www.bidoluhaber.tv
Acayip korktum yemin ederim. "Şehir içi yol, araç ne kadar hızlı gelir ki" diyoruz; ama trafik terörist dolu. Öte yandan bisiklet yolu yapılmasını beklemek de çok ütopik geliyor.
Bisiklet sadece, arada açık havada gezmek için kullanılacak bir araç olarak mı kalmalı sizce?
Türkiye'de bisiklet kullanılmaz. Ben İzmit'te yaşıyorum. Bisiklet yolları birçok büyük şehre göre daha önce yapıldı burada. Neredeyse 10 yıl oldu, insanlar hala bisiklet yolunu benimseyemediler. Küçücük bisiklet yolunda bebek arabası süren de var, fotoğraf çeken de var, karşısına bisiklet (!) çıkınca sinirlenen de var. Kalabalık olmayan yerlerde vakit geçirmek için sürülebilir.
Hava soguyunca bisiklet kullanmayi birakirsaniz, sonra acik havada gezmek icin kullanilir iste. Almanyada yasiyorum iki yildir. Kar yerlerde buzlanmamissa, ki yilda birkac gün bile olmuyor yasadigim yerde, her disari ciktigimda bisikletimle cikiyorum. Iyi bir kislik bisiklet eldiveni, Decathlon`dan pantalon yagmurluk vs. isinizi görür.
Türkiyede evet bisiklet sürene trafikte rahatsiz edici bir seymis gibi davraniyor digerleri. Ama kasksiz, aksam olunca isiksiz cikan o kadar bisikletci gördüm ki. Siz, tam teskilatli yola cikin, dikkatli olun,zaten araba kullanmak da cok emniyetli bir etkinlik degil Türkiyede.
açıkçası bizim kültüre yerleşmemiş bu olay. belli şehirler olabilir belki, bilemeyeceğim ama saygı ve sabır yok hani bizde. bu olay ise direkt saygı ve sabır gerektiriyor. mesela almanya'da 30 yıldır yaşayıp hala bisiklet yolundan yürüyen, yol ortasında laflayan, bisiklet yoluna araba park eden türkler var. bugüne kadar trafikte kavga ettiğim birkaç kişi olmuştur ve istisnasız hepsi türk çıkmıştır. böyle tuhaf bir durum söz konusu. çözemedim hiçbir zaman bu tutumu. öte yandan saygıyı falan geçersek türkiye'de hakikaten tehlikeli de bir eylem bu, gayet ölüm tehlikesi var bana sorarsan.
Kendi blog'umun linkini vermem pek etik olmaz. Ama güvenli bisiklet sürüş teknikleri diye arama yaparsanız bir sürü içerik bulabilirsiniz. Bence bisiklete bu yüzden küsmeyin. Gelişmesi gereken bir kaç duyu organı ve bir kaç refleks var. Sonrası bamboleyyo bamboleyya :)
Genelde trafiğin az olduğu parkurlar kesfediyorum ben. Arabam da var. Ulaşımdan ziyade zevkine 30-40 km biniyorum. Eymir'de 3 tur mesela. Antalya'da kemer Göynük kanyon arazisi veya daha ara kasaba yollarında git gel gibi.
Onun dışında ulasim araci olarak uzak mesafeler inanilmaz tehlikeli ve arkadaşların bahsettiği uzre türkiye'de belirli sahil ksabalari dışında imkansiz ve tehlikeli. Bu kültürle ve bu tiplerle olmaz.
türkiye bu anlamda (en iyi ihtimalle) 50-100 yıldan önce almanya, hollanda, belçika filan olmayacak.
ya gözü karartıp kelleyi koltuğa alarak ulaşım ve antrenman amacıyla bisiklet sporuna yönelecek ya da üç beş kilometrelik dandik bisiklet yollarında, betonun dibindeki üç metrekarelik çimende mangal yapan hanzolarla dalaşarak pedal çevirmeye çalışacaksınız.
tabii bunları erkek olduğunuzu varsayarak söylüyorum. kadınsanız istanbul'da çok sınırlı birkaç güzergâh dışında tek başınıza bisiklet sürmenizi asla tavsiye etmem. kartalın avını kaptığı an gibi, sizi o bisikletin üzerinden öyle hızlı "alırlar" ki, bisikletiniz bir süre daha kendi başına gitmeye devam eder.
ince yapılıyım, bacağım da tıraşlı filan diye güme gitmemek için sakal bırakmaya başladım. arkadan kamyonun, tırın yaklaştığını fark edince şöyle bir yana dönüp simayı gösteriyorum "aman sakata gelmeyelim" korkusuyla. durum bu yani.