zamanında itiraf.com'da bi hikaye okumuştum. hikaye çok düzmece duruyor ancak belki fikir verir.
bakire olmayan bir çiftin evlilik gecesinde kızın ailesine kanlı çarşaf göstermeleri gerekmiş. damat hastaneye gitmiş, "ben ressamım, yeni bir proje için kanla resim çizeceğim, kendi kanım lazım" demiş. hastanedeki hemşire de kanı vermiş.
Alamazsınız, yasak.
Hatta aciliyeti olan durumlar için bile olsa kanun bir yerde alınıp sonra sizin tarafınızdan ilgili laboratuvara iletilmesi bile yasak. Gerekirse bu transfer kurum çalışanı kuryeler tarafından yapılıyor ancak sizin elinize dolu tüp verilmiyor.
Uygulamada özellikle devlet hastanelerinde (şimdi doğru kelimeyi seçmeye çalışıyorum ama beceremedim pek) gevşeklik söz konusu olabiliyor. Kaldı ki orada bile hastane sınırları içinde kalır. Ve pek cok zaman çalışanın insiyatifi doğrultusunda esneklik olur. Çok istisnai durumlarda yine çalışanın insiyatifi ile kani elinize tutuşturup sağa sola göndermişlerdir ama yasaktır.
Herşeyden önce tahlili yapan laboratuvarlar akredite alan güvenilir birimlerdir. Calisilan numunenin de doğru şartlarda temin edilip uygun koşullarda saklanarak ulaştırılması, kontaminasyon veya farklı risklerin bertaraf edilmesi gerekir. Çünkü çıkan sonuç hukuki durumlarda kanıt niteliği bile sağlar. Bu yüzden sizin doğru koşulları sağlayıp sağlamadıydınız bilinemeyecegi için size vermezler.
Ikincisi bu tip materyaller biyolojik doku örneği sınıfındadır. Mahremdir. Istismara açıktir. Aslında rutin prosedürde kan alma yapılırken bile.hastanin kimliği görülmelidir. Yapılacak işlem ve sonuclari hakkında sözlü bilgi verilmeli ve rızası alınmalıdır. Bu yüzden bunun güvenliğini sağlamak kurumun işidir.ama bizde dakikada 3 hastadan kan alınır, alınırken hasta bolca azarlanır, sanslıysa tüpler karıştırılmadan doğru testler yapılır.
Üçüncü olarak bu tip materyaller tıbbi atık kategorisindedir. Bertarafı için özel kurallar vardir; aksi kamu sağlığı için tehdit oluşturabilir. Vermezler.
Ben gen testi yaptırmak ve kliniğe götürmek için 6-7 tüp kan aldırmıştım.