merhabalar, hayatımı düzene sokuyorum ve sağlıklı besleniyorum bu aralar.
geçtiğimiz ay bir kaç günlüğüne izmir'e gittim, çeşme'de bir pazara gittim. çeşme gibi köy olmayan bir belde'nin pazarında bile tertemiz domatesler, salatalıklar, kayısılar, köy yumurtaları, reçelleri gördüm. şimdi reçel falan kullanmıyorum ama misal işte. her şey tertemizdi, köy domatesi olduğu kokusundan, tipinden belliydi. yemin ediyorum içim gitti. bir kavun aldık, düşünün şehirlararası yolda taşıdık o kavunu bavullar yetmezmiş gibi. eve girer giremez kesip soluksuz yarısını yedim. ben bu kadar bal, mıhteşem bi kavun yemedim.

şimdi sorum şu, yumurta alıyoruz marketlerden. o yumurtalar kim bilir ne şekillerde üretiliyor, hayvana fabrikasyon muamele ediliyor. bir canlı gibi değil de. yoğurtlar günlerce bozulmuyor o denli koruyucu var içlerinde. ağor keskin bir tad var, gerçek yoğurtta o keskin tat yerine güzel ekşimsi aroma olur benim bildiğim. en azından bizim köyde yediğim o şekildeydi. domatesler, sebzeler parıl parıl parlatılmış. benim köyümde süt renginde olarak bildiğim tereyağı, burada sapsarı. hiçbir şey ama hiçbir şey doğal, aslına yakın değil.

bu şartlarda nasıl sağlıklı ürün tüketebilirim ben? vallahi, orta sekme, borç ödeyen bir bütçe sahibiyiz. fakat umrumda değil. sağlık her şeydir ve sağlık midede, sindirim sisteminde başlar. bu konuda yapabileceğim en iyi koşulları kendime kazandırmak istiyorum.
yoğurdu evde yapmaya başladım. fakat yumurta, tereyağı ve sebzeleri en doğal nerelerde bulabilirim?

 

doğal pazarlr var.oralarda şansını deneyebilirsin. şişlide açıldı ilk kez sanırım. şilede de var şimdi.

sutlu nescafe

Macro center ve istinye parkın pazarındaki tüm meyve ve sebzeler dediğin gibi.

ekaterina

yumurtada en önemli şey antibiyotik kullanımı. onun dışında organik diye satılan ürünlere güvenme. tarım bakanlığının sertifikası var. o sertifikayı taşıyan ürünleri satın almanı öneririm.

ser

ekaterina

direkt referans vermek istemiyorum ama ben oralarda çalıştım, oradaki ürünlerin bahsettiğim doğallıkta olduğuna inanmıyorum.

gang leader of wasseypur

ticareti olan şeylerin organik olanlarını bulman çok zor.
her yerde var o organik ve sertifikalı pazarlardan.
o sertifikayı almanın maliyetinin ve denetimin nasıl olduğunu bir bilseniz biraz aydınlanırsınız.
tereyağı/peynir*bakliyat/bal/kuruyemiş gibi memleketten gelecebilecek şeyleri memleketten getirtiyoruz.
geri kalanı migros gibi marketlerde alıyoruz.
ben doğma büyüme istanbulluyum diyebilirsiniz de çevrenizde hiç mi anadoludan gelen yok.

seyduna6687

yalan mı yani organik sertifkası :(

ser

seyduna6687

selamlar, ben erzincanlıyım. aralarda sıralarda memleketten gelenden istiyoruz ama memleketten sürekli gidip gelen insan bulması zor. yoksa bizim oraların tereyağı, tulumu, üzümü, ben tüketmiyorum ama balı falan çok güzel, çok faydalıdır.

gang leader of wasseypur

ben istanbul'da sağlıklı besin satıldığına inanmıyorum, köyden kasabadan bir kere doğal ortamında yetişmiş tavuk, yumurta; hormonsuz domates yemeyen insan bence marketlerde organik diye kakılan ürünler arasındaki farkı anlayamaz; organik yedim sanar zaten örnek olarak da verilmiş. anca çevre köyleri gezip yerinden alacağız, ama bu kötü referansla o da zor gibi.
alternatif çözüm yollarına açığım, bulursanız beni de yeşillendirin.

evde liyakat kalmamis

hacı araştır sor soruştur bi çevrende mutlaka tanıdığı olanlar çıkacaktır.
sen gitmesen de parayı yollarsın onlar alır sana yollar.
en kötü ihtimal verir erzincandan gelen otobüse sen gider alırsın.
bende sivas divrikliyim bu arada.

seyduna6687

evde liyakat kalmamis

bende bundan bahsediyorum, bana bu yüzden organik morganik gelmiyor orada aldığım besinler. ayrıca organik olma durumu öyle bir şey ki, köyde yetiştirilen her besin organik diye bir şey de yok. organik ürün satın aldığını zanneden çoğu kişi organik ürünün ne olduğunu bile bilmiyor.

gang leader of wasseypur
1

mobil görünümden çık