calistigin yerde ceo olsan bile maasla altindan kalkamazsin amk.
soyle 1 tane evi olan biri, 3000'e kiraya verse kilini bile kipirdatmadan benim 1 ay kicimi yirtarak kazandigimdan daha cok kazaniyor. ve biliyorum bir suru insan var, sadece vaktinde degersizken dedeleri aldi diye luks icinde yasayan.
ulan kolelige donup soylular beni kirbaca vursa bu kadar koymaz. ne bicim adaletsizliktir bu?
not: kisi ve kurumlara degil. direkt kadere isyanim. arada hayvani bir ucurum var cunku.
Aradığın adaleti türkiye gibi bi ülkede bulamazsın olsa da herkesi beşiktaşa yerleştirmek gibi bi olay zaten olmaz. Yine hakedenler değil ya soylular ya yönetimdekilerin çevresi otururdu.
Barınma hakkı diye bi hakta türkiyede yok. Sosyal devlet kavramları faso fiso. Kendi vatandaşına sağlamadığı bazı hakları dahi göçmenlere sağlar olmuş oy uğruna. Yani işin açığı para sevicileri seni burda yer
seni çok iyi anlıyorum
1 milyona beşiktaşta yeni ev bulamazsın bence de
Standart dediğin ev beşiktaşta...!
mayisla calisarak zengin olamazsin. atil ticarete kendi isini yap. buna cesaretin yoksa aldign mayisla yetinmeye bak. o dediklerine sahip olanlarin ancak kucuk bi kismina dedesinden kalmistir. sifirdan baslayip onlara sahip olan bir suru adam var. sen istiyorsun ki hem memur gibi hic bir risk almadan standart bi iste calisayim hem de luks yasiyim. o dedigin anca norvec luksemburg gibi ekonomik anlamda almis basini yurumus memleketlerde olur
gülbağ örneği var bilen bilir ev sahipleri hep bir gariptir oranın çünkü vakti zamanında 3 tane taş koyup benim demişlerdir ve ev sahibi olmuşlardır.
tam da beylikdüzü-esenyurt tarafındaki evlere küfrediyordum "ulan burası ne ara pahalandı " diye...
gayet iyi anlıyorum seni kardeşim. bizim gibi insanlar bence beşiktaşta ev hayali hiç kurmamalı sen baştan hata yapmışsın ;)
gel gel beylikdüzü açıklarına daha sıcak buralar :D
Adaletsizlik her yerde is imkanı olmamasından başlıyor. Alakasız her ilden toplanıp gelen adam var, memleketlerinde is imkanı olsa oranın besiktasinda güzel bir evleri olabilir. Adaletsizlik bu noktada yani, dagda kalanin imkansizlik yuzunden bağa gelip bagdakileri kovmaya, gücü yetmiyorsa da ayıplamaya çalışmasında...
beylikdüzü mis gibi. eskisi gibi değil. esenyurt deyip geçtiğin yer bile konutlaştı. beşiktaşta evim var ama beylikdüzünde yaşıyorum. insanlar beylikdüzüyle dalga geçip burun kıvırırken o beşiktaşı bırakıp riske girdim, beylikdüzü'nden sudan ucuza ev aldım. şimdi millet ne ara pahalandı diyor. almak lazım abi değerlendirmek lazım. istanbulda burun kıvıracak yer yok.
Tam olarak bu nedenden Beylikdüzü'nde ev almıştık, şimdi değerlendi. Beylikdüzü'nde yaşamak gerçekten çok güzel ama iş için günde 4 saat trafikteyim. İşim Beşiktaş'ta ve yakınlarında yaşayabilmem imkansız. İşimi bırakamam, evimi değiştiremem. Sonuçta ya bu deve güdülecek ya bu diyardan gidilecek. Deveyi gütmeye razıyım da, İstanbul güdülmeye değer bir deve değil. Umarım bu diyardan giderim.
Ama adaletsizlik kavramına katılıyorum. Aslında miras kavramına da karşıyım. Birileri çalışarak, dişini tırnağına takarak çalışacak ve bir şeyler elde edecek, başka birileri de sadece tamamen şans eseri o dölden geldiği için sefasını sürecek. O mirası hak ediyorsa, ne ala ama ne bileyim, ben annemin babamın bana kalacak (toplasan Beylikdüzü'nde ev almaz) mal varlığı için utanıyorum. Hakkaten, bir hak etme ölçüm mekanizması olmasını ve evsiz bırakmamak ve temel ihtiyaçların karşılanması şartı ile hak edildiğinden fazlasına devletin el koyup hak edene vermesini isterdim ben. Gerçi bu halde benden alıp Reza Zerrab'a verirler, o ayrı.
neysene'nin dediği barınma hakkı olmayışı ve sosyal devlet olmayışı da var.