Dışarısı diyelim çok soğuk, ulaşım aracına binmeden çıkarırım çünkü içerisi sıcak. 1 dakika bile kalsam yakıyor. Ama gözlemlediğim, genç yaşlı olsun insanlar ya takmıyor terlemeyi su kaybetmeyi ya da sıcağı bu kadar seviyor ya da soğuktan bu kadarnefret ediyor.
Bir kaç gündür hava çok sıcaktı İstanbulda bugünün aksine. mayıs havası vardı, tişörtleydim. Güneş de vardı ve değince güzel sıcaklık veriyordu. BUna rağmen paltoyla dolaşan insanlar vardı. Sabah hava durumuna bakmadan montla çıkıp sonra sıcağa yakalanınca elinde dolaşmaya üşenmenin sonucu olxduğunu düşünmüyorum ama anlayamıyorum da. ALışkanlık mı?
Sırf bu yüzden otobüste ölesim gelir. Hadi mont neyse elimize aldık da kazak vs. olduğunda cehennem gibi oluyor içerisi amk bakıyorum herkes montla, atkıyla takılmaya devam ediyor.
İnsanlarda "Aralık - Şubat arası kalın montla, Ekim-Kasım-Mart-Nisan'da ceketle, kalanında ince hırkayla çıkmalıyım" mantığı olduğunu düşünüyorum. Çünkü seninle aynı şeyleri ben de düşünüyorum ve mantıklı bir açıklaması yok. Kalabalık toplu taşımada o montlarla duranların leş gibi terlemesi gerekiyor diye düşünüyorum, nasıl dayanıyorlar anlamıyorum.
Ya da bizde şöyle bişey var: Biraz hızlı yürüdüğümüz için metabolizma hızlanıyor. Otobüse girince o yorgunluğun getirisiyle terlemeye başlıyoruz, ceketi çıkarıyoruz. İnsanlar stabil hareket ederek bunu minimize ediyor olabilirler. Yahut genel olarak metabolizma seviyemiz farklı.
sabah evden çok erken çıkıyorlarsa üşüyor olabilirler. 5-6 gibi hava öğlene göre hayli soğuk oluyor.
long live +1
ağır kanlılıktan, uyuşukluktan falan herhalde bunların vücut ısısı düşük. bir üst geçit merdivenini 1,5 saatte çıkan insanlardan bahsediyoruz.
bırak toplu taşımada atkıyı montu çıkarmayı azıcık camı aralasan "hasta oluyoruz camı kapat" diye çemkiren var. "bu camdan giren soğukla hasta olacaksan sen öl zaten" demişliğim var bir kaçına. sıcaktan, havasızlıktan bayılacağım bir gün ya da katil olacağım. çok doluyum bu konuda.
napsın millet, kimisi toplu taşımaya binene kadar 15 dk belki daha fazla yürüyor. kalın cıksa otobüste terleyecek. ince cıksa gotu donacak dısarıda.
Günlük hava durumu kontrol eder ve ona göre giyinirim. Kıyafetlerin şekil değil modüler ve efektif olmasına bakarım. Yağmur ve rüzgar geçirmez, çok sıcak tutan, Kapşonlu gibi duruma göre giyinirim. Sabah erken serin oluyor ama akşam dönüşte montu çıkartıyorum. İnsanlar kıyafet şekli bozulmasın diye soyunmuyor bence. İzmire kar yağarken süslü fularla yüzlerini örtmeye çalışan kızları izlerken, polar boyunluğum ve kar pantolonum ile sıcacık dolaşıyorum. Ha bide insan gençken üşümüyor.
Iste bunlar demir eksikligi anemisi. Milletce anemigiz
@long live +1
üşüyor olabilir, soğuğu sevmiyor veya hassasiyeti olabilir. ya da belki hava gün içinde soğursa diye düşünmüştür.
gençken ben de anlattığın gibiydim. kışın montumun önümü kapattığımı pek hatırlamıyorum, hep kızarlardı hasta olacaksın diye aldırmazdım. şimdi atkısız beresiz çıkamıyorum, azıcık rüzgar yesem o gece boyun, diş, gözlerin ağrısından uyuyamıyorum. yazın daha da zor, zaten sıcak, rüzgardan hiç koruyamıyorum kendimi.
sorgulayan, hava gunesli o zaman neden kat kat giyineyim diyen bir millet olsak zaten bu durumda olmazdik.
ek olarak insanlarin "ince montu" olmayabilir, ince montlari yirtik, eski, sandikta vb olabilir. zaten haftanin her gunu ayni pantolon-ayakkabiyi giyip cikmiyor mu bu insanlar, montun da farki yok belki de.