Eve kapanmalar, apolitikleşip asosyalleşmeler oluyor. Ülke şehir değiştirme gibi şeyler de var, daha çok düşünüyorlar bunları.
Aslında son 10 yılda bu tür şeyler çok oldu ama sanki bu son olaydfan sonra daha çok kişi çevremde bıktı gibi artık.
Bendeyse niyeyse tam tersi bir artış var, yükselilş var, heyecan var.
Bu arada arkadaşlarım muhalif.
Sizin gözlemler ne?
Herkes kafayı yedi. Kolektif histeri hali.
ben çevremde akp düşmanı olan herkesi akp ile işbirliği içinde görüyorum. gerçekten garip. darbeyi istemek hastalıklı bir düşünce, buna eyvallah da, çok şüpheli bir darbe girişimi olduğu bariz, sokağa çıkan eli bıçaklıların nasıl tipler olduğu belli, darbe girişiminden en çok kimin faydalanacağı belli, öğretmenler hakimler savcılar alakası olmayan bir ton insan açığa alınıyor,
e o zaman bir şeyler var demektir. kimse kusura bakmasın. darbe istemiyoruz diye akpyi ve profilini destekleyecek değiliz.
Toplumsal travma. Çok normal. Ben de o bahsettiğin süreci yaşıyorum. Kolay değil.
Biraz zaman, biraz umut, biraz sevgi ve biraz da anlayış. Yavaştan travmadan sıyrılıp kendimizi daha iyi hissetmeye başlamamız lazım.
erkek arkadaşım kafayı yemiş vaziyette, darbe günü dışarıdaydık, beni karga tulumba eve götürdü bi panik bişey o günden beri de normal değil, dışarı çıkıcam arkadaşlarımla aklım kalır gitme, metrodan indin mi ara eve girince haber ver tarzı hallere başladı. Herkes sıyırdı cidden, çevremdeki insanlar dışarı falan çıkmıyor. bende tam senin gibiyim, evet korkum var endişeleniyorum ama içimde de bi kıpırtı yok değil.
Bundan 3 ay kadar önce kadıköy modada 2 yakın arkadaşımla oturduk, bira içiyoruz. İkisi de siyasi olayları zerre sallamaz. Konu nasıl olduysa siyasete geldi. Ben aldım elime sazı. Şu şöyledir, bu da böyledir falan diye konuştum. Adamların ikisi de boşver be olum, LAN HEE tarzı konuştu. Bu rahatlık neyin nesi dedim, "abi bak ne güzel modada oturuyoruz, biramızı içiyoruz. Ben özgürüm, rahatım. İstediğimi yapıyorum, beni rahatsız eden bir şey yok" dedi.
Ben de dedim ki, bekle. "Sen hesapta bu ülkenin okumuş adamısın, sen bile kalkıp bu derece sığ düşüneceksen bizden zaten bir bok olmaz. Bir gün sen de böyle rahat hareket edemeyeceksin, bakalım o zaman ne olacak" gibi bir şeyler söyledim.
Sonra neyse muhabbetimizi ettik, günler geçti gitti. Dün çay içiyoduk, "geldi lan o gün" dedi. Anlamadım ben hatırlamadım muhabbeti, söyledi hatırladım sonra neyse işte.
Adamların ikisi de çöküntüde. "Demokrasi yürüyüşü" sırasında bunlar yine modadayken, atletti dallamalar gelmiş salak saçma bi hareketler falan yapmış. Yarın öbür gün sadece daha kötüye gidecek olaylar. Onlar da biliyor artık, herkes biliyor. Görmezden gelenler, olmaz bişey ya devam et diyenlerin hepsi bilincine varıyor yakın tarihte yaşanması muhtemel olanların.
Onlar "okumuşun şerrinden", okumuş onların hayvanlığından korkuyor.
Özetle ben gayet sakinim, arkadaşlarım "sıçtık" psikolojisinde.