+1'imle ve terliklerimle geliyorum sana.
Evde çalışamayacağım zamanlarda hep kütüphane tercih ettim. Amaç sessiz sakin odaklanabileceğim bir yer. Hep de Atatürk kütüphanesini seçtim çünkü 7/24 açık, kışın sıcak yazın serin oh mis :) Kafe vs ortamlarda dikkat dağıtacak onlarca unsur sayabilirim.
Evde dikkatini ceken cok erken olabilir. Porno, uyku, televizyon, buzdolabi... kafeye tek basina gidersen yapabilecegin tek sey ders calismak olacak.
bazı insanlar kafedeki yüksek yoğunluklu olmayan gürültüden rahatsız olmuyor çünkü (starbucks gibi yerler çok gürültülü mesela, orada çalışmayı ben de anlamıyorum). çıt çıkmayan yerde kafası daha çok dağılan bir arkadaşım vardı mesela, kütüphaneye gelmezdi ders çalışmaya.
bir amaç için, yani ders çalışmak için evden bir yere gittiğinizde kendinizi daha çok motive ediyorsunuz. yani "evden çıkıp buraya geldim çalışmaya, o yüzden çalışmalıyım" fikri. bu da etkili olabilir.
ben de aynı şeyi merak ediyorum ama shirtstorm'la uğraşamayacağım için duyuru açmaya cesaret edemedim hiç. bunların "sessiz, kitap okunabilecek kafe" arayanları var bi de. konsept olsa bile bir kafe ne kadar sessiz olabilir yani hiç anlamıyorum.
traveller +1
evde procrastination'ın dibine vurabiliyorum (şimdi olduğu gibi), kalkıp kafeye gidince iyi çalışıyorum.
en son benim duyurumu görünce sorma isteği duydun sanırım.
öyle olmasa bile kendi adıma açıklayayım,
iş yerinde kalıp çalışmamanın birinci alternatifi ev. ancak çok yoğun tempoda çalışıyorum 3 haftadır ve ya eve saat 12 de gelip direk uyuyup sabah işe gidiyorum ya da eve normal saatte gelip evden çalışıyorum. bu bir süre sonra bunaltıcı olmaya başlıyor. yani evimde de kahvemi çayımı biramı vs içebiliyorum ancak az da olsa dış dünyaya temas etmek için varsa eğer dışarda çalışmak için sordum (soruyu yanlış sormasam belki bir cafe pub bulup gidip orda çalışacaktım mesela, olmadı. burda biraz goygoy yapıp evimden çalışacağım.)
Sana nee:/// ya tamam pis cevap bir yana Ses varken daha rahat odaklandigim dersler oluyor. Koltuklari genelde kutuphaneden daha rahat. Kutuphaneye gelen tipleri sevmiyorum. Evimde kahve makinasi yok, istedigim gibi kahve yapamiyorum. (Nescafeye kahve demiyoruz bu arada:/) Kutuphanede sessizlikte uykum geliyor. Kutuphane dekorasyonu icimi daraltiyor. Kutuphanede cok fazla insan var. Evimde ders calismak yerine temizlige ya da yemek yapmaya girisebiliyorum. Kafede sabahtan aksama oturup para harcayacagim 1-2 kahveye, verdigim para bosuna gitmesin, o kadar geldim bir ise yarasin diye daha verimli calisacagim. Kafenin bir kapanis saati oldugu icin kutuphane ya da evde calismaktan daha siki calisacagim, yapacaklarimi kapanisa kadar bitirmem lazim ama evde olursam ohoo sabaha kadar oyalan. Evde ev arkadaslarim rahatsiz edecek, yemek yiyelim mi vb.
Daha sebep sayiyim mi?
Cunku evde istedigin gibi yataga vs yayilabilirsin. Dikkat dagitabilecek cok sey var.
Bir de mesela benim evde calismak icin uygun ortamim olamiyor bir turlu. Masa ve sandalyem de cok rahatsiz. Bir de disarida ya da kutuphanede vs calisan diger insanlari gorunce motive oluyorum sanirim.
Herhangi bir cafe yerine Starbucks'in tercih edilme sebebi de (ornegin benim sebebim) bir kahve bir tatli ile saatlerce oturabilmek. Seni rahatsiz eden birinin olmamasi.
He bir de ek olarak, calistigim yerin dekorasyonu, isigi vs bunlar da beni motive eden seyler. Kutuphanelerin beyaz isigindan nefret ediyorum mesela. Daha los, sari isikli yerlerde calismayi seviyorum. Bu da onemli benim icin.
evde dikkat dağıtan çok şey var +1
kafedeki sesmiş bilmemneymiş hiç umrumda değil, ben çok daha iyi odaklanabiliyorum. O yüzden işlerimi evden çıkıp dışarıda daha iyi odaklanarak konsantre bir şekilde halledip dönüyorum. Bence tam olarak amaca uygun.
Ben her kafede rahat çalışamasam da sevdiğim belirli bir starbucks ve nero var. Dışarıda çalışırken hem dışarı çıkmış hem de dersimi, işimi gücümü halletmiş oluyorum. Sıkıldıkça etrafımı izliyorum. Daha verimli geçiyor zaman. Tam olarak sosyalleşmek sayılmasa da iyi hissettiriyor dışarıda olmak. Daha ciddi ve konsantre olmam gereken bir şeyler çalışacak ya da yazacaksam da kütüphanede çalışıyorum ama asla evde bir şey yapamıyorum.
ders çalışıyorum ama inek değilim sosyalim ben mesajı vermek istiyor olabilirler, bilemedim.
kimisi gürültü ister kimisi istemez onu anlarım da göt kadar masada nasıl rahat olup da ders çalışılır onu pek anlamıyorum. ben bi çalışmaya kalksam notlar, defter, kitap, bilgisayar, kahve, su, çikolata falan derken 1x1,5 metrekarelik masa dar geliyor.
ben evde daha rahat çalışıyordum hiç cafe de çalışmadım,
Ama şu sıralar ortalama bir starbaks da elmalı gençlerin oturup çalıştığını görüyorum bence 1. olay popilarite 2. olay oradaki kalabalık çalışan kesimin motive etmesi.
evde 15 dakika içinde dersi bırakıyorum canım sıkılıyor. kafede 15 dakika içinde yine canım sıkılıyor ama "yeni oturdum şimdi sağdan soldan birisi görse hemen dersi bıraktı artizlik yapmağa gelmiş kafede ders mi yapılır derse" diye düşünüp derse devam edebiliyorum biraz daha.
Buna ben de çok şaşırıyorum. Birkaç ay evvel kadıköy rihtimdaki Starbucks'ta arkadaşımı bekleyecektim; üst kata bir çıktım en azından 20 öğrenci. Laptoplar, kitaplar, kahveler ders çalışıyorlar. Buraya kadar iyi hoş ama ortamda öyle bir gürültü vardı ki (kendi cikarttiklari sesler bunlar) hiçbir şey yapmadığım halde 10 dakika zor oturabildim. Kalkıp başka yere geçtim. Sesten dikkati dağılmayan bir insan bile rahatsız olurdu bence.
Benim icin ders çalışma ortamı demek sessizlik demek. Dediğin gibi yapıyorum evde kahvemi, alıyorum atistirmaliklarimi mis gibi çalışıyorum. Bunalınca salona geçip müzik dinliyorum.
İş yetiştirmek için cafeleri tercih etmelerini yadirgamiyorum ama. Onun için ekstra sessiz bir ortama lüzum yok sanki.
Amacı neymiş ki kafenin uygun olmasın?
Devlet yurdunda kaldığım dönem tuscuların parsellediği masalar yüzünden hep çay bahçesi ve kafelerde çalıştım. Zamanla arkadaş çevresi edinince zihnim kaymaya başladı. O yüzden samimi olmadan değiştirmek en iyisi.
Ayrıca İstanbul gibi yerde belli olmuyor ne zaman nerde olacağın. Trafiğe kalmamak için geç çıkarsın ya da işin vardır erken gelirsin. O arayı da değerlendirmek istersin.
Bazı dersler için ders çalışmakla kitap okumak aynı dikkati ister. O zaman metroda-kafede kitap okuyan insanlar da uygunsuz hareket ediyor demek?
Ek olarak ders çalışıyorum diye üst katını ayıran çay kahve ikram eden kafe sahipleri ve garsonlarının üzerimdeki emeğini unutmam. Benim de bir kafem olsaydı öğrencilerin rahat rahat ders çalışabileceği bölüm açardım.
Cunku kafede porno izlemek ayip karsilaniyor.
kendi adıma, özellikle sayısal ders çalışacaksam ya da bilgisayardan işte, arka fonda insan gürültüsünün olması hoşuma gidiyor. ev çok sessiz, okul kütüphanesinde de poponu konduracak yer bulamıyorsun. sıkıldığında şöyle bi kafayı kaldırıp insanları izlemek de dinlendirici etki yaratıyor bence.
evde sessizken dikkat daha rahat dağılıyor, kedi medi bir sürü dikkat dağıtıcı unsur var. Etrafta insanlar varken, yaşam sürerken beyaz gürültü gibi oluyor, odaklanabiliyor insan.
odamda durdugum zaman max 10 dk odaklanabiliyorum. mutfaga gidiyorum, bi temizlik yapma gudusu geliyor. kutuphaneye gidiyorum, kafayi vurup uyuyorum. bir cafede oturmak her ne kadar ses vs olsa da bazen daha cok motivasyon veriyor. gecen yil kaldigim istatistik sinavindan bu sene bir barda calisarak gectim. baya bangir bangir muzik falan.
ankarada okurken de ilk 1-2 sene selanik 2'deki nedjima'ya giderdimher aksam ders calismaya. o zamanlar yasim kucuk, calisanlar benim o motivasyonumu gordukce bedavadan besliyorlardi beni patates ve sosisle. alkolu bana yasaklamislardi mesela bazi gunler.
Yettim.
Odanızda durup www.youtube.com dinleyerek de odaklanabileceksiniz artık.
Dışarıda çalışmak isteyenler o karar sesteki uğultuda kendilerini kapatabiliyorlar bu yüzden tercih ediyorlar.
Evde ya da dışarıda, çalışana saygım var.
ben sessiz mekanlarda çok konsantre olamıyorum. belki öyle bir etkisi vardır. ses yoksa kendim konuşurum boşluğu doldurmak için.
bu nedenle kütüphaneler bana göre değil. kafeler ise hem kafa dağıtmak, hem ders çalışmak isteğine aynı anda cevap verebiliyor. ha çok fazla kafede çalıştım mı hayır.
not: mühendislik.
Ben de kafe ortamını bireysel çalışma için uygun bulmuyorum, başkasıyla çalışmam gereken bir şey varsa tercih ediyorum. İnsan trafiği ve gürültü olduğu için dikkatimi dağıtıyor normalde. Ev ortamında da zamanı verimli kullanamadığım için hep kütüphaneye gidiyorum.