duyduğumda çok şaşırmıştım lan. ben de zorla öğretirler sanıyordum.
öğrenmesin de beni geçmesin, diyeymiş öyle mi?
Türkiye diyorum, başka ülkeleri bilmiyorum.
babam emekli işçi.
hala arada çıraklara rastlıyoruz. adam babama "abi sen beni unutmuşsundur belki de ben seni hiç unutmadım, 198X/199X senesinde çıraktım ben yanında" diyor. kimisi hala aynı yerde, usta olmuş, kimisi iş kurmuş, vb.
ikimizin örneği de fikir verme açısından yaklaşık olarak hiçbir işe yaramış oldu böylece. "öyle duydum, böyleymiş" gibi örnekler geneli yansıtmaz. babamın anlattığına göre çalıştığı fabrikada hemen hemen bütün ustalar böyleymiş. başka yerde böyle olmayabilir mesela, elimizde araştırma sonucu olmadığı için genellemek zor olur o yüzden.
kıskançlıktan gözü dönmüş insanlar her yerde var.
bence bir işi yeni öğrenen birine direk bildiğin her şeyi anlatman saçma olur. nasıl öğreneceğini öğretmek daha iyi.
mesela kendimden örnek vereyim, yazılım geliştiriyorum ben. yakın bir arkadaşım "ben de öğrenmek istiyorum, şu konular hakkında video çekip youtube'a yüklesene bana, şunu şunu yapacak kadar öğrensem yeter" dedi. Yaklaşık üç günlük (Üç günlük derken bildiğin üç günlük, 60 saate yakın) video çektim çocuğa. Bir haftalık çalışma hemen hemen. Üzerinde çalıştığım birkaç iş vardı, onları yaparken direk kaydettim, böylece sadece ona vakit ayırmamış oldum biraz uzasa da. Birleştirmesi 3-4 saat sürdü, bir pazar gününün öğleden sonrasını buna harcadım. Boyutunu küçültüp parça parça youtube'a yüklemeye başladım, 4-5 gün de o sürdü. İlkini yükledikten sonra "bak yüklüyorum, izlemeye başla sen şimdiden" dedim.
Sadece ilk videoyu izlemiş, onda da kullanacağı araçları ve uygulamaları anlatmıştım zaten, 14 dakika mı neydi.
Bunu niye yazdım? Sorun bazen insanın öğrenmek istememesi de olabiliyor. Öğrenmek istemeyen adama usta bir şey öğretemez, o problemin okulda çözülmesi lazım.
Bir de işçileri küçük görme, aşağılama problemi var tabi bu ülkedeki bazı insanların, onu da ayrı ele almak lazım. İş adamı çalışanını aşağılasın, çalışan gidip işçiyi aşağılasın, işçi de daha az para kazanan birisi aşağılasın, böyle yaparak hiçbir yere varamayız.
Çıkarım yapmaya gerek de yok, direk uzun uzun yazdım : ))
mutfakta ustalar mesela tatlı yapıyordur, kaç yumurta kırdığı belli olmasın diye yumurtaları tuz buz yaparlar ya da farklı farklı çöplere atarlar. şeker koyacağı zaman çırağı bakkala yollar öyle koyarlar.
kucuk bir sehrin en iyi elektronik ustasinin yaninda calistim liseye giderken yazlari. kapasiteme gore verebildigini verdi. kalfalarina da ogretirdi. ama hassas cihazlarla kendi ilgilenirdi tabi. ben gittigim ilk yaz angarya isleri ogrenmistim onlari hep ben yapardim. teknik detaylari ogrenecek vakit de yoktu, el becerim de yoktu ama olsaydi ogretirdi.
rahmetli babam pasta ustasıydı, pastanesi vardı. çıraklığında, ustası hamura kattığı yumurta sayısını öğrenemesinler diye onları başından savar, öyle kırarmış yumurtaları. kabukları da götürüp çöpe atarmış. bunlar da gidip çöpteki kabukları sayarlarmış kaç yumurta kırdığını öğrenmek için.
15 yıllık usta yeni gelene herşeyi öğrettiği zaman şirket ustayı sallamamaya başlıyor.ikisi de aynı işi yapıyor ama usta yeni gelenin kaç katı para alıyor diye sorgulanmaya başlıyor.bi de bu yönü var ne yazıkki ustanın yaptığı etik olmadığı gibi şirketin tavrı da etik olmuyor.tabi bu genel bi durum değil
Zamaninda bir yerde ise baslamistim. Usta her seyi ogretiyordu. Sonra gelip bana dedi ki bana bunlari ogretmediler islerini ellerinden alirim diye, ama ben sana gösteriyorum sen çile çekme demişti.
usta\cırak ilişkisi eskidendi, insanlarla beraber bu durumda yozlaştı tabii ki.
özellikle usta da çırak da maaşlı çalışansa eğer çırak işi öğrendikten sonra ustasının altını oymaya epey meyilli oluyor. patron da destekliyor bunu zaten, sonradan ogrenen çırağa daha az para veriyor sonucta.
35 yaşında elinde hiç bir sanat olmayan adama acıyıp meslek öğretmiştim, öğrenir öğrenmez memleketçi müdürümüzle bir olup altımı oymaya çalıştıydı, siktim dalağını tabi.