okuduklarımın yüzde 90'ından fazlası klasik olduğu için, ön bilgim az çok vardır. ama kitabı bitirdikten sonra yorumları okuyorum daha ziyade.
en son ölü canlar'ın yorumlarını okumuştum sözlükten misal. öyle olması daha iyi bir yerde. es geçtiğin noktaları görebiliyor, bu yüzden kendine de kızabiliyorsun, ben neden görmedim diye.
Goodreads'e bir bakarım. Okuduktan sonra varsa wisecrack videosunu izlerim, sparknotes sayfasına göz atarım. Bi de ekşi'ye bakarım.
telefonda, sürekli yenilerini eklediğim bir kitap listem var. bu listede okuduğum kitaplarda önerilen kitaplar ve çevremde kitaplarla ilgili zevklerine inandığım 2-3 kişinin önerdiği kitaplar olur. kitabı okumadan önce arka kapakta yazılanlar okurum,bir de internetten satın alırken yorumlarına kısa bir süre bakarım. özel,farklı veya fazla bişey yapmıyorum. yeni bir kitabı,yazarı,serüveni tanıma krizinden fazla önem vermiyorum aslında.
eğer yazarının adını daha önce duymuşsam, kitabın önünde arkasında ne yazıyor hayatta okumam. hatta önsözü bile okumam, en sona bırakırım.
yazarın adını daha önce bilmiyorsam konusuna bakarım ve yazıyorsa yazarın biyografisini okurum. nerde doğmuş, hangi yıllar arası yaşamış bunlar önemli sorular.
bunlar roman içindi.
araştırma veya tarih kitabı okuyacaksam, mutlaka ama mutlaka yazanın biyografisini okurum. ayrıca çevirmeni de didik didik araştırırım, daha önce hangi kitapları çevirmiş? kitabı baltalamış olabilir mi? gibi.
kitabı bitirmeden de asla hakkında yazılan reviewslara değerlendirmelere eleştirilere bakmam.
mermize +1
dünya ya da modern klasiklerden okuyorum. bunlar dışında bilimle alakalı kitaplar beni cezbediyor. güvendiğim bilim adamlarının kitaplarını okumakta tereddüt etmiyorum. kitap bittikten sonra da ekşide yazılanları okuyorum.