Bir arkadaşım var. Kendisi her şeyden darlaniyor. İki dakika sarılı bir halde duramazsin bile. İçi sıkılıyor hemen. Çok zor doğmuş hatta doğduğunda mormus. Ben buna bağlıyorum, zor ve stresli doğan bebeklerde böyle şeylere rastlanıyor mu ve bunun bir adı var mı?




 

karakterin düşünce yapısının vs. bu tarz şeylerle alakalı olduğunu düşünmüyorum. zor doğdu, her şeye darlanıyor mantıksız. ama anneler anneanneler mantıklı bulur mesela öyle şeyleri. arada bi bağ olduğuna inanır. batıl inanca benziyor tam olmasa da.

freetakilir

Olabilir de olmayabilir de.

Senin aradığın bir araştırma veya bilimsel bir araştırma galiba. Ama böyle sorunca insanlar bilmedikleri bir mesele olmasına rağmen yorum yapacak, var ya da yok diyecek. Benim de içimden yapmak geldi mesela.

Bildiğim kadarıyla bir bağı yok.

Adramelekhh

sezeryanla doğanların keyfine düşkün olması gerekiyor bu mantıkla.

kelepir

Bir ingiliz arkadaşım var, doğarken kordon boynuna dolanmış, atkı vs. Boynuna dolamalı şeyler kullanamıyor :-) belki olabilir belki de olmayabilir. Konu uzmanı değilim, literature de bi ismi tanısı var mı bilemiyorum.

bilemedik biz onu

doğum başlar başlamaz annesinin kasılmaları durdugu icin yarı yolda kalan, forseps-vakum gibi aletlerin işe yaramadığı, annenin ameliyatı kaldıramayacağını düşündükleri için sezeryana alamadıkları, babaya ve annenin ailesine anne ile çocuk arasında bir tercih yapmamız gerekiyordu; biz de anneyi kurtarmayı tercih ettik şeklinde bilgi verilen bir doğumun tercih edilmeyen bireyi olarak net şekilde alakası olmadığını söyleyebilirim.

belki doğmaya üşendiği için üşengeç olabilir. ben çok üşengecim.

montauq

olabilir tabii, ama olmayabilir de...
bilimsel olarak bu yönde bi araştırma var mı bakmak lazım.

benim ilk kızzım öyle, çok yakın temastan hoşlaşmaz sarılınca hemen sıkılır, kucakta oturmayı sevmezdi, kapalı yerde kalamaz hala yaz kış pencere açık yatar, gökyüzünü görererk uyur. gayet rahat doğdu. o kadar rahat doğumdu ki anlatamam.

ikinci kızım halk arasında " kuruya kaldı" denilen şekilde doğdu. doğum sırasında doğumhanede çok kadın vardı, doktor çabuk doğsunlar diye hepimizin suyunu patlattı çocuk suyun yardımı olmadan doğdu. epey zorlandık ikimiz de. o kızım kedi gibidir, kucaktan inmezdi, sevilsin baylır, kucaklaşması epeyce uzun sürer.

3. kızımı ileri yaşta doğurdum, kaslar eskisi gibi değildi doğum biraz zordu. bir ara doğum durdu hiç hareket yok, doktor bana bakıyor ben doktora bakıyorum. sonra doktor karnımı gıdıkladı, doğum tekrar kaldığı yerden devam etti.
o kızım normal sarılıyor, ne sıkılır ne uzatır. kucakta oturma süresi de ne az ne de çoktu.

benim 3 bebeklik istatistiğime göre önermen yanlış oluyor. ancak her birey farklı, aynı olaya farklı tepkiler veriyoruz. bu nedenle bence öyle bi etki olma olasılığı var.
ilk kızıma gebeyken ani bir sesle ürküp uyanmıştım, epeyce korkmuştum. o kızım uykudayken olan ani seslerde çok rahatsız oluyor mesela.
şişmanlıkla ilgili bi çalışma var. anne karnındayken anneleri çok zor koşullarda olan bebeklerde sonraki yaşamlarında normal hayat yaşamalarına karşın obezite oranı daha yüksekmiş. ikinci dünya savaşı sırasında doğan bebekleri filan incelemişler. ana karnındayken yaşadığı olumsuzluğun sonraki yaşamını etkilemesi açısından bence iyi bir örnek.

hayat aklini konusacak bir filozof uret
1

mobil görünümden çık