[]

battaniye

Soğuk odada yorgan+battaniye ile uyumayı seviyorum. Yıllardır kullandığım battaniyelerim eskidi. Yenilerini almak istiyorum ama kalın yün battaniyeler yok sanırım artık. İnternette aradığımda masa örtüsü gibi ince ve pamuklu battaniyeler çıkıyor karşıma. Bunlar ısıtıyor mu? Nereye bakıp alayım?




 
Anaç tavunun altına sığınan civciv örneğinde de olduğu gibi, ağır örtülerin altında uyumanın psikolojiyi rahatlatma düzeltme özelliği vardır.

İstediğiniz, ısıtan bir şey ise o ince dedikleriniz battaniyeler de ısıtır. Bir sorun yok.

Ama psikolojik etkisi için ağır örtü istiyorsanız şuna bir bakın.

www.isbiryatak.com
  • Mirket  (27.08.24 14:11:34) 
Kalın yün yorgan olabilir size çare. Geçmişte hepsiburada'da bulmuştum hala kullanırım, memnun kalmıştım. Ama temizlik tabii ki kuru temizleme gerektiriyor. "foça yün" idi sanıyorum, tam hatırlayamadım. Çok memnun kalmıştım. Bi araştırın derim.


  • alfired  (27.08.24 15:20:51) 
ağırlıklı battaniye /ağırlıklı yorgan +1

huga iş görür, başka markalarda da var
  • benaslinda  (27.08.24 15:40:07) 
[]

Tetanoz

Dünyanın en sakar insanlarından biriyim. Kapan kurarken elimi kestim. Kapan yeni, metal, paslı değil. Yara derin:( En son 2021 Aralık ayında tek doz tetanoz aşısı oldum. Şimdi gidip aşı olmam gerekiyor mu?




 
Daha öncesinde üç doz aşı olduysanız, sonrasında 2021'de olduysanız gerekmiyor. Ama yara derinse ve kirlendiyse pansuman yaptırın siz yine de. Tetanoz dışında bakteri bulaşı olabilir, antibiyotik vs gerekebilir


  • nundu  (17.07.24 20:00:58) 
Aşınız olsa da problemli kesik durumlarında gidip aşı olmalısınız zaten. Önleyici olarak aşı yapılıyor bu ayrı, ancak riskli durumlarda tetanoz aşısı yenileniyor.

Tetanoz aşısı sürekli yenilenebilen bir aşı. Özellikle saha çalışması olan meslek gruplarında aşınız olsa da olmasa da bir işe girince aşı olursunuz. Arkeoloji gibi bin yıllık paslı metallerin kesik tehlikesi yarattığı meslekler buna örnek.
  • akhenaten  (17.07.24 20:05:07) 
Hep tek doz yapıldığını hatırlıyorum. Çocukken yaptılarsa da enabizda göremedim.
Yarın gideyim yarayı göstereyim en iyisi.

  • gnosis  (17.07.24 20:06:22) 
Daha 3 yıl önce aşı olmuşsunuz.
Koruyuculuğu 5-10 yıl gibi bir şey galiba. Çocuklukta aşı olup olmadığınıza göre değişiyor olmalı ama olmuşsunuzdur.
Askere gittiyseniz askerde de aşı olmuşsunuzdur.

Bir doktora sormanız en doğrusu elbette ama 3 yıl önce aşı olduğunuz için gerek olmadığını söyleyecekler sanırım.
  • michael_knight  (17.07.24 21:20:52) 
travmatik durumlarda koruyucu aşı setine bakmıyorlar ve son 1 ay içinde tetanoz aşısı olmadıysanız aşı yapıyorlar. yani aşı olmanız gerekiyor en geç 3 gün içinde.


  • surprise  (18.07.24 13:02:22) 
aile sağlığı merkezlerinde tetanoz yapıldığı yazıyor ama okul çocuklarını aşıladıklarından aşılar çabuk tükeniyormuş. benim bağlı olduğum asm’de aşı kalmamıştı. acile gittim sonuç: tetanoz+ pansuman yapıldı.


  • gnosis  (18.07.24 17:26:53) 
@gnosis aşı olmanın gerekliliği, koruyuculuğun süresi hakkında bir şey söylediler mi? Söyledilerse biz de öğrenelim.


  • michael_knight  (18.07.24 17:28:47 ~ 17:29:02) 
Pek işinize yaramayacak ama yazayım. Aile hekimim daha önce 3 doz aşı oldunuz mu diye sordu. Bilmediğimi söyledim. Yabani hayvan kapanı deyince risk almayın aşıyı yaptırın dedi.

Acil kalabalık olduğundan pek sohbet muhabbet ortamı yoktu. Orada en son ne zaman aşı oldunuz diye sorup yaptılar. 3 doz aşı oldunuz mu diye sormadılar.
  • gnosis  (18.07.24 18:42:48) 
tek doz tetanoz 1 yil korur sadece.

full doz yaptirip uzun 10 senelik koruma almak lazim. simdi sizin tekrar olmaniz gerekiyor.
  • antikadimag  (18.07.24 19:26:00) 
[]

Gündüz kuşağı...

... TV programlarını izliyor musunuz? Bir süre evdeyim en azından ses olsun diye TV'yi açmak istiyorum ama haftaiçi ne yayınlanıyor hiç hakim değilim.




 
youtubedan müge aç.. palu ailesine bakabilirsin 3er saatlik partlar var


  • abuzer  (12.07.24 19:06:46) 
[]

Uzlaştırma

Sokak ortasında bir kavgaya şahit oldum. Olayın üzerinden 5 ay geçti. Polis ifadelerini aldıktan sonra tarafları arayıp soran olmamış. Uyap'ta da bir şey görünmüyor dediler. 5 ay uzlaştırmacı atanması için uzun bir süre değil mi? Ne olmuş olabilir?
edit: Sözlükte olaydan bir yıl sonra uzlaştırmacı ile görüştüğünü yazmış biri. Şok oldum.



 
[]

3-4 aydır geçmeyen öksürük...

... için hangi bölüme randevu alınmalı?




 
kulak burun bogaz


  • hot potato  (02.07.24 16:21:49) 
Bir öksürüyorum, ciğerlerim sökülecek gibi oluyor, renkli, mukuslu balgam çıkarıp rahatlıyor gibi oluyorum.-----> Göğüs Hastalıkları Uzmanı

Kupkuru öksürüyorum, balgam falan yok, bazen öksürmekten kusacak gibi oluyorum-----> KBB uzmanı
  • Mirket  (02.07.24 18:31:09) 
@Mirket Ayrıntılı cevap için teşekkürler. Balgam yok ama öksürük bazen gece bile uyandırıyor. Kendi kendine geçer diye bekledim ama geçmedi.


  • gnosis  (02.07.24 23:06:02) 
göğüs hastalıklarına muayene olup alerji için kons açmalarını isteyip detaylı bir alerji muayenesine girebilirsiniz. devlet hastanesi için diyorum.


  • iwillsee  (03.07.24 13:58:40) 
[]

İş durumları

Bir tanıdığım son bir yılda 4 kere iş değiştirdi. Daha doğrusu üç kere kovuldu. Kovulduğu yerlerden birine işe iade davası açıp kazanmış, karşı taraf istinafa gitmiş. Daha önce çalıştığı işyerlerinden bir defa askerlik sebebiyle, bir defa da 5 yıl çalıştıktan sonra anlaşarak ayrıldığını biliyorum. İşinde tutunamayan deneyimsiz biri değil. Adamı çok sudan sebeplerle kısa sürede işten çıkarmışlar. Sorum şu: İnsanlar mı tahammülsüz oldu yoksa patronlar mı işçi çıkarmayı teşvik ediyor?




 
Bu örneğe dayanarak genellemek zor ama tecrübeli elemanlarda da zamanla tahammül seviyesi azalabiliyor örneğin yeni mezun bir genç verilen her işe daha ılımlı yaklaşıyor tecrübe olsun diye zamanla bakıyor ki Türkiye’deki çalışma ortamında “genelde” karşılığını alamıyor kıdemi arttıkça kendi sınırlarını çiziyor. Hatta çoğu şirket rahatça evrilip çevrilsin diye bu sebepten tecrübesiz aday da isteyebiliyor yönetimin ne kadar profesyonel bir anlayış gösterip göstermediğine bağlı.
Arkadaşınızın bilmediğimiz kötü bir alışkanlığı ya da psikolojik rahatsızlığı da olmuş olabilir kötü bir dönemden geçiyor olabilir bilemeyiz elbette. Ülkemizdeki iş kültürü ortamı hem çalışan anlayışı olarak hem de işveren anlayışı olarak sıkıntılı genel olarak. Profesyonel iş kültüründe ilk 2 ay adaptasyon içindir, 6 aydan önce performans beklemek gerçekçi değildir. Nitelikli elemanı kaybetmek ve turnover oranı yüksek tutmak şirket için daha büyük zarardır normalde

  • titanic kemancısı  (19.06.24 14:14:06 ~ 14:15:24) 
Tanıdığın özelinde o sudan sebepleri de bilmek gerek.
Diğer yandan misal olarak öyle patron görünümlü kimseler var ki iş yerinde kendisine yakın(!) gördüğü bir kadın çalışanının ihtirasları veya iş bilmemezliği sebebiyle diğer işini yapan elemanının iş yükünü arttırarak mobbing uygulayabiliyor veya onu işten çıkarabiliyor.

Beyinle değil de farklı organlarla iş yerini yönetmek söz konusu olamaz.

Diğer yandan şöyle bir durum da var üst yönetime veya patrona yakın oldukları halde onlara her şeyi duyurmayan, genelde eski çalışanlarından oluşan bir filtre mekanizması da yeni işe başlayanlarla ilgili üste doğru veya yanlış bilgi verebiliyorlar.
Yeni çalışan, bu filtre mekanizması takımın rantına düzenine çomak soktuysa orada fazla kalamaz.

Kendisine söylenenleri harfiyyen uyguladığı, görevini titizlikle uyguladığı için görevinden alınan, çıkarılan çok kimseler vardır.
Bazen patronlar acı da olsa gerçekleri duyuranları sevmezler. Sürekli olarak her şeyin yerli yerinde olduğu ve işlediği iş yerinin olduğu ütopyaları içinde kalmak isterler.

Oysa bir denetim uygulayanlar için her şey her zaman düzenli görünüyorsa zaten bir sorun vardır.
Bu şüphelenmek için yeterli sebeptir.
  • diyecevaplandı  (19.06.24 14:23:30) 
@diyecevaplandı dava açtığı işyerinde tam dediğiniz gibi eski çalışanlardan oluşan bir grup varmış. Molaları kafalarına göre kullanıyorlarmış, arkadaşım o gruptan biriyle bu konuda tartışmış. Sizin g*tünüzü toplamaktan kendi işim aksıyor demiş. Sonra da işten çıkarılmış. Ben de bu kadarcık konuşma işten çıkarma sebebi olamaz dedim. Neyse, aydınlandım.


  • gnosis  (19.06.24 14:45:18) 
Soyle dusun 100 tane is var ama 10bin tane is arayan var.
Adam direk tekmeyi basiyor nasil olsa zilyon tanesi basvurur diye. Kafa rahat.

  • Zetnikov  (19.06.24 20:49:22) 
12 ayda 3 kere kovulan insanin kendisinde problem vardir, bunun tersi zor biraz.
ulke sektor farketmez.

  • cooperr  (19.06.24 21:34:51) 
İşsizlik kötü bir süreç. 4 ayda iki işten çıkarılmıştım. Birisi küçülme birisi de performans diye çıkardı. İkisi de sonradan geri aradı. Özel sektör böyle rezil bir yer.


  • Kahvedesu  (19.06.24 21:44:52) 
[]

Stres?

Son zamanlarda farkında olmadan boynuma dokunuyorum. O kadar çok dokunuyorum ki boynumda 50 kuruş büyüklüğünde iki tane yüzeysel kızarıklık-morluk var şu an. Kol saati kullanıyorum ve onunla da sürekli oynuyorum. Daha önce hiç böyle bir şey yaşamadım. Stres kaynaklı olduğunu düşünüyorum ama bu durumun bir adı var mı?




 
[]

Erkekler ve beyaz yalanları (sorum erkeklere)

Başlığı gönül işleri olarak açtım ama sadece sevgili-partner olarak değil, genel olarak erkekleri kastediyorum. Çevremdeki erkekler: sevgili, arkadaş, iş arkadaşı, baba, abi, amca...hepsi sürekli ufak tefek yalanlar söylüyor. Genelde bir işi yapmamak, savsaklamak, yaptığı yanlışı başkasının üstüne atmak için yapıyorlar. Sonra bu ortaya çıksa da kabul etmiyorlar. Ben kavga da çıkacak olsa doğruyu söyleyip pazarlık yapıyorum ama çevremdeki erkekler her şeyden yalanla sıyrılıyor.
Siz de böyle yalanlar söylüyorsanız, konuşup anlaşmak yerine sizi yalana iten nedir? Çalıştığınız yerde de aynı şekilde yalan söylüyor musunuz?



 
Ben söylemiyorum.
Yalan söylemenin erkek ya da kadın için ayrımı yok bence.

Ha ama illa cinsiyet açısından bakacaksak, istersen yalan söyleme ve benzeri konuların istatistikleri araştırmaları internette mevcut. Kadınlar açık ara farkla önde.

Çalıştığım yerde de hiç bir erkeğin iş ile ilgili bir yalan söylediğine şahit olmadım. Vardır illaki ama ben şahit olmadım.
  • sorularimicinfeykhesap  (05.04.24 11:28:36) 
Kendi çıkarıma olacak değil de başka birilerinin huzuru, çıkarı için yalan değilse de bilgi sakladığım oluyor.
Çalıştığım bir yerde biri diğeri için "bu gerizekalı o işi beceremez" derse mesela diğer kişiye "X bu işin yetişmeyeceğinden endişeli" diyorum. Yalan söylemek dediğiniz bu mu bilmiyorum.

Bence erkekler çatışmaları daha fazla önlemek istiyor. Çünkü çatışma çıkınca ciddi bir kayba uğruyor (Kavgayı kazanan taraf olsan bile 2-3 yumruk yersin)
Kadınlarsa çatışmaya girmek konusunda daha hevesliler çünkü daha az kayıp yaşıyorlar.

Yalan söyleme konusunda kadınların daha önde olduğunu sanıyorum. Mesela toplumumuzda pek çok erkek sevgilisiyle buluşmaya gittiğini söylemeye çekinirken pek çok kadın bunu saklamak zorunda. Bunun gibi sebeplerle büyürken kadınlar yalan söyleme konusunda daha antremanlı oluyor diye düşünüyorum.

Yine de insanları hele de ofisteyken kadın-erkek olarak çok ayırmıyorum kafamda.

Hatalı olduğunu kabul etmemek kadın veya erkeğe has değil bence. Pek çok insanda var. Haksız mıyım?
  • michael_knight  (05.04.24 11:47:55) 
Çalıştığım yerde de yakın arkadaş çevrem hariç çevremde de kadınlar çatır çatır yalan söylüyor ama yakalanınca adı "yalan" olduğu için böyle geçmiyor tabii ki. Erkeklerde yalan söyleme mekanizması daha yeni yeni gelişiyor. O yüzden hem sıkça yakalanıyorlar hem de yalanları (satışçılar ve reklamcılar hariç) çok başarılı değil.

Ben yalanı sevmem. Neredeyse hiç söylemiyorum da. Belirli başlı durumlarda yalan söylüyorum. Özellikle konuşup anlaşmak istemediğim kişilerle "he deyip geçmek" ya da aileme bir konuda detay vermemek vs. gibi herkesin söylediği yalanlar onlar da. Yani berbat kesilmiş bir saç için güzel ya da olmuş demem ama bok gibi olmuş da demem. Fuckbuddy'mle buluşacaksam "arkadaşımla buluşacağım" derim. Depresyonda olsam da "iyiyim" derim. Bir sebeple bir yere geç kaldıysam dert/sebep anlatmak yerine süreyi daha kısa söyleyip gelmek üzereyim falan derim. Söylediğim yalanlar bunlar.

İnsanlarla uğraşmak bir şey anlatmaya çalışmak yoruyor.
  • nawar  (05.04.24 12:35:06 ~ 12:35:28) 
biz erkekler genel olarak yalan soyleyemiyoruz, soyleyemedigimiz icin erkekler cok yalan soyluyor diye bir kanaat var. zaten yalan denilen kavram, basarisiz oldugunda ortaya cikan birsey, ortaya cikmayan yalanin yalan oldugunu soyleyenden baska kimse bilmiyor ki.

peki neden yalan soylemeye calisiyor bu erkekler? tartismadan kacinmanin en kisa yolu oldugu icin, bunda da basarili olamiyoruz zaten.
  • emrahday  (05.04.24 12:56:19 ~ 12:57:42) 
bu erkeğin doğasında var. bence hala avcı toplayıcı ruhumuz var. bir erkek her zaman kendini olduğundan fazla gösterir. yalanda bunun bir parçası


  • 100binZar  (11.06.24 17:22:11) 
[]

Miras intikali birkaç soru

Annemden kalan yerlerin intikal işlemleri ile uğraşıyorum.
1) Miras intikali için önce veraset ve intikal vergisinin ödenmesi isteniyor. Veraset ve intikal vergisi beyannamesini verirken de tapu fotokopilerinin eklenmesini istiyorlar. Bende annemin üstüne olan yerlerin tapuları yok. Tapu dairesinde danışmaya sordum, önce tapuda intikal yapacaksınız sonra tapuları alıp vergi beyannamesine eklersiniz dediler. Oluyor mu öyle? Kısa yoldan, yaşayan bir akrabadan tapusunu mu istesem acaba?
2) 63'te bir pay, 27'de bir pay iki ev miras kalmış. Yine bunların intikali için DASK istiyorlar. Yaşlı akrabaların ikamet ettiği betonarme olmayan binalar. Ben gidip dask yaptırabiliyor muyum? Dask işlemini en hızlı ve en ucuza nasıl halledebilirim?


 
2-daskı herkes yaptırabiliyor; şu bilgileri istiyorlar
tc kimlik doğum yılı adres inşaa yılı metrekara(düşük gösterilirse az ücret çıkar) toplam kat sayısı

  • eja  (20.02.24 12:56:30 ~ 12:56:57) 
@eja henüz tapusu benim üzerime geçmemiş ev için dask yaptırabilir miyim? yoksa ölen annem adına mı yaptırmam lazım?


  • gnosis  (20.02.24 13:01:44 ~ 13:01:58) 
dask için tapunun senin üzerine olmasına gerek yok. kimin üstüne olduğunun önemi yok.


  • jelly bear  (20.02.24 13:08:05) 
[]

Veraset ilamı

Şu sıralar alan olduysa: Mahkemeden mi aldınız, noterden mi? Kaça mal oldu?




 
iki sene önce almıştım noterden. 300-500 lira gibi birşeydi. noterden zahmetsizce alınıyor. mahkeme sürecini bilmiyorum ama muhtemelen noterden almaktan daha zordur. dilekçe ıvır zıvır işler olabilir. benim aldığım belge mirasçılık belgesiydi bu arada...


  • exlibris  (12.02.24 20:30:03) 
[]

Gboard Arapça klavye

Arap harflerini öğrenmeye başladım. Telefonda Arapça yazmak için klavye yüklemek istiyorum ama çok fazla seçenek var. Hangisini yüklemeliyim?
hizliresim.com



 
suriye lehçesini yükleyin varsa. ana dil olarak arapça konuşulan herhangi bir ülke de olur, klavye düzeni genelde aynıdır.


  • kesmekes laleler  (12.02.24 14:05:00 ~ 14:05:23) 
[]

Mavi yaka maaşlarının beyaz yaka maaşlarını geçmesi

Yakın zamanda çevremde iş değiştiren çok oldu. Özellikle sanayide (beyaz eşya, otomotiv) garip bir ücret dağılımı var sanki. Bir fabrikadaki mühendis 20 bin alırken aynı işi yapan diğer fabrikadaki mavi yaka 40 bine yakın para alıyor. Bu kişilerin işyerinde çalıştıkları süreler birbirine yakın, deneyimleri de öyle. Mavi yakanın çalıştığı yerde sendika varmış. Sendika farkı mı bu sadece?




 
Bir sebep de ben soyleyeyim: ozellikle metal iş kolunda sendika var, toplu iş sozlesmesi var, grev var. Beyaz yakalilar ise sinif bilincinden bihaber bir sekilde beyaz yaka olmanin boş ego tatmini ile yetiniyor, örgütsüz oldukları icin de patrona "aman ağam, tamam paşam" diyor. Düşük maaslara kimse ses cikarmayinca da patron "ne ala" diyor haliyle. Ama tabi honda haklı. Metal işçisi en kalifiye işçi grubu. Yine de örgütlü birçok is yerinde ucretler is kolundan bagimsiz olarak yuksektir.


  • prole  (08.02.24 14:36:40 ~ 14:38:28) 
@prole Yine de ben, sendika olsun olmasın, mavi yakalıların beyaz yakayı neredeyse ikiye katlamasını garip buluyorum. Ne kadar sebep yazılırsa yazılsın kabul etmek istemiyorum sanırım. Bir mühendis kolay yetişiyor demek ki.
Takıldığım bir konu da şu: işyerine yeni giren mavi yakalılar işyerinde daha uzun süredir çalışan diğer mavi yakalardan fazla ücret alıyorlarmış. Yazılımdaki ne kadar iş değiştirirsen maaşı o kadar arttırırsın taktiği bunlarda da varmış. Kimse kıdem falan beklemiyormuş. Bunu da 2 yılda 3 işyeri değiştiren kalıpçıdan duydum. Eskiden çok iş değiştireni almak istemezdiler.

  • gnosis  (08.02.24 14:57:58 ~ 14:58:53) 
yeri geliyor mavi yaka öyle işle yapıyor ki. teknik olarak ve zorluk olarak beyaz yakanın çok üstünde faydası oluyor. mühendis derseniz bir sürü var. fakat işi bilen usta mavi yaka bulmak çok daha zor. o sebeple de kaçmasınlar diye daha çok para veriyorlar. mesela bir ürünün tasarımını beyaz yaka yapıyor fakat onu fiziksel olarak işleyecek o makinenin a'sından z'sine kadar her şeyini bile cnc Operatörü bulmak çok zor. veya argon kaynağı ustası bulmak çok zor. bir de bu insanlar bu işi yaparken hayatlarını tehlikeye atıyorlar. beyaz yakada bu durumlar yok. o sebeple kalifiye mavi yaka beyaz yakadan çok daha fazla kazanması çok normal


  • limonlu eksi  (08.02.24 15:03:15 ~ 15:25:40) 
Arz - talep dengesi. Herkesin yaptığı iş çok değerli ve kendine göre zorlukları var. Piyasada işveren bakıyor, x işi için 1000 kişi bulabilirken y işini halletmek için 10 kişi buluyor. Bu durumda maaş dağılımı da arz - talep dengesine göre belirleniyor.


  • dejame  (08.02.24 15:06:03) 
Ben soyleyeyim; Türkiye'de beyaz yaka denilen meslekler aslında değil.
Fransa'da satin almaci, planlamaci ne bileyim bankada çalışanlar falan bunlar beyaz yaka değil. Normal çalışan.

Beyaz yaka müdürler ya da iş olarak sendikanin kurallarinda yüksek tekniğe sahip olan mühendis vs gibi işler için kullaniliyor.

Türkiye'de kandirilmisiz hepimiz. Satin almacinin beyaz yaka olması diye bir şey yok, işçi yani. Ama işte satilmis bu insanlara.

Kısacası fabrikadaki düz mühendis adamlarin aslında mühendis olmaması lazımdı ama ülkede elini sallasan mühendis, avukat, öğretmen. E böyle olunca hele bir de metal sendikasi altında olunca insanlar daha kazanir daha değerli oldu.
  • logisticsmanager  (08.02.24 15:26:15) 
Mavi yakanin yaptigi isi herkes yapamiyor, beyaz yakanin yaptigi herhangi bir isi 6 ay icinde herkese ogretirsin. Bence zaten hep mavi yaka daha cok maas almaliydi. Dengeler yerine oturuyor diye dusunuyorum. Beyaz yaka hakkini soramayan masa basinda curumeyi kendine zulum gormeyen hicbir seye gikini cikarmayan bi topluluk aldiklari maas cok bile.


  • nic cage  (08.02.24 17:17:00) 
mavi yaka her yerde değerli. herkes soruyor başka ülkeye nasıl giderim diye. mavi yaka ol git. senin sütçü beybi üniversitesi diplomanı millet ne yapsın


  • ferenc  (08.02.24 20:18:34) 
turkiye'de ve almanya'da muhendislik yapmis biri olarak konusayim. turkiye'de muhendislik falan pek yapilmiyor. muhendisin yaptigi isleri cogunlukla teknikerler falan da yapabiliyor cunku muhendisi kullanmayi bilmiyorlar. muhendisler biraz daha akli basinda ve sorumluluk bilinci olan insanlar oldugu icin tercih ediliyor olabilirler. kismen de yasal olarak sirkette olmalari gerektigi icin olabilir. onlardan faydalanamadiklari icin degerlerini de pek bilemiyorlar. vasifsiz biri gibi davraniyorlar.

muhendisin de yapacagi pek bir sey yok. yap denileni yapiyor iste.

mavi yaka da kucumsenecek bir sinif tabii ki degil ama dunyanin hicbir yerinde bunlarin maaslari esit falan degildir. turkiye'de olay cok sacma boyutlara geldi.
  • bohr atom modeli  (08.02.24 20:29:55 ~ 20:31:53) 
yaw yurtdisinda da boyle bununla turkiye yeni yeni tanismaya basladi, cunku dunyada bir beyaz yaka enflasyonu var, sayisi artan seyin de degeri duser.

Mevzu su, normalde mavi yaka olarak kalmasi gereken bir guruh, boomer ailelerin gaziyla, oglum/kizim bak biz okumadik surunduk, sen oku kendini kurtar mottosu ile sikimsonik tabela universitelerinden diplomalar aldiklar. Parali ailelerin cocuklari da zaten ozel universiteye parayi bastirdi diplomalari topladi. Dunyada usta sayisinda ciddi dusus var, o yuzden el emeginin degeri ciddi artmis durumda.

Yurtdisindayim, muhendislik yapiyorum. Burda dil bilmeyi birak turkce yazamayan adamlar insaatta fayans doseyerek, siva yaparak benden iyi kazaniyor. Iyi kazanma derken, bende 3-5 lira fazla degil, benim senelik maasimin 3-5 katini 3-4 ayda kazaniyorlar. Bu arkadaslar 6 ay calisiyor, sonra 6 ay tatil yapiyor.
  • cooperr  (08.02.24 21:03:44) 
bohr atom modeli + 1.

Ülkemizde mühendis teknisyenlik, teknisyen işçilik, işçiler amelelik yapar (ameli, yani beden işi anlamındadır).

Ekonomi sıkışınca ... mühendisler teknisyenlik bile yapmadığı için bir anda değersizleşti. Teknisyenler ise, teknisyenlik yapmaya başladıkları için mühendis yerine kullanılmaya başlandı. Tabii ki işveren de mühendis yerine teknisyen kullanmaya başladı. Teknisyenlik de saha tecrübesi ister, tecrübeli teknisyeni kolay bulamazsınız. vs.

Mühendisim. Meslek kötülemek değildir, malesef durum değerlendirmesi böyle.
  • alfired  (08.02.24 22:36:47) 
tekrar gibi olacak ama ben de beyaz yaka tabirinin yanlış kullanıldığını düşünüyorum. bazı meslekler beyaz yaka olmadıkları fikrini kabul etmiyorlar. sanayide durum aslında her zaman böyleydi. matbaacılık sektöründen örnek vereyim. işletmeler iyi bir grafikeri rahat buluyorlar ama ofset ustasını, baskı operatörünü zor elinde tutarlar. maaşı az verdin mi başka yere geçiyorlar.


  • jepa  (09.02.24 01:19:26) 
1. İhtiyaç olandan çok daha fazla üniversite mezunu, mühendis var, bu kadar insanı istihdam edebilecek kadar yeni yatırım yok. Türkiyede sanayi&üretim hala emek yoğun olarak devam etmektedir.

2. Herkes üniversite okuyunca çıraklık-kalfalık-ustalık şeklinde ilerleyen zanaat işlerinde artık yeni personel yetişmiyor. Meslek liseleri işlevini yitireli çok oldu.

3. 1950'lerden sonra kırsaldan gelip şehre yerleşen ilk nesiller eğitim & meslek olmadığından çok zor şartlarda, az paralara çalıştı, çok ezildiler.
Çocuklarının bu şekilde yaşamasını istemediklerinden üniversite eğitimini olmazsa olmaz gördüler.
2000'lere kadar bence bu düşünce yanlış da değildi, sonrasında şehirlerde ki nüfus artışları ve yeni göçlerle durum tersine dönmeye başladı.

4. Sanayi ortamınında mavi yaka için iş ortamı vardiya, fazla mesai, gün içerisinde birkaç kısa çay molası, haftada 1 tatil, resmi tatillerde çalışma, dini bayram ve tatillerde en kısasından tatil demek.

Şuan ki genel talep masa başı iş, cumartesi pazar tatil, 8-5 mesai saati, bedensel çalışma gerektirmeyen, merkezi yerlerde olan işlerde,

5. Bir de özellikle personel açığı bulunan işlerin çalışma şartları ağır oluyor, kalıp-demir ustasının günlüğü 2000-2500 ancak it bağlasan durmayacak inşaatlarda kışın soğukta, yazın sıcakta iş kazası riskinin yüksek olduğu yerlerde çalışıyorlar.
Fabrika ortamında operatörsen, üretim bandında çalışıyorsan sürekli ayaktasın,

Sanayi siteleri, merdiven altı üretim yapan yerlerde ki insanlık dışı çalışma şartları saymıyoum bile.

6. Bu işler yurtdışında da çok değerli özellikle bu ekonomik sorunların iyice artmasıyla birlikte fırsatını bulan yurtdışına çıktı.
Turizm sektörü de buna dahil yetişmiş birçok personel maaşların azlığından ve çalışma şartlarının ağır olmasından kaynaklı körfez ve asya ülkelerine kaçtı.

7. Birde mavi yaka personeller çok daha kolay iş değiştiriyor, molarlarda, serviste(ortak servis olan yerlerde patronlar bundan çok dert yanar) sürekli iş para konuşulur, kim daha iyi para veriyorsa oraya geçiyorlar.


8 yıl mavi yaka işlerde saha da çalışmış, şu an kocaeli bölgesinde bir organize sanayi bölgesinin yönetiminde 11 yıldır çalışan biri olarak yazdım bunları.
  • sealth  (09.02.24 09:44:41 ~ 11:57:30) 
Yaşadığım şehirde 22 yaşında birisiyle tanıştım. Ben 29 yaşındayım ama kendisi yaşından olgun ve ağır başlı duruyordu.
Ailevi sıkıntılardan ötürü üniversiteye gidememiş aşçılık falan yapmış.
Sonra sanayi için 3d modelleme öğrenip cnc işine girmiş 3-4 sene önce.
Şuan çocuğa 2500 dolar maaş veriyorlar. Hem cihazı kullanabiliyor hem de modeli pc den ayarlayabiliyor diye.

Ben de 4 yıllık bilgisayar mühendisiyim, 2000 dolar bile almıyoruz. Ama düşününce meslek fazlalığının, eğitimin kalitesizliğinden falan.. bir kaç mühendis dışında kimse öyle şirkete veya teknolojiye yön verecek işler yapmıyor, işlerde çalışmıyor.

Memur gibiyim bir ekran isteği geliyor, mobilde kodluyorum. Ekran geliyor, webde kodluyorum. 3-4 yıldır istekler de çok değişmiyor, yani yeni bir şey öğrenmemi gerektirecek bir durum da yok şirket içinde, aynı ekranların farklı işlevde olanlarını kodlayıp duruyorum.

Böyle düşününce evimde yattığım yerden, çalışma zamanımı kendim ayarladığım bir sistemde ben 3-4 yıllık tecrübeyle 50 alayım, sanayide ter dökenler 70 alsın okeyim yani. Onların boş vakti bile olmuyor. Ben kendime zaman ayırabiliyorum, hobilerimle uğraşabiliyorum, gezebiliyorum.

Ben de rahatlıktan vazgeçip dilimi ilerletip hard skillerimi geliştirsem bana da 3-5 bin dolar verirler ama işte memur gibi takılınca böyle oluyor, mavi yaka geçer tabi biz koltukta toto büyütüyoruz.

Ha öte yandan ekibimizin başındaki yazılımcı çok daha zeki olmasına, çok daha kafa patlatmasına rağmen 70bin alıyordur diyelim, yine bizim sanayideki arkadaş ondan çok kazanmış oluyor. Belki bu kısımda bir adaletsizlik olabilir evet.

Burada da belki o mühendisin şirkete kattığı kar ile, sanayideki arkadaşın şirkete kazandırdığı kar ya aynıdır ya da sanayi daha fazla para getirtiyordur, onunla ilgili de olabilir.
  • ananiyimioguz  (09.02.24 09:50:37 ~ 09:53:00) 
Olay donup dolasiyor su soruya geliyor: patron islerinin devamliligi/kalitesi acisindan kimin gitmesini istemez ve bu gitmesini istemedigi adamlari tutmak icin minimum ne kadar maas verebilir?

Beyaz yaka denen cogu kisi kendini kaf daginda gorse de varliklari yokluklari bir.Istifa etseler baska birini koy yerine kisa surede adapte olur ayni sekilde isler devam eder. Buna karsi tecrubeli bir elektrik teknisyenini dusun.Yeri gelir bu teknisyen ince bir dokunusla yurt disindan servis gelmesini engeller on binlerce euroluk zarari engeller.Patronlar aptal degil.Zaten bu sekilde sonuclara pozitif etki eden beyaz yaka oldugunda onlari da kaybetmemek icin kesenin agzini aciyorlar
  • turkuaz  (09.02.24 11:26:57) 
Bu başlığı gördüm ve eklemek istedim: eksisozluk.com


  • gnosis  (23.02.24 11:03:03) 
[]

işe giriş sağlık raporu

yakın zamanda tam teşekküllü hastaneden bu raporu alan var mı? özel hastane ve devlet hastanesi fiyatlarını merak ediyorum da.




 
[]

Arkadaş grubuyla iletişimi kesme

10 yıllık bir arkadaş grubum var. Lisede tanıştık o zamandan beri arkadaşız. Hayat hepimizi farklı illere dağıttı ama hala Whatsapp, sosyal medya üzerinden iletişimimiz devam ediyor, yılda 2-3 kere buluşuyoruz.
Şimdi yazacaklarım çok çocuksu gelecek belki ama bu 10 yıllık arkadaş grubu doğumgünümü unuttu ve ben çok kırıldım. Doğumgünüm Ağustos ayının ilk haftasında. Ağustos ayı boyunca bir arama ya da mesaj bekledim ama gelmedi. Ağustos sonunda bir buluşma planımız var, orada kutlarlar herhalde dedim ama buluşmada bahsi bile geçmedi. Birinin iş arkadaşının yakın zamanda doğumgünüymüş, ona hediye seçtik hep birlikte ahahaha...
Bu sabah sonunda biri hatırlayıp Whatsapp grubuna senin doğumgününü unuttuk galiba, geçen aydı dimi yazmış. Çok meşgulüm bu aralar her şeyi unutuyorum gibi mesajlar atmışlar.
Şimdi ben bu "arkadaşlar"la iletişimi aniden mi keseyim, yavaş yavaş mı keseyim?

 
ben de bir kere unuttuklarında çok kırılmıştım ama sonra iş-aile-sosyal hayat derken ben de istemeyerek unutunca dedim ki insanlık hali bazen unutuluyormuş demek ki.


  • ananiyimioguz  (04.09.23 11:51:23) 
kutlansa güzel olurdu ama kutlanmaması arkadaşlığınızı oluşturan temel taşları (güven, dayanışma-destek v.b.) zedeleyecek boyutta değil. bir de 25+ olup doğum gününe bu kadar anlam yüklemeye gerek yok bence. kutlanması çok tatlış evet ama kutlanmıyor diye de bu kadar kırılmak, ne bileyim, aşırı bir reaksiyon sanki.

insanlık hali + 1

ama yine de sizin için bu çok önemliyse konuşmayı deneyebilirsiniz, tekrarlanması halinde kesersiniz iletişimi.
  • Phoebe  (04.09.23 11:58:17) 
en iyisi insanlık hali +1 deyip sineye çekmek.

arkadaşlığınız, yaşadıklarınızı, anılarınızı ve onların sevdiğiniz yönlerini terazinin bir kefesine koyun, doğum gününüzü unutmalarını diğer kefeye. hangisi ağır basıyorsa ona göre davranın
  • yemrem  (04.09.23 12:02:09) 
Bu sebepten arkadaşlık bitirilmez. Insanlık hali deyip geçmek lazım.


  • nic cage  (04.09.23 12:23:34) 
Artık muhabbetler sarmıyorsa, eskisi gibi tadı yoksa, kafalar çok farklılaştıysa birden kesin gitsin.
Ama arkadaş ortamını seviyorsanız, eğleniyorsanız böyle bir şeyden dolayı iletişim kesmek fazla.
İnsan yeri geliyor kendi doğum gününü fark edemiyor ben şaşırmıştım bir kere kutlanınca aa bugün müydü diye. Herkesin günlük hayatında bir sürü derdi tasası var ya takılmayın böyle şeylere bu kadar.
  • Dağcı  (04.09.23 12:30:27) 
Bir kişi unutunca ben de insanlık hali, önemli değil diyorum ama bir kişi değil dört kişi unuttu. Her gün Whatsapp'ta yazışıyoruz, birinin bile aklına gelmedi. Sonuçta gözden uzak olan gönülden de uzak oluyor demek ki dedim. Herkesin bulunduğu yerde yeni arkadaşları var. Uzun süredir birbirimizi tanıyor olsak da yanındakiler hayatında daha etkili ve önemli oluyor.
Hala kararsızım ama kendileriyle sosyal medyada ekli ama sokakta karşılaşınca kafasını çeviren tanıdık seviyesine inmeyi planlıyorum.

  • gnosis  (04.09.23 12:48:58) 
10 yıldır herkes herkesin doğumgününü kutluyor mu ki ya? Çok şaşırdım valla :D Bence çok da büyük bir olay değil. Sizin kendi dinamikleriniz sonuçta, bu kadar önem veriyorsanız bitirin tabi ama her yıl doğumgününüzü kutlayacak tarzda bir çevre edinebilesiniz sanmıyorum.

Ayrıca bir daha ergen olmayacaksınız, ergenlikten beri süregelen arkadaşlıkların yeri çok farklı. İyi ya da kötü bilemem, ancak 30 yaşında tanıştığınız insanlardan çok daha farklı bir iletişim olur eski arkadaşlarla.

Bence farklı sorunlar yoksa sırf doğumgünü için çok büyük israf.
  • akhenaten  (04.09.23 13:11:39) 
Evet, 10 yıl boyunca herkes herkesin doğumgününü kutladı.
Bu ay birinin doğumgünü var, o zamana kadar ne tavır alacağıma karar vermem lazım.

  • gnosis  (04.09.23 13:27:56) 
belli ki sizin icin onemli ve kalbiniz kirilmis. 10 yillik arkadasligimi ben bunun icin bitirmem ama sizin icin bu kadar onemli ise, iletisim, iletisim iletisim... mutlaka kibarca soyleyin, bir sonraki bulusmada arkadaslar benim dogum gunumu unuttunuz, bu benim icin onemli, kirildim demek inanin zor degil, kirilgan olmaktan o kadar korkuyoruz ki, oyle bir hale geldik ki, yapici tartisma yapmayi, yakinlik kurmayi, iletisimi tamamen unuttuk. eminim arkadaslariniz, hepsi degilse bile, yeterince bir kismi anlayacaktir. kirildiginiz bir seyi 10 yillik arkadaslarinizda soylemekte bir sorun olmamali, eger cocukca oldugunu dusunuyorsaniz kirildigin seyin de cocukca oldugunu ve kirilmamaniz gerektigini dusunuyorsunuzdur muhtemelen. oncelikle kendinize buna kirilma ve uzulme hakki verin, uzuldugunuzu kabul edin, bunun icinde biraz durun, bu izni kendinize verin, sonra insanlik hali olabilecegini ve dunyanin sonu olmadigini, insanlarin size deger verdigini kendinize hatirlatin, sonra paylasin ve ozulerini kabul edip, yola devam edin. insanlara duzeltmek icin sans vermeden hayatinizdan cikarmak sizi daha cok uzebilir.

eger 10 yillik arkadasim, surekli baska bir hata yapmiyorsam, dogum gununu unuttum diye aniden beni hayatindan cikarsa, elbette uzulurum, yas tutarim ama arkadasimi ve arkadasligimi sorgularim, bunu benimle konusacak kadar yakin gormedigini, arkadasligimiza deger vermedigini dusunebilirim. bana onemli gelen size gelmeyebilir, ve tersi de gecerli ama bana bunu soylemezsiniz bunu bilemem, dolayisiyla ingilizce cok guzel bir deyis var 'set up for failure', kendimi o kadar da suclu hissetmem sanirim.
  • kassiopeia  (04.09.23 13:38:46 ~ 13:43:02) 
18 senedir 8 kisilik grubumuzda hepimizin dogum günü ayri ayri kutlanir. bence saskinliga mahal yok :)
bu ay birinin dogum günü varsa sen de onun dogum gününü kutlarken whatsapp'tan saka ile karisik, gönül kirmadan yazarsin derdini. grupta bes kisiyseniz, bu sene de sadece dört kisinin dogum gününü kutladik bu grupta, gibi bir seyler. güzel ce düsün yaz. bence mesaj ulasir yerine.

  • konusma ben konusuyorum daha bitirmedim  (04.09.23 15:17:59 ~ 15:20:01) 
öncelikle evet çok çocuksu geldi.
lisenin üzerinden 10 yıl geçtiğine göre üniversiteler bitmiş, millet iş-güç-(Ağustos ayı olduğunu da düşünürsek)-tatil telaşına kapılmıştır. Yaş ilerledikçe doğum gününe verilen önem giderek azalacak. belli ki sen diğerlerine göre daha çok önemsiyorsun ama bu hep böyle gitmeyecek.

arkadaşının iş arkadaşına hediye aramasını da şöyle yorumlayabilirsin: iş yerinde sürekli farklı insanların doğum gününü kutlamak ve onlara hediye almak, doğum günlerini arkadaşının gözünde artık keyif alınan bir kutlama olmaktan çıkarıp yapılması gereken bir görev haline getirmiş. buradan yola çıkarak çalışmadığına veya diğerlerine kıyasla çok rahat bir işin olduğuna dair bir iddia ortaya atacağım :D

sonuç olarak, insanlık halidir unutulur demek lazım. he ille ben arkadaşlığımı keseceğim diyorsan da doğum gününü unutan arkadaşlar mı daha iticidir yoksa doğum günü unutulduğu için arkadaşlık kesen kişiler mi onu da iyi düşünmek lazım.
  • hrskrs  (05.09.23 23:27:25 ~ 23:27:56) 
Bu duyuruya gelen cevaplardan sonra arkadaş grubumdakilerin doğumgününlerini kutlamamaya karar verdim:)
Hangimizin işi daha rahat, hangimizinki daha yoğun bilmiyorum ama evet üçü o sırada yıllık izindeydi. Bütün gün sosyal medyada olan insanların meşguliyet bahanelerine inanmıyorum.
Bu konuda başka forumlarda benzer sorulara verilen cevapları okudum. Kendinizi birinci plana koyun gibi şeyler yazmışlar. Ben de ailemi ziyaret için memlekete gideceğim tarihi planlarken bu arkadaşlarımın organizasyonlarını dikkate almamaya karar verdim. Tarihler denk gelirse buluşuruz olmuyorsa ekstra bir çaba sarf etmeyeceğim.
  • gnosis  (06.09.23 08:38:07) 
[]

Genel kültür arttırıcı MOOC

Tarih, felsefe, edebiyat, dil ve kültür gibi konularda katılıp beğendiğiniz, ufuk açan mooclar arıyorum.
Şimdiden teşekkürler.



 
Sosyal Psikoloji programı bitirdim, çok eğlenceliydi (www.coursera.org)


  • salihdt  (28.05.23 16:42:12) 
[]

Böyle bir siteyi nasıl yaparım? (eli5)

leermangamokureado.duckdns.org




 
Üstteki 3-5 butonu geçiyorum, zaten bi web server kurup, sunucunun bi klasörünü internete açarsan elde edeceğin şey aşağı yukarı bu oluyor.

docs.nginx.com
  • plutongezegendegilmi  (01.05.23 15:39:21) 
hazır "file manager" altyapıları var, onlardan alıp kurabilirsiniz.


  • wct3 org  (01.05.23 15:51:11) 
siteden ziyade self-hosted yapmaksa istediğiniz, komga var, sizin gönderdiğinizden de daha derli toplu. docker ile kurabilirsiniz falan ama eli5'lık zor...

komga.org
  • malheiros  (01.05.23 18:48:29 ~ 18:49:27) 
Linkteki mangalar ocr'den geçirilmiş. Html'yi açtığımda ilgili sayfayı gösterip üzerine ocr ile elde edilen metni koyuyor. Böylece yazmama gerek kalmadan karakterleri seçip kopyalayabiliyorum, sayfa üzerinde chrome sözlük eklentisini kullanabiliyorum.
Image içeren html dosyalarını açabilen bir online file directory arıyorum sanırım(?) Kesin bunu yapmanın çok kolay bir yolu vardır ama ben bilmiyorum.

  • gnosis  (01.05.23 21:01:18) 
[]

İç-dış parazit

En son 110tl'ye yaptırmıştım. Yine zam gelmiş. Bu fiyatlar dolara mı endeksli, avroya mı?
Siz kaça yaptırıyorsunuz?
Not: kedispor.


 
Bizimki de en son o civardaydi. Corona muhabbeti yüzünden henuz tekrar götürmedik, gitmesi lazım.

Veterinerimiz aynı zamanda arkadaşımız da oldu; söylediğine göre dolar arttıkça fiyatlar da yükseliyormuş. Biz kafamiza göre zam yapamayız zaten dedi. Kullandıkları ilaçlar da farkediyor.
  • fraise  (12.07.20 18:52:09 ~ 18:52:26) 
küçük şehirde görev yaparken geçen yıl ikisine toplam 50 tl verdim. veteriner büyükbaş hayvandan kazanıyordu asıl parayı galiba, ne zaman gitsem ahır sahipleri vardı. aynı ilde başka veteriner ikisine 90-100 bişey demişti. kedide hiçbir sağlık sorunu bu arada. aynı ara istanbul da ikisine 100 tl verdi arkadaş üsküdar taraflarındaydı galiba. en son geçen ay sordum istanbulda 110 tl civarı bişey dedi arkadaş.


  • Topalordek  (12.07.20 19:00:56 ~ 19:01:09) 
135 verdik geçen. Genel muayene ucreti de katıyor olabilirler içine.


  • elorelia  (12.07.20 20:42:43) 
İst/ ataşehir
6 kg köpek
İç dış 75 tl
  • izninizolursatahtinizatalibim  (13.07.20 00:35:58) 
Kedilerim hep evde olduklarından, hiç dışarı çıkmadıklarından yaptırmıyorum ben iç-dış parazit. Ben de kedilerim de turp gibiyiz:) Büyük olana 2-3 sene yaptırmıştım veya kendim yapmıştım ilk başlarda, küçük olana ise ilk sokaktan aldığımda yapıp sonrasında hiç yapmadım bir daha.


  • Thredith  (13.07.20 00:41:19 ~ 00:42:11) 
@izninizolursatahtinizatalibim İki yıl önce o fiyata yaptırdım. O da bir kere.
@Thredith Bizimki kışın gündüz, yazın gece sokaklarda.

  • gnosis  (13.07.20 15:24:58 ~ 15:26:51) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.