bir çiftten bahsedeceğim; kadının adı ayşe, erkek de ahmet olsun. ayşe ile birkaç haftada bir telefonlaşır, ayda birkaç kez görüşürüz. eşi ahmet ile oldukça sıkıntılı zamanlar yaşadı, boşanmanın eşiğinden birkaç kez döndü, bu olaylar sırasında patlama noktasına geldikçe beni aradı ya da buluşma talep etti, içini dökmek için. elimden geldiğince yanında olmaya, yapıcı yorumlar yapmaya çalıştım. nihayetinde bir şekilde düze çıktılar, şimdilik stabiller.
bu arada ben esasen ahmet'in yakın arkadaşı idim, evlenmelerinin ardından ahmet çok yoğun bir tempo ile çalışmaya başlayınca onunla fazla görüşemez olduk, ayşe ile iyi anlaştığımızdan onunla muhabbeti arttırdık. ayşe eşi ile olan dertlerini yalnız bana anlattı, ahmet'i iyi tanıdığımı ve ahmet'in benim düşüncelerime değer verdiğini düşündüğünden. öyle olunca bazı günler 2-3 saat anlattığı, ağladığı falan oldu. benim içinde oldukça yorucu ve yıpratıcı geçti o dönemler.
bu arada son birkaç ayda benim birlikte olduğum insan ile sorunlarım baş gösterdi. ayşe beni çeşitli vesilerle aradığında bir kaç kez aramızın bozuk olduğundan bahsettim ama genellikle 'düzelir yaa' tarzı yaklaştı. birkaç haftadır bu durumlar nedeniyle üzgün olduğumu biliyor ama bir kez bile bu nedenle arayıp sormadı, nasılsın diye. konuştuğumuzda ya da arada mesaj yoluyla sürekli eşinin ona yaptığı jestlerden bahseden mesajlar atıyor bu arada, düzelmelerinin belirtilerini göstermek amacıyla.
derdimle ilgilenmesi konusunda karşılık beklemiyorum desem inandırıcı olmayacak ama o da benim bu konuları fazla kişiyle konuşmayı sevmediğimi biliyor, daha farklı davranmasını bekliyordum sanırım. eşinin jestleri ile ilgili bildirimleri de can sıkıcı olmaya başladı biraz. onlar adına çok seviniyorum, ayşe yeni toparlanırken onu kırmak, dinlememezlik etmek istemiyorum ama kafam hiçbişey götürmüyor bu ara. düşündüklerimi nasıl belli edeyim?
kimse bişi dememiş ben diyeyim iki cümle,
birincisi arkadaşın ayşe diyelim, zaten ikili ilişkilerde pek becerikli biri değil gibi. kendisini toparlamakta zorlanırken sana nasıl deva olsun. kendisi de bunun bilincinde olabilir ve işi kötüye götürebilecek cümleler kurarım korkusuyla genel bir iki şey söyleyip kenara çekilmiş olabilir.
bu konulardan konuşup da seni üzmek istemiyor da olabilir. hani o kısımdaki şeyleri arkadaşını sen daha iyi tanıyorsun sen biliyor olmalısın.
ha onun iyi olduğunu ve arkadaşıyla arasının iyi olduğunu bilmenin senin de hoşuna gideceğini yaptıklarının karşılığı olarak bir minnet tavrı da olabilir.
nasıl bunu ona kırmadan söyleyebilirim dersen; naçizane olarak misalen:
ayşe beni kırmamak için bu konulara girmediğini, x ile aramızdaki problemlere müdahil olmamak istediğini anlıyor/görüyor/biliyorum. ancak benim bunları senden başkası ile konuşma isteğim ve gücüm yok. sen de bana biraz yol göstersen beni sadece dinlemek yerine fikir de versen, buna çok ihtiyacım var vs.
sorunlarınızı aşmanız dileği ile.
bir şey söylememenizi öneririm şu aşamada. eğer buna benzer sıkıntılı bir başka durumunuz olur da, yine aynı şekilde ilgisiz bir tavrı olursa, o vakit arkadaşlığınızın niteliği üzerine düşünür ve gerekli aksiyonları hayata geçirirsiniz. kendi durumlarını yeni yeni düzeltiyorlar ve yaşadıkları sürecin sıkıntısı, yerini keyfe bırakmış, rahatlığa erişmişler. bunun getirisi olarak düşüncesizlik edilmiş olabilir veyahutta ayşe sizi, ne yaptığını bilen, sıkıntılara göğüs geren, yeterince metanetli biri olarak görüyor, ilişkinizin kötü gidişatının sizi ne kadar üzdüğünü, aslında desteğe ihtiyacınız olduğunu anlayamıyordur. neticede, ona güç veren, sıkıntısını dinleyen, yönlendiren kişi, mentoru olmuşsunuz bir süre.
ayse bencil. tokat istiyor.
Bir insanın başka birisinin sıkıntısını paylaşabilmesi için illa çok sağlam bir psikolojiye ya da çok mutlu bir yaşama sahip olmasına gerek yok. Sana akıl vermek zorunda değil evet ama seninle durumunu paylaşabilir, en azından seni merek edip nasılsın diye arada bir sorabilir, sana yol göstermese bile seni dinleyebilir.
Sen kötü günler yaşarken kendi mutluluğu ile ilgili paylaşımları konusunda da, bence senin incinebileceğinin farkında değil. En basiti bence açıkça söylemek yerine biraz kendini çekebilirsin, sen ondan uzaklaşınca eğer cidden sana değer veriyorsa sorar zaten, ne oldu der, demezse boş ver gitsin, demek ki kendinden başka hiç kimseyi düşünmeyen bencil bir insan. Yok eğer merak edip kurcalarsa, sen de o zaman çok ayrıntıya girmeden olayı anlatırsın.
fikirleriniz için çok teşekkür ederim, bakış açılarınız faydalı oldu gerçekten.
kendimi yormadan yanında olmaya, konuşma ihtiyacım olduğunda doğrudan belirtmeye çalışacağım. en olmadı tokatlarım :P
bazı insanlar vardır ki, yalnızca kendi bencil çıkarlarını karşılıyorsa insanlarla ilişkiye girerler, yani onlar için asla birşey vermek için değil hep almak içindir ilişkiler, her tür ilişki olabilir bu. bahsettiğin kişi bencilliği yüzünden kendisinden başka insanları o kadar umursayamayacak durumda ki.. böyle tiplerin tek bildiği beleşe ilgiden geçinmektir. en sonunda her zaman kendini yokmuş gibi hissetmene neden olurlar. böyle insanlara varlığını hatırlatmanın tek yolu, kendini onların yaşamından tamamen çıkarmaktır. çünkü zaten seni yok sayıyor, yani bu tam olarak hak ettiği şey aslında. kıymetini de o zaman anlarlar ama çok geç olur genelde. bence direk ne ara ne sor.. o ararsa da sorunlarım var görüşecek durumda değilim de veya seni sıkmak istemiyorum vs. de diyebilirsin ama bence bu kadarı bile fazla. hiç karşılık verme, telefonlarına mesajlarına dönüş yapma.. böyle herşeyin keyfini çıkarıp işi bitince posasını atar gibi davranan, beleşçi ve değer bilmez, anlayışsız insanlara gerçekten sinir oluyorum. tam olarak hak ettikleri şey bu bence.