bu tecavüzle ilgili davalarda sanığa beklenenden az ceza verilmesinin hukuksal olarak bir nedeni var mı?
hiç bir hakim bizim her gün küfrettiğimiz kadar aciz değildir diye düşünüyorum. (iyi hal indirimleri, tahrik indirimleri vs. için de soruyorum.)
ya da yeni bir entry yazmış bir arkadaş tecavüzle ilgili yasada değişiklik olmuş, bir yıla kadar uygulanacakmış. yeni yasadaki haspiste kalma süresi eski yasanın en hafif cezasıymış.
yasaların vs. bu şekilde düzenlenmesinin hukuki bir nedeni var mı?
yoksa erkek egemen sistem bu kadar bariz bir biçimde tecavüzcüyü destekliyor mu gerçekten?
Töre yasası vardı 1990'larda, hatırlar mısın? Avrupa Birliği ile müzakereler başlasın diye yasa bir miktar değişti ama tam oturmadı. Bir de ataerkil bir toplumuz, erkek çocuklarına bile tecavüz eden sapıklar varken cahil halk hala tecavüzcülerin kadınlar tarafından tahrik edildiğini düşünüyor - bu insan grubu da oy veren insanlar. NE YAZIK Kİ TÜRKİYE'DE TECAVÜZ NE OLURSA OLSUN HAKSIZDIR diyen / diyebilecek kişiler azınlıkta.
hapiste kalmayı mümkün mertebe azaltmaya çalışıyorlar, erteleme-hükmün açıklanmasının geri bırakılması-seçenek yaptırımları gibi düzenlemeler bunu gösterir nitelikte. niye? hapiste kalan her bireyin yemek-barınma-korunma giderleri devletin sırtına biniyor. devlet mümkün mertebe bu yükten kurtulmak istiyor. sincan kapalı da yer yoktu geçen yıllarda, herkesi hapse at at, hapishaneler bunu kaldıracak güce sahip değil. bunun yanında devletin de bunu karşılaması mümkün değil. devletin hapse atmayalım da ne bok yerlerse yesinler mantığından çok psikolojik destek vermesi lazım bu insanlara. bu da ne yazık ki uygulanmıyor.
erkek egemen sistem diye bir olay yok, var diyen insanlar çok fazla yargılama süreciyle haşır neşir olmadan dışardan atıp tutan insanlar.
www.kararara.com
mesela bu olayda hakim yasa aykırı olarak beraat vermiş. kadın kendisi söylüyor suç uydurduğunu. yaptığı şey suç tck'ya göre. ama hakim kararı ortada.
demem o ki verilen kararlarla ilgili oturup bi kararı okumak lazım, hakim bunu bunu yapmış demek biraz havada kalıyor. işin içinde olan birisi olarak, kadına karşı şiddette elinden gelen her şeyi yapan birisi olarak söylüyorum bunları.
Aslında cok uçuk bir durum kayirma vs olmadigi surece o indirimlerin cogunlukla kanuni dayanagi oluyor.durusmada goruyorsun mesela adamin kendi òz cocuguna 4,5 aylikken cinsel saldirida bulundugu ve su an 5 yasinda olan bu cocuga cinsel saldirinin devam edildigi iddia ediliyor.gorunce miden bulaniyor adam orada ölsün istiyorsun ama beraat ediyor.delil yok cunku.adli tip raporu tecavuz yok diyor.aklinda ya gercekten dogruysa bu cocuk bunu gercekten yasadiysa sorusu dönüp duruyor ama yapacak bir sey yok.suçu kanitlanana kadar masum işte.hakimin burada kanunu uygulamaktan baska yapacak bir seyi yok.ben kararlardan ziyade bu raporlara guvenmiyorum aslinda.
Bir de olaylarin cogu gorundugu gibi olmayabiliyor.resit olmayanla cinsel iliski davalarinin cogunlugu riza ile gerceklesip kadinin sonradan aile baskisi bekaret korkusu ya da ofke intikam gibi nedenlerle iftira atmasi seklinde ortaya cikiyor.(16 17 yasinda gercekten tecavuze ugrayan kisileri bir kenara birakiyorum)
Onun disinda o cinsel saldiri sucunun çat diye 20 yilla cezalandirildigini da gorunce insanin ici rahatliyor.20 yil az bir ceza degil aslinda.ama indirim nedeni vs yok aksine arttirilarak 20 yili buluyor.indirim yapildigi kadar arttirim da yapiliyor yani.
Hakimler cogunlukla kanunu uyguluyor ve olaylar cogunlukla bizim okudugumuz duydugumuz gibi olmayabiliyor.sorun kanundaki ceza miktarlari vs olabilir tabi ki o tartisilir.
sayın trajikomix verdiğiniz örneği anlıyorum. haklısınız ama örneğin tekil bir örnek olması onda da kararı veren hakimin de kadın olması erkek egemen bir hukuku göstermiyor mu bize sizce de?
sayın aquarium yani iftira atılma olasılığına karşı alınacak önlemler olur da cezayı ona göre vermemek ne kadar etik peki?
adli tıp kurumu ile ilgili çekincelerinizde haklı olabilirsiniz, o konuya hakim değilim ama bildiğim her durumda tecavüze uğramıştır/uğramamıştır gibi direkt bir rapor vermenin kolay olmadığı.
artı bugün bize sunulan örneklerde adli tıptan zarar görmüştür raporlu kişiler de var yanılmıyorsam sanığın beraat ettiği
bir de caydırıcı ceza kısmı var. bu mahkemelerin sonunda genelde beraat oluyor, caydırma cezası veriyorlar mı? ben mi bilmiyorum?
kadının iftira atması gibi tekil örnekler, ya da cezaevlerinin doluluğu bana biraz vicdan rahatlatma ve sorunu görmek istememek gerekiyor öncelikle.
avukat hülya gülbahar'ın röportajlarını okuyabilirsin bu konuda. suç sabit ve kanıtlanmış iken bile saygınlık indirimi gibi indirimler görebiliyoruz. feminist örgütler eril zihniyete bağlıyorlar bunu ki, erkeğin kayırıldığı bu durumu başka türlü açıklamak da pek mümkün görülmüyor.
"haksız tahrik" indirimlerine bakarsan katil koca, sevgililerin (çoğunluğu yakın kişiler) dediklerine dayandırılarak bu indirimler veriliyor, neler yaşadığından haberimiz yok. bunu bilen erkekler de, örnek bir davada google'a nasıl indirim alırım yazıp ona göre savunma yapıyor. eskiden töre cinayetlerinde aile kararı olduğu varsayılmaksızın öldüren küçük kardeş vs ceza alırdı hatırlıyorsanız.
yalnızca kadınlara değil, çocuklara, yoksullara vb. farklı kimliklere yargıda değil, sağlıkta günlük yaşamda yapılan ayrımcılıklarla karşı karşıyayız. devletin vatandaş için çalışmadığı, kemikleşmiş bir düzeni sürdürdüğü eril ve tek tip olduğu durumda birçok alanda kayırılan kesimler mevcut.
www.bbc.com
www.evrensel.net
ek olarak çocuklara yönelik istismar davalarında adli tıp raporlarının dikkate alınmadığı, çocukların bu süreçte mağdur olduğunu da dikkate almak lazım.