simdi biz bu ihtiyacımız olan proteini almazsak muhakkak kas kaybı mı yaşarız?
bir de spor yapıyorsak tam bir felaket mi olur?
kolay yoldan protein almak için protein tozları ne kadar sağlıklı ve mantıklı?
' spor yapmak' protein ihtiyacını nasıl ve ne kadar etkiler?
bu ve bunun gibi sorular.
Genellikle ihtiyacımız olan proteini alabiliyoruz. 170 gram yağsız yoğurtta 17 gram protein varmış. Sadece 500 gramlık bir yoğurdun yarısını yesen zaten ihtiyacının neredeyse yarısını karşılıyorsun ki gün içinde bundan çok daha fazlasını yiyoruz. Olaya sadece yumurta açısından bakmamak gerek. Protein açısından daha zengin yiyecekler var. Örneğin peynir protein açısından zengindir.
Kas kaybı hemen yaşanmaz. Vücutta açlık durumunda önce karbonhidratlar, sonra yağlar, sonra da proteinler kullanılır. Kaslar proteinden oluştuğu için sıra kaslara gelene kadar vücuttaki şekerin ve yağların azalması gerek. Bu da uzun süren bir açlık demek. O kadar aç kalmadıkça belirgin kas kaybı görülmez.
Spor yapınca vücudun sadece proteine değil mineral gibi inorganik maddelere de ihtiyacı artıyor. Spor dediğiniz şey vücut geliştirme ise yeterli besin alamazsanız kas kütleniz çok artmaz.
Protein tozları doğal olmadıkları için kalp ve böbrek üzerinde uzun vadede zararlı etkiler oluşturuyor. Aşırı kullanımlarında böbrek yetmezliği oluşabiliyor.
Sporun amacı aslında vücut sağlığını korumak. Yanlış yapılan spor vücuda daha çok zarar verir. Sporun mantığını iyi anlamak gerek.
günlük kilon kadar ya da 1.5 katı protein almak spor yapan birine yeter diye biliyorum.
spor yapıyor isen harcadığın kadar kaloriyi sağlıklı bir şekilde al. kilonun 1.5 katı kadar protein al bomba gibi olursun. proteini alırken hayvansal olarak aldığınız kadar bitkisel olarak da alın.
spor yapmıyor isen tozlar çok mantıksız. spor yapılıyor ise ve çok zayıf bir bünye varsa destek olarak alınabilir. sonrasında doğal besinlerler götürürsün. yetersiz gelirse toz dediğin takviye ile devam edebilirsin. bana aklırsa takviyeler ihtiyaç oldukça alınmalı. beslenmenin yetersiz kaldığı yerde.
spor yaparsan protein ihtiyacın artar çünkü kasların protein ihtiyacı duyar.
şunu da belirteyim: ben aldığımız besinlerin üzerinde yazan değerlere inanmıyor ve yazanın altında olduğunu düşünüyorum.
yani söyle diyelim. 60 kilo spor yapan bir insanın 90 kilo protein ihtiyacı varsa günlük bunun üstünde almasa daha mantıklı olur bence. çünkü o hesaplamalar yanlış. çok da fazla üstüne çıkarsak iç organlar yıpranır. bunu dengelemek lazım. zaten aç olduğunu hisseder yersin. gelişemediğini görürsen daha fazla yersin ve protein oranı daha yüksek gıdalar tüketirsin.
aslında burda kas kaybından kastım, evet kas kaybı. ama şöyle evet günlerce ac kalmadıgımız sürece ' erimeyiz' , ama bu ' günlük alınması gereken protein' neyi kast ediyor öyleyse?
vücut falan geliştirmiyorum. kendi kendine spor yapmaya calısan bir kadınım. sadece bugün bunu düşündüm ve kafam karıştı.
özellikle yumurtadan yürüme sebebim de yumurtaya ' protein' gözüyle bakmamız. yoksa elbette ki birçok seyde var.
Günlük protein ihtiyacı hücrelerin yenilenmesi ile ilgili aslında. Her gün vücudumuzda hücreler ölüyor ve yenileri oluşuyor. Hücre bölünmesi sırasında DNA sentezi gerçekleştiriliyor. Sentezde kullanılan aminoasitler proteinlerin yapı taşıdır. Proteinlerin düzenleme görevleri de var. Proteinleri sadece yapı bileşeni olarak görmemek gerek.
kas kaybi beslenmeyle oldugu kadar antrenman cesidiyle de ilgili bir durum.
bu durumda anahtar kelime: dengeli beslenmek
dengeli kismini antrenmaninizin cesidine gore kararlastirmalisiniz.
vucudunuz sizin nasil bir hayat yasadiginizin aynasidir.
anlayacaginiz yaptiginiz sporun cesidine gore de kaslariniz degisik tepkiler verecektir.
hic agirlik antrenmani yapmadan sadece kardio egzersizleriyle calisirsaniz kas kaybetmeniz kacinilmaz.
maraton kosucularina bakin mesela, bir deri bir kemik kalmislar ama dayaniklilar. uzun sure kosabiliyorlar. cunku vucutlari daha az enerji harcamak uzere kaslarin "gereksiz" kismini yakmis oluyor.
sprintcilere bakarsaniz oldukca fit olduklarini gorursunuz. cunku vucutlari en kisa surede kosmak uzere vucut agirliklarini yeterince gucle itebilecek kadar kas bulundururlar.
ikisinin antrenmanlari da beslenmeleri de baskadir. yasam bicimleri de ona goredir. yani iyi sporcular hayat boyu zinde kalmayi hedeflerler. istikrar uzun vadede cok ufak farklarla da olsa rekorlarin gelistirilmesini saglayabilir.
beslenme konusuna da donersek.
dengeli beslenmek icin hem vucudunuzu iyi tanimalisiniz hem antrenmaniniza uygun enerjiyi uygun zamanlarda almalisiniz.
yoksa bakin phelps ne yiyormus: www.youtube.com
Vücut besinlerden gelen kolesterolü kullanmaz, keşke kullansa zira kolesterol yaşamın gerekliliği için şart bir madde. Kolesterol zaralıdır düşüncesi çok eskide kaldı.
Proteini sadece kas inşası için gerekli diye düşünme, protein kas inşasından tırnakların uzamasına kadar her şey için gerekli. Günlük protein alımı bunlar için gerekli. Sen kaslarını yıpratacak kadar spor yapıp gerekli proteini almıyorsan kas kaybı yaşarsın ama hemen olmaz tabii bu, az miktarda da protein alıyorsan bir süre idare eder seni ama bir noktadan sonra endojenik yoldan sorun giderilmeye çalışılır, o zaman da kas proteinlerinin kaybı yaşanır. Spor yapmıyorsan kas kaybı daha az olur ama hiç olmaz diyemeyiz.
Protein tozu peyniraltı suyunun kurutulmasıyla elde edilen bir üründür, içinde ne olduğu bellidir. Bir kalıp peynir ne kadar zararlıysa ancak o kadar zararlıdır. Sağlıklı bir insana zarar vermez.
Spor yapan bir insan kaslarını yıptatıyor demektir, amacı kas büyütmek ya da değil, kaslarını kullanıyorsa bunun tamiratı için iyileşmesi için protein alımı belli bir miktarda şart. Dediğim gibi, bu alım gerçekleşmezse vücut ihtiyaçlarını içeriden giderir, o da kas kaybına neden olur.
Kolesterol konusunda bahsettiğin endişe yersiz. Uzun süreli eksik protein alımı sadece kas kaybı değil başka sağlık problemleriyle de sonuçlanabilir. Yaptığın sporun yoğunluğuna göre protein ihtiyacın da artabilir tabii. Protein tozları kimyasal işlemden geçen her raf ürünü kadar risk taşıyor, daha fazla değil.