önceki hafta sultanahmetteki patlama çok yakınımda oldu, fazlasıyla etkisinde kaldım. o günden beri sürekli kabuslar görüp sıçrayarak uyanıyorum. geçen cuma da işyerinde aslında benim olmayan bi iş çoğu kişi izinli olduğu için üstüme kaldı ve ben dosyayı bir yerden bir yere götürmem gerekti. yolda arkadan gelen bir tır bizim aracı görmediği için bagaj kısmını altına alarak uzunca bir süre yolda sürükledi. ben arkada oturuyordum ve tır elimi uzatsam çok rahat dokunabileceğim kadar yakındı. az daha bariyerlere çarpacakken diğer araçların kornalarla el hareketleriyle adamı ikaz etmesi sonucu kurtulduk. resmen mucize eseri sağ kaldık. zaten sultanahmet patlamasının etkileri silinmemişken bu yaşadığım ikinci talihsiz tecrübe oldu. psikolojim bombok durumda.

kazadan kurtulur kurtulmaz eşimi arayıp haber verdim böyle böyle oldu ama iyiyim diye. akşam eve geldi bir sürü söylendi, kızdı, bağırdı vs oradan bir soğukluk oldu aramızda. ben de psikolojimin çok kötü olduğunu kafamı dağıtmak için bir şeyler yapmamızı istedim. bunun üzerine anneme gidelim dedi, arkadaşlarla görüşelim dedi. istediğimin birine gitmek veya biriyle görüşmek olmadığını, zaten çok uzun zamandır baş başa market dışında bir yere gitmediğimizi, kendi başımıza plan yapıp romantik bir gün geçirmek istediğimi söyledim.

nedense bundan fazlasıyla rahatsız oldu, onu suçlar gibi konuştuğumu söyledi. ben çok güzel planlar yapıyorum (annesi? arkadaşları?) sen hiçbir şeyi beğenmiyorsun, memnun olmayı bilmiyorsun dedi. suçlamadığımı, zaten olan bir durumu sesli dile getirdiğimi söyledim, aksini söyleyebilir misin dedim, durdu düşündü bir şey bulamadı çünkü ağustos ayında birlikte tatile gittiğimizden beri tüm planlarımızı birileriyle yaptık. öyle olunca durumu çarpıtmaya başladı, sanki ben sürekli dırdır yapıyormuşum, onu darlıyormuşum gibi söylendi. uzatma artık, sürekli aynı konuları açıp durma, memnun değilsen sen bir plan yap onu yapalım insanları suçlamak çok kolay dedi ki hayatta dırdır yapan bir insan değilimdir. bu durumu da ilk defa dile getirdim, onda da suçlar tonda değil gayet sohbet tonunda çok uzun zamandır birlikte plan yapmıyoruz ben baş başa kalmak istiyorum dedim. baktım onun derdi beni anlayıp çözüm üretmek değil kendini aklamak, boşa konuşmak istemedim ben yatıyorum iyi geceler deyip yattım.

o tartışmadan beri yüzüğünü çıkarmış konsola bırakmış takmıyor. gece de yanımda yatmıyor salonda kanepede uyuyor.

bu kadar salak bir sebepten işleri bu noktaya getirmek çok saçma değil mi? amacı ne gerçekten anlamıyorum. arayıp yanlış yapıyorsun demek istiyorum ama bir yandan da ilk adımı atan ben olmak istemiyorum. hep ilk yaklaşan ben olduğum için bu güveni aldı benden. kakamel nasılsa dayanamayıp barışacak diye emin olduğu için ufak şeyleri böyle büyütebiliyor. çünkü ben kavgadan küslükten nefret ederim. o tartışmadan beri uyku uyuyamıyorum konuşmadığımız için.

ne yapmam gerektiğini gerçekten bilmiyorum ama kalbim çok kırıldı. gayet normal bir isteğimin ipleri kopma noktasına getirebilmesine gerçekten şaşkınım.

bu noktadan sonra nasıl bir davranış sergilemeliyim?

yazanlara, yol gösterenlere şimdiden teşekkürler

 

Sanki biriktirmis icinde bu da alakasiz zamanda patlamasina yol acan son damla olmus gibi. Bence konus ona anlattir derdi neymis, eğer orta yolu bulabilecek gibiyse sakin sakin sen de kendi açından anlat. Yok hala mantiksiz konusuyorsa tamam de kusluge devam.

instant crush

Yanlış
"zaten çok uzun zamandır baş başa market dışında bir yere gitmediğimizi"
Doğru
"bugünlük baş başa vakit geçirmek istiyorum, gel birlikte şuraya gidip şunu yiyelim"

evet bu bir suçlama
"onu suçlar gibi konuştuğumu söyledi. ben çok güzel planlar yapıyorum (annesi? arkadaşları?)"

suçlama devam
"zaten olan bir durumu sesli dile getirdiğimi söyledim, aksini söyleyebilir misin"

daha da çok suçlama... kendini aklamak daha da çok suçlamak.
"onun derdi beni anlayıp çözüm üretmek değil kendini aklamak, boşa konuşmak istemedim

haksız duruma düşünce kaçmak
ben yatıyorum iyi geceler deyip yattım."

gerisi zaten saçma erkek davranışları.

sorun psikolojinizin bir iki olayla bozulması değil, genel olarak bir beklentide oluşunuz (birlikte vakit geçirmek) bunun olmasını sağlamak yerine suçlamaya gitmiş ve suçlamanızı destekler deliller toplamışsınız.

birlikte vakit geçirecek olayları siz oluşturun beklentiye girmeden. özeleştiri ile birlikte eşinizden beklentilerinizi bildirin.

s man chen

senin tarzında hata var, kusura bakma.
canının sıkkın olması karşındakine saldırma hakkını vermez. eşinin üstüne gitmişsin, suçlamışsın, doğru söylemiş. ne istediğin değil ne şekilde istediğin önemli. eşin senin moralini düzeltme yada isteklerini yerine getirme mecburiyeti olan biri değil.
eşini seviyorsan git öp, sarıl, gönlünü al. zaten uyuyamıyorum diyorsun, belli ki sen de suçluluk duyuyorsun.

vecihi ile fikret

Her şeyi anlardım belki de, kaza atlatmış eşine akşama gelip bağırmak bence makul değil. Bu nasıl bir değer vermemedir yahu? Kusura bakmayın ama empatiden yoksun geldi bana eşiniz.

Başka bir zamanda çıkan bir tartışma olsa s man chen+1 derdim. Ama sizin bu psikolojinizin üzerine eşinizin kendini haklı çıkarma gayesi olmamalı. Başbaşa bir plan yapmak konusunda ikna edemiyorsanız kendiniz gidin istediğiniz bir şeyler yapın. Kimseyi sizi anlaması için zorla ikna edemezsiniz.

Şu an yanınızda olmuyorsa, olması için zorlayıp iyice koparmayın ipleri. Biraz sakinleştiğiniz ve kendinizi iyi hissettiğinizde bu konuyu konuşur tatlıya bağlarsınız.

lcha

İlişkilerin yanlışı doğrusu olmaz. Taraflardan biri gerçekten kötü bir duruma düşebilir; sözlerini dikkatli seçemez ya da kırıcı davranışlarda bulunabilir. Her şeyden önce kötü bir halde de olabilir. Bu gibi durumlarda eşe düşen asıl görev bu durumunda onu toparlayabilmektir. Yoksa yukarıdaki gibi ergen irisi bir davranış ile "bu yanlış bu doğru" diye değerlendirilen bir ilişkinin içine düştüyseniz vay halinize...

Frederick Co

iki taraf da biriktirmiş ve patlamış. bu arkadaşlarla buluşma meselesini daha önceden belirtmeniz ve alternatif programlar sunmanız gerekiyordu. o duyuruyu da hatırlıyorum bu arada. şimdi annesini ve arkadaşları aynı anda reddedince o da duygusallık yapmış. tamam yüzüğü çıkarmak abartı bi tepki. olay bu kadar yükselmişken alttan alın. haksız olduğunuz için demiyorum, ilişkinizin devamı için diyorum.

ha benim başıma gelse o yüzük bi kere çıksa bi daha giremez parmağına der ultimatom verirdim. ama bu da işleri daha da gererdi. ondan benim yapacağımı yapmayın. makul insanınız, karşılıklı medeni insanlar olarak konuşun

la noix

adam dolmuş sana bir şeylerden. başbaşa kalmayı çok istiyorsan yap bir plan ve öner ona. ne diye onun yapmasını bekliyorsun?

yaşadıkların karşısındaki duyarsızlığı ise ayrı bir konu. ne olursa olsun insan sevdiğinin sağlığıyla ilgili bir konuda vurdumduymaz olmamalı.

sen git ben geliyorum

Öncelikle büyük geçmiş olsun, patlamadan vesaireden değil de, zaten kavga edecek duruma gelmişsiniz. bu onun tuzu biberi olmuş.

Şimdi söyleyeceklerim seni kırmak için değildir, aksine eksiklerini görmüş olursun. Bu böyledir kesin böylesin diyemem, sadece belki kafanda bir ampul yanar, ya da onu düzeltecek birşey bulursun belki.

Bence, senle tek vakit geçirmekten sıkılmış, eğlenceli olmadığını düşünüyor ki paso arkadaşlarla vakit geçiriyor. Bunları bir gözden geçir, ona göre neden eğlencesiz kaldığını düşün. Onu eğlendirmek için birşeyler yapabilirsin, nelere düşkün olduğunu görüp onlara yönlenebilirsin. Arkadaşlarıyla bir plan yapıp onun da çok eğleneceği bir etkinlik düzenleyebilirsin, böylelikle ön plana çıkarsın. Neticede evlilik sadece kağıda atılan bir imzadan ibaret olabilir, fakat hayatın sonuna kadar burun burunasınız bunu unutma. İnsan tabii ki sıkılacaktır.

Senin durumuna gelince de alttan almak yerine böyle yaşadığın bir olayı hiç ciddiye alıp sana destek olmamış gibi bir durum söz konusu sanırım, ben böyle algıladım. Bu konuda hatalı duruyor. Umarım hatasını anlar, birşey diyemiyorum.

Fakat şunu dikkat ettim, yatakları ayırmak kadar kötü birşey yok. Bunu kesinlikle yapmamalı. Açık konuşuyorum bunun sonu iyi değil. İnsan her zaman karşındaki kişiyle anlaşamayabilir o gece dargın yatabilir fakat ne olursa olsun hiçbir zaman yatak ayrılmamalı. Yüzüğü çıkarıp takmamak ve yatağı ayırmak resmen s*ktir git demek gibi bişeydir benim gözümde.

ardolf rendall

herşey bir yana öncelikle geçmiş olsun.

fakat duruma gelirsek: bence üslubunuzda muhtemelen bir sorun var. karşı cinsi savunmak için demiyorum ama biz kadınlar bazen hassasken ifade etmek istediklerimizi suçlar ifadeyle ve biraz yanlış şekilde anlatıyoruz. sadece markete gidiyoruz beraber gibi bir cümle yerine "hayatım ben seni çok özledim, uzun zamandır senle kalamıyoruz baş başa sana da çok ihtiyacım var zor zamanlar geçirdim. anne arkadaş istemiyorum sadece seni istiyorum" gibi şeyler desen ben en ayı adamın bile sevgiyle yaklaşacağına inanıyorum. ki bende de bu üslup sorunu vardı. artık direkt neden neye ihtiyacım varsa söylüyorum. daha iyi anlaşıyoruz.

yüzük çıktıysa ya bir birikim vardır, ya da anlattığın gibi basit bir diyalog değildir.

kirazıseviyorum

seni seviyorum demekle seni seviyorum lan demek aynıdır fakat biri romantik değil di mi? amaç sevdiğini söylemek olsa da kabaca ..
dil önemlidir ..dikkat !

taylor durden
1

mobil görünümden çık