Şimdi şöyle söyleyeyim, ben bu bahsettiğim insanları seviyorum, sayıyorum ama hep bi kendimi saklama mecburiyeti hissediyorum. Yani erkeklerin surekli cinsellik dusundugunden falan bahsediyorlar, "Sen düşünmüyor musun?" diyemiyorum. Yani sanki cinsel hayatı olan bir kadın olduğumu sezdirsem başıma iş asacakmisim gibi. Söylenen çoğu şeye kafa salliyorum ama içimden bi ses "Ne isim var lan benim burada?" diyor.
Şimdi, son pişmanlık neye yarar? Pişman da değilim öğretmen olacağım için ama benim hayatım böyle kendini surekli kapatarak, gizleyerek mi geçecek? Diyelim bi Anadolu iline atandim. Yani, dusunuyorum, bi tekele gidip bira bile alamam belki de laf olur diye. Hadi canım, bulursun bi yolunu. Herkes saman altından ne sular yürütüyor, dediginizi duyar gibiyim ama bu kısıtlılık halı an itibariyle inanılmaz rahatsız etti beni.
Sizce beni nasıl bi hayat bekliyor?
Bu arada, anlamışsınızdır muhtemelen ama cinsiyet olarak kadınım.
Böyle anı gelişen bir panik halidir bu değil mi? Herkes kafasına göre yaşamanın bi yolunu buluyor, değil mi? Ne dusunuyorsunuz?
Fazla muhabbete girme
Oyle konusanlarin bir kismi aksama gizli kapakli sextingler ceviren tipler, ortamlarda oyle bonus topluyorlar. Ozelini kimseyle paylasma.
Herkes kinadigi bir cok seyi yapiyor, ozellikle de turkiye'de. O yuzden kimseyi takma kafaya ve cok fazla muhabbete hirme.
Eğer öyle konuşan bayan bir öğretmene ''sen cinsellik düşünmüyor musun?'' derseniz bayan öğretmenden değil, bunu duyacak o keko dediğiniz öğretmenlerden korkun :) Bir tanıdığım öğretmen, o keko dediğiniz tiplerle problemler yaşadı, iş hayatınızı zehir edersiniz.Dedikodular çok çabuk yayılıyor öyle yerlerde, hiç bulaşmayın derim.
Birayı bence de evde yapın, çok ucuza geliyormuş diyorlar seneye planlarım arasına aldım.
inan bana kapalı kapılar arkasında neler neler dönüyor bir bilsen. dışarıda ahlak timsali olanlar evde pegginge domalıyor. o nedenle çok çok fazla umursama ama yine de insanların ağzına laf verecek hareketler yapmamaya dikkat et.
senin de dediğin gibi herkes bi şekilde yolunu buluyor. senden daha önce anadolu şehirlerine giden ve senden daha absürd yaşam tarzına sahip insanlar yok muydu? tabii ki vardı. onlar da bi şekilde yaşadılar ve görev süreleri dolunca başka yerlere gittiler. gittiğin yerlerde sana gerçekten yardımcı olmaya çalışan insanlar olduğu gibi yardım adı altında senden faydalanmaya çalışan insanlar da olacaktır. dik dur. kimseden korkma. herkesle samimi olma. tek bir tane bi dost yetecektir sana.
al hatta sana kit ve maya linkleri. anadolu şehrine gittiğinde sana da uğraş olur :)
www.butikbira.com
www.butikbira.com
Öncelikle sizi çok kötü bir hayat bekliyor. Ben otobüsle Kocaeli'den Kars'a gitmiş bir insanım ve kilometreler boyunca Türkiye'nin ne kadar boş bir ülke olduğunu gördüm. Gittiğiniz yerde bırakın cinsellik yaşamayı arkadaşlık kurabileceğiniz tipte insanlar bile olmayacak çoğu zaman. Çünkü büyük şehirler dışında Anadolu'da gerçekten hiçbir şey yok. Bence sakın ola ki tamamen tanımadığınız biriyle ilişki yaşamayı düşünmeyin. Eğer sizin "veren" bir öğretmen olduğunuz açığa çıkarsa ve sık sevgili değiştirme gibi şeyleriniz dikkat çekerse milli eğitim bakanlığına şikayet bile edilebilirsiniz. Dillere düşmek istemiyorsanız ya yuva kuracaksınız ya da fazla özgür olmayacaksınız.
İş değişikliği stresi bu sanki. Bence de pek açma kendini. Dedikodu yap gıybetin dibine vur ama kendine anlatma. Millet çok fena
Bira tarifleri için teşekkürler :)
Sakın kendinle ilgili ayrıntı verme, onların yanında onlardanmış gibi davran.
belki karaktersizlik gibi olacak ama görmek/muhattap olmak zorunda olduğun insanın seviyesine inebilmek ya da çıkabilmek büyük bir meziyet. yapabildiğin kadar rahat edersin. ben de benzer şeyleri şu an çalıştığım işyerinde yaşadığım için sıkıntı yaşıyordum ama zamanla insan sallamayı ya da alışmayı öğreniyor.
insanları idare edebildiğin sürece sıkıntı yaşamayacağını düşünüyorum. zaten bi noktadan sonra kafa dengi ortamını buluyorsun.
aslında meslekten bağımsız olarak türkiye'nin hiçbir noktasında ve hiçbir sosyal statüsünde insanlar birbirlerine kendilerini anlatmamalı. bir insana verdiğiniz en küçük bir sır bile koza dönüşür. bunun da istanbul'da çalışmak ve hakkari'de çalışmak arasında bir farkı yok. aradaki tek farkı bazı ürünlere erişiminizin zor olması olur o kadar.
üzücü de olsa bir şekilde ben özgür bir insanım halüsinasyonuyla yaşayabiliyor insan bir yerden sonra. bu sözde denge hali bir yerde sizi de bulur.
camdan bir koruma kalkanınız ve pr gülümsemeniz olacak. sizi camdan görecekler, sizde onları göreceksiniz, iletişim kurabileceksiniz karşılıklı. öyle soğuk, mesafeli, kibirli gibi algılanmamanızı sağlar bu şeffaf cam. ama oldukları noktadan bir adım öteye geçmeye çalışırlarsa cama toslayacaklarını, şeffafta olsa bir kalkanınız olduğunu hissettireceksiniz. poltika, din, yaşam görüşü gibi konuları detaylı konuşmayacaksınız, kendinizi genel olarak ifade edecek kadar paylaşacaksınız sadece bu görüşlerinizi. hep hissedecekler onlardan farklı olduğunuzu ama sizi yadırgayacak veya yargılayacak olumsuz bir veri asla edinemeyecekler.
bu kendini kapatma değil bence. yıllardır uyguladığım bir sistem. bir süre sonra o şeffaf cam size karşı bir saygı geliştirmelerini, ya çok farklı bizlerden ama çok düzgün biri vesaire demelerini sağlıyor.
dostum bu durumun ogretmen olmanla alakasi yok. hangi meslegi yaparsan yap, birebir olmasa bile benzer seylere maruz kalacaksin.
ben icmimarim istanbulda. bizim topluluk gayet acii ve rahattir, ama bizde de bir giybet bir kuyu kazma isi doner ki anlatamam. herseyde bir bokluk var, sizinkinde de bu varmış. iyi yanlari da olacak oyle düşün. biraz alisinca o taktiklarinn takilacak seyler olmadigini anlayacaksin zaten.