[]
felsefi fantezi bir soru; uykuya dalmadan hemen önce açılan zihin
iyi geceler gençlik.
arkadaşımla fark ettiğimiz bir şeyi sizle de paylaşmak istedim. tam uykuya dalmadan önce gün içinde yaptığınız şeylere bir anda mantıklı açıklamalar getirmeye başlıyor insan. böyle çözemediğiniz sorunlar, anlayamadığınız davranışlar o zaman diliminde mantıklı hale geliyor, çözüyorsunuz mantığını falan.
bu tek bana mı oluyor? yoksa aranızda benzer şeyler yaşayan var mı?
bir de bu durumu tıbbi - mantıksal olarak açıklamaya çalışanları da görmek isterim. :)
arkadaşımla fark ettiğimiz bir şeyi sizle de paylaşmak istedim. tam uykuya dalmadan önce gün içinde yaptığınız şeylere bir anda mantıklı açıklamalar getirmeye başlıyor insan. böyle çözemediğiniz sorunlar, anlayamadığınız davranışlar o zaman diliminde mantıklı hale geliyor, çözüyorsunuz mantığını falan.
bu tek bana mı oluyor? yoksa aranızda benzer şeyler yaşayan var mı?
bir de bu durumu tıbbi - mantıksal olarak açıklamaya çalışanları da görmek isterim. :)
bende de oluyor, özellikle son bir haftadır uğraştığım projeyi bırakıp yatağa geçince porjeyi kafamda çözmeye devam ediyorum ve iyi de çözüyorum haa... daha önce de en sevdiğim projemi uyuklarken tasarlamıştım. ben biraz uyusam mı şimdi acaba...
- loralynn (19.03.15 22:33:38)
beynin iki çalışma modu: focus ve diffuse.
ilkinde o an yapmakta olduğunuz işe odaklanıyor, ikincisinde ise bir şeye odaklanmadan beyninizi ''hadi şöyle bi' dolaş gel bakalım.'' diyip serbest bırakıyorsunuz. bu diffuse modu denen şey de, çağlar boyunca sanatçıların/yazarların yaratıcılıklarını ortaya dökmek için uyguladıkları bi' şey. hatta sanıyorum dali idi, çalışırken aklını çalıştırmak için eline metal bir şey alıp kafayı serbest moda alır, malum, gelen rahatlıkla birlikte uyuyakalınca da elindeki şey düşer ve düşme sesine uyanıp aklına gelen şeyleri uygulamaya dökermiş.
işte uyumadan önce de beynimiz bu moda giriyor ve bi' nevi yakından görüp anlamadığı şeye uzaktan bakınca tepede ampul yanıveriyor.
buna uyumadan önceki düşünmelerde çözülen olaylar, yapılan bir konuşmadan saatler sonra akla gelen ''lan niye şöyle şöyle demek aklıma gelmedi ki...'' aydınlanmaları, 'türk insanının aklı tuvalette çalışır.' klişesi gibi örnekleri ekleyebiliriz sanıyorum.
ilkinde o an yapmakta olduğunuz işe odaklanıyor, ikincisinde ise bir şeye odaklanmadan beyninizi ''hadi şöyle bi' dolaş gel bakalım.'' diyip serbest bırakıyorsunuz. bu diffuse modu denen şey de, çağlar boyunca sanatçıların/yazarların yaratıcılıklarını ortaya dökmek için uyguladıkları bi' şey. hatta sanıyorum dali idi, çalışırken aklını çalıştırmak için eline metal bir şey alıp kafayı serbest moda alır, malum, gelen rahatlıkla birlikte uyuyakalınca da elindeki şey düşer ve düşme sesine uyanıp aklına gelen şeyleri uygulamaya dökermiş.
işte uyumadan önce de beynimiz bu moda giriyor ve bi' nevi yakından görüp anlamadığı şeye uzaktan bakınca tepede ampul yanıveriyor.
buna uyumadan önceki düşünmelerde çözülen olaylar, yapılan bir konuşmadan saatler sonra akla gelen ''lan niye şöyle şöyle demek aklıma gelmedi ki...'' aydınlanmaları, 'türk insanının aklı tuvalette çalışır.' klişesi gibi örnekleri ekleyebiliriz sanıyorum.
- o my god they killed kenny (19.03.15 22:47:38)
Kaffayı dik tutmak için kullandığın kaslar beyin arterlerini sıkıştırıyor. Yataya geçtiğinde beynin kanlanıyor.
- kargn (19.03.15 22:50:59)
Çözemediğim sorunun çözümünü falan o esnada buluyorum ilginç
Tüm iyi fikirler o arada çıkıyo
Tüm iyi fikirler o arada çıkıyo
- isimmisimyok (19.03.15 22:54:51)
Edison ellerine madeni toplar alıp koltuğunda oturduğu yerde uyurmuş, tam uykuya daldığı an gevşeyen ellerinden toplar düşermiş, böylece uykuyla uyanıklık arasından zihnin en aktif olduğu yerden fikirler çeker ve buluşlar yaparmış. Fransız psikolog L. F. Alfred Maury tarafından 1848 yılında yunanca uyku (Hypnos) ve rehber (Agogeus) kelimeleri birleştirilerek hypnagogia terimi tam da bu durumun ifadesi olarak bulunmuştur.
- kalemdefter (19.03.15 23:20:43)
1