çok uyuşamadığımız erkek arkadaşımla ilişkimi bitirmiştim 1.5 ay kadar önce.ilişki bir şekilde devam ediyordu ama uzun vadede çözemeyeceğimiz şeyler var diye düşünüyordum; hepsinin temelinde, kendi aksini söylese de beni yeteri kadar benimseyemediği -ya da sevmediği, her neyse- hissiyatı ve bu yöndeki davranışları vardı. bu nedenle günlerimiz bi şekilde geçse de, 30+ yaşın getirdiği mantık sanırım, sonu geleceğini bile bile daha uzasın istemiyordum. kendisi benimle çok ilgili görünmemekle birlikte, anlamadığım bir şekilde bir yandan evlilik planları falan da yapıyordu kendi kendine. git gelli 8 aylık bir sürecin sonunda, son konuşmayı yapacağımız buluşma iptal oldu. ben de sinirlenip konuşmayalım madem, kalsın dedim.

dedim de içimde kaldı.. ama doğrusunun böyle olduğunu düşündüğüm için kendimi zorlayıp aramadım. onun aramayacağını biliyordum, çünkü daha önce yaşadığımız kısa süreli bir ayrılıkta ben dayanamayıp aradığımda, iyi ki aradığımı, böyle durumlarda prensip olarak kendisinin aramadığını ve asla aramayacağını söylemişti. nitekim öyle de oldu.

çok meşgul olduğum için geçtiğimiz bir aylık süreçte fazla kafaya takmadım ama neredeyse her gün facebook'dan profiline, resmine bakıyorum, paylaştıklarımızı özlüyorum. dün gördüm ki, yaklaşık 20 gün önce biriyle ilişkisi başlamış, dün de bunu ilan etmişler.

kafam karmakarışık. gel dese gitmezdim, ama bi şekilde kendisini sevmiştim. birbirimizden nefret edene kadar tartışma sürecini uzatmadan, birbirimizi iyi hatırlayacak noktada bitsin istedim. yanlış mı yaptım? görünen o ki bana patladı. sanırım onun için bu kısa sürede benimle ilişkili tüm süreçler tamamlanmış ki yeni bir lişkiye başlamış bu kısa sürede..

yorum yaparken acımayın, konuşun. ümit de vermeyin lütfen (yok, biliyorum. olsun da istemiyorum).
hepinizi seviyorum.

 

alışkanlık elbette geçer. sadece zaman mevzusu. daha iyisini bulursun. daha mutlu olursun.

oyle 1-2 ayda baskasını bulan adamdan hayır gelmez.

anonymice

Yukarıdakilere katılıyorum, bir meşgale bulduğunda ya da çok daha değecek bir adam bulduğunda "amaan bu muymuş" diyeceksin. Şu an biraz amiyane tabirle kuyruk acısı var gibi diyelim, ki bende de çok var o yüzden iyi anlıyorum.

Biraz objektif baktığında adamın zaten cibilliyetsizin teki olduğunu göreceksin. Ben böyle durumlarda söyle yapıyorum; en yakın arkadaşımın hayatındaki adam ona böyle bir şey yapsa nasıl bir tavsiye verirdim? Hala o adamı düşünüyorsa bir güzel kalaylardım, kendim neden yapıyorum? Diye biraz dışarıdan bakmaya çalışıyorum.

piremses

@amsterdam, prensip mevzusunda haklısın. şu yaşıma kadar ilişkilerde çok dikkafalı davrandım. bunda biraz ortayolcu olayım diye bayaa taviz verdim bile isteye. ayarı kaçırmışım sanırım.

umrumda olması konusunda, yürümeyeceğini düşündüğümden fazla ümit beslememeye çalışıyordum, yoksa umrumda idi, umrumda da. zaten işin orasını da anlayamıyorum. çok daha sevdiğim ve sevildiğim, yılları birlikte geçirdiğim insan evlendiğinde dahi bu kadar koymamıştı sanki. ya da koydu da üstünden zaman geçtiğinden öyle geliyor..

manuel mandalina

@piremses, detayları anlatsam, cibiliyetsiz lafı az kalacak mevzular var. senin dediğin yöntemle ayrılık sürecine getirdim kendimi zaten. bir kaç yakın arkadaşım ayrıldığımızı ilk duyduklarında, söyleyemedik ama sen o tip biriyle nasıl birlikte oldun anlayamadıydık falan da dediler.
ama şu aşamada kafa bunu almak istemiyor sanırım.

manuel mandalina

bana şu kısım yetti > "gel dese gitmezdim" gerisi teferruat...

ayrıca "kendini aşağılatmış olabilirsin" gibi yorumları anlamıyorum. varsın olsun aşağılatmış olsun. arkadaşlar geçin şu egosal tavırları artık ya. bakın erdemli bir şekilde yine de aramış. bu hoş bir şey. varsın olsun bu cibiliyetsiz adam "nasıl da aradı beni ihihih" diye kibirli bir ego yapsın. bu bize koymamalı. buna ihtiyacımız yok. o ego yaparken, bari biz yapmayalım. aşırı katı olmayın, biraz yumuşak kalın, sıvı gibi olur. katı nesneler hareket edemez, ama su gibi olursanız akarsınız her yere...

matrix

Sen de başka birini bul unutmaya çalış. O da öyle yapıyor. Kendini kaptır birine bence.

Goddard

Büyük ihtimalle "yaşım geldi, evleneyim" kafasında. İlgilenmediğini düşünmene rağmen, kendi kendine evlilik planı yapması da bunu gösteriyor.

Senden ses soluk çıkmayınca vakit kaybetmeden başkasını bulmuş.

Ben "2 ayda başkasını bulanan hayır gelmez" mantığına katılmıyorum. Ancak burada üzülecek bir durum da yok zira, vakit kaybetmemek en iyisi.

Üzüntünü de yasa bağlıyorum. Çevremden de gördüğüm kadarıyla ilişki isteyen insanlar yaş ilerledikçe kriterleri düşürüp ya da tahammül seviyesini artırıp biriyle ilişkiyi sürdürmeye çalışıyor.

of dream and drama

30+ erkeklerde bi tuhaflık var genelde.
Evlilik lafını ağızlarından düşürmedikleri gibi ilişki için en ufak çaba harcamıyolar.
"Benim niyetim amacım belli, sen gelmiş nelere takılıyorsun" diyolar tartışmalardan kaçmak için de.
Ben bunu yaklaşma-kaçınma çatışması gibi görüyorum :)
Senin için elbette daha iyileri daha kıymet bilenleri olacaktır, bunu zaten biliyoruz.
Ama önce sen kendini sev.
Onu neden şöyle sevdim böyle inandım diye asla kendini suçlama, insanı asıl yücelten sevmektir.

megalomaniac

"çok uyuşamadığımız erkek arkadaşımla ilişkimi bitirmiştim " sonrasını okumadım. hala sorguluyorsan bu nasıl bitirme? bak bu cümleyi anlamaya çalış olgunlaşacaksın. tabi şu da var herşey vaktinde güzel:) belki de bunu sorgulaman gereken yaştasındır ki eğer öyleyse dert etme sadece yeter.

gokhan atestepe

@gökhan, tümünü okumadığından anlaşılmamış sanırım.

@matrix, ben de o ilk cümlen gibi basit olmasını isterdim. olmaması beni şaşırtan ve üzen.

@jrr, uzun vadede öyle olacak tabii.

@goddard, haklısın belki ama ben hiç o yöntemleri denemedim, bana göre değil pek.

@of dream, iyi tahlil etmişsin. söylediklerinin büyük kısmına katılıyorum.

@duyulması, üstesinden geldiğimi de sanıyordum zaten. ama bu haber çok erken oldu.

manuel mandalina

@megalomaniac, cümleyi dahi aynı yazmışsın :) evlilik kadınlara verilen ödül sanki..

yaşadıklarımdan şöyle pişmanım; bugün facebook hatırlattı, geçen yıl tam bugün, ortak arkadaşların evinde bir yemek verilmişti, o yemekte tanıştık. sonra arkadaşlara beni tanımak istediğin söylemiş. ben gerek tipim olmadığı, gerekse o ortamdaki davranışlarına bakarak bana uygun biri olmadığını söyledim arkadaşıma. ama onlar bir kaç kere bana çaktırmadan bizi yine biraraya getirdiler. sonra o bana benimle denemek istediğini söyledi, ben de olmayacağını söyledim yine. bir süre daha ısrarcı oldu, bir kaç kez dışarı çıktık, iyi de vakit geçirdik ve ilişkimiz böyle başladı. o olaydan yaklaşık 6 ay kadar önce, yine düşük kriterlerle başladığım ve pek değer görmediğim bi ilişkiden çıkmıştım, o ilgisi hoşuma gitti sanırım. beni cesaretlendiren de o oldu zaten, 'kesip atma, olmazsa olmaz, deneyelim' vs diye. ben de ilk kez böyle bi şeye giriştim, sonunu fazla düşünmeden. sonra sürekli farklı gördüğüm her şeyini sevme ve benimsemeye, oldurma kafasına giriştim, niyeyse.. eğlenceli de bir insandı, zor olmadı sanırım.

işte sanırım baştaki görüşüme rağmen başlamış olduğuma pişmanım. çünkü ilişki benim için sürekli değersizlik hissi ve kalp kırıklıklarıyla geçti. keşke beni sevemediği, benimseyemediğini anladığı noktada o bitirseydi. buna rağmen devam etmiş görünen o ki.

gerçi suç bulmak da istemiyorum. kendi hayatını yaşarken benim tarafımı fazla düşünmemiş sanırım, olan bu. kafayı kullansaydım iyiydi :)

manuel mandalina

bir de ek olarak şunu sorayım. paylaşımlarını görmemek için onun vesilesiyle tanıştığım arkadaşları facebook'tan sildim; zaten fazla iletişimimiz de yoktu. kızın facebook'unu biraz kurcaladım, yalan yok, ama daha fazla kurcamak istemiyorum. her ikisini de engellesem mi, elimin gitmemesi açısından. ne dersiniz?

manuel mandalina

senin için "ne de olsa bir açık kapıymış" tamamen kapanınca moralin bozulmuş.
Engellemen bir şey değiştirmez. Bakmak isteyen bakar. Kendini engellemen lazım.

anten

boşver be kızım, biz böyleyiz. yüksek ihtimal korktu senin sevginden ve kaçtı. büyütme fazla, olur öyle şeyler.

hakim oynayin dedi
1

mobil görünümden çık