ya da önce gözü karnında olan insanlar varmış mesela... bunlar yrra yemiş hacı... aslanlar sikmiş ebesini.
ya da mide asiti olmayan insan türü varmış önceden. besinleri sindiremediği için soyu tükenmiş. (ya da ters evrim?)
neyse bu hayatta kalmaya uygun olarak evrimleşememiş garip canlıların fosilleri nerede?
art niyetim yok lütfen beni datmin edin.
edit: evet gözü karnında insan yokmuş. mesela dedim ben de. hayali la o. zaten sorum da o. varsa ne var? gözü karnında yok da 3 parmaklı mı var örneğin?
karşim üzgünüm sana kötü bir haberim var senin vücudun simetrik değil. sen bitkileri, et ve et ürünleri kadar sindiremiyorsun, büyük ve küçükbaş hayvanlar bir sebepten (kuş gribi, deli dana vs.) yok olursa soyun tükeniyor. savunma mekanizman alet kullanabilmen, aletin yoksa aslanlar gelir si*er ebeni. sonra bundan 20 bin yıl sonra biri gelir. "tiplere bak bitki sindiremiyorlarmış güya. nerede lan fosilleri?" der. o sırada kemiklerin fosilleşmişse seni görür. olaylar gelişir.
onun dışında: goo.gl
(rica ederim)
cavaplarınızı araştırmalarda ve kitaplarda değil, ekşi duyuruda arıyorsanı kimse size yardımcı olamaz.
karnında gözü olacak şekilde bir insanın evrimleşmesi için yüzbinlerce yıl geçmesi gerekir, bu nasıl bir avantaj sağlamış da bu tür varolmuş. saçma sapan noktalardan hareket ediyorsunuz. harun yahya fosilleri, hiç gerçek olmadı zaten.
@nawar: kardeş tam simetrik değiliz de tek gözlü adamlar niye yok mesela? onlar hiç simetrik değil? soyu tükenmiş canlıların bu kadar bariz dezavantajları yok?
tek gözlü olmadı da kısa çüklü oldu. o da olumlu.
@alice: e onu sorma bunu sorma, ne sorak? her soru için "burada cevap arama." denilebilir.
@alice practice +1 ayrıca;
www.evrimagaci.org
@ya ben lan neyse bu seferlik bendensin.
burada cevap arama deyip cevap veren arkadaşlar... paradoks değil mi bu?
cevaplarını gerizekalı varsayımlar üzerinden arıyorsun. kaç tane memelinin karnında gözü var? bunun nasıl bir avantajı olabilir? böyle bir evrim aşamasını popondan çıkarırsan aynı şekilde, memeleri dillerle kaplı insan neden yoktu? diye sorarlar. çünkü olması evrimsel açıdan mantıklı değil. çünkü bir avantajı yok.
şu an soyu tükenmiş binlerce tür fosili mevcut. işte bunlar bazı nedenlerden dolayı çevreye uyum sağlayamamış ve soyları tükenmiş.
senin aradığı şey ensesinde gözü olan, ayağında siki olan canlı ise öyle birşey bulmak çok zor değil mi kanki
@alice: lan gerizekalı varsayımlar üreten sensin. o çok ekstrem bir örnek. mına koyim dezavantajlı olduğu için soyu tükenen canlılarla ilgili soru soruyorum işte çarpıtma. mutasyonlar rastgeleyse bu kadar nokta atışı niye.
sana sormadım sen daha cevaplama amk.
insanlar seninle geçerli argümanların olduğu için değil, genel olarak tartışılmaya değmeyecek biri olduğun için tartışmıyorlar.
Sakin olun, sakin cevap yazıyorum. Bir dakikaya editleyecem burayı cevapla.
Öncelikle, bulunan fosiller, yaşamış canlıların milyarda biri falan. Mesela afrikaya git, evrim'i siktiret, bildiğimiz aslan kaplan fil falan düşünelim. En az yüzbinlerce yıldır var bunlar. Evrimleşmediler varsayıyoruz. Evrimleşmiş olsalar başka canlılar vardı sonuçta yüzbinlerce yıldır. Evrim diye bişey olmasa, o zaman da aslan kaplan vardı sonuçta. Her durumda yüzbinlerce yıldır, hatta milyonlarca yıldır canlılar var afrikada.
1950 yılında 400,000 aslan olduğu tahmin ediliyor. Şu anda 20,000 civarı. 1800'lü yıllarda ve öncesinde aynı anda yaşayan en az 1,000,000 aslan vardı.
Bir aslanın üreme ömrü 10 yılı aşmıyor. 15 yaşında falan da ölüyorlar. Bu demek ki, 10-15 yılda bir aslan nesli komple yenileniyor. Yani her 15 yılda bir milyon aslan ölüsü/cesedi çıkıyor ortaya.
100 yılda 6,600,000 ceset demek. Bir milyon yılda 66 MİLYAR aslan demek bu.
Afrikanın yüz ölçümü 30 milyon kilometre kare. Çöller falan dahil buna. Yani afrikayı kazsan, her kilometrekarede 2000 aslan fosili bulman gerekir.
her kilometrekarede 2000 aslan, 2000 fil, 2000 zürafa, 2000 zebra, 2000 sırtlan, 2000 orangutan, 2000 şempanze... Dünyada BEŞ BİN ÇEŞİT memeli hayvan var. Yap hesabını.
Daha kuşlar var. Şu anda afrikada 20,000 canlı aslan var diyoruz ya, Kuş sayısı aslan sayısının en az bin katı. Tüm dünyada yüz milyardan fazla kuş var şu anda canlı. Kuşların ortalama ömrü daha da kısa. On yıla kalmadan tüm bu kuşlar ölüyor, hepsinin yerine yenileri geliyor.
Afrikadaki omurgalı hayvan çeşidi, kuşlar, kabuklular, sürüngenler... Evet daha bitmedi, timsahlar yılanlar var on binlerce. Bir milyon yılda BİN TRİLYON kadar ceset/fosil demek bu.
Biz afrikayı kazıyınca ne buluyoruz? En üst yüzeyde yakın zamanda ölmüş hayvanları buluyoruz. Aşağılara indikçe, cesetler çürümüş, toprağa karışmış oluyorlar. Eğer kemikler falan çürümeselerdi, afrikada toprak örtüsü yerine kemik örtüsü olurdu. 30 milyon kilometrekare şununla kaplı olurdu: trauma.blog.yorku.ca
"Biz ara form bulamıyoruz" diye saçmalıyor ya evrim karşıtları, asıl sorun biz hiç bir form bulamıyoruz neredeyse. BİN TRİLYON fosil arasından yüz tane bulursak seviniyoruz. Doğradaki çürüme çok başarılı bir süreç.
Bulduğumuz az sayıda fosil içinde bir sürü ara form var. Sen inanma ara form yok dendiğine. Tüm canlılar ara form zaten. Bir bulduğumuz fosil diğeriyle aynı değil.
Mutasyona uğradığı için yaşayamayan hayvanlar, yaşayabilenlere göre çok az. Yaşayanlar soylarını devam ettiriyor binlerce yıl. Yaşayamayanlar bir nesil sonra ölüyorlar.
Özetleyecek olursak:
1. Çok sayıda ara form bulundu. Aksini iddia edenler zaten sadece evrim karşıtları.
2. "Evrim teorisi", "evrin gerçeği"ni açıklayan sistemdir. Yerçekimi teorisi'nin, yerçekiminin nasıl çalıştığını açıklaması gibi.
3. Biyolojideki hiç bir şey mantıklı değil, evrimin ışığı olmasa.
Bunlara mitoz mayoz bölünme, üreme, dolaşım, sinir sistemleri, vs vs her şey dahil. en.wikipedia.org
EVRİM TEORİSİ; einstein'ın görelilik teorisi, kuantum teorisi, yerçekimi teorisi, enerjinin korunumu teorisi kadar kendi alanında yerleşmiş, kabul gören, sürekli yeni bulgularla ispatlanan, yeni ortaya çıkarılan süreçlerle geliştirilen, su götürmez bir gerçek olan canlıların evrimini açıklayan bir teoridir.
Evrim teorisini reddeden hiç bir bijolojik araştırmacı bilim adamı yoktur. Evrim karşıtlarının tamamı farklı alandadır, ya da bilim adamı değildir.
Tavsiyem, araştırmalarını yaparken evrimin var olduğu gerçeğini göz ardı etmeyen kaynakları okuman. Yoksa yer çekimi teorisini araştırırken "yer çekimi gerçekte var mıdır?" diyen bir adama ne kadar güvenirsen, evrin var mıdır diye soran adama da o kadar güvenmen gerekir.
Eğer bu yazdıklarım, dini duyularını incitiyorsa diye şunu da ekliyorum:
Evrim teorisi, canlılığın nasıl OLUŞTUĞUNU araştırmaz. Nasıl DEĞİŞTİĞİNİ araştırır. İlk canlılığı oluşturan şey Tanrı olabilir, meteor olabilir, uzaylılar olabilir. Evrim teorisinin ilgi alanı değildir bu. Canlıların değişimi ile ilgilenir.
İlk canlılığın oluşumunu araştıran dal ABIOGENESIS'tir, ve çok zayıf durumdaki bir teoridir. Oraya Tanrı'yı da sıkıştırabilirsin, uzaylıları da. Keyfine bak çünkü bilim adamları da henüz çözemedi o kısmını.
Çözemedikleri yeri de atıp tutmuyorlar. Abiogenesis'i iyi biliyoruz demiyorlar. Bilmedikleri zaman bilmiyoruz diyorlar.
Evrim ise bilim dünyasında tartışmaya bile gerek olmayacak kadar kesin bir şey. Nasıl olduğu, işleyişi falan da evrim teorisi ile açıklanıyor, bu teori sürekli gelişiyor ve detaylanıyor. Ancak evrimin kendisi, nefes aldığın hava kadar gerçek ve inanılmaz sayıda kanıtı var.
orijinal soruya geri dönersek: soyu tükenen canlılar, soyu tükenmeyene göre zaten milyon kat daha az fosil bırakıyorlar. Ölen hayvanların da milyarda biri falan fosil oluyor, gerisi çürüyor. Çürümeseydi afrika iskeletten oluşan bir kıta olurdu. O yüzden evrimsel olarak dezavantajlı fosil bulmak iyice zor.
Tek gozlu insan icin: patau sendromu
Ingilizcen varsa richard dawkins'in christmas lecture'i var youtube'da. Gayet basit dille evrimi anlatiyor. Mobilde ve yatmak uzereyken yazasim gelmedi pek uzun uzun
@alice: 1000 tane duyurum var lan. hepsini okudun mu da bu kanıya vardın? gayet güzel cevaplar gelmiş buna da.
sen en iyisi git biraz evril neandartel yavrusu.
senin sorduğun tuhaf ve saçma sorular yerine, sana temel evrim dinamiklerini öğretmeye çalıştıklarının farkındasın değil mi? gözü karnında olan insanları aslanlar yemedi.
ne güzel işte. temel evrim dinamiklerini öğreniyom. hea.
gozu karninda olan insanlar varmis derken kaynak olarak nereyi kullandiniz acaba merak ettim.
ekstrem durumlarin olmasi muhtemel, ama bunlar mutasyonlar sonucu olusan devam ettirilemeyecek ozellikler. ama karinda goz cikmasi kadar da ekstrem bir durum yok. belli bir gelisme kodlanmis ona gore ufak problemler olabilir yalnizca dogumda. bu da kalitsal olarak bir sonraki nesle aktarilmaz.
bazi canlilar yok olmus olabilir ortama ayak uyduramayip. bunlarin da fosilleri var. kaldi ki gunumuzde bile yeni kesfedilen fosiller varken...
edit: alttaki yanitlari simdi okudum. zaten yavas yavas gelisen bir durum oldugu icin evrim, ancak kesin degisimler sonucu soyu tukenebilir yasadiklari habitatta.
bu da ya bolge baska bir avci tarafindan istila edilmisse, ya meteor dusmusse, ya o bolgedeki hava kosullari 180 derece degismisse falan gerceklesebilir. penisi kisa diye bir soy yok olmaz. cunku zaten birden penisler yari boyuna dusmez. bu degisiklikler kolektif olarak degil bireysel olur ancak. penis boyu kisalacaksa bu o ture avantaj sagladigi icin olur.
yani her soy tukenmesinin nedeni bir dis etkendir denebilir. bu da topluca etkilenme yoluyla gerceklesir.
bu dediklerinin hiçbirisi olmuyor.
karnında gözü olan insan hiç olmadı, çünkü çevre şartları gereği gözü, standart bir gözden daha aşağıda olan insanlar zaten genelde ya hayatta kalamadı ya da daha kısa süre hayatta kaldığı için daha az çiftleşti ve genlerini fazla aktaramadı.