[]

Her şeyi bırakıp nereye gidersiniz?

Hayata 1,2 yıl ara vereceksiniz diyelim. Paranız da yok pek fazla, yani öyle uzaklaşıp tatil yapmayacaksınız. Hem çalışacaksınız hem de kafanız buralardan uzak olacak. Nereye gidersiniz ve ne yaparsınız? Bir arkadaşım gemiye gitmişti mesela kız arkadaşıyla, 3 sene çalıştılar, dünyayı gezip para biriktirdiler. İyi ki gittik diyorlar. Siz nereye giderdiniz?

Not: Elbette her şey öyle çok basit değil ancak daha kolay olanlardan bahsediyorum.


 
kütahya ya giderim ben vizyonu dar adamım :)

şaka bir yana gemi bu tip bir seçimiçin çok ideal görünüyor.
yada yurtdışında çalışabileceğin herhangi bir yer.

Telefonu vs bi kenera atıp bilmediğin bir memlekette kendince ufak çaplı işler yapıp hayata ara verebilirsin.
  • basond  (18.08.15 13:01:23) 
öyle bir imkanım yok.


  • 2006  (18.08.15 13:04:29) 
buyuk sehirdeysen bir alt konumdaki buyuk sehir.

mesela istanbulsa ankaraya
ankaraysa izmire
izmirse bursaya tasin. (gerci izmirden bursaya tasinilmaz ama neyse)
  • yamuklu sucurta  (18.08.15 13:06:51) 
ispanyaya gitmeyi dilerdim. kültürel olarak büyük bir farkın olmayacağını düşünüyorum. diğer taraftan rahatlıkları ve iri baldırlı kısa boylu esmer kızları her zaman cezbetmiştir beni.


  • semender  (18.08.15 13:07:29) 
İrlanda'ya giderim ama gidersem geri dönmem gibime geliyor.


  • angelus  (18.08.15 13:11:22) 
gerçekçi olup avrupada yaşama oturma çalışma izni olmadığını düşünüp söyledim öyle bir fantazi olacaksa kesin ispanyada bir yerde yaşardım.


  • basond  (18.08.15 13:13:46) 
ben yozgata gitcem her şeyi bırakıp :)

izlanda, irlanda, belçika, isveç, iskoçya. ben bırakıp giderim de onlar beni alırlar mı acaba..
  • sistem enkazı  (18.08.15 13:17:04) 
Eskiden gemilerde çalışmak kolaydı, hem geziyor hem çalışıyordun ama artık herkesi almıyorlar.
Denizdeyken yaşadığın dünya uzak görünüyor. Onun içine nüfuz edebilmenin imkansız olduğunu anlıyorsun. Uzaklarda bir yerlerde yaşadığın aşkların ve hayal kırıklıkların kiralarını ödüyor, domates alıyor ve naylon poşetleri çöp torbası yapıyor, sen yalnızca sallanıyorsun, sana verilen işi yapıyorsun, günbegün daha önce hiç karaya çıkmamışsın gibi hissediyorsun. Uzak bir ülkeye vardığında herkes birkaç gün için de olsa şehirde gezmek istiyor, sen gemiyi terk etmek istemiyor, sizi karaya bağlayan büyük çapadan nefret ediyor, kaptanı zalim ve budala biri olarak görüyorsun.

Sigara içmiyorsun ama insanların küçük sigaralar için nasıl mutlu olduğunu görüyorsun, yunusları yüzerken görüyorsun, balina görüyorsun, kılıç balığı görüyorsun, yosun görüyorsun, berrak sular görüyorsun, güneşin aşağıda mı yukarıda mı olduğunu anlayamadığın oluyor, artık gezegen değiştirdiğini sanıyorsun, karaya yakın değilsen uçan bir cisim görmüyorsun. Tanrı hakkında düşünmüyorsun, kıvırcık saçlar ve telefon kabloları hakkında düşünüyorsun, eski kumaş pantolonlar ve kahve içmek hakkında düşünüyorsun, saksıda bitki yetiştirmek hakkında düşünüyorsun, sokaklarda yürümek, çamur hakkında düşünüyorsun. Cebindeki pasaportun anlamı olmuyor, kim olduğunun anlamı olmuyor, olmak istediğin kişiyi aylar sonra gittiğin bir sokakta görüp selam veriyor sonra onu kaybediyorsun.
Nereye gidersen git, geri döndüğünde içinde durgunlaşan bir şeyle dolu olduğunu biliyorsun.
İstersen hiç dünyayı yorumlama, algılama, ama dönünce "iyi ki gittim" demek zorundasın, çünkü sana soran gözlerle bakıp senin hayatı keşfettiğini, öyle bir damar bulup içtiğini duymak, senden bunu görmek istiyor insanlar, her gün bahçelerinde ezip geçtikleri çalılara bakarak bile görebilecekleri bu şeyi uzaklaşarak görmek istiyorlar.
Aslında hiç yakın olmadıkları halde.

Not: Ara vermek diye bir şey yoktur, her an senin hayatın.
  • kalemdefter  (18.08.15 13:18:43) 
Eğer yurtdışı imkanım varsa bir dakika düşünmem. Yatmadan yatmaya gidebileceğim ufak ve güvenli bir yatak, yaşamaya yetecek sınırlı bir para da yeterli olur.

Atarım kendimi sokaklara, kütüphanelere giderim, insanlara, kitaplara dalarım kuvvetle muhtemel.
  • sevgikusunkanadinda  (18.08.15 13:19:12) 
Alaska'da balıkçılık yapmak isterdim.


  • materyalist imam  (18.08.15 13:36:35) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.