Metachaos, from Greek Meta (beyond) and Chaos (the abyss where the eternally-formless state of the universe hides), indicates a primordial shape of ameba, which lacks in precise morphology, and it is characterized by mutation and mitosis.
In fact the bodies represented in METACHAOS, even though they are characterized by an apparently anthropomorphous appearance, in reality they are without identity and conscience. They exist confined in a spaceless and timeless state, an hostile and decadent hyperuranium where a fortress, in perpetual movement, dominates the landscape in defense of a supercelestial, harmonic but fragile parallel dimension. In its destructive instinct of violating the dimensional limbo, the mutant horde penetrates the intimacy of the fortress, laying siege like a virus. Similar to the balance of a philological continuum in human species, bringing the status of things back to the primordial broth.
yunanca meta (ötesi) ve kaos (evrenin sonsuz biçimsiz halinin saklandığı boşluk) kelimelerinden gelen metakaos kesin bir morfolojiye sahip olmayan primordiyal (ilksel) bir amip şekline işaret eder.
aslında, her ne kadar görünüşte insan biçimli bir görünüşle karakterize edilseler de, metakaosta resmedilen bedenler gerçekte kimliksiz ve bilinçsizdir. devamlı hareket halindeki bir kalenin göküstünde bulunan, ahenkli ama kırılgan bir paralel boyutu savunurken çevreyi domine ettiği düşmancıl ve çöküş halindeki bir hiperuranyona (cennetin de ötesindeki mükemmel idealar evreni), şekilsiz ve zamansız bir hale sıkışmış durumda var olurlar. boyutsal arafı ihlal etmeye dönük yıkıcı bir içgüdüyle mutant sürüsü virüse benzer bir kuşatma kurar kalenin mahremiyet sınırlarını aşar, insan türündeki filolojik süreklilik dengesine benzer şekilde madde halini ilk çorbaya (hayatı meydana çıkaran ilk kimyasal yapı) durumuna geri döndürür.
anam bu nasıl filmmiş lan? filmin adını da çevirdik arada.