2 sezon izledim ve hiç öyle efsane bir tarafını göremedim dizinin. hatta bölümlerin yarısını atlaya atlaya geçmeye başladım. aile ilişkilerinde bir gram izlenebilirlik yok, ne bir deha ne öyle büyük bir kalite göze çarpıyor. bölümler sürükleyici değil. olaylar tekrarlardan ibaret ve kendisine bağlayacağı bir özelliğe sahip yan karakterler yok filmde, aksiyon sahnelerinde bir sefer bile ay dibim düştü diyebileceğim bir şey yok.
ekşiden bakmak istemedim, spoiler ve ergen kaygısından. ben 30 yaşında adamım. laubalice saçmalamadan, düzgün cevaplar verebilecek birileri bu dizinin neden efsane olduğunu neden tüm zamanların en iyisi gözüyle bakıldığını bi anlatsın. dizi kültürüm geniştir. kaliteli yapımların çoğunu izledim, izliyirum. losttan önce başladım dizi takip etmeye, ilk kez bu diziyi bir türlü çözemiyorum. belli zaman aralıklarıyla 3 sefer ilk sezonu bitirdim. beğenmeyip bıraktım. şimdi ilk iki sezonu bitirdim ama gerçekten çözemedim. anlamıyorum. vasat altı bir dizi gibi geldi bana. sizce neden iyi? nesi iyi?



 

size vasat gelmesi kadar normal bir şey yok. başkasına da efsanevi gelmesi kadar normal bir şey yok. kişisel görüş neticede. misal ben friends'in her bölümünü en az 50 kez izledim, ama çoğu yerde de ilk sezonun yarısında sıkıldım bıraktım diyenleri de çok gördüm. doğal şeyler bunlar.

rectoa

zevk meselesi. göreceli bir şey. bu kadar kasma, beğenmediysen beğenmedin. millet lost lost diye çıldırırken benim umrumda değildi. hala lost izlemiş adam değilim. bu dünyada kırgın çiçekler seven insan da var, the wire sevmeyen insan da. kültürün geniş olmasıyla falan bi alakası yok bence.

dannycarey

zamanla alakalı olabilir. diziyi ilk izlemeye başladığımda 5 bölüm dayanabilmiştim. ehhhh bu ne be deyip bırakmıştım. 3 sene sonra tekrar başladım. o sıkıldığım ilk 5 bölümünden bile enfes tatlar aldım.

beyazfil

diziyi geçen sene tam bu zamanlarda izledim,2-3 haftada bitirdim ve ben de sizinle aynı düşünüyordum. dizi başlarda sıkıyor ama bitince de vay be diyorsunuz. arkadaşlara da bunu söyleyerek diziyi öneriyorum.
ayrıca dizideki bazı bölümlerdeki kurgular, kamera açıları ve bazı karakterler(saul goodman) vs. ilgi çekici ve farklı geldi bana.zaten sürekli bir curcuna yok, 5 sezonda 2-3 bölümde iyiymiş lan dediğim oldu ve bir de tüm dizi bittiğinde.
kısacası, diziyi bitirdiğinizde asıl etki ortaya çıkacak.

MtKrt

friends ve scrubs'ı ben de elli sefer izledim ama "kalite ve estetik" sezilir ya hani, yani nasıl anlatsam, belli yönetmlenlerin her filmi kaliteli olur, yönetmene dahi gözüyle bakılır; bazı filmler her yönüyle ince düşünülmüştür. film beğenilmeyebilir ama kalitesini de gösterir.
benim anlamadığım şu, bu filmi beğenenler neden beğenmiş? ne var bu filmde filmi efsane denilebilecek kadar kusursuz yapan?

semenderr

tamamını izlemiş biri olarak şişirilmiş bir balon olduğunu düşünüyorum bu dizinin. izlediği dizilerde sürükleyicilik ya da aksiyon arayan biri de değilim üstelik. nesi var da bu kadar ödülü topluyor diye diye izledim zamanında, bi şeyi yokmuş oysa.

devilred

bu cevabı bir yandan 5. sezon 7. bölümü izleyerek yazıyorum, hislerim aynı. 5-6 kez bırakıp sonradan bitireyim bari diye tekrar izlemeye başladım. Şimdi mesela izliyorum, beni de çok heyecanlandırmıyor. Durağan bir dizi zaten, ağır ilerliyor. Beni iten bir şey değildir normalde ama bu dizinin yere göğe sığdırılamamasının sebebini asla çözemiyorum. Demek ki bazı insanlar bize çok anlam ifade etmeyen şeylerden keyif alabiliyor. Yani prison break, lost bu tarz diziler neden OLUM ÇOK İYİ LAN falan dedirtiyor insanlara anlayabiliyorum, ben de öyle düşünüyorum ama bu dizideki o olayı hakikaten çözemedim.

edit: oyunculukların çok iyi olduğu, karakterlerin zaman içindeki değişimlerinin etkileyici olduğu konusunda diğer cevap verenlere katılıyorum. bunun bilincindeyim diziyi izlerken ve başarılı buluyorum ama yine de diziye tam anlamıyla ikna olamadım ben şahsen. neden bilmiyorum.

naberabi

ben de aksiyon hastası değilim ama dizi, tanımı itibariyle süreklilik arzetmelidir. her bölüm ayrı hikaye de olsa, sit-com da olsa, got gibi can sıkan durağanlık da olsa süreklilik dizinin asli unsurudur. ya bu dizide tüm yan karakterler her duruma aynı tepkiyi veren sinir bozucu tiplerden ibaret sanki. yani 2 sezondur böyle.

semenderr

zaten dizinin olayı bu bence. olmayacak bir şeyi anlamıyor. gerçekten de yaşanabilecek bir olay kurgusuyla hazırlanmış. kendinizi içine koysanız, gerçekten de yaşanabilecek şeyleri anlatmakta. bu yüzden efsane bir dizi.

markasiz

ilk önce troll sandım da gerçekten soruyorsun. Bu dizide dikkat etmen gerekenler ana karakterlerin zamanla değişen ruh hali.

Misal bir repliği var "i am not in danger, i am the danger"

İlk sezon herkeste aynı etkiyi yaratıyor, karakterler ve konu oturana kadar sıkıcı gelebilir, eğer ısınabilirsen açıp tekrar tekrar izleyebilirsin.

Kendini ana karakter yerine koyup "lan ben de böyle davranır mıydım acaba" diyebilirsin.

Yüksek puanlı olması sana hitap edeceği anlamına gelmiyor, 10 üzerinden 9 puan almış ama benim izlemediğim, izlemeyeceğim diziler de var misal.

cdn.quotesgram.com

kimlanbu

bir de diziyi bitirdikten sonra bir şekilde ilk bölümlere denk gelince adamın inanılmaz değişimini daha net anlıyorsun. dizinin mükemmelliğini iyice anlıyorsun.

markasiz

ben diziye 5.sezon finali yaptığının ertesi haftası başlamıştım. o ara spartacus bitmişti. izleyecek dizi arıyordum; bu tamamen bitmiş bari bunu izleyeyim diye başlamıştım. sözlükten veya başka yerlerden yorumları da okumadım. beklentim gayet düşüktü. hatta 2.sezonunda bıraktım; araya başka diziler sıkıştırdım. sonra yokluktan tekrar izlemeye başladım.

dizi 4.sezonunda başlıyor aslında. ilk 3 sezon son 2 sezonun bir ön hazırlığı gibi. dizinin bu kadar ün yapması kurgusundan ya da aksiyondan ziyade içindeki karakterlerin ilk ve son sezonlar karşılaştırıldığında yaşadıkları büyük değişim. son 2 sezonuyla hic pisman olmadim izlemeye devam ettigime.

belki çok büyük beklentiyle izlenmeye başlanıldığı için beklenileni verememiş olabilir.

bir de denildiği gibi zevk meselesi. les revenants diye bir fransız dizisi var. dünyanın en monoton dizisi olabilir; ama ilginç bir şekilde bir sonraki bölümü merakla bekliyordum ben.

montauq

ya güzel dizi aslında ama bizim ergenler uyuşturucu konusu falan olunca hemen üşüşüyor işte. bu tip dizileri izleyen yaş grupları malesef belli. aynı şey game of thrones için de geçerli. bana göre güzel dizi, gayet kaliteli ama çok daha güzel diziler var yine de.

nothing in my way

--Spoiler--

1) Dizi New York gibi klasik bir şehirde değil, New Mexico'da geçiyor.
Amerika'nın o muazzam çölleri farklı bir hava ve kültür barındırıyor.

2) Ben makine mühendisliği okuyorum. Bilime ilgim var. Bilimin nasıl paraya dönüştürüldüğünü en güzel burada gördüm.

3) Bazen hayatta dark side'a geçsem mi fikri herkeste oluşuyor ve biliyorum ki gerçekte hiç kimse iyi değil. Bu dizide bunu korkmadan, her şeyi göze alarak ortaya koyan biri var.

4) Walter'ın gerçekte hakkı yeniyor, Walter kapasitesinin altında bir hayat yaşıyor, Walter fakir, onun özürlü bir oğlu var, yeni bir bebek bekliyorlar, onunla sürekli dalga geçiliyor, böyle bir durumda bir de üstüne kanser eklenince o da radikal bir karar alıyor. Hiçbir dizide ben böyle bir değişim görmedim.

dissendium

Karakter gelişim grafiğinin tavan yaptığı dizidir bu bence. Temposu ağır katılıyorum ama ilk iki sezon izleyip hakkında karar verildiğinde haksızlık yapıldığına inanıyorum. Bazı resimler bütündür, bütüne bakmadan detayların güzelliğini fark edemezsiniz. Bazen de sadece size hitap etmiyordur, normal. Beğenmek zorunda değil tabi kimse.

amelie poulain

ben çok övüldü diye ilk başlardaki sıkıcılığına rağmen izledim 3. sezondan itibaren sıkılmazsın sanıyorum. mike,saul ve gus karakterleri efsane hatta saul'un spin off'u çekiliyor şuan 2. sezonda içinde mike'ta var çok güzel :)

lorne malvo

ben breaking bad'e yanılmıyorsam 3 sene önce başladım ve daha geçen gün bitirdim. kaçıncı kez izlemeyi bırakıp aylar sonra tekrar devam ettim hatırlamıyorum. herkesin devam et bak 3. sezondan sonra süper olacak dediği yerleri ben esneye esneye izledim. bana göre değilmiş kesinlikle. zevk meselesi.

köstebek kurabiye

bana da vasat gelmişti aga. 2. sezondan sonra bıraktım.

bushido77

Ben Breaking Bad'in efsane olduğunu düşünenlerdenim.Spoiler olabilir bazı kısımlar,olmayabilir de.

1) Tempo hiç düşmüyor sürekli acaba ne olacak duygusu var.Senaryonun gidişatını tahmin etmek zor.Senaristler çok iyi iş çıkartmış.

2) Tüm oyunculuklar muhteşem.Bana bu dizide kötü oynayan birini gösteremezsiniz.Figüranlar,diziye 1-2 bölümlüğüne girenler bile çok iyi.

3)Akciğer kanseri gibi terminal bir rahatsızlık durumunda insanların ve akrabalarının psikolojileri,tepkileri güzel yansıtılmış

4) Normal bir insanı bir suç makinasına dönüştüren süreç film endüstrisinde her zaman iyi iş yapar.Buarada süreç sadece vurdu kırdı olarak değil psikolojik yönden de iyi irdelenmiş ve işlenmiş.

5) Dizi yönetimi iyi.

Üsttekilerden hangisine katılmazsınız? Bir diziden daha ne beklenir.Hayatın sırrını mı arıyorsunuz

edit:tik koyup koymaman umrumda değil ama yaptığın çocukluk

turkuaz

başta ben de sizin gibi düşünüyodum ama son 2 sezon içime oturdu. son sezonu son bölümleri hele :(
dizi biraz amerikan kültürünü çok doğal yansıtmış. amerikada bu kadar sevilmesini ona bağlıyorum. ufak ama amerikalıların alacağı detaylarla dolu imiş
biz izlerken o kadar fark etmiyoduk tabi.

cabiday

kırkıncı kez aynı şeyi okuyacaksınız ama mesele gerçekten zevk meselesi sanırım. ben de etrafımda hep diziyi bırakanları, sıkılanları duydukça hiç anlam veremedim. çünkü ben ne ilk sezonunda ne başka bir bölümünde bir an olsun sıkıldım. 2 hafta içerisinde yaladım yuttum diziyi. her bir karakterin işlenişini, olaylara yaklaşımlarını, verdikleri tepkileri oldukça sahici ve olması gerektiği gibi bulmuştum mesela beni belki de en çok bu çekti. ve dediğim gibi günde 4-5 bölüm izleyecek kadar heyecanlanıp olayların nasıl gelişeceğini hep merak ederek izliyordum. diyeceğim o ki dizilerde aranan tatlar, beklentiler, daha öncesinde izlenen diziler sanırım bu durumu etkiliyor. ben de tam çözebilmiş değilim.

it oynamis yonca masarasi
1

mobil görünümden çık