değilim ben.
Hergün neden allahım canımı artık almıyorsun diye diye papagana döndüm
mutlu değilim ben de :(
tam olarak bunu konuşmuştum dün arkadaşımla. kimse ama kimse mutlu değil. herkes işini yapıyor ama zorunda kaldığı için. suratlar sirke satıyor. beş sene sonra nerede olacağını düşünmez hale geldi insanlar. bugün yaşıyoruz işte buna şükür diyor. bana dokunmayan yılan bin yaşasın diyor. sırtım sağlam yerde olsun diyor. çocuk yapıyor ama çocuğu başından sallıyor. periscope'ta ablasını çeken canlılar geliyor işte.
hayatimdan bahsettigin seyleri cikarinca mutluyum ben, keyfim yerinde. gunluk kosusturmacalar, anlik duygu degisimleri mutsuzluk sebebi asil. biktim bunlardan, az beni benle biraksalar ne bicim de enerji toplarim <3
Katılmıyorum.
Şuan nötr durumdayım ama 3-4 ay öncesine kadar baya mutluydum. Sırıta sırıta dururdum. Heyecanını yitirmedikçe mutlu oluyor insan. Şuan ise mutlu muyum, mutsuz muyum bilmiyorum.
Yani özet olarak, bu hayatta inanılmaz mutlu olmak da dibi görmek de mümkün. Sen dibi görmüşken milyonlarca insan uçlarda yaşıyor. Bunu bilmek de ileriye dair insanı umutlandırıyor.
farkındayım
Yoo ne yalan soyliyim mutluyum
ben şahsen mutlu değilim, mutlu olduğum zamanlar eskilerde kaldı.belirli bir sebebi yok, ama içinde yaşadığımız ortam durumlar gayet net.
olm kim inanırdı lan afrikada ki insanların mutluluğunu kıskanacağımızı?
kendimi öldürürcesine çalışıyorum. Kimse için de çalışmıyorum, kendi işim gücüm var. Benimle birlikte çalışan 7 tane insan da hep sevdiğim insanlar; başlarına bir şey gelse işi gücü bırakır, dertlerini çözmeye çalışırım o derece.. Dünyada yapacağım tonla iş var, bir şeylerin ilki olmak, mesleki, ruhsal ve ilkesel tatminlerin peşinde koşuyorum
Bu kadar pozitif şeye rağmen, ülkenin siyasi, toplumsal, hukuki, ekonomik problemlerinden dolayı yurtdışındaki muadillerimden hep bir adım geride kalıyorum. Bu beni üzüyor ve mutsuz ediyor ben de dayıyorum bünyeye alkolü, keyif verici maddeleri ve ancak hayatta kalabiliyorum.
Bu ülkede vatandaş ve çalışan olmak gerçekten zor iş. Mutsuzluk hayatımızın default u olmuş ne yazık ki
mutsuzum
bakayım.. vallahi de mutsuzum. :p
şaka bir yana, mutlu ya da mutsuz olup olmadığımıza bakmaktan önce mutluluk nedir? sorusuna verecek sağlam, ayakları yere basan bir cevabımız olması gerekir. o cevap yoksa, bir bilinmezin üzerinden mutluluğumu ölçmezdim.
bir de ipucu vereyim; mutsuz olduğunuza genelde başkaları üzerinden karar veriyorsunuz. ıssız bir adada yaşıyormuş gibi düşünüp, hareket edin biraz da.
farkındayım.
ben de mutluyum.
Zevk kaprisli, mutluluk kısa, anlık değişen ruh hallerinin peşinde koşup ziyan olmak en kötü tercih. Mutluluk aşırı abartılmış bir ruh hali.
bir takim gecmisini s*ktimin serefsizlerin satilmisliklari yuzunden olebildigin bir memlekette nasil mutlu olabilirsin ki?
Ben gayet mutluyum
Oysaki herkes çok mutlu görünüyor sosyal medya platformlarında. Tam bir ilüzyon, yaman bir çelişki..
şu an mutluyum derim, ama belki iki dakika sonra mutsuz olurum. bunlar cok gecici ve değişken kavramlar. cok abartıyoruz. dediğim gibi neyse ki, hepsi geçici.
Değilim ama hakediyorum bir yandan. Çünkü çözüm arayışında değilim, kabullendim.
mutluyum, oldukça mutluyum hem de. elbette üzen şeyler, eksiklikler , kaybettiğim şeyler var ama mutsuz olmak için sebebim yok.
Mutsuz değilim onları çıkarınca. Tamam, "Hayat sevince güzel", "Hayat bayram olsa" da değil ama bakınca fena değil bence. Karnım tok, sırtım pek, keyfim yerinde. Arada iyi şeyler, arada kötü şeyler oluyor; onlar da hayata dahil zaten. Memnunum halimden.
Ben mutluyum
insanların gerçekten kendilerine ayırabildikleri, dolayısıyla mutlu olabildikleri bir zaman dilimi yok, bu yüzden birçok insan çok mutsuz.
şu sıralar, harçlığımı çıkarmak için giyim mağazasında destek personel olarak çalışıyorum. cidden berbat bir şey.
oranın daimi çalışanlarını gözlemliyorum mesela. bu adam geliyor, tüm gün ayakta mesai yapıyor, milletin dağıttıklarını topluyor, düzeltiyor vs. sonra yorgun argın evine gidip kendine vakit ayıramadan uyuyor, ertesi gün yine aynı döngü.
mağaza yöneticilerine bakıyorum mesela, onlar daha beter. benden önce geliyorlar mağazaya, ben çıkıyorum adamlar hala orada (nereden baksan 12 saat, düşün). bir sürü sorumluluk, yük.
e bu insanlar hangi ara işten fırsat bulup kendilerine vakit ayırabilsin, bir şey yapabilsin?
şu sıralar mağazada çalışırken, eve geldiğimde film izleyecek, kitap okuyacak mecalim kalmıyor. e bu insanlar sürekli oradalar?
bir de geçen gün çıkan bir habere bakıyorum, isveç'te çalışma saati 6'ya düşürülmüş. var sen düşün, tabii bu ülkenin insanı mutsuz olur.
Bugun is konusunda cok kotu seyler oldu. Gercektwn cok mutsuzum. Uyuyamiyorum. Bu cikarin dedigin her seyi degistirecek bir sey.
Farkındayım. Günü bitirmeye odaklanıp, anlık zevklerin peşinde koşup mutsuzluğu unutmaya çalışıyorum.
Bu şehirde kapana kısılmış gibiyim, yetişkin olmak çok berbatmış ama yavaş yavaş çürürcesine bir alışkanlık geliştiriyorum.
Mutsuzluk kaynaklarına alışıp benimseyip kaderci olanlar, kabullenenler sonunda mutluluğumsu bir hissizlik mertebesine ulaşıyor galiba.
Ben mutluyum. Ailem,sevgilim var, param çok olmasa da var diyebilirim. Sağlığım yerinde. Başımı sokacak evim var. Kedim bile var ya daha ne olsun. Bi de bi laptop alabilsem kendime :(
herkes mutsuz, ama mutsuzluğu kader olarak görüyor.
aslında mutsuzluğun nedeni kişinin kendisidir.
mutluluk/mutsuzluk hem bir seçim, hem de inşa edilen/edilebilen bir şey.
gerçekleşirse bir süre için daha coşkulu olmamı sağlayacak isteklerim var, ama günün sonunda mutluyum, huzurluyum.
Ben de değilim.