bu kadar kompakt ve önüne ne sürülse inatla reddeden bir grubun karşısında bin parçaya bölünmüş ve kendi içinde dahi anlaşamayan dağınık bir grup nasıl galip gelecek?
realist yorumlarınızı bekliyorum.
değişim ve dönüşüm hayatın mutlak birer parçası.
ne şekilde, nasıl olacağının aslında bir önemi yok.
önemli olan değişecek olması.
sadece ülke açısından değil; kişiler, ilişkiler, hayatlar, her şey için geçerli.
devranın dönüp dönmeyeceği artık insanların umrunda değil, okumuş kesim karşılarına çıkan ilk fırsatta başka bir ülkeye beyin göçü gerçekleştirecek. bu ülke hakkında benim umudum yok, devran değişir ama kafa değişmez. islamiyet amaç değil araç olduğu sürece bu topraklarda huzur mümkün değil.
eğer ona şöyle yapacağız, buna böyle yapacağız diye gördüklerini akp seçmeni de görüyorsa dönmez.
Yani dini ilahi bir devran donme durumu degilse inandiklari, devran dondugu herkesin kendi asıl degeri kadar deger gorecegi bir normallesme surecinde biz batariz.
Farzet ki cok cok abuk bir sey oldu ve dunya uzerindeki tum ulkelerin elinden butun silahlari ayni anda alindi.
Ne olur? Herkesin birbirinin kafasina silah dogrultarak is yaptirdigi uluslararasi iliskilerde buyuk bir guc kaymasi olur. Ulkelerin gucleri ordularinin kuvvetiyle degil gecici olarak da olsa "deger uretebilme" becerileri ile orantili olur.
Bir ulke insanlari bir araya gelip ne kadar "deger" uretebiliyor? Kendi icinde anlasabilen, homojen, bilime ilime teknolojiye hakim bir topluluk mu daha degerli olur yoksa hayattaki tek becerisi hatim indirmek olmus oylesine komplo teorilerine inanarak buyumus bir nufus mu?
Turkiye bugun biraz hurmet goruyorsa jeopolitik pozisyonu ve silahli kuvvetleri sebebiyle goruyor. Aslinda urettigimiz deger medeni ulkelere gore cok cok kisitli. Butun girisimciligimiz 2-3 istisna haric kasaba kurnazliginin otesine gecemiyor. Egitimimiz yok. Bagnaziz. Kritik dusunme becerimiz yok. Oyle egitilmemisiz. Ogretmenlerimizin de yoktu. Su an egitilen ogretmenlerimizin de yok, onlarin ogretmenlerinin de yoktu. Yapisal / kulturel bir sorun bu.
O yuzden evet, her ulke kendini savunma ve saldirma kuvveti sebebiyle degil deger uretme becerisine gore degerlendirilecegi bir dunyaya yelken acilacak olsa biz su ankinden daha kotu durumda oluruz.
Hayır.
Devran dönecek geyikleri hiçbir zaman bitmez. Devran değişmez esasen, değiştiğini sanırsın.
Olabilecek en büyük değişiklik aynısının lacivertinin gelmesi... umudum sıfır
Bazı guruplar öyle hatalar yaptı öyle antipati yarattılar ki seçime girdiklerinde tek işlevleri karşılarındaki gurubun oyunu yükseltmek oldu ve olmaya da devam edecek görünüyor. Yani hayır değişmeyecek.
Bunun dışında tarafsız ve dışarıdan bakarsak devran zaten dönmüş durumda. Bugüne kadar periyordik olarak darbelerle zar zor ayakta kalabilen natocu elitist bürokrasi halk tarafından defalarca denendikten sonra nihayet sepetlendi. An itibariyle FETÖ'cü subaylardan sonra NATO'cu subayların temizlenmesine çalışılacak diye tahmin ediyorum.
Defalarca nasıl denendi? Menderes, Demirel, Ecevit, Özal bunların hepsi aynı amaca hizmetle elitist silahlı diktayı kırma umuduyla halk tarafından getirilmişti. Bir kısmı seçildikten sonra sisteme entegre oldular olmayanlar da aynen abd başkanı J.F.K. gibi öldürüldüler.
Kenan Evren'in cumgenerali olduğu amerikan başkanının "bizim çocuklar yaptı" dediği bir önceki darbeden sonra halk sonunda sistemin dışından ölmeyi de göze almış birini getirmeyi başardı ve ülkeyi bölmeyi başarmasına ramak kalmış olan NATO cenderesinden çıkıldı. Bu tehtidin bu kadar yakın ve gerçek olduğu ancak 15 Temmuz sonrasında anlaşılabildi. D.Trump "11 CIA ajanı darbeye yardım etti" diyerek amerikanın bizi sırtımızdan bir kez daha bıçakladığını alenen itiraf etti.
Ülkenin başından abd ve onun kökten dincilerini atan bu gurubun ülkeyi büyük ortadoğu projesinin mönüsündeki yemek olmaktan çıkartıp konuk listesine dahil etmeyi başardığını reddetmiyorum. 15 Temmuzda sokakta neredeyse bir tek bunların olduğunu da reddetmiyorum. Ama doğru dış politikaya gelmeleri 15 yıl aldı ve içimin yağını 40 kez eritmeyi başardılar. İzlerken ömrümden ömür gitti.
Devranın döndüğü kaç olay gerçekleşti şimdiye kadar? Garibanın, ezilenin, fakir fukaranın gerçekten mutlu olduğu, eve huzur içinde gittiğini ne zaman vuku bulmuş?
Gün gelecek devran dönecek basit bir yalandan ibaret
Bu dünya sultan suleyman'a bile kalmadı, tabiki dönecek.
devranın ne şekilde döneceği, ne olacağı bilinemez tabii.
ya da bunu bizim görüp göremeyeceğimiz.
ama her zaman için "umutsuz durum yoktur, umutsuz insanlar vardır" sözünü unutmamak lazım bence.
Gezi zamanı polisle dürüm yiyip, akşamında o polis kendisine saldırınca "ağbi bize niye vuruyonuz biz terörist miyiz gidip onlara vurun" diye ağlayan, "haklıyken haksız duruma düşmeme"cilerle doluyken ortalık, devran mevran dönmez.