yüksek ego ve taassubun hakim olduğu bir toplum olmamızdan kaynaklanıyor. adama sorsan batılılar niye bize düşman diye, çok büyük milletiz ve bizi kıskanıyorlar vs. diyecek. ulan kıskanılacak neyin var senin diye sorduğunda 2 kelime edemeyecek. mağduriyet, kendi kusurlarının (salaklığının) yüzüne vurulmaması için sığındıkları bir liman halini almış.
Malesef sadece ülke bazında da değil bu olay. Trafikte çıkan kavgadan tut, dünya savaşlarına kadar herkes her zaman mağdur ve haklı tarafın kendisi olduğunu söylüyor. Ben insanlığın bir parçası olduğunu düşünüyorum aslında bunun ama bu topraklarda çok daha fazla bence de. Anlamadığım kısım ise bu tipler önce kendilerinin çok güçlü olduklarını, her şeye hükmedebilecek potansiyele sahip olduklarını düşünürken sonrasında kendi ailesindeki, ülkesindeki tüm olumsuzluklardan dış unsurları sorumlu tutarak olaylar üzerinde hiçbir etkileri olmadığını söyleyerek acizliklerini ortaya koyuyorlar. Yazarından pek hazzetmesem de bu konuda yakın zamanda sıkça paylaşılan bir yazı vardı. Linki paylaşıyorum.
www.al-monitor.com
O ne ki, kendi icimizde birbirimize surekli magdur edebiyati yapiyoruz biz.
Biz mağdur oluyoruz, kandırılıyoruz, kıskanılıyoruz hep. Bize karşı algı yaratılıyor falan ayrıca oho.
Başarısız bir millet, kötü bie yönetim ve bu tarz sıyrılışların tepeden tüm millete pompalanmasıyla böyle olur tabii.
Türk milleti "bilmiyorum" diyemiyor geyiği var ya cem yılmazın, işte yanlış yaptım da diyemiyoruz. Evet bu konuda şöyle kötüyüz, böyle gelişebiliriz diyoruz. Çünkü birilerinin işine geliyor
Dünyada her türlü şeyden para kazanılır. Milyonların battığı, meteliğe kurşun atar vaziyete geldiği krizlerde köşeyi dönüyor insanlar. Her olayın bir takım insanlara kazandırdığı şeyler vardıe ekonomik anlamda ve halkın bu halinin de var şüphesiz. İşte böyleyken böyle
"Gelişebiliriz diyemiyoruz" olacaktı telefondayım, editleyemiyorum.