[]
katkısız hazır çorba
(git: 94898)
adresinde de sorulmuştu. şimdi sorum şu, hazır çorbalarda, ketçaplarda falan katkısız imzası olmakta. bu ürünler hakikaten katkısız mı? ve sağlığa zararları var mıdır? gönül rahatlığı ile tüketilebilir mi?
adresinde de sorulmuştu. şimdi sorum şu, hazır çorbalarda, ketçaplarda falan katkısız imzası olmakta. bu ürünler hakikaten katkısız mı? ve sağlığa zararları var mıdır? gönül rahatlığı ile tüketilebilir mi?
Orada da cevap vermiştim ama insanların duymak istediği garip bir şekilde daha çok "çok zararlı, sakın tüketmeyin" oluyor.
Tüm besininiz bu olmadığı sürece gönül rahatlığıyla tüketebilirsiniz. Aslında durum gittikçe karmaşık hale geliyor. Üretici, tüketiciyi bilinçlendirmek yerine anlamsız da olsa içini rahatlatmaya çalışıyor. Bunun sonucu olarak zaten katkısız olan ürünlere "katkısız" ibareleri konuyor, "ekstra geleneksel" kavramları oluşturuluyor. Esasında bunları konuşmak için katkı nedir onu da bilmek gerekiyor. Şeker de, tuz da, baharat da katkıdır. Bunlar da sizin "katkı" olarak adlandırdığınız MSG vb. maddeler gibi günlük tüketim değerlerine sahiptir. Nasıl günlük 1 kg şeker tüketimi sağlıksızsa, MSG vb. maddeler için de sağlığa zarar verebilecek miktar belirlenir, bir güvenlik faktörüne bölünür ve Acceptable Daily Intake (Kabul edilebilir günlük tüketim) değeri belirlenir ve gıdalara bu değerler baz alınarak eklenir.
Dediğim gibi, tamamiyle zararsız diyemeyiz bunlar için. Fakat bu kadar korkmanın anlamı da yok. Unutmayın ki böyle bir nüfusu besleyebilmek adına daha düşük maliyetle üretim için bu maddelerin kullanıldığı teknolojiler geliştiriliyor.
Bunları işini seven bir Gıda Mühendisi olarak yazıyorum. Umarım dikkate alanlar çıkar. Yine de bu gidişle aynı şeyleri daha çok söyleyeceğim gibi geliyor.
Tüm besininiz bu olmadığı sürece gönül rahatlığıyla tüketebilirsiniz. Aslında durum gittikçe karmaşık hale geliyor. Üretici, tüketiciyi bilinçlendirmek yerine anlamsız da olsa içini rahatlatmaya çalışıyor. Bunun sonucu olarak zaten katkısız olan ürünlere "katkısız" ibareleri konuyor, "ekstra geleneksel" kavramları oluşturuluyor. Esasında bunları konuşmak için katkı nedir onu da bilmek gerekiyor. Şeker de, tuz da, baharat da katkıdır. Bunlar da sizin "katkı" olarak adlandırdığınız MSG vb. maddeler gibi günlük tüketim değerlerine sahiptir. Nasıl günlük 1 kg şeker tüketimi sağlıksızsa, MSG vb. maddeler için de sağlığa zarar verebilecek miktar belirlenir, bir güvenlik faktörüne bölünür ve Acceptable Daily Intake (Kabul edilebilir günlük tüketim) değeri belirlenir ve gıdalara bu değerler baz alınarak eklenir.
Dediğim gibi, tamamiyle zararsız diyemeyiz bunlar için. Fakat bu kadar korkmanın anlamı da yok. Unutmayın ki böyle bir nüfusu besleyebilmek adına daha düşük maliyetle üretim için bu maddelerin kullanıldığı teknolojiler geliştiriliyor.
Bunları işini seven bir Gıda Mühendisi olarak yazıyorum. Umarım dikkate alanlar çıkar. Yine de bu gidişle aynı şeyleri daha çok söyleyeceğim gibi geliyor.
- paranormal (16.09.09 18:17:14)
katkısız yazanlarda msg mutlaka var. msg'yi katkı olarak algılamıyorlar. knorr filan bunlara inanmayın.
benim bildiğim türkiye'de katkısız, aynen evde yaptığımız gibi çorba bir tek naturamaks var. hazır çorba, içine su katıp ısıtıp yiyorsunuz. içinde msg olmadığı için de yedikçe yiyesiniz gelmiyor :))
benim bildiğim türkiye'de katkısız, aynen evde yaptığımız gibi çorba bir tek naturamaks var. hazır çorba, içine su katıp ısıtıp yiyorsunuz. içinde msg olmadığı için de yedikçe yiyesiniz gelmiyor :))
- mea maxima culpa (16.09.09 20:39:34)
msg zaten katkı maddesi değil, lezzet/aroma arttırıcı (E621) olarak geçtiği için, katkısız ibareli gıdaların içindekiler kısmını ayrıca kontrol etmeniz gerekiyor. msg gibi maddelerin kullanım amacı artan nüfusu besleyebilmek (?!) değil, az maliyetle daha lezzetli ürünler elde etmektir. kısacası amaç tüketiciyi değil üreticiyi "beslemek".
- quasiromantic (17.09.09 14:22:49)
msg için okuduğum kadar bu günlük tüketim değeri 30 mg.
yalnız bu maddenin karaciğere, böbreğe zararlı olmadığı, bir tür sodyum tuzu olduğundan bahsediliyor. bir yandan da şunları diyenler var:
msg bir nörotoksindir. yani vücutta etki ettiği yer beyindir, nöronları harekete geçirerek yediğiniz yemeğin tadını başka türlü algılamanıza yol açar. bu durum otistiklerde sorunlara yol açabiliyor, bazı ruhsal sorunlara neden olabiliyor, diyorlar.
kişisel fikrim olarak bence bağımlılık yaratıyor. bu nedenle kilo artışı ile bağlantı kuruluyor. ayrıca bazı insanlarda alerjik reaksiyon da yarattığı görülmüş.
ticari kazancı kat kat artıran bir madde ile ilgili bunun en büyük üreticilerinden kötü bir yorum almak herhalde imkansıza yakındır. fast food restoranlarında yediklerimizin çoğunda bu madde var. ve içinde bu madde olmadan yediklerinizin tadının nasıl olacağını bir hayal edin.
yalnız bu maddenin karaciğere, böbreğe zararlı olmadığı, bir tür sodyum tuzu olduğundan bahsediliyor. bir yandan da şunları diyenler var:
msg bir nörotoksindir. yani vücutta etki ettiği yer beyindir, nöronları harekete geçirerek yediğiniz yemeğin tadını başka türlü algılamanıza yol açar. bu durum otistiklerde sorunlara yol açabiliyor, bazı ruhsal sorunlara neden olabiliyor, diyorlar.
kişisel fikrim olarak bence bağımlılık yaratıyor. bu nedenle kilo artışı ile bağlantı kuruluyor. ayrıca bazı insanlarda alerjik reaksiyon da yarattığı görülmüş.
ticari kazancı kat kat artıran bir madde ile ilgili bunun en büyük üreticilerinden kötü bir yorum almak herhalde imkansıza yakındır. fast food restoranlarında yediklerimizin çoğunda bu madde var. ve içinde bu madde olmadan yediklerinizin tadının nasıl olacağını bir hayal edin.
- kediebesi (17.09.09 15:46:50)
1