Varan 1: 3 senedir ÖYP kadrosu dahilinde araştırma görevlisi olarak çalışıyordum. Okula girdiğim andan beri herkes bütün hocalar benden nefret ediyordu çünkü bölümdeki insanların çoğu ilahiyat çıkışlı, ak partili insanlar; ben odtü mezunuyum, sol görüşlü bir insanım, zerre muhafazakar değilim hatta belki bazıları fazla rahat falan olarak bile nitelendirebilir beni, evli değilim, zaman zaman kısa etek, yakası açık kıyafet de giyerim, içki içerim vs vs. Özetle yaşantım ve dünyaya bakışım okulun çoğu mensubuna taban tabana zıt. Anlayacağınız bu insanların ahlaksız olarak nitelendirdiği tipte ama esasında gayet sıradan bir insanım. Dolayısıyla burada çalıştığım süre içerisinde de herkes benden nefret etti ve mobbingin bini bir para oldu.
3 senenin sonunda artık yüksek lisans tezimi teslim etmem gerekti çünkü maksimum sınıra dayanmıştım. Lakin tez danışmanım okulun farklı idari kadrolarında da görev aldığı için bölüme hiç uğramaz oldu. Sürekli aşırı yoğundu ve kendisine telefonla bile ulaşamıyordum bazı zamanlarda. Hal böyle olunca tezi kendi kendime, kendi çabam ile yazdım (yine de zaman zaman ulaşabildiğimde ona danışarak) ve iyi kötü bir şeyler çıkardım ortaya. Tez jürimde tabiri caizse ağzıma sıçarak tezimi geçirmediler. Danışmanım beni zerre savunmadığı gibi jüri esnasında telefonla konuştu, dışarı falan çıktı geri geldi, odadaki başka hocalarla muhabbet etti vs. Hatta jüriye dışarıdan gelen hoca bile beni böyle bir jüriye neden çağırdınız, çok üzüldüm demiş. Her neyse nitekim beni bıraktılar. ÖYP'de de 3 sene içerisinde tez teslimi yapılmadığı zamanda görevle de ilişik kesiliyor. Dolayısıyla işten atıldım. İşten atıldıktan sonra da öğrendim ki bu mesele planlanmış, çok önceden beri konuşulan, düşünülen ve ayarlanmış bir durummuş. Arkamdan neler konuşmuşlar. İşsizim şu anda. Akademiden soğudum, tiksindim. Bir daha da akademik çalışan olmayı düşünmüyorum.
Varan 2: Yüksek lisanstan da atıldım. Gerçi akademik bir kaygı taşımıyorum artık şu noktadan sonra ama bi ton ders almış, tezi bile yazmışken sıfıra sıfır elde var sıfır pozisyonuna düşmek bana koyuyor. Tezimi akademik bir yetersizlikten dolayı değil, saf politik sebeplerden ve kişisel kin tutmalardan, kötülükten dolayı geçirmemiş olmaları daha da koyuyor.
Varan 3: Hayatta 4 tane dostum var. Birkaç gün önce bunlardan birisi ile beni çok üzen özel bir sebep yüzünden tartıştık demeyeyim de aramız açıldı. Bir daha da toparlanabilecek, eskisi gibi olabilecek gibi değil. Yani hayattaki 4 arkadaşımdan birini kaybetmiş oldum, kaldı üç. Bu arada bu kalan 3 kişi benimle aynı şehirde yaşamıyor, anca telefonla konuşabiliyoruz. Yani yaşadığım yerde bir adet bile dostum kalmadı.
Varan 4: 3 senedir sevgilim yok. Daha doğrusu bu süreçte hayatıma giren iki kişi oldu, birisi kısa sürdü birisi 1 seneyi buldu ama bir türlü o sevgililik hissiyatını yakalayamdım. Güvenemedim, yeterince sevemedim, beni yeterince sevmediler, aldattılar vs vs. Bu yüzden hayatıma giren birileri olduysa da şöyle güveneceğim, sırtımı dayayıp destek bulacağım, onu düşünüp mutlu olabileceğim biri yok 3 senedir. Yapayalnızım. En azından bana el verecek biri olsaydı şu süreçte biraz daha rahat atlatabilirdim diye düşünüyorum ama yok. Hayatımda iyi, sevgi dolu, merhametli, beni seven ve benim de onu sevdiğim bir erkek figürünün eksikliğini her an hissediyorum. Çok acı.
Varan 5: Bu meseleler üst üste geldikçe sağlık da elden gitmeye başladı. Sürekli baş ağrısı çekiyorum, vücuduma garip garip kramplar giriyor sürekli, ağır bir grip atlattım, çok afedersiniz ishal oldum, günlerce sürdü, sigarayı arttırdıkça arttırdım sürekli öksürüyorum. Psikoloji desen zaten kalmadı, günün hiç abartmıyorum 4 saati ağlayarak geçiyor, en az 12 saati uyuyarak geçiyor. Evden çıkmıyorum, çıkarsam hayvan gibi içiyorum. Bazen günlerce kimseyle konuşmuyorum.
Yani hayatım iş, okul, arkadaşlık, aşk, para, sağlık konularında bir anda böyle sıçışlara geçti. Elde düzgün giden sadece aile ilişkisi, o da gerçi sallantıda çünkü 27 yaşında işinde, okulunda tutunamamış, "hala evlenememiş" biri olarak ailemin de beni içten içe başarısızlık abidesi olarak gördüğünü seziyorum her ne kadar destek oluyormuş gibi davransalar da.
Şimdi ben sizce ne yapmalıyım? Her şey üst üste, üst üste geldi, baya böyle ciddi ciddi delirmenin eşiğine geldim. Cidden geldim, görsel duyusal deneyimlerim falan değişmeye başladı. Ne yapacağımı şaşırdım. Bu dip noktasıdır, bundan sonra düzelmeye başlayacak artık her şey diye mi düşünmeliyim? Bu kadar bokluk benim başıma geldiğine göre bende bir hata var diye mi düşünmeliyim? İş konusunda ne yapacağımı bilmiyorum. Para kazanmam lazım. Ancak bu konuda da kararsızım. Tekrar çok da sevmediğim bir yerde alelade bir işe başlayıp hayatımı iyi kötü kendi kendime idame ettirmeye mi çalışmalıyım? Yoksa birkaç ay aileden para alarak hiçbir şey yapmadan kafa dinleyip hayatta gerçekten ne yapmak istiyorum, bunun farkına varıp onun için çaba mı göstermeliyim? Resmen felç oldum kaldım, hareket edemiyorum. Ne yapmalıyım bilmiyorum. Ne yapmak istiyorum, onu da bilmiyorum. Kendimi 27 yaşında hiçbir şeyi başaramamış bir failure, bir asalak gibi görmeye başladım. Özgüvenim kalmadı, ciddi ciddi salak olduğumu düşünüyorum. İnsanlara bakıyorum, herkes iyi kötü işinde gücünde. Herkes kendi hayatını bir şekilde sürdürüyor. Ben? Ailesinden para alan, yapayalnız, bomboş bir insanım yine yeni yeniden. Kendimi şımarık ve iğrenç biriymiş gibi hissediyorum. Susup oturamadım hiçbir yerde. İnsanlar ne koşullar altında çalışıyor, sen bik bik ötmeye devam ediyorsun diyorum kendi kendime. İlk günler çok sinirliydim, şimdi bunların hepsi benim suçum diye düşünmekten kendimi alamıyorum.
Nereden, nasıl yeniden başlayacağım? Siz benim yerimde olsanız ne yapardınız?
Aklınıza geleni yazabilirsiniz.
Bazı sorunlarınızın kökeni daha derin, bazılarının değil. Öncelikle bunu ayırt etmeniz gerek. Bana göre bunların arasında sıralama yapılmalı. Önce iş, sonra arkadaşlık, sonra aşk. O yüzden arkadaşlık ve aşk konularını bir kenara bırakın. Sağlık zaten üçlü tamamlanınca kendiliğinden gelecek. Bunu da kenara bırakın. Bu sürede sigarayı bırakmayı deneyin, spor yapın (gerçekten), düzenli beslenin, düzenli uyuyun. Bunların dışına kesinlikle çıkmayın. En önemli sorununuz iş şu anda. Mesleğinizi nerelerde yapabilirsiniz? Alternatif mesleklere yönelebilir misiniz? En azından bir süre basit işlerde çalışabilir misiniz? Bu gibi sorulara yanıt bulabilirseniz zaten iş sorunu çözülmüş oluyor. Çalışma süresince de yüksek lisans için tekrar deneme yapabilirsiniz. Evlilik şu yaşta olmalı ya da her yıl mutlaka bir sevgilimiz olmalı gibi bir kural yok. Yaş telaşına kapılmayın. Benim de bir süredir sevgilim yok, istesem kısa sürede olur, ama kendimi geliştirmeye çalıştığım için bu konulara kafa yormuyorum. O yüzden de rahatım. Aşk biraz şans işi.
buff , akedemisyenlik konusunda gram hatan yada eksiğinin olduğunu düşünmüyorum.bunu her ne kadar içerden olmasamda bir kaç defa çok çok net olarak gördüm. ve bazı arkadaş çevresi vasıtasıyla o kadar çok öküz pardon akedemisyen tanıdım ki, hala aklıma geldiklerinde kıçımla gülüyorum bu insanlara.
çok sağlam dostlarım var ki hiç kopmadık ,demek ki yeteri kadar sağlam değilmiş.bu konuda çok düşünme, hatalıysan özürünü dilersin, eskisi gibi olur yada olmaz çok takılmamak lazım
yanlızlık çağımızın sorunu , sıradan olacağına hiç olmasın daha iyi, eğer istersen anlatırım özelden.
insanı işinden ayırdığın zaman bunlar hepimize oluyor, farklı şekillerde yada farklı tarzlarda, insan çalışmaya alıştımı kesinlikle boş duramıyor.
dibe vurmak yukarı tırmanmak için çok iyi bir sebep, biraz kafayı netleştirmen şart, ailen sık boğaz eden tarzda değilse kısa süreliğine ziyarete gidebilirsin, belki sadece işin orada olduğu için abuk bi şehirdesin, belki daha güzel bi yere gitmek te isteyebilirsin.
iş olacak. her şekilde şart. iş abukta olsa azcık seversen herşeyin çok daha normalleştiğini göreceksin.
buff akademisyenlik kısmında senin en ufak bir hatanıın olduğunu ben de düşünmüyorum size çok net bir örnek vereceğim şimdi :)
X üniversitesinin diş hekimliği fakültesi'ne filanca parti başkanının yeğeninin BİYOLOJİ bölümünden 4. SINIFTA yatay geçişle geçirilip, hiçbir pratik bir şey bilmeden hasta baktırıldığını gördü bu gözler. Ve tahmin edin o yeğene ne oldu? Mezun olalı 5 sene olmasına rağmen filanca üniversitede doçent oldu XD
Millet doktorasını anca veriyor bu yeğen ne hikmetse 2 sene sonra prof olursa şaşırmam :))
işte Türkiye'nin akademisyen kalitesi tezi kafalarına fırlatsaydın :))
Sadece şunu demeye geldim:
İşinden o derece memnun değildin ki her fırsatta beni kovsalar keşke diyordun. İyi tarafından bak, dileğin kabul olmuş :) Bir fırsat olarak görmelisin bence bunu ;)
Ben her şeyin boka sarmaya başladığı bir dönemde pılımı pırtımı toplayıp babannemin yanına gitmiştim köye. Döndüğümde gerçekten ferahlamıştım.
@devilred :) onu ben de düşünüyorum ara sıra, bu benim önümde açılmış yeni bir sayfa mı acaba diyorum. Ama bu şekilde olması, şeylerin üst üste gelmesi insanı üzüyor işte ister istemez :)
Kendimi böyle yapayalnız, ortada kalmış gibi hissediyorum.
Yazdıklarını okuyunca üzüldüm, sen iyi bir insansın burdan bildiğim kadarıyla. Kendini bırakma diye başlamak istiyorum o yüzden.
1. Anlattığın gibi bir olay gerçekten büyük sanssizlik, ne yazık ki ülkemizde sıkça yasanayasa başladı. Elden de bir şey gelmiyor.
2. Akademiden soğuduysan bu alanda bir şey yapma derim. Ha ama gerçekte seviyorken sırf bu olay yüzünden vazgeciyorsan; yapma. Biraz düşünüp kendine zaman ver ama bunu 4 5 ay uzatıp da kendini iyice depresyona sürükleme. Hiçbir şey yapmadan durursan zamanla içinde hiç istek kalmaz. Sevdiğin, istediğin işi bul kısaca.
3. Arkadaş meselesine çok takılma; ben de bunun eksikliğini hissediyorum, yalan değil. Tüm arkadaşlarım başka şehirlerde, baska ülkelerde. Benim 'hadi gel bir kahve içelim' diyeceğim kimse yok. Önceden haber vermem gereken resmiyette olan kişiler var sadece. Zor durum ama alisiyorsun zamanla. Arkadaş bulunur. Tabii kendine uygun ortam saglamalisin bunun için. Bir de o arkadaşınla aranda çok kötü şeyler gecmediyse komple silme bence.
4. Erkek arkadaş meselesine gelince; insan hayatında sevgi önemli ama tek başına yaşamayı öğrenmek de önemli. Eminim sen de seveceğin/ seni seven birini bulacaksın. Biraz akışına bırak sadece.
Ve son olarak kendini eve kapatma; çık, yürüyüş yap, tiyatroya git. Hava al. Hatta hobi bul. Kafanı boşalt biraz, rahatla.
Aglamalarin için de bir uzman gitmek iyi fikir olabilir, sonuçta onlar bizden daha fazla yardımcı olacaktır.
Umarım her şey senin için güzel olur buff.
ilk olarak sağlık ve yaşam düzenini düzelterek başla derim.az alkol ve sigara kullanımı, zamanında uyku ve kaliteli beslenmeyle yavaş yavaş düzene girecektir. hatta spora başlarsan daha da hızlı olur ve özgüvenini de toplarsın. spor kafanı boşaltıp sağlıklı düşünmene de yardımcı olacaktır. he kafa boşaltma demişken 1 haftalık tatil de gayet iyi gelebilir.
ilişki konusunda bence çok şanslısın. yalnızlık kadar iyi bişey var mı ya ?!
dost meselesinde eğer dost diyorsan mutlaka barışırsınız, kavga ettikten 5 dk sonra gülerek oynayan küçük çocuklar gibidir dostluk.
akademi konusu ise, madem onlar seni uğraştırdı sen de onları uğraştır derim.
genel olarak bakıldığında o kadar da kötü durumda değilsin. sadece kafayı toplayıp yaşantını da düzene soktuktan sonra hedefleri gerçekleştirmek için çalışmaya başlayacaksın
dissendium+1
İlaveten:
1-Akademik hayat diye bir şey yok. Şahsen benim için 2000 sonrasında alınan hiç bir akademik ünvanın kıymeti de inandırıcılığı da yok. Bu camianın içinde olanlar neler neler anlatıyorlar. Açın bugünkü Resmi Gazete'yi okuyun. HSYK bizzat, ayrıntıyla anlatmış bu fetöcülerin nasıl birbirlerini destekleyip akademik ünvanlar aldırdıklarını. Dolayısıyla emeğiniz ve beklentiniz boşa gitmiş ama sizden kaynaklanmadığı net.
2- iş konusunu hala neden oyalıyorsunuz bu kısmı hoş karşılamadım, aile yanında neyin kafasını dinleyeceksiniz, ergence. İşe koyulun bir an önce. Bir an önce başalyın ki tecrübe filan edinin de farkı hızla kapatırsınız sonra.
3- sevgili konusunu da hoş karşılamadım, bu toplumun bir dayatması herhalde, hiç gerek yok, önemli olan her zaman iştir. O konuya takarsanız zayıf kalırsınız ve etkilenmeye açık olursunuz, kapatın onu kafanızdan bir süre en azından.
4- onun dışında, umutsuzluğa kapılmazsanız, yeni bir fırsat olarak göreceğiniz güzel bir dönem önünüzde, kolay gelsin.
Surada anlattigin olaylarda senin bariz hatan olarak gosterilebilecek bir tane bile olay yok.sicis diye adlandirmissin ama bunlar sicisda degil.seninle ayni durumda binlerce insandan birisisin sadece.
Bana soracak olursan iyi bile olmus diyebilirim.her musibette bir hayir arayan tiplerdenim belki ama bir suru amk cocugunun haketmeden coreklendigi sacma sapan kurumlarda neyin bilimini yapabilecektin,neyi ogretebilecektin.kansiz bir sistem var bugun degil gecmisten beri boyle,kodumun istanbul universitesinde butun herkes akrabaydi seneler boyunca,onun cocugu bunun oglu diye yurudu bu isler.kapisini calamiyorduk hocalarin.bu bir lutuf aslinda.asil olmak istedigin sey olabilirsin,hersey olabilirsin.
Yasina bakma bile hatta sacmalama.27 yas bugun icin cok erken bir yas.cevrene bir bak,facebook hesabina bak kac tane 30 yas ustu ergen var.geciktirilmis cocukluk yasiyoruz hala hepimiz,hala yasimizin basimizin farkina varmiyoruz.ustuen ustluk fotografi degisen bir ulkede yasiyoruz.
Git ailenle konus,seni anlayacaklar.suratta yapsalar anlayacaklar.git onlar neredeyse oraya,ya da baska bir sehire.yapacak bir suru is var.milletin kedisine kopegine baksan hayatini idame ettirirsin,cok kasilacak bir durum yok.bana kalirsa durumunu dahada zora sok ve 27 yasinda yapabilecegin en iyi hareketi yap ve guney amerikaya git.bir yil boyuncada geriye gelme.
O arkadasinida siktir et.seni anlamayan insandan arkadas falan olmaz.en kotu ne olabilir.kapatir o sayfayi ve sana sahip cikar.
öyp işi sıkıntı ya. senet sepet, zorunlu hizmet cart curt olmadan atlattıysan iyi. belki de en iyisi budur. bazen 50/d'ye geçirdiklerine seviniyorum ben açıkçası.
akademi beni de bunalttı. her türlü adam kayırma var. ben etliye sütlüye bulaşmıyorum ve nispeten özgür bir okuldayım ama okulların çoğunda onlar gibi değilsen fişliyorlar direk. hukuki açıdan bir yol varsa dene, en azından kanıtlanabilir nitelikteyse.
dersleri saydırabiliyorsan başka bir üniversitede saydırma imkanın olabilir mi diye kontrol et bence. akademi araştırmayı seven insanlar için kaçış yolu gibi. hobin işin oluyor. tabi türkiye'de ne hocası hoca ne öğrencisi öğrenci genelde ama alışınca akademi dışındaki işler kölelik gibi geliyor. en azından bence öyle.
dost sevgili işini bilemicem. ben de 27 yaşındayım, olmayan aşk hayatımı yazsam millet bir tarafıyla güler. ama dertlenip arka arkaya 1 ay falan içtiğim oldu, o yol yol değil. destek al olmadı psikolog vs.
bazen bana da oluyor elimdekilerin kıymetini bilmiyorum mu diye ama elindekinin kıymetini bilen insanlara dert oluyor bu tip düşünceler sadece.
her şey düzelir, güzel olur, içini ferah tut
1- yüksek lisansin batmis, bitmis sayilmaz. idari mahkemede itiraz davasi acabilirsin, jürinin yanli tarafli davrandigini flan söylersin, bir mahkeme sürecine girersin. garantisi yok ama o tezi kabul ettirme sansin var.
başka bir üniversitede ayni bölümde tekrar yükseke başlarsin, derslerin büyük ölcüde sayilir, birkac ders alirsin en fazla. sonra danismanindan rica edersin, ayni tez konusunu secip zaten yazdigin tezi bir 6 ay sonra verir, bu sefer başka danisman ve başka jüri ile gecersin. özel okullar bu konuda cok rahat, kimse itiraz etmez böyle bir seye. eger o kadar emegim var boşa gitmesin diyorsan en gec bir sene icinde yüksek lisans mezunu olabilirsin. ama degmez diyorsan, koy bir kenara okuduklarını yazdiklarini. hayatta hicbirsey boşa gitmez, bir gün bir işe yarar.
2- arkadas ayagi g.t ayagi. elbette herkes ister kankileri ile kahve keyfi yapmayi her gün, ama sana yük oluyor ve zarar veriyorsa arkadaslarınin olmasinin bir anlami yok. giden gider, sen yenileri ile yola devam edersin.
3- yapabilir misin bilmiyorum ama one night stand'e yogunlas, seks yalnizliga iyi gelmeyebilir ama kisinin özgüvenini kazanmasina neden oluyor. kurumus tulumbaya bir miktar su atip sonra cekmek gibi düsün, çarkların tekrar dönmesi ve aradigin gibi bir iliski bulmak icin bazen sadece gecici iliskiler yaşamak gerekiyor.
4- kedilere köpeklere iyi davranmaya devam et, onlardan daha güzel dost, sevgili yok.
Anladığım kadarıyla insanlara gösterdiğin tepkiden yana huzursuzsun ve başına gelenlerin büyük oranda bundan kaynaklandığını düşünüyorsun. Eğer böyle bir içgüdümsü hissin varsa bunu çalış derim.
Çok fazla gerilmişsin haklı olarak, gerçekten haksızlık yapılmış, haklısın. Fakat böyle bir dönem yaşamanın bence sana mutlaka bir faydası var ki yaşıyorsun bunu.
Eğer imkanlar yeterliyse birkaç ay kendinle ilgilen. Hem ne istediğini öğren hem de kendini anlamaya ve olduğun gibi görmeye, kabul etmeye çalış. Kendi dilinden anlayınca çözümlerini çok daha rahat bulacaksın.
Mesela tepki göstermenin farklı yollarını bulabilirsin. Sana zararı dokunmayacak ama insanlara alttan alttan hissettirecek şeyler. Mesela dalga geçmek, mizaha vurmak. İmalarda bulunmak. Gibi...
Gerek görüyorsan psikoloğa veya psikiyatra git, beyin kimyası değişmişse toparlamak gerekir yeni bir hayata sağlıklı başlamak için. Temiz hava al bol su iç... alkolü biraz azaltmak da çok iyi gelir psikolojik olarak. Şu birkaç ayı kendine ayır, sonra canavar gibi bir iş kadını ol :) akademi camiası maalesef en pislik camialardandır, sana göre değilse hiç kasma. Sağlığın en önemlisi.
kişilik olarak kendini sevdir. çok çıkıntı olma. her zaman her şeyi ben bilirim yapma. dünyayı değiştiremiyorsan kendini değiştir.
hepsini okuyamadım ama odtü mezunu adamsın ne işin var araştırma görevliliğinde falan. sana iş mi yok, tut ucundan başla bir yerden kendini geliştir kariyerine tutun. 3-5 sene sonra bir bakmışsın yurtdışındasın, kafa dengi insanlarla mutlu mutlu çalışıyorsun o zaman diğer sorunlarda kendiliğinden çözülür zaten.
piukh +1
çok güzel bir söz vardır. köprüyü geçene kadar ayıya dayı diyeceksin. ha dayı derken yalama yapmana gerek yok. ama belli yerlerde çıkıntılık yapmadıysan o insanlar öyle davranmazlardı diye düşünüyorum. susup oturamadım diyorsun ya, bazen susman lazım. bazen susacaksın ki konuştuğunda değeri olsun. 27 yaşında olabilirsin ama bu hayat tecrübesini yeni almışsın. yoksa hepimizin hayatında var o tipler. illa ki namaz niyaz olmak zorunda değil. hepimiz bazı şeyleri alttan alıyoruz huzurumuz ve geleceğimiz için.
27 yaş hiçbir şey için geç değil. iş bulur çalışmaya başlarsan (ama susarak, gözlemleyerek) sırayla hepsi düzelir zaten.
hukuki haklarını bir araştır, sizinle aynı durumda biri için buna benzer durumlar olmuş mu, geç kalmadan bir hak arayışına girebilirsin.