[]

Kocamla çocuğum bana yeter, arkadaşa ihtiyacım yok !!!

Sosyallik, arkadaşlık konularında şikayet eden duyurularımı hatırlarsınız. Demin bir duyuruyu okurken verilen cevaplar arasında şu ifadeyi gördüm:


"bir de korkutmak gibi olmasin ama, otuzlara kadar evlenemezsen (hem kadin hem erkekler icin gecerli), o yaslarda etrafindaki herkes evli olacagi icin ve herkes ailesiyle vakit gecirmeyi tercih edecegi icin arkadassiz kalacaksin, bekar arkadaslarin olursa ne ala. bekar kimse yoksa, o zaman arkadas edinme ihtimalin bile kalmiyor."

Gerçekten de haklı. özellikle 25+ yaşlardan 30'lara doğru insanlarda bir "kocamla/karılma çocuğum bana yetiyor, arkadaşa htiyacım yok" havası var. Hatta sevgilisi olanlar bile böyle. Ve böylece arkadaşsız kalıyoruz. Düşünün ki, evlenemediği için sürekli ağlayan bir arkadaşım vardı, 28 yaşında ve hiçbir erkek teklif etmemiş bu yaşa kadar, kafaya çok takıyordu bunu.. Ben de onu okuldan bir erkekle tanıştırdım. Neyse arkadaşım bu erkekle evlendi ve evlenir evlenmez bana sırtını döndü. Hiç görüşmüyoruz artık. Evlenmesine vesile olduğum bile böyleyse, diğerlerinin yaptığını da garipsemiyorum tabi.

Sizce neden böyle ? Yani özellikle Türkiye'de böyle, sanki yurtdışında pek böyle değil. Evli de olsa insan başka insanlara, sosyalleşmeye, kalabalık eğlencelere, şakalaşmalara neden ihtiyaç duymaz ? Benim eskiden bir sevgilim vardı, bir ara çok asosyaldik devamlı birlikte olmaktan. Hatta bir yılbaşını sadece ikimiz kutlamıştık dışarda bir mekanda. Kalabalık eğlenen gruplara bakıp imrenmiştim, "ne güzel eğleniyorlar ya, bi böyle ezik gibi kaldık" diye düşünmüştüm. Yani ne bileyim, çift bile olsan etrafta başka insanlarla takılmak da iyi geliyor, ufkunu açıyor sanki. Siz ne dersiniz?

edit: sadece evliler açısından değil ama, bir de kardeşler açısından böyle birolay var. Özellikle kendi yaşına yakın hemcins kardeşi olanlar "arkadaşa ihtiyacım yok, kız kardeşim bana yetiyor" havasında. Tanıdığım böyle bir kız var, tüm tatillerine paso kızkardeşiyle gidiyor,akşam çıkmak istediği zaman devamlı kız kardeşiyle beraber, joker gibi.

 
yalida alakalı arkadaş ortamı tespitinde haklı olabilirsin ama bence senin arkadaşlarında var bi sıkıntı. Ben de şimdi hatırlamıyorum kaç defa ama sadece sevgilimle geçirdiğim yılbaşı geceleri oldu ve rahatsızlık duymadık. ikisini de tanıdığım arkadaşlarım evlendi, bana sırtını döneni de görmedim. Senle alakalı bi durum olabilir.


  • bigbadabum  (30.05.15 23:07:53) 
Yurt dışında arkadaşlıklar samimi değil çünkü. Beraber eğlenme amacıyla bir araya geliniyor orda. Bi tanesi "annem öldü" dese "oh it's so sad" deyip dans etmeye devam edecek diğeri.

Bize göre mutlaka bir şeyler paylaşma, kafa dengi olma, sık görüşme, birbirinin her şeyiyle aşırı ilgilenme gibi şeyleri içermeli arkadaşlık.

Dolayısıyla kolay kolay tüm bunlara değecek kişiler göremiyoruz etrafımızda ve işten güçten kalan kısıtlı vaktimizi kardeşimiz ya da eşimiz gibi daha güven veren/samimi kişilere ayırmayı tercih ediyoruz.
  • innatedesire  (30.05.15 23:12:41) 
bigbadum, bende bir sorun olduğunu düşünmüyorum. yani böyle bir gerçek var ki başka bir duyurudan alıntı yaptım. o yılbaşı gecesi öyle düşündüm çünkü kendi kendimizeydik, hiç arkadaş yoktu etrafımızda.. ikinci olay da tanıdığım arkadaşlarımın evlenmesi gibi basit bir olay olsaydı keşke.. bizzat evlenmesine vesile olduğum, her gün "özlen neden böyle oluyor, neden 28 yaşına kadar hiç bir erkek bana teklif etmedi, ben hiç evlenemeyecek miyim" diye ağlaması üzerine kolları sıvadığım arkadaşımın evlendikten sonra sırtını dönmesi garip değil mi?


  • Özlen_06  (30.05.15 23:13:26) 
@innatedesire, güzel ifade etmişsin. ama yabancı kişilerle arkadaşlık konusundaki tesbitine pek katılmıyorum. tamam eğlenmek amaç olduğundan insanlar kolay kaynaşıyor. ama ben tüm türk arkadaşlarımdan kazık yerken, iyilik edip kötülük görürken, en amimi arkadaşlıkları yabancılarda gördüm.

okulu bitirip işe girdiğim zaman,o dönemki çok yakın bir arkadaşım benimle aylarca konuşmadı, hayırlı olsun bile demedi. halbuki aramız iyiydi, sorunumuz yoktu. nolduysa ben işe girince oldu.
  • Özlen_06  (30.05.15 23:17:37) 
her yerde ""özlen neden böyle oluyor, neden 28 yaşına kadar hiç bir erkek bana teklif etmedi, ben hiç evlenemeyecek miyim" diye ağlaması üzerine kolları sıvadığım arkadaşımın evlendikten sonra sırtını dönmesi garip değil mi?" böyle söylüyorsan seni hayatından çıkartmakta haklı.


  • kuzey li  (30.05.15 23:18:32) 
bence bu tarz konularda takıntıların olduğunu düşünüyorum profesyonel bir yardım alabilirsin, diğer türlüsü sen sosyal çevrenle alakalı eğer arkadaşların en geç 25- 26larında evlenip çoluk çocuğa karışan kocişim de kocişim diye sayıklayan geleneksel tiplerse ki senin de böyle ama koca bulamamış biri olduğunu varsayarım o zaman evet sorun, ama sosyal çevrendeki kadınlar 32-33 yaşlarında anca evlenen sevgililik hayatı yaşayan kişilerse sorun olmaz ama sen de öylesindir o zaman. Ben senin 1. gruba girdiğini düşünüyorum o yüzden bence görücü usülünü denemeslisin


  • limoncello  (30.05.15 23:19:19) 
@kuzey li, ben onu kötü bir maksatla yazmadım ki, sadece olanı anlattım. evet çok kötü hissediyordu, hiçbir erkeğin kendisinin beğenmemesini kafasına çok takıyordu. ben de onun bu haline üzülerek onu bir erkekle tanıştırdım.


  • Özlen_06  (30.05.15 23:21:07) 
Bugün tam bu meseleyi düşünmüştüm. Ama yabancılarda da gözlemlediğim kadarıyla aynı durum geçerli. Hatta bazı avrupa ülkelerinden beklenilmeyecek kıroluk gerebilmek mümkün.


  • dessy  (30.05.15 23:24:16) 
valla bu konuda ben sana aceyip hak veriyorum. benim de cok garipsedigim bi durumdur.
hatta bi tane cok yakın arkadasım var(artık ne kadar arkadas denirse, sogudum zira) universiteden beri 7-8 yıldır tanıyorum. istisnasız ne zaman hayatında bi erkek olsa ve onla işler iyi gitse aramaz sormaz, ne zaman araları bozulur ya da biriyle yazıs doneminde psikolojik destege ve akla ihtiyacı olur telefonum susmaz. kac defa dedim, etme eyleme kendim icin demiyorum arkadasa her zaman ihtiyacın olacak. biriyle birlikte oldugunda da tek gundeminin o oldugunu hissederse gotu kalkar, saglıklı bi ilişki olmaz. nitekim hep haklı da cıktım, son sevgilisi resmen hayatını itti kızın. bence bizim toplumda bagımlı kişilik yapısı oldugu icin belli bi yasa kadar aile, kucuk bi donem arkadaslar, sonra ilişkisi varsa partnere bagımlılık oluyor. saglıklı bi sosyal yasamı yok insanların.
ama bu noktada @innatedesire'ın da gözlemi dogru, bizim ilişkilerimiz batılılara gore cok daha içli dıslı. işte bu bi tercih meselesi, saglıklı bi denge tutturmak zor. ama baktıgın zaman belli bi yasta ve evli olup da düzgün bi arkadas cevresine sahip kimseyi tanımıyorum.
  • art vandaley  (30.05.15 23:24:50) 
limoncello evlenme konusunda takıntılı değilim, yani sırf evlenme amaçlı evlenmem, onu isteseydim 6 senelik sevgilimle evlenirdim.. sorumlulukları çok fazla, tam zamanlı işte çalış, ayrıca evin tüm işlerini yap artık çocuk büyüt.. daha erken ben yaşamak istiyorum. hayata bakışımız aynı olan, seyahat etmeyi seven bir sevgilim olsun isterdim ama.. ve kafa dengi arkadaşlarım.. kafa dengi arkadaşlarım var aslında ama hepsi yabancı ve uzakta. türkie'de de arkadaş edinmek çok zor, hem insan ilişkileri çok vahşi,kıskançlık, dedikodu, fesatlık, ego tatmini yarışı vs. içinde arkadaş edinmek imkansız.. hem de dediğim gibi "kocam var arkadaşa ihtiyacım yok" havası var. halbuki böyle diyenler boşandıklarında sudan çıkmış balık gibi kalıyorlar da..


  • Özlen_06  (30.05.15 23:26:27) 
@art vandaley, bağımlı kişilik yapısı bizim toplumu tam anlamıyla tanımlıyor. insanlar bir yere yalnız gitmeye utanıyor mesela türkiye'de, halbuki utanacak ne var ki? tek başıma yemek de yerim, avm'ye de giderim, sinemaya da giderim.. ama çoğu insan için illa ki yanında eşlikçi olmak zorunda, yoksa gidemez utancından.


  • Özlen_06  (30.05.15 23:30:17) 
çevreye bağlı 28 yaşındayım çevremde doğru düzgün evli bir insan yok. evlenen arkadaşlarımın hiç biri çok samimi değillerdi zaten farklı hayat görüşlerimiz vardı. üstelik kazayla hemen çocuk yaptılar ve tabi sosyal çevreleri tamamen farklı oldu o saatten sonra.
eski ev arkadaşlarımdan biri yeni evlendiklerinde çıldırmışlardı ilk bi kaç sene aşırı düzgün olmaya çalışmışlar hatta benim hayat tarzıma da karışmışlardı. şimdi düzeldiler çünkü onlarda sıkıldı bi saatten sonra.
Yakın olan çevremse birlikte evde dışarda çimde bahçede eğlenebileceğim tipler tatlılar seviom kahpikleri :)
  • fasulyek  (30.05.15 23:30:37) 
sana katılıyorum, var böyle bir durum. 30 sonrası böyle bir değişim oluyor. galiba bir yaştan sonra iş yorgunluğu, vakit darlığı, şehir trafiği, internet/sosyal medya gibi sebepler dışarıda takılmayı daha az cazip hale getiriyor.


  • ertalpius  (30.05.15 23:49:32 ~ 23:54:12) 
@ertalpius, 30 sonrası bile değil aslında, 26-27 yaşlarından itibaren insanlar bu şekilde olmaya başlıyorlar. iş hayatının hayatın yüzde 90'ını kaplaması önemli bir etken tabi. ama bu da bir çelişki yaratıyor: bu insanların çoğu yalnızlıktan şikayetçi, bunun için sosyalleşmeleri lazım çünkü evde pinekleyerek sevgili bulamayacaklar. ama bu da yorgunluktan ötürü üşengeçlik veriyor. ve yakınmalar devam ediyor. ingilizcede "vicious circle" diye bir ifade vardır, cuk oturuyor buraya.


  • Özlen_06  (30.05.15 23:55:01) 
bir de sanırım bu yazdıklarım sıradan insanın sorunu. bizler sabah 9'dan akşam 6'ya kadar çalışan beyaz yakalı sıradan insanlarız, zamanımızın çoğunu işe harcıyoruz. eğlenceler, kaynaşmalar, partiler uzak bize. yalnızlıktan kaçışın tek yolu evlenmek, o da bir süre sonra rutine biniyor. ama olsun, en azından yalnız kalmamış oluyoruz çünkü yalnılık pek zor birşey. ama mesela ünlü insanlar, ne bileyim şarkıcılar, dizi oyuncuları vs. "renkli hayat"a sahip kişiler, hakikaten de renkli hayat yaşıyorlar. ya da iş icabı devamlı dünyayı dolaşan insanlar, mesela gazeteciler de çok şanslı. ben her günü aynı yaşadığım için 10 yıl 1 gün gibi geçiyor, hayat bize hızlı geçiyor. ama bu insanların elinde hayatlarını renklendirecek olanaklar sürü sepet, e sosyal çevre de var, her gün değişik ortam, zamanı da durduryorlar.


  • Özlen_06  (30.05.15 23:59:08) 
bunlar biraz şans işi. evliyim. eşimin de benim de arkadaşlarımız başka şehirde kaldı. orda olsaydık muhtemelen sık sık görüşürdük. burda eşimin eskilerden kalma bir arkadaşı var o da karşıda oturuyor yılda toplasan 3-4 kere görüşüyorlar.

peki yeni tanıştığın insanlar? gerçek şu ki bu yaşa kadar zaten eleye eleye gitmişsin ve çevrende kafa dengi çekirdek bir kadro kalmıştır ya da kalmamıştır. yukarıda arkadaşın dediği gibi tahammül eşiğin de alçalıyor ve çoğu kişiyi hayatına sokmuyorsun ya da yorucu geliyor artık kendini anlatmak, karşındakini anlamak...

isterdim how i met your mother daki gibi takılmayı ama olmadı ve dert etmiyorum.
  • cilekli krep  (31.05.15 00:09:29) 
şu da bir gerçek ki @cilekli krep, tecrübe yenilen kazıkların bileşkesidir derler ya, bu tecrübe bizi yeni insanlara daha şüpheli bakmamızı sağlıyor. yani kendimizi korumaya çalışıyoruz, çünkü sen kendini düşünmesen karşındaki hiç düşünmez. zaten dost bulmak zor, zaten benim kastettiğim de sosyal arkadaşlık eksikliği. ne bileyim bir kahve içmek, sinemaya gitmek, belki bir tatile gitmek falan gibi şeyler.

zaten belki de dert etmemek daha iyi. sonuçta hayat öyle de böyle de geçiyor. yüzbinlerce arkadaşı olup eğlenceli hayat yaşayan da ölecek, bir tane arkadaşı olup bok gibi hayat yaşayan da ölecek. herkes için son aynı. yitip gittikten sonra hayat istediğin gibi geçmiş mi geçmemiş mi, hiçbir önemi olmayacak.
  • Özlen_06  (31.05.15 00:13:47 ~ 00:15:49) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.