Ya abi sadece benim mi psikolojimi bozuyor bu ülke? Beyler, bayanlar? Abartıyorsun, drama queen'sin diyin, kendine gel lan ağlama falan diyin ne bileyim bir şey diyin bana. La geçen hafta tatilde Beyrut'u gezmeye gidecektik arkadaşla, "boşver abi oralar karışık şimdi bomba momba olur" dedik gitmedik, Türkiye'de kaldık. Fıkra gibi. Evden çıkmaya korkuyorum şimdi.
Ya az önce maç izleyelim kafa dağılır diye arkadaşla dışarı çıktık. Daha oturalı 5 dakika olmadı ki, garsonla girdiğimiz "sandalyeni benim geçtiğim yerden çek" tartışması yüzünden az kalsın kavga çıkıyordu, ki ben garsona "tamam abicim kusura bakma" diyip arkadaşı kolundan zorla çekip götürmesem herif bıçak elinde bekliyor, arkamızdan bağırarak ana avrat sövüyor. Adam şu sikko tartışma yüzünden bizi öldürüp hapis yatmakta hiçbir sakınca görmüyor lan! Ya abi nasıl insanlar yaşıyor bu memlekette? Korkuyorum abi. Yeminle korkuyorum. Bu sikik ülkede yanlış adama yanlış şekilde baktığım için, kafede sandalyemi yanlış yere çektiğim için, akşam eve gitmek için otobüsü yanlış durakta beklediğim için bok yoluna gitmek istemiyorum ve ciddi şekilde korkuyorum. Resmen hayatta tesadüfen kalıyormuşum gibi hissediyorum. Aşağıda bir duyuru var, adam öğrencimin velisi beni silahla tehdit etti diyor, savcılığa gideyim mi diye soruyor ve verilecek en mantıklı cevap "gitme, başına iş gelmesin". Distopik roman gibi.
Hapsolmuş gibi hissediyorum burda, gitme şansım da yok ülkeden. Nasıl yaşayacağız abi biz bu ülkede? Hayatta kalmak için kendimizi herkesten soyutlayıp evde mi oturacağız sadece? Bir şey diyin bana lütfen lan, ya sarsıp kendime getirin ya da ne bileyim ben de öyle hissediyorum diyin, yalnız olmadığımı bileyim en azından.
Of içimi döktüm.
abi sen pilot degil misin, disarda yasayayim desen olmaz mi ki? ben de kafayi yedim ki cok belli oluyor sanirim. kabul alirsam ukrayna'ya kacacagim. kotunun iyisi iste, param o kadarina yetiyo hskds. en azindan "yabanci" olurum. ulkenin boku pisligi beni yerli halk kadar cildirtmaz.
haklısın, çok haklısın. pamuk ipliğinde yaşıyoruz sanki. bi örnek olarak da bugün annemin çalıştığı okulda mafya kılıklı velinin teki okulu basmış müdüre bıçak çekmiş tehditler savurmuş falan.
otobüse binsen tacizi, sokağa çıksan korka korka yürümesi. bitmiyor. ülkenin psikolojisi dipte. buna cahillik+düşünce tembelliği de ekle.
@der meister yok gidemiyorum ülkeden, çeşitli sebeplerden dolayı en azından 5-6 sene imkansız. sonrasında da çok çok zor olmakla beraber belki katar'a, dubai'ye falan anca. şu an gitmek için bir fırsatım olsa bir saniye düşünmem üzerine zaten.
Haklısınız kesinlikle. Ben de bir an önce bu ülkeden gitmek için gün sayıyorum. Sosyal medyada 'kalabalıkta bomba korkusu, tenhada tecavüz korkusu' diye bir söz dolaşıyor bu ara. O kadar doğru ki. İlerde çocuğumu da bu ülkede yetiştirmek istemiyorum açıkçası. İnsanlar giderek daha da cahillesiyor, tuhaflasiyor sanki. Bilemiyorum. İyi insanlar kalmadı artık çevremizde. Herkes kaba, saba, duyarsız. Burada bile verdiğin cevap yüzünden sana hakaret eden insanlar mevcut en basiti.
Bu ülkeden de, insanlarından da soğudum iyice. Tamamen izole bir hayat yaşayabilsek keşke.
Ankaralıyım, valla bi arkadaşla buluşalım dedik, en son derdimizi sikelim diyip bırakıp derse döndük. Alt tarafı ikimizin boktan hayatlarını konuşcaz kapancak, çok top secret bir şey yapmayacağız. Ama şurada bu olabilir, şöyle gidelim, ama orada bomba patlamıştı insanlar temkinlidir orada bir şey olmaz...
geçecek bugünler elbet. her şey yoluna girecek.
Turkiye'de yasasam, ne kadar izole bir hayatim olursa olsun, ben de oyle dusunurdum. Yalniz degilsiniz.
sırf metroya binmemek için kaç saat erken gitmem gerektiğini hesaplıyorum, yapacak bir şey yok ne yazık ki.
Haklısın. Dükkan açmaya kalkıyorum, girişim istihdam sağlayalım diyoruz birden envai çeşit eşkiyayla uğraşıyoruz. Durakta otobüs bekliyoruz sakat tipler, hastaneye gidiyoruz kavga gürültü, polis çeviriyor kılıfı açık eli silahında kimliğe bakıyor. Eskaza birine omzun çarpsa ölme riskin var.
ankaralıysan suan böyle hissetmen çok normal hepimiz aynı ruh halindeyiz.
nasıl geçecek, zamanla.. başka da yolu yok sanırım.
Yıllardır siyasi kaygılarla insanlara nefret yükleniyor. Böylece safları sıklaştırıp, aradan da düşenleri toplayıp iktidar sevdası koşuyor partiler. Son yıllarda bu daha da arttı. Yalnız bunlar asıl sorun değil. İnsanlar karınları tok, sırtları pek olduğu ve cüzdanlarında para olduğu sürece bir ton küfür saysan "senle mi uğraşacağım" deyip, yoluna devam ediyor.
İşsizliğin artması ve alım gücünün düşmesi çok büyük sorun yaratıyor. Yol verdi-vermedi gibi İstanbul trafiğinde insanı geren vak'aları geçtim, selamını almadı diye ölen oldu. Maalesef ülkenin durumu bu ve daha da kötüye gidecek elbette. Şurada ekşi sözlük/duyuruda bile sağda üstteki çarpıya basarak tamamen kurtulabileceğin tartışma için nasıl küfür ediyorlar birbirlerine baksana.
I might be a little too depressed. Friends have been posting rumors about future attacks in specific places. There seems to be an on-going war between two forces, but innocent civilians are dying. I am scared I might just end up being one of the victims. I feel like I might end up dying any moment. I really do not know what to do.
Moreover, uneducated people demand war on innocent Kurdish people. I fear this might open up the mental gap between two societies.
The news channels under some forces that I cannot tell due to some censorship claim that the country is just fine, the economy is booming, more and more people find jobs, children and women are happy.
I am so fed up with everything.
Diye bir yazi gordum bugun. Cok iyi ozetlemis biri bir uluslararasi forumda.
ben bugunlerde iyice ayyuka cikan bir kavramdan bahsedeyim, akepeli olmayan insanlarin bile bilincaltina birseyler oldu, toplum olarak daha once cok varolmayan bir kavrami iyice sahiplendik; atarlanmak. benim gencligimde, cocuklugumda boyle bie kelime henuz icat edilmismiydi hatirlamiyorum ama simdiki gibi gundelik kullanilmadigini biliyorum, simdi ise sadece genclerden degil herkesten duyuyorum ve bu kelimeden igreniyorum. zira bana cahil cesaretini, insan gibi sozle kendini ifade etmeyi degil, sozel siddet ile tehdit etmeyi hatirlatiyor. misal; bir musterimiz, calisanlarimizdan birinden bir konuda sikayetci olmasi gerekirken, isyerimizin isleyisini belki de tam anlamadigindan, benim hakkini aramasi yonundeki cesaretlendirmemi cok yanlis yorumlayarak, ne yani kavga mi etseydim? dedi. simdi halkimiz ara asamalari kaybetmis, bir sorun oldugunda herkes birbirine atarlaniyor, kavga etmeye hazir. yahu kavga etmenin herhangi bir olayi verimli bir sekilde cozmuslugu var mi ki boyle bir yontem ilk olarak akla geliyor? ben musteriye bir kere daha gerizekali gibi anlattim, hayir, kavga etmeyeceksiniz, siz sunlari sunlari mi bizden hizmet olarak bekliyorsunuz?, bu calisanimiz sizin aldiginiz hizmetin kalitesinin dusmesine mi yol acmis, bizim icin o insanin is yapma bicimini, yeterligini degerlendirebilmemiz icin once kendisiyle konusup neden sonuc iliskisini ogreneceksiniz, calisanimiz sizin memnuniyetsizliginizi bilecek, size kendi tarafindan olan aciklamayi sunacak, eger tatmin olmazsaniz, bize kendisini sikayet edeceksiniz, biz de iki tarafi dinleyerek, durumu degerlendirecegiz. bu kadar basit.
herhalde bu yuzden sadece yasanmasi degil, beraber calismasi da en zor milletlerden biriyiz. kendimizi ifade edemiyoruz, bu vesileyle kitap okumak ne ise yarar ki diyen duyuruculara da selam edeyim, kelimeleri kendine dost edinen insanlar bu senaryodaki gibi salakca davranmiyorlar.
korkmakta haklısın, çok doğal. ama istedikleri de buydu. burada kalmak zorunda olanlara naçizane tavsiyem: korkmayı kesin, daha doğrusu korksanız bile buna odaklanmayı kesin, tepki gösterin. evden çıkmayacak haliniz yok.
dicle ve fırat'ı vermek istiyorsan, yeraltı kaynaklarından olmak istiyorsan, yanında 2. bir israil'in başına ördüğü çoraplarla, kurdurduğu üslerle, savaş azdırmak için israil gibi yaptığı hava ve kara sahası ihlalleriyle mütemadiyen boğuşmak istiyorsan, onun borçlarını, harcamalarını garantör ülke olarak üstlenirken, istanbul'da izmir'de tüm dükkanlarda cirit atıp para kazanabilmelerini, torpillenmeye devam etmelerini destekliyorsan, bir de senin meclisinde ayrıca bulunmalarını ve karar almalarını istiyorsan, bu mecliste herhangi bir partiyi desteklemen yeterli.
vermek istemiyorsan tepkini başka arayışlarla göstermen gerekecek. ama burada yaşamak zorundaysan bir şey yapmaya çalışman, her halükarda çaresizlik duygunu azaltacaktır.
ilk yurtdışı deneyimimde amsterdam'a gitmiştim. oradaki bilinci, insanların insanlara duyduğu saygı sevgiyi gördükten sonra ülkem vatanım dediğim yere dönmeye utanmıştım. cümlelerinin sonunu "enjoy" diyerek bitiriyorlar, yani hayattan zevk alıyor adamlar, hümanistler. o kadar özendim ki, keşke oraya gidip yaşamamın ir imkanı olsa dakika düşünmezdim. bir kere yaşıyoruz şu dünyada pisi pisine gidelim mi? sahi nasıl gidilir ya?
@arkburak paran varsa gidersin her türlü, benim ilk yurtdışında kalışım mesleğim sebebiyle oldu. o gün thy'nin uçak biletine bakmıştım meraktan, 4 bin küsür idi. git-gel + konaklama falan. maç için gidiyorlar yani. bu adamlar her türlü her yere gider de orta direk aileler nereye gidecek allasen.
@fekat orta direk aileden hallice benim durum da. oraya gitmek orada yaşamak ve oraya yerleşmekten bahsettim. yoksa ben de turistik amaçla gitmiştim ve biletleri de pegasustan çok öncelerden alarak, ucuza getirerek:) ama yerleşmek için hangi yollar geçerli bilmiyorum bir master için bile yıllık 20k eurolardan bahsediyorlar...
e tamam işte, bir tatil bile öyleyse yerleşmek nasıldır sence. adamlar da kollarını açmıyor ki bize, iş okul bağlantısı varsa gidersin elbette, bir çok yol var ama ben genel geçer fikrimi söyledim. gerçi benim aklıma hayalime gelmeyecek şeyler oldu, olmaz dememek lazım, kimbilir yani gidilir de neden olmasın
Ya buraya gelip yurt dışını konuşanlara iki çift lafım var. Bu aynı zaman da sizin yalnız olmadığınızı gösterecektir ne olursa olsun.
Ne zaman böyle başlık okusam sözlükte veya duyuruda bir şekilde muhabbet "ah şu ülke böyle ah şu şehirde şöyle" diye konuşuluyor. Haklılar tabii ki. Küfretmekte de, bir arayış içinde olmalarında da..Ancak şu unutuluyor, sen bir şekilde yurtdışına yerleşince bile değer verdiğin insanları arkanda bırakıyorsun. Bırakmak zorunda kalıyorsun, toplu göç edecek halin yok ya..Annen, baban, kardeşin, sevgilin, dostun ne biliyim senden parçalar da o senin arkada bıraktığın ülkede kalıyor. Senin için ne kadar hayat güzel olması gerekirken, sen her telefonla konuştuğunda duyduklarından, her haberlere bakışında aklına gelenlerden, her an acaba bir şey mi oldu diye arayıp sormaktan ya da cebine düşen herhangi bildirimde bile onlardan o an uzak olduğunu bilmen ve onların orda o halde olduğunu bilmen, ne sana o refahı yaşatıyor ne de gülecek halin kalıyor..Hatta kendini suçluyorsun, gülmeye utanıyorsun, yaşaman gerekenleri yaşayamıyorsun..
Bu tarz şeyleri sürekli dile getiren insalara bunu hatırlatmak istedim. Öyle her şeyin çözümü bu kadar kestirme ve kolay değil.. Sanıldığı gibi hiç değil.
Yani anlyacağınız siz yalnız değilsiniz. Nerde nasıl olursa olsun etkiliyor işte..İnsanız biz de..
bu ülkeye uyum sağlayamayan biri olarak, muht. 6 ay sonra doğu avrupaya göçeceğim ama zaman geçmek bilmiyor. burayı terk etmek uzun vadeli en önemli planım ama sırf ekonomik ve kişisel sebepler nedeniyle göçebilmek adına yıllarca üniv. eğitim bile almadım burada, almış olsam boktan bir işte burada ömrümün geçeceğine şüphem yoktu çünkü.
ayrıca şuan okuyan kız kardeşim var, kampüsten yakın yerler hariç şehire inmesine izin vermiyoruz bir nevi dönem sonuna kadar. onun içinde uzun vadeli bir göç planı var zaten ama böyle giderse okula orada tekrar başlayacak seviyeye çekmeyi de düşünüyoruz.
bundan daha kötüye gidecek olması asıl korkutucu olan.
yoo yani ben hiçbir zaman ekşi'deki meşhur ''türkiyeden defolup gitmek'' başlığında söylenenlerden olmadım, hatta porto'da muhabbeti geçmişti böyle başka bir ülkede yaşar mısın vs diye. ben yapamam mesela, ne olursa olsun olmuyor işte aidiyet var senden bağımsız bir his bu. ayrıca istanbul gibi de değil o bahsedilen yerler, ülkeler. istanbul bir başka diyorlar ya, aynen öyle. ben sadece insanlardan bahsediyorum, kafa yapısından neyse suser'in duyurusunu geyik merkezine çevirmeyelim umarım her şey daha bir güzel olur herkes için.
çok haklısın. tüm bunlara rağmen bu ülkeyi hala çok sevenler var. sanki dünyada başka ülke yokmuş gibi. dünyanın en overrated ülkesidir heralde her anlamda. bir tek yemekleri güzel işte. gidecek durumum olsa arkama bakmadan kaçarım.