Meşhur bir söz vardır. Şeyh uçmaz mürit uçurur diye.
İhlas Finans şeyhi de kucağında Gülben Ergen ile eğlenirken müritleri sabah namazını Mekke de akşam namazını Medine de kılıyor diye dedikodu yayardı.
bazı tarikatlerde var bu. doğrudur. 90larda tvde bile gösterilirdi. evliyanin yaptiklari bu gibi olaganüstü şeylere keramet deniyor. tabi çok çesitleri var bunların. kerametlerden kasıt, evliyanin/şeyhin ne gibi yetenegi oldugunu göstermesi degil, insanları İslamiyete yakın tutmaktır.
ben insanların iq seviyelerini on kabul olarak;
herhangi bir dini inanca sahipse <100
muslumansa <50
dinciyse: tek haneli
olarak alıyorum. bu tür fenomenlerin altyapısıni açıklamada yeterli geliyor.
---
ornegin bir seyh var ve muritlerinin once karisini, sonra kocasini badeleyip (agza vermek anlamina geliyor), sonra da karisini kocasinin onunde beceriyorsa (bkz: badelemek), ya da daha once ayni tipleri 2 kere keklemiş bir adam, takke ve sarıkla etrafta gezip, bunlari bir de maldivden devremulk satiyorum ayagina bir kez daha kerizliyorsa durumu iq eksikligi disinda bir seyle aciklayamayiz.
@1adam
canim sen ye onlari, benim yobaz olup, at, esek, tavuk, oz kizi, yengesi, kayni, kaynanasi, abisinin karisini dudukleyen ahlak timsalleriyle bir yakinligim olamaz. benim keyfim avrupada yerinde. benden uzak olsunlar. kimse yemiyor artik bu anadolu masallarini.
bir asagilama/hakaret de goremiyorum. hayattaki tecrubelerim dogrultusunda vardigim tumevarimla, hur irademle almis oldugum bir tavir bu. bir muslumanla muhattap olacaksam, o kisi, nazarimda belli bir iq seviyesinin ustunde oldugunu ispatlamakla mukelleftir. ispatlayamiyorsa gunluk hayatta bir etkilesim icine girmem. keyfimin kahyasi misin?
@no christ requires
din karşıtı ve asagilama içeren sözlerine bir yenisini daha ekledin bakalım. bu nick ile dogunun neresinden haberin olacak ki? git bir oralarin tandir ekmeğini, otlu peynirini ye en azindan kendine gelirsin :)
sadece güneydoğu'da değil, bütün cemaat ve tarikat organizasyonlarında bu ve benzeri üfürmeler mevcuttur. tarikat ve cemaat denilen organizasyonun temelinde zaten aklını şeyhine emanet etmek yatar. tarikat biraz daha mikro düzeyde kalıyor. makro düzeyde ise dinlerin aynı temel üzerine yükseldiğini biraz okuma yaparak net şekilde görebilirsiniz.
ayrıca bu konuyla ilgili bir zamanlar sözlükte seri alıntılarla başlıklar açılıyordu. türkiye'nin önde gelen cemaat ve tarikat önderlerinin yazmış olduğu kitaplarda yer alan üfürmeler alıntılanıyor ve bunlar üzerine geyik çevriliyordu. mesela bunlardan bir tanesini sizlerle paylaşayım:
(bkz: fethullah gülen'in teyzesi)
show tv gibi bir kanal bile 90larda bu görüntüleri gösterdi diyorum. inanan icin zaten sorun yok inanmayan arastirsin baksın.
Evet böyle bir durum var. hatta bunun için müslüman olmaya da gerek yok. Riyazet falan yapılıyordu galiba 40 gün. Hindistanda da vardı bu tarz şeyler.
bunlar harikulade haller olarak geçiyor.
mucize keramet meunet istidrac diye gidiyor. herkes bugun uğşraşsa havada uçar, denizde yürür. sana gelir keramet bu ya der ama arka tarafında istidrac da olabilir. bu olayın kim tarafından yapıldığına bağlı. a kişisi yaparsa mucizedir b kişisi yaparsa keramet c kişisi yaparsa meunet gibi. önemli olan keramet göstermek değil insanlara doğruya sevk etmek. kendini ispatlamak içinde öyle görünmez olmaya gerek yok. ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz.
özetle inanıyorsanız demek istediğim; 3 harflileri kullanarak bugun bişeyler yapabilse bir adam. 2. bir kişi bunu bilse görse der ki 3. kişiye 1. kerametini gördüm olacak olayı bildi. aslında bunun velilikle şeyhlikle, şıhlıkla, şahlıkla peygamberlikle alakası yok.... neyse fazla konuşmaya gerek yok.
@qobel
istidracin kerametten farkı, günahkar kisiler tarafindan yapilabilmesidir. ama bu imtihan içindir.
keramet sahipleri evliyalar ise belli bir silsile dahilinde manevi bir bağ içerisinde bulunurlar.
Radyonun içinde melekler olduğunu söyleyen millet. Çok da yüksek şeyler beklememek lazım.
Sorduğunuz soruya şöyle bir cevap verebilirim,qobel in de dediği gibi mucize,istidrac meseleleri var,genel olarak şu denilebilir ki İslam dini keramet,meunet ve mucizeye bakarak inanmaya,iman etmeye,bunları görmeyi arzu etmeyi nehy eder ve maalesef ki özellikle doğu kültürlerinde keramet ve meunet dediğimiz olaylar aşırı değer görüyor ve aşırı mübalağa ile naklediliyor çoğu zaman.Bazı kişiler mertebe,ilim ve durumlarına göre farklı fiziki özellikler gösterebilir fakat bu mertebede bir kişi varsa bile tasavvufta bir numaralı kaide bu durumları gizlemek ve aşikar etmemektir,bu fiziki halleri ya da doğa üstü olayları insanların gözüne sokan kişinin veli ya da şıh vs olması mümkün değildir.Yukarıda belirttiğim keramet,mucize,meunet gibi değerleri talep etmeyi,rağabet etmeyi ve inanmak için delil olarak istemeyi vs gibi durumları İslam'ın red ettiğine dair en önemli delillerden birisi şudur:Maide Suresi,112-115:
"Bir vakit Havariler: «Ey Meryem oğlu İsa, Rabbin bize gökten bir sofra indirebilir mi?» demişlerdi de İsa da: «İnanıyorsanız Allah'tan korkun!» demişti.Onlar: «Biz istiyoruz ki ondan yiyelim, kalplerimiz mütmain olsun da senin bize doğru söylediğini bilelim ve onu -Allah'ın indireceği sofrayı- bizzat görenlerden olalım.» dediler.Meryem oğlu İsa şöyle yalvardı: «Allah, ey bizim yegane Rabbimiz, bize gökten bir sofra indir ki, bizim için, önce ve sonra gelenlerimiz için bir bayram ve kudretinden bir nişane olsun! Bizleri rızıklandır. Sen rızık verenlerin en hayırlısısın!»Allah buyurdu ki: «Ben onu size muhakkak indiririm. Fakat bundan sonra içinizden kim nankörlük ederse, Ben onu kainatta hiç kimseye yapmayacağım bir azap ile cezalandırırım.»"
Niçin sordun? Bir öğretmen olarak halkın bazı kesimlerindeki bu davranışlardan haberdar olman lazımdı. Soruyu sorma amacını anlayabilirsem ona göre bir açıdan cevap yazabilirim.