[]
ingilizcenizi nasıl geliştirdiniz?
ingilizcesi iyi ve ileri düzey olan kişiler, bunu nasıl başardınız? hangi kaynaktan çalıştınız? ne kadar bir sürede iyi bir seviyede rahatça konuşup, gramer yapısını (kompleks olan yapılar) öğrendiniz? kelimeleri öğrenme şekliniz nasıl?...vs.
benim şuanki seviyem intermediate seviyesinde ama bazı cümle kalıplarını bilmediğim için elementary konularında da eksikliklerim var.
iş görüşmelerine gittiğim zaman ingilizce konuşurken acayip kasılıyorum ve yds gibi sınavlarda da başarısız oluyorum. bir sıkıntım da girmeyi istediğim bir firma test olarakta ingilizce sınav yapıyor ondan başarısız olmaktan çekiniyorum.
bir de ben şu ingilizce konuşurken ingilizce düşünme olayını bir türlü yapamıyorum. yani illa türkçeden kafamdan çeviri yapıyorum.
özet istiyenler için;
kendiniz ingilizcenizi geliştirirken yararlandığınız kitap, websitesi , android uygulaması, çalışma yöntemi tavsiyelerinizi benimle paylaşırsanız çok sevirim.
benim şuanki seviyem intermediate seviyesinde ama bazı cümle kalıplarını bilmediğim için elementary konularında da eksikliklerim var.
iş görüşmelerine gittiğim zaman ingilizce konuşurken acayip kasılıyorum ve yds gibi sınavlarda da başarısız oluyorum. bir sıkıntım da girmeyi istediğim bir firma test olarakta ingilizce sınav yapıyor ondan başarısız olmaktan çekiniyorum.
bir de ben şu ingilizce konuşurken ingilizce düşünme olayını bir türlü yapamıyorum. yani illa türkçeden kafamdan çeviri yapıyorum.
özet istiyenler için;
kendiniz ingilizcenizi geliştirirken yararlandığınız kitap, websitesi , android uygulaması, çalışma yöntemi tavsiyelerinizi benimle paylaşırsanız çok sevirim.
anime izle. ingilizce alt yazı ile. altyazıları okurken sözlüğe bakma. izlediğin görüntülerden kelimenin anlamını çıkar. bu şekilde kafaya kazınıyor. ( anime yerine dizi vb şeyler de olabilir. telafuz içinse ingilizce diziler, kulağın duyması lazım )
- busuta (24.04.15 11:56:04)
yabanci dizileri orijinal dilinde izleyerek, bazen alt yazili bazen alt yazisiz. ikisi de ayri guzel oluyor, bir de turkce ve ingilizce alt yaziyi sikildikca degistiriyorum. omegle falan gibi ortamlarda da konusma pratigi yapabilirsin. amac sifirdan birsey soylemek, cumleyi kafada kurmayi ogrenmek. simdi omegle yerine baska birsey kullaniliyor da olabilir. iste oyle aninda chat yapabilecegin bir yere gir arada, yemekten sporda konserden vs vs genel gecer konulardan bahset.
- mavicorap (24.04.15 12:08:05)
Kişiliğin büyük etkisi oluyor.
Günün büyük çoğunluğunu kulağımda kulaklık, bilgisayarda bir şeyler okuyarak geçirebilen bir insanım. Hiçbir zaman ingilizce öğrenme niyetiyle ilerlemedim.
Hep yabancı olan şeyleri merak ederdim. Çocukken yabancı kanalları izlerdim, eve ilk bilgisayar alındığında hep yabancı sitelerde dolaşır, anlamasam bile okurdum.
Zamanla tamamen anlamaya başladım. İngilizce tüm dünyada konuşulduğundan inanılmaz zengin bir dil kelime açısından. Argo, bilim, teknik, tüm dünyadan bir şeyler var.
Hiçbir şey yapmasam bile amaçsızca internette dolaşırken ingilizce radyo açık oluyor, okuduğum, izlediğim şeyler de genelde ingilizce içerik. Böyle olunca kendiliğinden öğreniyorsunuz zaten.
Eğitim olarak da okuldaki derslerden başka bir şey görmedim. Gramere takılmayın lütfen. Çok sıkıcı ve kastırıcı şeyler. Onu da sağlam öğrenmek önemli ama birincil ilke olmamalı.
Bir yere önceden yazdığım yazıdan alıntı yapayım,
1. Dil en etkili kulaktan öğrenilir. Hiç farkında olmadan ve pek bir şey yapmadan sadece düzenli "ingilizceye maruz kalma" yöntemiyle bir süre içinde çoğu şeyi anlamaya başlayabilir, cümle yapılarını kavrayabilirsiniz.
Onun için en sağlam kaynak BBC Radio 4 ve World Service benim için. Her gece uykuya dalarken ve evde başka dinleyecek bir şey yoksa fonda bu radyoyu açıyorum. Bilgisayar başındayken müzik dinlemediğinde bir sekmede bu link açık kalabilir:
www.bbc.co.uk
www.bbc.co.uk
Ayrıca telefonda BBC News veya TuneIn radyo uygulamasından her an dinleyebilirsiniz.
2. www.voscreen.com
Bu site bir çeşit facebook oyunu gibi. Facebook ile giriş yapabilirsiniz. Eğer profilde bu siteyle ilgili şeylerin çıkmasını istemiyorsanız Facebook ile giriş yaparken pencere gelecek. "Okay" butonuna değil de, "Skip" butonuna basın. Çok da önemli bir şey değil aslında. Film, dizi ve reklamlardan ortama 10 saniyelik kesitler gözükecek, türkçe karşılığı olan iki seçenek gelecek ve doğru olanı seçeceksiniz. Puanı kafana takmayın, sürekli yanlış yapabilirsiniz ama dinleme ve çevirme becerisini kısa sürede sağlam etkiler.
3. www.engvid.com
Bu da gördüğüm en sağlam İngilizce öğretme sitesi. Bunu da şöyle kullanabilirsiniz,
Yukarıda "All Lessons" diye bir link var. Ona tıklayıp gelen sayfada sol tarafta istediğin seviyeyi ve konuyu seçip "Find Lessons" butonuna tıklayarak videoları getirebilirsiniz. Çoklu seviye ve konu seçimi yapabilirsiniz. Beginner olanlar başlangıç seviyesi ve çok basit anlatıyorlar konuyu. Eğer denilenlerden bir şey anlamıyorum derseniz üstte gösterdiğim iki seçeneği düzenli kullanırsanız hocaların anlattığı şeylerin neredeyse tamamı iki üç ayda anlaşılır hale gelir.
4. Aklınıza takılan kelimelerin karşılığına tureng.com'dan bakabilirsiniz, yeni öğrenme sürecinde karşılık bilmek oldukça faydalı. Dil öğrenmeye yatkınlık varsa zaten 6 ay 1 yıl içinde dizi filmleri sadece ingilizce altyazıyla izleyip çoğunu anlayabilirsiniz. O zaman da sadece aklına çok takılan kelimelerin karşılığına bakarsınız. Bir seviyeden sonra kelimeleri tahmin yetisi gelişiyor.
5. Biraz da ingilizceyi "kafaya takmak" gerekiyor. Mesela her fırsatı değerlendirmek önemli olay. Bir bebek iki üç yaşından sonra her şeyi anlayıp konuşmaya başlıyor, biz de o yöntemi uygularsak çok iyi sonuç alıyoruz. Sadece kurs ve salt ezber pek işe yaramıyor, sıkılıp bırakınca unutuluyor. Ben sevdiğim şarkının hemen sözlerine bakarım, telefonuma müziğin yanında podcast atarım, konuşma içerikli ingilizce yayınlar dinlerim. Gözüme çarpan kelimeleri dilden dile çevirmeye çalışırım, bizdeki kelimelerin ingilizcedeki karşılığını merak ederim, google'da karşılığı aratıp cümle içinde kullanımlarına bakarım ve kalıcı öğrenmiş olurum böylece. Youtube'da bilim, sanat, gezi, komedi içerikli binlerce kanal var onları izlerim, merak ettiğim konuları ingilizce forumlardan, bloglardan okurum. O ufak seviyeyi atlayıp azıcık anlamaya başlayınca işin keyfi çok güzel çıkıyor. Hadi biraz ingilizce çalışayım gibi sıkıcı bir süreçle değil de günlük hayatta keyif yaparken dil kendiliğinden gelişmiş oluyor. Şimdilik bu kadar.
Günün büyük çoğunluğunu kulağımda kulaklık, bilgisayarda bir şeyler okuyarak geçirebilen bir insanım. Hiçbir zaman ingilizce öğrenme niyetiyle ilerlemedim.
Hep yabancı olan şeyleri merak ederdim. Çocukken yabancı kanalları izlerdim, eve ilk bilgisayar alındığında hep yabancı sitelerde dolaşır, anlamasam bile okurdum.
Zamanla tamamen anlamaya başladım. İngilizce tüm dünyada konuşulduğundan inanılmaz zengin bir dil kelime açısından. Argo, bilim, teknik, tüm dünyadan bir şeyler var.
Hiçbir şey yapmasam bile amaçsızca internette dolaşırken ingilizce radyo açık oluyor, okuduğum, izlediğim şeyler de genelde ingilizce içerik. Böyle olunca kendiliğinden öğreniyorsunuz zaten.
Eğitim olarak da okuldaki derslerden başka bir şey görmedim. Gramere takılmayın lütfen. Çok sıkıcı ve kastırıcı şeyler. Onu da sağlam öğrenmek önemli ama birincil ilke olmamalı.
Bir yere önceden yazdığım yazıdan alıntı yapayım,
1. Dil en etkili kulaktan öğrenilir. Hiç farkında olmadan ve pek bir şey yapmadan sadece düzenli "ingilizceye maruz kalma" yöntemiyle bir süre içinde çoğu şeyi anlamaya başlayabilir, cümle yapılarını kavrayabilirsiniz.
Onun için en sağlam kaynak BBC Radio 4 ve World Service benim için. Her gece uykuya dalarken ve evde başka dinleyecek bir şey yoksa fonda bu radyoyu açıyorum. Bilgisayar başındayken müzik dinlemediğinde bir sekmede bu link açık kalabilir:
www.bbc.co.uk
www.bbc.co.uk
Ayrıca telefonda BBC News veya TuneIn radyo uygulamasından her an dinleyebilirsiniz.
2. www.voscreen.com
Bu site bir çeşit facebook oyunu gibi. Facebook ile giriş yapabilirsiniz. Eğer profilde bu siteyle ilgili şeylerin çıkmasını istemiyorsanız Facebook ile giriş yaparken pencere gelecek. "Okay" butonuna değil de, "Skip" butonuna basın. Çok da önemli bir şey değil aslında. Film, dizi ve reklamlardan ortama 10 saniyelik kesitler gözükecek, türkçe karşılığı olan iki seçenek gelecek ve doğru olanı seçeceksiniz. Puanı kafana takmayın, sürekli yanlış yapabilirsiniz ama dinleme ve çevirme becerisini kısa sürede sağlam etkiler.
3. www.engvid.com
Bu da gördüğüm en sağlam İngilizce öğretme sitesi. Bunu da şöyle kullanabilirsiniz,
Yukarıda "All Lessons" diye bir link var. Ona tıklayıp gelen sayfada sol tarafta istediğin seviyeyi ve konuyu seçip "Find Lessons" butonuna tıklayarak videoları getirebilirsiniz. Çoklu seviye ve konu seçimi yapabilirsiniz. Beginner olanlar başlangıç seviyesi ve çok basit anlatıyorlar konuyu. Eğer denilenlerden bir şey anlamıyorum derseniz üstte gösterdiğim iki seçeneği düzenli kullanırsanız hocaların anlattığı şeylerin neredeyse tamamı iki üç ayda anlaşılır hale gelir.
4. Aklınıza takılan kelimelerin karşılığına tureng.com'dan bakabilirsiniz, yeni öğrenme sürecinde karşılık bilmek oldukça faydalı. Dil öğrenmeye yatkınlık varsa zaten 6 ay 1 yıl içinde dizi filmleri sadece ingilizce altyazıyla izleyip çoğunu anlayabilirsiniz. O zaman da sadece aklına çok takılan kelimelerin karşılığına bakarsınız. Bir seviyeden sonra kelimeleri tahmin yetisi gelişiyor.
5. Biraz da ingilizceyi "kafaya takmak" gerekiyor. Mesela her fırsatı değerlendirmek önemli olay. Bir bebek iki üç yaşından sonra her şeyi anlayıp konuşmaya başlıyor, biz de o yöntemi uygularsak çok iyi sonuç alıyoruz. Sadece kurs ve salt ezber pek işe yaramıyor, sıkılıp bırakınca unutuluyor. Ben sevdiğim şarkının hemen sözlerine bakarım, telefonuma müziğin yanında podcast atarım, konuşma içerikli ingilizce yayınlar dinlerim. Gözüme çarpan kelimeleri dilden dile çevirmeye çalışırım, bizdeki kelimelerin ingilizcedeki karşılığını merak ederim, google'da karşılığı aratıp cümle içinde kullanımlarına bakarım ve kalıcı öğrenmiş olurum böylece. Youtube'da bilim, sanat, gezi, komedi içerikli binlerce kanal var onları izlerim, merak ettiğim konuları ingilizce forumlardan, bloglardan okurum. O ufak seviyeyi atlayıp azıcık anlamaya başlayınca işin keyfi çok güzel çıkıyor. Hadi biraz ingilizce çalışayım gibi sıkıcı bir süreçle değil de günlük hayatta keyif yaparken dil kendiliğinden gelişmiş oluyor. Şimdilik bu kadar.
- hadi ya la (24.04.15 12:19:29)
hadi ya la'nın yazdığı "düzenli olarak ingilizceye maruz kalma" kesinlikle durumu en iyi açıklayan cümlelerden biri. ben de böyle öğrendim, baya ilerledim. asıl formal eğitimi 13-15 yaş arası okulda aldım. sonra bir daha ingilizce dersi görmememe rağmen hiç bi zaman gerilemedi ingilizcem. hatta ilerledi (24 yaşındayım). ben de toefl sınavına hazırlanmamı sağlayan ingilizce geliştiren kaynakları yazmıştım. umarım işinize yarar:
eksisozluk.com
eksisozluk.com
- raikkonen (24.04.15 12:27:40)
lisede geliştirdim, üniversitede zaten komple ingilizce üzerinden edebiyat yapıyoruz (abd edebiyatı okuyorum).
ingilizcemi lisede geliştirdim: her sene grameri baştan sona tekrar işliyorduk, her hafta bir film izliyorduk. onun dışında ben de sürekli film izlerdim. ama telaffuz olarak geliştirmeme en çok rap müzik yardımcı oldu. sürekli zenci rapçileri dinleye dinleye şivelerine, kullandıkları argolara, jargona vs. zamanla aşina oldum. filmler ingilizce olmasa bile sürekli ingilizce altyazılı izledim.
bunun dışında bir şey yapmadım. çok fazla pratik imkanım oldu ama zaten yabancı arkadaşlar edindiğimde ingilizcem gayet iyi seviyeye ulaşmıştı.
dolayısıyla; yaklaşık onbeş yıldır ingilizcenin içindeyim, gramerin gücüne ve önemine güvenenlerdenim. o yüzden gramer gramer gramer diyorum. hatta bir kere değil, birkaç kere incelemen gerekir grameri. sonrası zaten film, dizi, müzik, kitap derken gelişecek. ingilizceyi günlük yaşamına tamamen sokman lazım.
ayrıca rusça da biliyorum, rusça pratiğim çok iyidir ama gel gör ki tembel olduğum ve gramer çok çalışmadığım için hala takıldığım nokta çok oluyor.
yani uzun lafın kısası: gramer öğrenerek.
(gramer kurallarını birkaç yıl bakmazsan unutabiliyorsun ama konuşurken hiç gramer hatası vs. yapmıyorsun. kullanım olarak kalıyor dilinde).
edit: tabi gramer dışında kişisel pratik çok önemli. iki-üç günde bir otur ingilizce bir kompozisyon yaz mesela. haftalık 10-20 kelime ezberleyeceğim de, ezberle. colloquial sözlük al, oku falan.
bunları yaparsan gerisi sebat işi. mutlaka öğrenirsin.
ingilizcemi lisede geliştirdim: her sene grameri baştan sona tekrar işliyorduk, her hafta bir film izliyorduk. onun dışında ben de sürekli film izlerdim. ama telaffuz olarak geliştirmeme en çok rap müzik yardımcı oldu. sürekli zenci rapçileri dinleye dinleye şivelerine, kullandıkları argolara, jargona vs. zamanla aşina oldum. filmler ingilizce olmasa bile sürekli ingilizce altyazılı izledim.
bunun dışında bir şey yapmadım. çok fazla pratik imkanım oldu ama zaten yabancı arkadaşlar edindiğimde ingilizcem gayet iyi seviyeye ulaşmıştı.
dolayısıyla; yaklaşık onbeş yıldır ingilizcenin içindeyim, gramerin gücüne ve önemine güvenenlerdenim. o yüzden gramer gramer gramer diyorum. hatta bir kere değil, birkaç kere incelemen gerekir grameri. sonrası zaten film, dizi, müzik, kitap derken gelişecek. ingilizceyi günlük yaşamına tamamen sokman lazım.
ayrıca rusça da biliyorum, rusça pratiğim çok iyidir ama gel gör ki tembel olduğum ve gramer çok çalışmadığım için hala takıldığım nokta çok oluyor.
yani uzun lafın kısası: gramer öğrenerek.
(gramer kurallarını birkaç yıl bakmazsan unutabiliyorsun ama konuşurken hiç gramer hatası vs. yapmıyorsun. kullanım olarak kalıyor dilinde).
edit: tabi gramer dışında kişisel pratik çok önemli. iki-üç günde bir otur ingilizce bir kompozisyon yaz mesela. haftalık 10-20 kelime ezberleyeceğim de, ezberle. colloquial sözlük al, oku falan.
bunları yaparsan gerisi sebat işi. mutlaka öğrenirsin.
- lesmiserables (24.04.15 13:29:54 ~ 14:02:05)
okulda falan herkes gibi ingilizce dersleri gördüm.
farkı yaratan kısımlar:
*17-20 yaşları arasında yazları otellerde bellboyluk yaptım.
*sürekli film izledim (ya da ne seviyorsan onu izle yabancı dilde)
* Amerika vE uK'Daki chat odalarına girip cesurca konuşmaya çalıştım.
*Bilgisayar oyunlarındaki her bilmediğim kelimeyi bir yere not aldım.
şu an: Amerikan edebiyatı mezunuyum,ingiliz filoloji üzerine master yapıyorum ve yurt dışındayım.
Gördüğüm şey;dil öğrenmek için yetenek de lazım,ama kendini o dille çevirmek ve o dile sürekli maruz kalmak en önemlisi.
farkı yaratan kısımlar:
*17-20 yaşları arasında yazları otellerde bellboyluk yaptım.
*sürekli film izledim (ya da ne seviyorsan onu izle yabancı dilde)
* Amerika vE uK'Daki chat odalarına girip cesurca konuşmaya çalıştım.
*Bilgisayar oyunlarındaki her bilmediğim kelimeyi bir yere not aldım.
şu an: Amerikan edebiyatı mezunuyum,ingiliz filoloji üzerine master yapıyorum ve yurt dışındayım.
Gördüğüm şey;dil öğrenmek için yetenek de lazım,ama kendini o dille çevirmek ve o dile sürekli maruz kalmak en önemlisi.
- bialo czerwoni (24.04.15 13:41:36)
ben de hadi ya la'ya katılıyorum. 2001'de üniversitede hazırlık okuyup intermediate seviyede bitirdim, onun üzerine ingilizce eğitim almadım, ders çalışmadım. bu ay yapılan yds'de puanım 89.
özellikle dili basit olan amerikan dizilerini altyazısız izliyorum yıllardır, anlamakta zorlanıyorsam ingilizce altyazı ekliyorum.
yıllar önce bir ingiliz arkadaşım vardı, zavallıyı çok uğraştırdım. söylemek istediğim sözcüğü bilmiyorsam sözlüğe bakmak yerine "dur bekle anlatıyorum" deyip -mesela kahve için- "sıcak, koyu renkli, sert içecek" diye tanım yapıyordum o da bana "kahve o" diyordu.
öğrenci evindeyken televizyonda sürekli cnbc-e falan açık olurdu, izlemesem bile kulağımda sürekli ingilizce konuşan birileri vardı.
şimdi bana gramer anlat, birine ders çalıştır deseniz önce oturup kitaba bakmam, hatırlamam gerekir ama rahat rahat konuşuyorum, dinliyorum, okuyorum.
özellikle dili basit olan amerikan dizilerini altyazısız izliyorum yıllardır, anlamakta zorlanıyorsam ingilizce altyazı ekliyorum.
yıllar önce bir ingiliz arkadaşım vardı, zavallıyı çok uğraştırdım. söylemek istediğim sözcüğü bilmiyorsam sözlüğe bakmak yerine "dur bekle anlatıyorum" deyip -mesela kahve için- "sıcak, koyu renkli, sert içecek" diye tanım yapıyordum o da bana "kahve o" diyordu.
öğrenci evindeyken televizyonda sürekli cnbc-e falan açık olurdu, izlemesem bile kulağımda sürekli ingilizce konuşan birileri vardı.
şimdi bana gramer anlat, birine ders çalıştır deseniz önce oturup kitaba bakmam, hatırlamam gerekir ama rahat rahat konuşuyorum, dinliyorum, okuyorum.
- kobuzchu kiz (24.04.15 13:47:25)
ben geliştirmeye yazarak başladım.. penpallar edinmiştim beginner seviyesindeyken.. ilk başlarda bir emaili ya da ingilizce mektupları yazmak için saatler harcıyordum. sonra bi baktım 2-3 dakikada yazıyorum.. tabii sonra dediğim 1-2 yıl sonra.. konuşmak işi biraz farklı. gittiğim ingilizce kursu çok iyiydi. konuşma sınıfları vardı onlara katılıyordum.. bbc yi açıp uyurdum dinlerken... couchsurfing meetinglerinde yabancılarla practise yaptım çokca.
livemocha.com 'da yazdıkların düzeltiliyor bu anlamda bence başarılı bir site.
livemocha.com 'da yazdıkların düzeltiliyor bu anlamda bence başarılı bir site.
- omonia (24.04.15 13:48:34)
Okul
Orta+Lise+Üniversite
Üniversiteye geldiğimde zaten oldukça iyi durumdaydı. Üniversitede unuttum bile
Orta+Lise+Üniversite
Üniversiteye geldiğimde zaten oldukça iyi durumdaydı. Üniversitede unuttum bile
- cursor (24.04.15 14:31:14)
grammari salla diyenleri salla.
benim ilgim ortaokulda basladi. sonra anadolu lisesine gittim. muzikle oldukca gelisti. hep sozleri anlamaya calisarak dinledim ve sarkilari soyledim. universitede muzik ve yabanci forumlar haricinde pek bir sey yapmadim. forumlara yazardim cok olmasa da. daha sonra ise girdikten sonra bol bol kitap okumaya ve yabanci dizi-film izlemeye basladim. uc kere kpdsye iki kere de ieltse girdim. kpdsye ilk girisimde hic calismadan 50 puan almistim, daha sonra 72 ve 90 aldim. kpdsye cesur ozturkun kitaplariyla ve bol bol kitap okuyarak basladim. ieltse de ted videolari izleyip, bbc okuyarak ve bol bol dizi-film ile hazirlanmistim. ilkinden 6 aldim ikincisinden 7 aldim. su anda da yurtdisindayim. yurtdisinda ilk baslarda konusamiyordum dusun yani, filmlerden duydugumuz o clear ingilizce yok sokaklarda. once o soku bi yasiyoruz. listening cok hizli gelisiyo yurtdisindayken, ama ben biraz turklerle cok takildigimdan konusmamda yer yer sikintilar var halen. ieltse girsem 7 alirim belki ama yurtdisinda is bulmak icin vs yeterli degil ve en onemli iletisim alani malum speaking. neyi cok yaparsan o en cok gelisiyo. benim readingim hayvan gibi iyidir, cunku cok okudum zamaninda ama speaking icin ayni seyi soyleyemeyecegim. su ana kadar derdimi anlatamadigim bir durum olmadi ama hizli degilim o kotu.
dizi-film vs de bi yere kadar yalniz unutma. ve grammar olarak da grammar in use serilerine bak. muthis seridir.
benim ilgim ortaokulda basladi. sonra anadolu lisesine gittim. muzikle oldukca gelisti. hep sozleri anlamaya calisarak dinledim ve sarkilari soyledim. universitede muzik ve yabanci forumlar haricinde pek bir sey yapmadim. forumlara yazardim cok olmasa da. daha sonra ise girdikten sonra bol bol kitap okumaya ve yabanci dizi-film izlemeye basladim. uc kere kpdsye iki kere de ieltse girdim. kpdsye ilk girisimde hic calismadan 50 puan almistim, daha sonra 72 ve 90 aldim. kpdsye cesur ozturkun kitaplariyla ve bol bol kitap okuyarak basladim. ieltse de ted videolari izleyip, bbc okuyarak ve bol bol dizi-film ile hazirlanmistim. ilkinden 6 aldim ikincisinden 7 aldim. su anda da yurtdisindayim. yurtdisinda ilk baslarda konusamiyordum dusun yani, filmlerden duydugumuz o clear ingilizce yok sokaklarda. once o soku bi yasiyoruz. listening cok hizli gelisiyo yurtdisindayken, ama ben biraz turklerle cok takildigimdan konusmamda yer yer sikintilar var halen. ieltse girsem 7 alirim belki ama yurtdisinda is bulmak icin vs yeterli degil ve en onemli iletisim alani malum speaking. neyi cok yaparsan o en cok gelisiyo. benim readingim hayvan gibi iyidir, cunku cok okudum zamaninda ama speaking icin ayni seyi soyleyemeyecegim. su ana kadar derdimi anlatamadigim bir durum olmadi ama hizli degilim o kotu.
dizi-film vs de bi yere kadar yalniz unutma. ve grammar olarak da grammar in use serilerine bak. muthis seridir.
- baldur2 (24.04.15 14:38:07)
1