
Merhabalar, ufak bi paragraf yazı hatırlamıştım paylaşmak istedim
Sevgili Dost! Üzüntülerimiz, günlük hayatımızdaki ödevleri bile normal bir şekilde yapmamızı engelliyor. Kaderin ağına takılan balıklar, çırpına çırpına ölüyorlar. Mutluluk bir seyahat şekli olması gerekirken, bir türlü ulaşılamayan hayali istasyonlar haline geliyor. Yüzlerimiz, hüznün yüzlerce elbisesinden hangisini seçeceğine bir türlü karar veremiyor.Aynı hava sıcaklığında bir gün üşürken, bir başka gün terleyebiliyoruz. Bir gün kahkahalarla güldüğümüz bir espriye, bir başka gün tebessüm etmekte zorlanıyoruz. Su bazen sıfır derecede donmuyor, bazen kaynamıyor yüz derecede.O halde "bizi mutlu kılan şey şartlardan çok, ruhumuzdur." İstemekle değil, istememekle hür olan ruhumuz...
Ali Ural
Muhafazakar bir yazar son satırından da çıkarımda bulunabilinir zaten söyleyeceğim şeyleri yahut yazarın söyleyeceği şeyleri az buçuk tahmin etmişsinizdir ama insan nisyandan (unutmakdan) gelir size iyi gelen şeyleri tekrar yapın muhabbet edin kafa dağıtma değil dediklerim. şayet beğendiyseniz posta kutusundaki mızıka adlı kitabından başlamanızı öneririm selamlarla sevgilerle.


buna ergenlik diyorlar ya. sürekli değişen ruh hali. psikolojide sıkıntılı. ama ergenlikte normal olabiliyor. ergen olupta böyle olan varsa tedavi olmayı deneyebilir ben ergenim o yüzden bişey yapmıyorum şu anda bunun için. bazen dünyanın en mutlu insanı bazen en büyük dertlisi hissettiriyor bu şey. hastalık mı diyeyim ne diyeyim o işte.
