ve bencillik var.
senin amacına uyduğu sürece, karşındakinin adı, sanı, kimliği önemsizdir.
önemli olan, senin amacına ve aradığına uymasıdır.
çünkü temelde sevgi olduğunda, risk alınır.
herkes riskten ve belirsizlikten kaçar.
yargılamamak lazım, çünkü bu insanın temel dürtüsü.
o yüzden kolaya kaçılmak isteniyor.
ama aslında daha zor olanı yapıp, hayatlarını mahvediyorlar.
evlilik, ilişkiler, hayat böyle yaşanmaması gereken bir şey.

bir ilişki, insanı mutlu etmeli, onu maddi/manevi/kültürel/sosyal/ailevi/ruhsal/zihinsel/fiziksel/duygusal anlamda beslemeli.
ilişkiler beslendikçe büyür.

anlattığın şeyle ilişkilendirmek gerekirse; evlilik söz konusu olduğunda, (günümüz için konuşuyorum) ortada çoğu zaman sevgi olmadığından, kadın da, adam da kendi kendini tatmin ediyor aslında.
odak noktası evlenmiş olmak, ilişkiyi sonuca bağlamış olmak, başarmış (?!) olmak.

1. aşk gözleri kör eder, ama durumun böyle olduğunu sanmıyorum. önemli olan evlenmiş olmak.
2. asla. ama çoğunluk değiştirebileceğini, çekip çevirebileceğini düşünür ya da öyle düşünmek ister.
3. ailelerde kültür farkı varsa yüzde 90 etkiler. onun dışındakiler tartışmaya açık.

blatta hiberna

1. Kız erkeğe göre düşük seviyeymiş işte. Ya köpek gibi aşık oldu, ya da daha iyisini bulamayacağını düşünüyor. Bunun gibi çok örnek var. Esas soru; Bir erken nasıl böyle bir kadınla (hiç ciddiye almadığı) evlenmeyi düşünür? Beraber güzel vakit geçirdiklerini kabul etmek zor, erkek açısından...

2. Muhtemelen hayır.

3. Etkili. Zaten başta o insandan etkilenmeme bile etkili. Benden çok daha düşük maddi durum, sosyal statü veya toplum içindeki konuma sahip birini pek ciddiye alacağımı düşünmüyorum, işler zorlaşır. Benden çok yüksekse de kendimi ezik hissetmemek için tercih etmem.

long live rock n roll

olaya genel bakış açım;

(bkz: hatunların efendi adam yerine piç tercihi)

2- hayır.

3- eğer bu olaydaki erkek maddi durum olarak iyiyse kadından iyiyse, bu 3. soruya hayır diyenler de kısmen de öyleler işte. para, para para.

maddi duruma göre evlenilmez, kafaya bakılır kafa yapısına. kafa yapın uyuşmuyorsa karşındakinin istediği kadar maddi durumu, sosyal statüsü olsun cicim ayları geçer, seks biter kendinizi avukatın muhasebecisinin karşısında avukat ücreti bulurken görürsünüz.

blue eyes white dragon

bazı insanlar oldukları gibi gözükmez. birlikte olmak istedikleri insan nasıl bir insan istiyorsa onun gibi davranırlar. belli bir süre sonra yavaş yavaş gerçek yüzlerini göstermeye başlarlar. ama başta ustalıkla bir başkası gibi davrandığı için kişi ikileme düşer bu kişi başta davrandığı gibi mi biri yoksa bu kişi şimdi davrandığı gibi mi? eğer kendisi hiçbir zaman ustalıkla bir başkası gibi davranmadıysa ki büyük olasılıkla davranmamıştır, olayı anlamlandıramaz.

birlikte olduğu kişi eskisi gibi davranmamaya başlayınca ve artık sözleri hareketleriyle çeliştiği zaman kişinin aklında iki ayrı gerçeklik oluşur. ama bir şey hem siyah hem de beyaz olamaz, bu ikilem cognitive dissonance oluşmasına yol açar: en.wikipedia.org

artık kişinin iki seçeneği vardır: ya onun taklit ettiği gibi bir insan olduğunu seçmek ya da onun şimdiki halinin gerçek olduğunu seçmek. bu seçim yapıldıktan sonra kişi birlikte olduğu kişinin bütün hareketleri için kafasından nedenler, mazeretler yaratır ve yaptığı bütün her şeyin olmasını istediği kişinin yapacağı hareketler olduğunu düşündüren inandırıcı bir gerçeklik yaratır.

arkadaşının birlikte olduğu kadın arkadaşını senin onu gördüğün gibi göremiyor. belki duyuruyu açıp okumuştur ve ne garip insanlar var diye düşünmüştür. o yüzden o adamla evlenmek istiyor. kendisi için maddi durum, sosyal statü önemli değil, bahsettiğin gibi biriyse adam.

cikis yolu

Geçen gün bir kadının ropörtajına denk geldim. Kadın ekonomik özgürlüğü olan, dışarıda görsek dayak yediğini anlayamayacağımız, Nişantaşı bacısı ayarında bir kadın. Kocasından yıllarca dayak yemiş, en sonunda boşanmış ama o zamana kadar yediği dayaklar da buradan köye yol olmuş. Kadın 'Ayrıldıktan sonra ayıldım, ne yaptığımı anladım' diyordu. 'Ben kendimi aciz bir kadın olarak görmedim ki hiç! Ben kendimi hep güçlü ve savaşçı bir kadın olarak gördüm. Kocamın kötü zamanlarında benim yardımıma ihtiyacı vardı, içindeki canavarı iyileştirmek için bana ihtiyacı vardı. Sevdiği halde içindeki canavara karşı koyamıyordu. İkimiz canla başla o canavarla uğraşıyorduk. Üstelik diğer kadınlardan üstün görüyordum kendimi, çünkü diğer kadınların eşleri ile birlikte savaştıkları şeyler yoktu. Ben eşimle birlikte madalyonun diğer yüzü ile savaşıyordum. Kendimi çok güçlü hissediyordum.' diyordu.

Sonra düşündüm, ben hiç dayak yememiştim ama 'güçlüyüm ben, dayanacağız' dediğim bir ilişkim olmuştu. Birçoğumuzun içine aşık aşık girdiği ve aşığız diye bir ton saçma şey yaşadığımız ve ancak ayrılınca kafamıza dank eden, 'Ben salak mıymışım ki' dediğimiz şeyler olmuştur. Sadece kadınlar değil, birkaç istisna hariç hepimiz öyle saçmasapan şeyler yaşamamışızdır.

İnsan ilişki içinde birden böyle şeylerle karşılaşmıyor. Yaşadığımız her şeyin bir işareti oluyor ve yavaş yavaş geliyor. O işaretler de öyle alenen 'Ben seni döveceğim' diye olmuyor. Örneğin, bu kadına kocası ilk tanıştıkları zaman 'Sinirli bir insanım ama kötü biri değilim, kin tutmam. Bazen parlarım, hıncımı eşyalardan alırım, bazı şeyleri kırdığım olur ama hemen sönerim' demiş. Kadın tabii bunu söyleyince dayağı hayal edememiş bile. Nereden aklına gelsin. Hepimizin çevresinde aniden parlayıp sönen; kötü kalpli olmayan, kin tutmayan ama saman alevi siniri olan insanlar vardır. Onlardan biri gibi düşünmüş. İlk zamanlar öyleymiş de, hep alttan almış. Alttan alınması da o kadar kötü durumlar değilmiş. İlk dayak yıllar sonra gelmiş. Bir süre sonra bu durum ona normal gelmeye başlamış ve aslında dışarıdan farklı olduğunu görmesine rağmen bunu çekmeyi üstünlük saymış.

Hatta şurada Zihni Göktay'ın eşiyle yapılmış bir ropörtaj var.
www.sabah.com.tr
Zihni Göktay kadın için "Sevinç benim hayatımın ABS frenidir. Zararlı olaylara karşı beni frenledi. Sevinç, hayatımın freni. Olmasaydı, ben belki ölmüş olurdum" diyor. Kadına 'Evlilik nedir' diye soruluyor, kadın 'Mücadele etmek! Bunun zorluklarını yaşadım. Ama kocadan kocaya, ondan ona gezmektense savaş verdim. Ben mücadeleci bir kadınım' diyor. İnsan ilişki içinde buna alışıyor, bunu normalleştiriyor; kaçmayıp savaşmayı bir gurur ve güç meselesi haline getirebiliyor. Adam içip karısına kötü davranmış, arada aldatmış. Kadın 'Hiç aşık olmadım, zaman içinde sevdim' diyor, ona rağmen vazgeçmiyor mücadeleden. Bu toplum baskısı ile de açıklanabilir, ki 'Kocadan kocaya koşmadım' diyerek bunu da doğruluyor zaten ama kadının bununla gurur duyması tek başına toplum baskısı ile açıklanabilecek bir şey değil. Öyle olsa kendi başarısından bu kadar gururla söz etmez, suçu komple topluma atan cümleler kurardı.

Dolayısıyla
1. Aşktan öte, kadın ilişkisi için o kadar çalışmış ki, bırakıp gitse emekleri boşa gidecek ve bunu kendine yediremiyor olabilir. Adamla başa çıkmak gurur kaynağı haline gelmiş de olabilir. İçine de atıyor olabilir, belki bir noktada içinde düdüklü tencere yaptığı duygular patlar ve rahatlar. Her insanın da gücü bir noktaya kadar. O zaman boşanabilirler.

2. Öyle bir durumda olmayı istemem. Şimdi buradan ve her şey tıkırında iken 'Hayatta olmaz. Bir kere benim kendime saygım var şekerim' demek kadar kolay bir şey yok; umarım o zaman fark ederim de yapmam öyle bir hata.

3. Evsiz ya da müzmin işsiz, tembel değilse çok da etkili olmaz. Aslında şu açıdan etkili olacak şeyler var. Örneğin, bir ressam ile benim evliliğim çok saçma olur. O benim dünyamı anlamaz, ben onun dünyasını anlamam. Hayata bakışımız çatışır ama 'Ressam bu, hayatta olmaz' diye de bir şey söyleyemem.

aychovsky

sadece birkac bakis acisi birakip kacacagim.

*enteresan, adam neden asagilik degil? surekli yalan soyleyen, pornocu, asagilik kompleksli, ezik, insanlari kullanan, evlenecegi kadinla ilgili sagsa solda konusup kilini tuyunu anlatan, kadina tekme basmaktan bahseden bencil bir adam. himmmm...

*siz nasil boyle bir adamla arkadaslik edebiliyorsunuz? bunu suclamak icin yazmiyorum, sadece farkli gozlerden degerlendirebilin diye. yani ayni mantikla sizin boyle asagilik bir adamla dostluk kurmaniz da garipsenebilir.

*kadini asagilik yapan ozellikleri anladigim kadariyla saf olmasi, zeki olmamasi, guzel olmamasi, epilasyon yapmamasi ve aldatilmaya goz yummasi. bunlar etrafinizda cokca gorebileceginiz seyler. sadece guzeller birbiriyle ciftlesmiyor. aptallar da evleniyor. bircok adam aldatiyor, bir cok kadin bunu biliyor ve goz yumuyor.

yani ortada 3 unlemlik bir durum yok aslinda. herkes kendi hayatini yasiyor iste. herkesin kendi dogrusu, yanlisi, deger yargisi, hedefi var. bu kiz da evlenmek istiyor gibi gorunuyor. evlenmemis kadina toplumun yaptigi baskidan bikmis. kendini oldugu gibi Kabul eden birini bulmus evlenecek. bu kadar. anneleriniz de babalarinizla boyle evlendi.

jimicik

Gerçekten çok değerli yorumlar gelmiş. Herkese ayrı ayrı teşekkür ederim. Öncelikle birkaç konuyu açığa kavuşturmak istiyorum, sonra tek tek cevap yazacağım.


Arkadaşım dediğim lafın gelişi bir ifadeydi, uzun süredir görüşmüyorduk ve sosyal medyada ikimizin de aktif olmaması sebebiyle de herhangi bir iletişimimiz yoktu. Uzun bir süredir beraber yaşadığını ve evlenmeyi düşündüğünü duyduğumda çok şaşırdım. Çünkü karakter olarak hiçbir şekilde bir kıza uzun süre bağlanabilecek birisi değildi, bu konuda geçmişi de epey sabıkalı. Hala da öyle olduğunu gördüm. Evlenmeyi düşündüğü kadının ismi ve birkaç ayrıntı şekilde tanımıyorum ve görmedim. Ancak onca olaya rağmen beraber yaşamaya razı gelmesinin, üstüne üstlük evlenmeyi düşünmesinin hiçbir mantıklı sebebi olamaz.


@mutekebbir Adamın neden evlenmeyi düşündüğünü @blatta hiberna güzel bir şekilde açıklamış bence. Kolay kontrol edebilecek olması, istediği zaman boşanabilecek olması ve aile baskısı ön plana çıkıyor. Tabi bunların anlamsızlığı ve mantıksızlığı konusunda seninle hemfikirim.

@Icha Katılıyorum. Kalitesizlik bu durumu ve iki kişinin de karakterini açıklayabilecek güzel kelimelerden biri.

@blatta hiberna Gerçekten de ilişkilerde herkesin ders çıkarılması gereken sözler. Saygıyla eğiliyorum.

@long live rock n roll Kadının düşük seviyede olduğu %100, adamın da ondan aşağı kalır bir tarafı yok bence. Daha iyisini bulamayacak olması onun açısından mantıklı olsa da, böyle saçma sapan bir evliliğe adım atması hangi açıdan bakarsan bak kabul edilebilir bir şey değil.

@blue eyes white dragon Maddi durum olarak kadından iyi ama orta halli diyelim. Ne evi geçindiremeyecek kadar fakir, ne de rahatlık içinde yaşayacak kadar zengin. Maddi duruma göre evlenilmemesi gerektiği yorumuna katılıyorum.

@cikis yolu Bazı kişiler illa kafasını duvara vurarak gerçeklerin farkına varabiliyor dediğin gibi.

@aychovsky Verdiğin örnek gerçekten de çok doğru. Olaya dışardan bana biri olarak benim gözlemimle, kendisinin yaşadıkları mutlaka bire bir örtüşemez. Ancak dediğim gibi kadının hem bu kadar uzun süre beraber yaşamasının, hem de evlenmeyi kabul etmesinin hiçbir mantıklı sebebini göremiyorum.

@jimicik Adamın karakteri hakkında yazdıkların su götürmez bir gerçek. Zaten devamlı görüştüğüm bir kişi olmadığını ve onun açısından evlenme sebeplerini de yazdım. Günümüzde okumuş,etmiş kendi kendine yetebilecek ekonomik özgürlüğü olan bir kadının böyle bir adama bu kadar körü körüne bağlanabilmesi ve gerçekleri yok sayması benim garibime giden şey. Hiçbirimizin annesinin ve babasının böyle bir evlilik ilişkisi içinde olduklarına ve olabileceklerine ihtimal dahi vermiyorum. Herkes kendi adına konuşsun.

iwasbornonamountainside

1- Cunku kadinlar evlenmek ister.
2- Kadinlar dusunur. Erkekler de dusunur. Kendini kandirir insanlar.
3- Insanlar evlenmeye hep romantizm yasayip mecnun gibi asik olarak mi karar veriyorlar saniyodunuz?

stavro
1

mobil görünümden çık