Siz ne düşünüyorsunuz? Evlilikte maddiyat artık bu kadar önemli mi? Siz evlenirken illa zengin biri olsun diye mi dusunuyorsunuz?
Moderasyona not: bu gönül işi kategorisine giriyor mu, bilemedim. O yüzden soru şeklinde açtım ama diğer kategorideyse duzeltebilirsiniz :)
herkes maddiyatçı değil tabi ki. ama giderek artan şekilde, maddiyatçılık yükseliyor-bence. bir de tabi her gelen nesil daha bir kolaycı daha az tahammüllü geliyor. kolay mı sıfırdan çalışıp çabalayıp yapmak? hele şimdiki çocukları düşün okula gitmek için yol bile yürümüyorlar.
bir de şöyle bir şey var; sen kendi aileni biliyorsun. bildiğim kadarıyla y.dışında annen-baban, kızlar okuyor, çalışıyor vs. Yani evlenmeden önce zaten gözün gönlün bir doygunluk seviyesinde, kuzenlerin de 3 aşağı 5 yukarı aynı ise, sizde norm, seven 2 insanın birlikte, yapabildikleri kadar geçinmeleri ise, sen bunu normal görüyorsun.
oysa böyle yetişmeyen milyonlar var.
ya babasının evinde hiç ama hiç bir şey görmeyip evliliği bir fırsat olarak gören (sınıf atlama fırsatı) ya da ne biliyim erkek illa kadına bakacak, maddi imkan sunacak "yoksa ben ona neden bekaretimi saklayayım" filan gibi milyon tane kafa var :P
erkekler için de benzer şeyler geçerli. babasından ailesinden ev geçindirmeyi, sorumluk almayı gören de var. zengin hatun bulup yırtmaya odaklanan da.
tabii ki de önemli olduğunu düşünüyorum ama bunu, sevdiğim kişinin karakterinin önüne koyulacak öncelikler arasına sokmam.
insan nihayetinde kendisiyle her alanda mutlu olacağı bir eş ister.
Evliliklerin %90'ı bu şekilde oluyorsa, bu %90'in %45'i zengin, %45'i fakir oluyor. Geri kalan %10'u da yarı yarıya ayırınca, %50-50 dağılım oluyor. Buradan evlenenlerin yarısı zengin yarısı fakir olacağından ya fakirlerin çoğu evlenmiyor ya da arkadaşın yalan söylüyor. Çünkü Türkiye'deki alt/üst gelir dağılımı %20'ye %80 civarı diye hatırlıyorum. Arkadaşına göre nüfusun %60'ı evlenmiyor. Ben arkadaşını sevmedim.
Evlilikte maddiyatı her şeyin bir tık ilerisinde tutan insanlar, para karşılığında tüm ahlaki değerlerini satıp başlarına gelecek her şeyi (Aldatılma şiddet vs.) en başından kabul etmiş oluyor. Yani para gelsin de gerisi bir şekilde halledilir gözüyle bakıyorlar, ki bunların büyük bir kısmı da genelde oluyor. Özellikle, son dönemde, kadına şiddetin okumuş eğitimli ve yüksek para kazanan tayfadan çıkması bunun bir sonucu. Kendi kendine yetebilen insanlarda böyle olaylar hiç olmuyor diyemem ama daha az oluyor.
maddiyat için evlenen malların evliliginden ne hayır gelir. bir de çocuk yapıyorlar ki o coluk çocuğa yazık.
angelus'un söylediği şeyin para için olan kısmına şahit olduğum birkaç durum oldu.
yani durumu iyi diye evlenip, aldatıldıktan sonra hayat düzenini bozmamak için boşanmamak kısmına şahit oldum.
bu, insanın hayattaki öncelikleriyle ilgili.
para elbette önemli, hatta çok fazla önemli.
özellikle hayatının bir döneminde aşırı parasızlık çekmiş biri olarak, iki gönül bir olunca samanlığın seyran olmadığını anladım.
bu devirde öyle bir şey yok.
iyi giden ilişkileri bile bozabilir parasızlık.
aşırı durumlardan bahsediyorum elbette.
ama birini sevmeden, onunla parası için evlenmek de, kendini satmak.
bu da, başta söylediğim önceliklerle ilgili.
ülke battıkça, insanlar "kendini kurtarma" derdine daha çok düşüyorlar.
çünkü pahalılık ve alım gücünün düşmesi aşırıya kaçmaya başladı başlayacak.
insanlar panik oluyor.
yine de, para için ya da parayı düşünerek evlenme eşiği herkes için değişken.
ve evet, bu tarz bir evlilik yapabilmek için bazı şeylerden ümidi kesmiş olmak gerektiğine inanıyorum.
benim para konusunda dikkat edeceğim şey, adamın gelirinin benimkinden azıcık bile olsa daha iyi olması olabilir.
onun nedeni de, erkeklik egosunu zedelemek istememem.
yani ben önem verdiğim için değil, genelde erkekler önem verdiği için.
ilişkinin sağlığı açısından öyle olsun isterim.
ama öyle değil diye de sevdiğim erkekle evlenmekten vazgeçmem.
Ben evlenirsem eğer kendi ayarımda birini tercih ederim. Aşağı yukarı benim kadar kazansa yeter. Çok zengin de olmasın işsiz güçsüz de olmasın.
Trumanshow, kimse aç oturalım demiyor zaten ama 'çalışmam, iyi beslenmek isterim, fatura da odemem' deyip, zengin koca beklemek bana göre değil maalesef. Kendime saygısızlık olarak görürüm bu durumu. O kadar sene boşuna mı okudum, emek verdim? Ayrıca elin adamı beni beslemek zorunda mı?
sıfırdan başlayıp bir yerlere ailecek geldikten sonra erkek aldatıyor boşanıp daha genç biriyle evlenip parayı ona yediriyor veya sırf parayı diğer kadın yemesin diye (çünkü kendinin ve çocuklarının hakkı olan para sonuçta) aldatılmasına rağmen boşanmıyorlar. Bu tarz aileleri görenler yaşayanlar da öne maddiyatı koyuyor her şekilde mutsuz olucam bari zengin ve mutsuz olayım diyor. Bana göre bu tarz insanlar sevmeyi bilmiyorlar ama maddiyat her zaman önemliydi türk toplumunda hala da öyle önemli. Yoksa öyle ben şu kadar altın isterim ev şöyle olsun düğün böyle olsun falan diye evlilik öncesi aileler birbirine girmezdi. Fasfakir olup okumamış ev kızı için düzenli maaşı olan devlet memuruyla evlenebilmek önemli oluyor yani toplumun çoğu maddiyatı önemseyip evleniyor yeni bir şey değil.
Yan komşum ev kadınıydı iki tane de 20li yaşlarda kızı vardı, hakikaten kötü bir apartmanda oturuyorduk yani kendi maddi durumlarına bakmadan kadın kızının sevgilisini beğenmiyordu. Çok net kavgalarını duyuyordum aman o çocuğu ne yapacaksın baban seni de beni de vurur, sen doktorlara vekillere savcılara layıksın diye kızına bağırıyordu. Kadın muhtemelen kendisi yıllarca öküz bir adamla mutsuz olduğu ve üstüne de maddi sıkıntı çektiği için kızlarına kendince öğüt veriyor bu yüzden öyle kadınlar erkekler kendinden daha iyi durumdaki kişilelerin peşinde.
Truman, ben de maddi kısım için değil verdiğim emek için kendime saygısızlık olarak görürüm dedim. Bitirdigim bolum itibariyle de evde oturarak kullanamam o bilgilerimi. Kusura bakma tamamen ters bir bakış acisi benin için seninki.
Ben çalışırım, fatura da öderim, evde iş bölümü de yaparım. Hayatın her alaninda aktif olmak isterim. Ha zorunluluk yüzünden çalışmama durumu olur, o ayrı. O zaman yapacak bir şey yok fakat sırf keyfim için tüm maddi gereksinimleri eşimin sırtına yüklemem.
Herkesin hayat görüşü farklı tabii.
@ truman
adam her gece rusa gitse, seninle evlenmeye göre karlı çıkacak. her açıdan.
aileden kendine kalacak bir miktar miras yoksa, çocuk falan da yapmayacaksan sırf ev hanımı ol diye seninle birinin evlenmesi için genç ve güzel olman lazım.
Gençlik yok güzellik yok hakikaten bu muhabbeti hiç sevmem ama hizmetçi tutup her gün rusa gitse adam daha karlı çıkar.
Allah bana günün birinde "kocişko" dedirtecekse, hiç uzatmasın bu işi, şu an alsın canımı.
15 senedir çalışıyorum, iş hayatı mobbingi için yeterince uzun bir süre ve sınavdan geçtim, diye düşünüyorum. tabi bilemedim kriterlerini karşılar mıyım kart atmak için ama geçim stresim de yok çok şükür. Bunun için adamın parasına ihtiyacım yok.
iş bölümü yapmaz mı. yapmasın canı sağ olsun. ben de canımın istediğini yaparım istemediğini temizlikçi filan yapar, yetişemiyorsam. bu mu dert ayrıca zaten bir evin her işini gücünü yapıyorum şu anda bir yerim eksilmiyor ama? Ha, benim ataerkilliğin dibine vuran ailemde bile yemek yapmayı bilmeden evlenen onca gelinimiz, elinden gelen her işi yapan onca erkek olduğuna göre illa bir şeylerin ucundan tutar.
Ama senin eşin, seni hayatının sonun kadar sevecek, öyle aşık öyle aşık olacak ki, o kadar saygı duyacak ki (işin gücün olmamasına rağmen), asla vazgeçemeyecek (çocuk da olmamasına rağmen) hep bakacak sana ve asla bu sırada başkasına bakmayacak. garanti yani bunlar.
peki. sen at tüm kartları.
Maddiyat ele güne muhtaç olmadan kendimizi geçindirebilmek için önemli ki bu açıdan kadının çalışmamasını çok bencilce buluyorum. Erkek olsaydım yan gelip yatmak isteyen birisinin sorumluluğunu almak istemezdim. Evlilikte yeri gelir ay sonunu getirmek için hesap yaparsın, yeri gelir temizlik yaparsın eşinle.
Geçen biri demişti; 10 kadından 7'sinin iş bile bakmadığı bir ülke sittin sene uğraşsa ileriye gidemez diye. Yani eğitim almayı, aldıysa da sosyal hayatın içerisinde yer edinmeyi, emek harcayıp karşılığını almayı bir insan neden istemez anlamıyorum. Mobbing'den şikayet ediyorsanız siz çalışın iyi yerlere gelin, yanınızdakilere eziyet etmeden yöneticilik yapmayı deneyin. Her yönetici, her işyeri acınası halde değil sonuçta.
Karsimdaki insanin egitim, kultur ve karakter donanimi maddi gelirinden daha onemli. Birlikte mutlu olmamiz ve mevcut standartlarimizin altina dusmemek yeterli. Yine de hayat musterek bana bir sey olur o calisir bana bakar, o'na bir sey olur ben calisirim bakarim hic gocunmadan. Arada sevgi bagi olunca ailenden bir birey, annen baban kardesin gibi vazgecip kiyamayacagin bir insan olunca karsida maddi seylerin pek de onemi kalmiyor. Esimin maddi durumu iyi olsun olmasin her turlu calisirim; evde olmak cok bunaltiyor beni. ayrica meslegimi de cok seviyorum elden ayaktan dusmedikce yaparim gibime geliyor :)
Bir kadin fakirim diye benimle evlenmek istemezse hak veririm.
Burada fakirlik tanimi onemli tabii.