2 sene üstü ilişkiler için s.b ve hayata nasıl döndünüz?




 

evlenmeye şartlar müsait değildi. evinde huzuru yoktu kendi düzenini kurmak istiyordu. hemen evlenmek istedi. olduramadık. başka bi ilişkiyle.

aşksız prens

bir anda bitmedi zaten biteceğini, bitmesi gerektiğini düşünüyordum ama karşı taraf bu olgunluğu gösteremeyince sancılı bir süreç oluyor tabii. ayrılma süreci tamamen bittikten sonra ise en temizi eğlenmek yeni insanlarla tanışmak valla, ben okulun ilk dönemi çok kötü şartlarda yaşadım mesela ayrılık sonrası. bu dönemde sanıyordum ki işte özlem hasret vs. kötü şeyler de gelirdi aklıma ama alakasız yere iyi anılar da gelirdi falan sonra erasmus'a gittim meğer aslında özlediğim için değil de o dönem b/k gibi yaşadığım için arada geliyormuş bunu anladım. şimdi döndüm hala aklıma gelmiyor artık, okulda karşı cinsle flörtleşiyorum eğlenceli oluyor gerçekten insanı mutlu tutuyor kesinlikle tavsiye ederim ancak anlıyorum o ilk ayrılık sonrası şaşkınlığı atmak biraz zaman alıyor böyle ortada ruh gibi, asık suratla, kimseyle konuşmak istemeyerek dolanıyorsun; konuşsan bile mecburiyetten falan oluyor. o dönemlerin geçmesini ya kendi kendine beklersin "comfort zone"'unda ya da biraz kendini iç gücünle veya dış güçlerin yardımıyla itekleyerek kurtarırsın.. zaten bitmişse bitmesi gerektiği içindir büyük ihtimalle ellini sallasan en az birkaç tane.

proletarier aller lander vereinigt euch

çünkü devam etmesi için geçerli bi sebep bırakmadı karşı taraf. ilişki ciddiye bindikten sonra iftardan sonra tabağındaki son lokmalar gibi davranmaya başladı. bıraksam devam edecektik ama git sevebileceğin birini bul dedim gönderdim.

hayata dönmenin tam bi tanımı yok. zaten eskisi gibi olamayız asla ikimiz de, ama 'normale' dönemedim henüz. elimde olmayan bir şekilde hemen her gece rüyamda görüyorum, neredeyse istisnasız. bilinçaltımdan çıksa, bilinçüstümü ben hallederim ama olmadı işte.

icim urperiyor

Mesafe yüzünden uzaklastik. Zaten uzak mesafeydi ama bı sure sonra iyice çekilmez oldu.

Ben bitirmistim zaten doğal olarak sonrasına çoktan alıştırmıştim kendimi. Normal yaşantıma devam ettim. O da aynı şekilde oldu ama, bilmeden onu da alıştırmışım demek ki.

elorelia

(erkek erkeğe ilişkim için yazıyorum)
2 buçuk yılı aşkın sürdü, benden davranışlarımdan vs hoşlanmamaya başladığını sezmiştim ve o sebeple de bitirdi. birkaç hafta normal konuşmaya devam ettik, sonra bir daha hiç birbirimizden haber almadık.
Ben 5 aydır atlatabilmiş değilim, günde birkaç kez onunla anılarımızı düşünüyorum, ara ara ağlyorum vs. Hayat çok boş ve vahşi geliyor ayrılıktan beri. Yaşama isteğimin minimuma indiği anlar da oluyor ama bir şekilde uzaklaşmaya, bana yaptığı kötülükleri hatırlayarak kendimi dizginlemeye çalışıyorum zihnimde.
Onun umrunda olmadığımı da biliyorum, fakat zaten değer verdiğim ve özlediğim şey o kişi değil, onunla geçmiş anılar ve güzel zamanlar. Fakat işte bunları biliyor olmak duygulara hakim olmaya yetmiyor.
Bir daha kimseyle ilişki yaşayamayacak gibi hissediyorum, kendi hatalarım gözümde büyüyor, aldatılmalarım yalanlar vs kulağımda gözümde beliriyor, kısacası cehennem gibi bir hayat ayrılık sonrası, zamanın geçmesini ve geriye dönüp "ne salakmışım" demeyi bekliyorum merakla.
Cümleten geçmiş olsun hepimize

insaniz iste

Ben cok kezbandim bitti. Tamamen benim kezbanligimdan. Su an 8 senelik iliskim var cok mutluyum. Aldatmazsa falan asla ayrilmam

matilda

karşılıklı olarak ham tavırlarımız vardı. ilk aşk heyecanına gidebildiği yere kadar gitti. akabinde:
www.youtube.com
hayata dönmem yeni birini tanımamla oldu.. ki bu durum da ayrı bir saçmalık.
onunla da uzadı işler biraz. ben sorumsuzdum ve rahvan gitsin havalarındaydım, o aşırı kontrolcü olmaya çalışırdı her konuda, beni yola getirmeye çalıştı, ben aksileştim, akabinde:
www.youtube.com
bu fasit dairenin bana zerrece faydası olmadığını anlayıp bu işleri bırakarak hayata döndüm.

kargn

Araya mesafe girince bitti. 1 yıl alkolizm ve gece yürümeleri sonucu hayata döndüm.

BuddyGuy

offffff offff...

kasım'da 6.yılımıza girecektik, eylül ayında ayrıldık. hayata döndüm sayılır mı? alıştım sayılır. ama alışmaktan ziyade bu duruma alışmak zorunda kalmak çok üzdü beni. vücudum artık eskisine göre daha fazla direnç göstermeye başladı. bu işin antibiyotiği sadece zaman bana göre. sabah namazlarına gittim, secdede Allah'a yalvardım, Allahım nolur onu bana unuttur dedim, o kadar zor bir dönem geçirdim.
Eylül 18'de oldu. o izmir'de ben istanbul'dayım. artık olmuyor dedi, son zamanlarda çok görüşemez olmuştuk. bir anda telefonu kapattı, beni her yerden engelledi (olayın başka boyutlarına girmek istemiyorum ama emin olduğum birşey başka birisi yok hayatında). bir anda yapayalnız kalmıştım. artık o yoktu, 5 sene boyunca (40 gün haricinde) hayatımdaki herşeyi paylaştığım, bu 5 senenin 3 senesini aynı evde geçirdiğim vs vs. insan artık yoktu. o telefon konuşmasından sonra bırak bana aldığı hediyeleri, beraberken aldığım kıyafetleri bile çöpe attım. cloud'da, flash bellekte orada burada ne varsa hepsini sildim, bana onu hatırlatmasın diye evden taşındım. aradan 1 ay geçti, 26 ekim'de aradım saat 9 gibi müsait misin dedim, hayır dedi. o gün benim için özel bir gündü (annemin ölümünün 20.senesi).bir iki birşey diyeceğim dedim ve akabinde 1.5 saat telefonda konuştuk ardından bir kaç gün mesajlaştık. madem biz seninle herşeyden önce dosttuk, hani birbirimizin en yakınıydık ya, bana dostum olarak, yakınım olarak lütfen yardım et ben kendimi toparlayamıyorum dedim. onu unutmak için onun hiç bilmediği şeyleri içmeye başlamıştım (!), kendimi hiç bir şekilde toparlayamaz olmuştum. içim acıyodu amk ya, bilirsin hani. 25 senelik evlilikler bitiyor 5 senelik ilişkimiz bitmiş çok mu dedi. kafamı sikeyim ki seninle bir ömür geçirmeyi düşünmüşüm dedim. sen zaten bize böyle baktıysan seninle ben hiç biz olamamışız dedim, bu en son dediklerimi wp'ta yazıştık. bu kez mesajları da silmedim, o 2 3 günde bana gönderdiği resimleri de silmedim.

çünkü; yüzleşmeden aklından çıkartamıyorsun. onu hatırlatacak şeylerden kaçmak istiyorum ama, 5 senede o kadar şey paylaşmışız ki, hangi birinden kaçacaksın. bu kez kendimi inzivaya çektim. sosyal medyada hiç bir hesabım kalmadı. hatta sözlük hesabımı bile sattım birine. bana dair haber alabileceği ortak görüştüğümüz hiç kimse yok şu anda. inzivaya çektim kendimi. zaten öyle çok da yakışıklı bir adam değilim, etrafımda çok fazla kız da yok.

peki bunca şeye rağmen ben nasılım ? alışmak zor kardeşim, biz erkekler uzun dönemde kadınlardan daha duygusalız. bak hiçbir kız duyuruya gelip hayata nasıl döndünüz vs. yazmaz ama biz erkekler yazarız. erkek liman gibidir gemisini bekler ama kız gemi gibidir limanını her zaman bulur. bardağa artık dolu tarafından bakmıyorum, geçirdiğimiz güzel günleri değil de, bana 25 senelik evlilikler bitiyor 5 yıllık ilişkimiz bitmiş çok mu deyişini anımsıyorum. geçen çok merak ettim twitter'ina baktım, bana sütlü pilav yapardı o. "şimdi sana kim sütlü pilav yapacak" diye twit atmış geçen Cuma. içimden artık pilav yemeyi bıraktım diyesim geldi. nnihayetinde o da bir insan ve çok kötü günler geçirmeme sebep olan bir insan. o yaşadığım günleri, sabah namazlarında Allah'a yalvarmamı, arkadaşlarımla 11 12 bira içerken, 2 bira içip Akmerkez'in orada arabanın içinde sızıp kalmamı ya amk sebep olduğu şeyleri unutabilir miyim artık ben. sayesinde hiç kimseye güvenmiyorum. değişik, pis bir adam oldum çıktım onun yüzünden. onarılması imkansız yaralar açtı ama
son olarak şunu söylemek istiyorum.
gözümle 3 aydır yaşadığımı gördüm, onsuz da yaşanabileceğini gördüm. belki bir 3 ay daha geçince bunları yazmaya bile tenezzül etmeyeceğim...

okuyanlara da ayrıca teşekkür ederim. hiç kimseye anlatamıyordum bunları, en azından buraya yazdım.

siypancak
1

mobil görünümden çık